Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/285 E. 2021/90 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/285 Esas
KARAR NO : 2021/90

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından yapılan sitede 2014 yılı Nisan ayında yaşam başlamasına rağmen, inşa tarihinden bugüne kadar inşaatta birçok izolasyon sorunu bulunduğunu, davalı tarafça birçok tadilat yapılmasına rağmen sorunların özellikle yağmurlu havalarda çoğalarak devam ettiğini, yapılan tespitte inşaattaki ayıpların gizli ayıp olarak belirlendiğini, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanununun 8 ve devamı maddeleri gereğince mütahitin konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda teslim tarihinden itibaren 5 yıl sonraki ayıplardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, site içerisinde bulunan izolasyon sorunun ve bununla birlikte su basmasının neden olduğu gizli ve açık ayıplar karşılığı şimdilik 1.000,00TL’nin davalıdan alınarak müvekkili site yönetimine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle, davacı site yönetiminin aktif dava ehliyeti bulunmadığından, esasa girilmeden, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine, davacı ile müvekkil şirket arasında inşaat yapım sözleşmesi, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satım sözleşmesi vb. hiç bir sözleşme, hukuki ve ticari ilişki bulunmadığını davacı taleplerinin zamanaşımına uğraması sebebiyle davanın reddine, farklı değerlendirme yapılması halinde haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, davalı yanca inşaa edilen site yönetiminin ortak alanlardaki gizli ve açık ayıplar nedeniyle tazminat talebine ilişkindir. Site yönetiminin ortak alanlara ilişkin olarak kat maliklerini temsilen dava açması kabul edilmelidir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 6100 Sayılı HMK.nun 1. Maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenlendiği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirtilmiştir. 28/05/2014 tarihinde 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Anılan kanun her türlü tüketici işlemiyle tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Kanunun 3/1-d maddesinde hizmetin tanımı yapılmış olup, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu oluşturduğu açıklanmıştır. 3/1-k maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği tanımlanmıştır. Aynı kanunun 73.maddesinde Tüketici Mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş, buna göre tüketici işlemleriyle tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir. 6502 Sayılı Kanunun 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. ” düzenlemesiyle Tüketici Mahkemelerinin görev alanı genişletilmiştir.
Eldeki davada uyuşmazlık konusu tüketici işleminden kaynaklandığından görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 08.02.2018 tarih …… esas ……. karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 6502 sayılı yasa ile eser sözleşmesi ve yasa kapsamına alınmış olup, ticari ve mesleki amaçlar ile hareket etmeyen ve tüzel kişiliği bulunmayan site yönetimi olan davacının taraf olduğu sözleşme tüketici işlemidir. HMK.nun 114/1-c maddesinde görev dava şartı olduğundan 138.madde gereğince öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olduğundan göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İşbu karar; istinaf başvurusu üzerine İBAM ….. HD’nin ….. Esas ve …… Karar sayılı ilamıyla; “Dosya kapsamında davalının yüklenici olduğu anlaşılmakta ise de, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığı, varsa bunun inşaat yapım sözleşmesi veya kat karşılığı inşaat sözleşmesi olup olmadığı, davacının tüketici sıfatı bulunup bulunmadığı hususları gibi mahkemenin görevini etkileyebilecek bilgi ve belgelerin henüz dosyaya sunulmadığı, bu hususlarda taraflardan açıklama alınmadığı, cevap dilekçesi ve ikinci dilekçelerle açıklama fırsatı da verilmediği, sonuç olarak mahkemenin görevli olup olmadığını belirlemeye yarayacak bilgi ve belgeler henüz toplanmadan görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/04/2019 tarih ve …… esas, ……. karar sayılı kararı gereğince görevsizlik kararı verilebilmesi için dilekçelerin teatisi ve ön inceleme aşamalarının tamamlanma zorunluluğu bulunmasa da görev ilişkisinin netleştirileceği safhaya kadar yargılama yapılması gerekli ve zorunludur. Bu durumda, mahkemece henüz görevli mahkemenin tespit edilebilmesi için asgari soruşturma, inceleme ve yargılama yapılmaksızın tensiben görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle kaldırılarak mahkememizin bu esasına kaydedilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için, Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı ancak dosya kapsamına göre davalının yüklenici konumunda olduğu, uyuşmazlık konusunun tüketici işleminden kaynaklandığı, Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 08.02.2018 tarih…… esas ……. karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 6502 sayılı yasa ile eser sözleşmesi ve yasa kapsamına alınmış olup, ticari ve mesleki amaçlar ile hareket etmeyen ve tüzel kişiliği bulunmayan site yönetimi olan davacının taraf olduğu sözleşme tüketici işlemi olması nedeniyle davanın görev şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.