Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/272 E. 2022/671 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/272 Esas
KARAR NO : 2022/671

DAVA : İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :06/07/2022

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2020/273 ESAS SAYILI DOSYASI

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle;…davalı şirket ile müvekkili arasında sözleşmesel bir ilişki olduğunu, davalı şirketin pek çok ülkede, Türkiye’de ve WIPO nezdinde markaların tescil edilmesi için müvekkil şirkete başvurduğunu, bunun karşılığında gerekli hizmetlerin müvekkil şirket tarafından yerine getirildiğini ve davalı şirketin marka başvuruları yapılarak tescil ettirildiğini, davalı şirketin, müvekkil şirketten yapılmasını talep ettiği işlerden birinin de “…..”, “….. ” ve ….. “” markalarının tescili için müvekkili şirkete danıştığını, ve bu markaların tescili için müvekkil şirkete talimat verdiğini, işin yapılmasını istediğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan mailleşmeler neticesinde Suudi Arabistanda tescil ettirilecek markaların 16, 20, 35.sınıflarda tescil ettirilmesi üzerine anlaşmaya varıldığını, bu konuda fiyat teklifi hazırlanarak davalı şirkete gönderildiğini, fiyat teklifinde yurtdışındaki bu işlemin yapılması için ödenmesi gereken harç ve diğer masraflar ile müvekkil şirketin hizmet bedeline ilişkin kalemlerin yer aldığını müvekkili şirketin her zaman yaptığı gibi, davalı şirketin onay ve talimatını aldıktan sonra markanın Suudi Arabistan nezdinde tescil edilmesine ilişkin süreci geciktirmeksizin başlattığını, başvuru harçlarını ödediğini ve işlemin takibini yaptığını, başvuru işlemlerini tamamlayıp yurtdışı harç ve hizmet bedellerini yurt dışındaki bu işleri yapmaya yetkili ….. şirketine ödedikten sonra bu kısma ilişkin faturasını keserek davalı şirkete gönderdiğini ve davalı şirketin başvuruya ilişkin kısmı ödediğini, davalı şirketin sonrasında, tescil ettirdiği bu markaların kullanım hakkını yurtdışındaki ortaklarına vermek amacıyla müvekkil şirket vasıtasıyla lisans sözleşmesi de yaptığını ve kullanmaya başladığını, ancak davalı şirketin talimatı doğrultusunda marka başvurusu yapılmasına, başvuru ücretlerinin, ilan ücretlerinin ve tescil ücretlerinin yine davalı şirketin talimatlarıyla müvekkil şirket tarafından ödenmesine rağmen müvekkili şirketin başvuru işlemleri dışındaki ödemelerin hiçbirini alamadığını, davalı şirket adına yapılmış harcamaların ve hizmet bedelinin tahsil edilmediğini, müvekkili şirkette çalışan …… isimli personelin kanun aykırı davranışlarının tespit edildiğini, geriye dönük yapılan incelemede binlerce mail ve dosyanın ……’in bilgisayarından bu kişi tarafından silindiğini, ……’in müvekkil şirket aleyhine işlemler yaptığı firmalardan birinin de ….. Şirketi olduğunu, …. şirketi yefkilisi ……. ile …….’in yaptığı yazışmalar ile muhasebe kayıtlarının karşılıklı incelenmesinden davalı için yapılan işlemlerin ve bu işlemler ile ilgili müvekkil şirketçe ödenen harçların ücretlerin ve hizmet bedellerinin müvekkil şirkete ödenmemiş olduğunun tespit edildiğini, müvekkili tarafından, davalı şirketin talimat ve onaylarıyla …… şirketine tescil harcı ve hizmet bedeli olarak 5.190,00-USD ödendiğini, bu ücretin yanı sıra müvekkilin alacaklı olduğu hizmet bedelini içeren faturanın davalıya gönderildiği halde davalı/borçlu tarafından faturanın kabul edilmediğini, iade edildiğini, müvekkilin davalıdan 9.331,92-USD alacaklı olduğunu, davalı borçlunun Bakırköy ……. İcra Müd’nün ……. esas dosyası ile başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle; davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın avans faizi ile tahsiline, davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” ..,müvekkili davalı firmanın ….. ve ….. markalarının tesciline ilişkin tevdi edilen iş ile ilgili 23/02/2015 tarihli mailde konu olarak “…….” yazıldığını, mail içeriğinde de ““…… marka …… ” ibaresinin iki yerde kullanıldığını yani davalı tarafın yaptırmak istediği işi gayet açık ve net biçimde beyan ettiğini, 28/09/2015 tarihli mailde de açıkça “…… talebi” belirtildiğini, davacı tarafça gönderilen teklif formunda, yurtdışı vekil hizmeti, başvuru harcı, başlanan patent başvuru hizmet bedelinin ayrı ayrı gösterildiğini, bunun haricinde taraflar arasında herhangi bir sözleşme veya kayıt bulunmadığını, davalının, davacı tarafından kendisine kesilen 6 adet faturayı ödediğini ve davacıya herhangi bir borcu olmadığını, davacının dilekçesinde başvuru işlemi, ilan işlemi ve tescil işlemi – birbirinden ayrılmaz işlemlerdi. beyanında bulunmasına rağmen, müvekkili tarafından ayrılamayan bu işlemlerle ilgili ödemeler yapıldığı halde anlaşılmaz bir biçimde ayrılamayan işlemler hakkında keyfi olarak masraf ve ücret talebinde bulunduğunu, oysa müvekkili davalıya marka teslimi yapıldıktan yaklaşık 2 sene sonrasına kadar herhangi bir talepte bulunmadığını, davacı tarafından, 19/10/2015 tarihinde gönderilen mailde açıkça “29/06/2015 ve 03/07/2015 tarihli ödemeleriniz alınmıştır” beyanının görüldüğünü, bu beyanın dışında herhangi bir ücret veya masraf talebinde bulunulmadığını, esasen davaya konu iddiayla ilgili, davacının hiçbir yazışmasında davalıdan bir bedel belirterek veya nevi ve miktar belirterek masraf ile ücrete ilişkin talep ve bilgilendirmede bulunmadığını, davalının kendi adına marka tescili talep ettiğini, bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığını, ne var ki marka tescilini 3.bir şahıs adına yaptırdığını, dilekçe ekindeki konsolosluk tasdikli evraktan ve davacının maillerinde açıkça görüleceği üzere bu durum kendilerince de ikrar edilen bu durumdan davacı dilekçesinde söz edilmediğini, oysa problemin kaynağının bu olduğunu, davacının kendi yaptığı hatadan kaynaklanan masrafları müvekkiline yıkmaya çalıştığını, ….. . şirketinin Başalan’a “….. “(devir sözleşmesi) içerikli fatura kestiğini, bu faturanın yanlış kişi adına tescil edilen markanın davalıya devri için ödenen bedel olduğunu, davacı şirketin; bünyelerinde çalışan ……’in usulsüz iş ve eylemlerinin tespitinde geriye yönelik yaptıkları şirket içi araştırma sonucunda müvekkilin ödemesi gereken harç ve masrafları ödemediğini tespit ettiklerini iddia ettiğini, ……’in itiraf mektubunda müvekkili şirketin adı dahi geçmediğini, davacı şirket ile iş yapılan dönemde davacı tarafından kim görevlendirildiyse onunla muhatap olunduğunu, müvekkilinin davacının iç işleyişini ve ……’in usulsüzlüklerini bilmesinin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için dava dayanağı fatura alacağı kabul edilse dahi icra takibinde hesaplanan faiz miktarının fahiş ve hatalı olduğunu, davacının kötü niyet tazminatının da kabulünün mümkün olmadığını, zira taraflar arasında anlaşılmış, kabul edilmiş ve bunun üzerine düzenlenmiş bir faturanın mevcut olmadığını, içeriği itibariyle – tartışmalı olan faturaya dayalı takip nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle; haksız davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Suudi Arabistan’daki marka tescili başvuru işlemlerinin yapılması için sözleşme akdedildiğini, marka ilan ve tescil işlemlerinin ayrı işler olduğundan ayrıca ücretlendirmeye ve masraflara tabi olduğunu, davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini, eksik ödeme yaptığını, bunun yanında …… isimli çalışanlarının davalı ile beraber hareket ederek müvekkiline karşı haksız fiilde bulunduğunu, müvekkili şirketin marka tescil hizmetine ilişkin her tür masrafı yapmış, buna ilişkin hizmet faturasının usulüne uygun bir şekilde düzenlenerek davalı-borçlu şirkete tebliğ edilmiş ise de ödemeyi yapmadıklarını, ödemenin tahsili amacıyla Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibine vaki davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekili 15/06/2020 tarihli dilekçesinde Mahkememizin …. Esas sayılı dosyası ile iş bu dosyanın konusu ve tarafları irtibatlı olduğunu belirterek dosyanın birleştirilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın marka başvuru ve tesciline yönelik anlaşma nedeniyle davacı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa davalıdan tahsilinin gerekip gerekmeyeceği, sorumluluğun kime ait olduğu ve miktarı ile faize ilişkin hususlar noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine asıl dosya yönünden, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine birleşen dosya yönünden, alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmış olup alınan 1. kök rapor ve ek raporda; davacı tarafından verildiği iddia edilen hizmetin davalı adına yapılan işlemler olduğunun ispatlanması gerektiği belirtilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları ve ıslah dilekçesinde sunduğu delillerin de değerlendirilmesi için yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Alınan 2. Raporda da davacının fatura içeriği hizmetleri verdiğini, yurt dışı patent ofisine yapılan ödemelerin davalı adına sadece rutin marka tescil ücreti olduğunu ve kendi kusurundan kaynaklanmadığını ispatlaması gerektiği belirtilmiştir.
Alınan bilirkişi raporlarının birbirini destekler nitelikte olduğu ve bilirkişi raporlarında davacının iddiasının ispatlanamadığı belirtilmiştir.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyamıza sunulan evraklardan, davacının davalı adına düzenlediği ilgili faturaları ticari defterlerine aldığını, davacının dosyamıza sunduğu evraklardan 06.11.2018 tarih …… seri nolu 6.884,12 USD (37.497,80TL) tutarlı, 06.11.2018 tarih …… seri nolu 8.401,60 USD (45.761,51TL) tutarlı, 06.11.2018 tarih …… seri nolu 8.401,60 USD (45.761,51TL) tutarlı faturaları davalıya 07.11.2018 tarihinde …… kargo ile gönderdiği ve ilgili faturaların davalıya 08.11.2018 tarihinde teslim edildiği, davalının, davacı tarafından adına düzenlenen; 06.11.2018 tarih …… seri nolu 6.884,12 USD (37.497,80 TL) tutarlı, 06.11.2018 tarih …… seri nolu 8.401,60 USD (45.761,51 TL) tutarlı, 06.11.2018 tarih …… seri nolu 8.401,60 USD (45.761,51 TL) tutarlı faturalara 16.11.2018 tarihinde TC Silivri ….. Noterliğii …. yev. nolu ihtarname ile itiraz edip iade ettiği , davalı tarafın itiraz ve iadesinin yasal sürede yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından da bu ihtarnameye karşılık 07.12.2018 tarihli ihtarname ile itiraz edilmiştir. Davacı taraf “Sayın Muhatap tarafından geri gönderilen faturalar yasal 8 günlük süre geçtikten sonra itiraz edildiğinden TTK m.212 uyarınca fatura içeriği kabul edilmiş sayılmaktadır. Bu nedenle Sayın Muhatap tarafından söz konusu faturalara yapılan itirazın hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca faturalarda belirtilen hizmetler talep gibi yapılmış ve ilan harç ve ücretlerinin ödemeleri de yurtdışındaki vekile ilgili kurum ve kuruluşlara eksiksiz ödenmiştir” diyerek itiraz etmiştir.
Davacı ve davalı ticari defter kayıtları arasındaki 2018 yılı fark faturalarından dosyamıza 06.11.2018 tarih …… seri nolu 8.401,60 USD (45.761,51TL) tutarlı, 06.11.2018 tarih …… seri nolu 8.401,60 USD (45.761,51TL) tutarlı faturaların konu edildiği görülmüştür. Davacı tarafından ….. markaları için davalı tarafa 08/07/2015 tarihli faturaları kestiği ve bedellerini tahsil ettiği görülmüştür.
Tarafların arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, ….. Ofis markaları bedeli için davalıya gönderilen teklif mektubunda her bir marka ve sınıf başvurusu için Başvuru Harç ve Yurt Dışı Vekil ücreti olarak 850 Usd + Her bir marka ve sınıf başvurusu için Başalan Patent Başvuru Hizmet Bedeli olarak 350 Usd Toplam olarak 7200 Usd Teklif gönderdiği davacının sunduğu evraklardan görülmüş olup bu teklif formunda tarafların imzasının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacının davalıdan herhangi bir ödeme almadan sırf davalının işleri yürüsün diye yurt dışı patent ofisine ödeme yapmasının ardından bu bedeli tahsilini davalıdan talep ettiğine dair yeterli delil ibraz edilmediği tespit edilmiştir.
Davacı tarafından “verilen hizmet bedeli” açıklaması ile davalıya hitaben düzenlenen takip ve dava konusu faturaların, davalının davaya cevap/beyan dilekçelerinde yer verilen “…Davacının kendi yaptığı hatadan kaynaklanan masrafları müvekkiline yıkmaya çalıştığını, …… şirketinin Başalan’a “…..”(devir sözleşmesi) içerikli fatura kestiğini, bu faturanın yanlış kişi adına tescil edilen markanın davalıya devri için ödenen bedel olduğunu,…” belirterek davalı tarafından itiraz edildiği görülmüştür. Bu anlamda davacı tarafından verildiği iddia edilen hizmetin verilip verilmediğine, yanlış başvuru devir bedelinin davalıya yansıtılıp yansıtılmadığına ilişkin hususların davacı tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Dava konusu ……. ve ……. faturaya konu anlaşmanın imzalı bir sözleşme ile yapılmadığı mail üzerinden maktu bir form ile yapıldığı , ….. Ofis markaları bedeli için davalıya gönderilen teklif mektubunda her bir marka ve sınıf başvurusu için “Başvuru Harç ve Yurt Dışı Vekil ücreti olarak 850 Usd + Her bir marka ve sınıf başvurusu için …… Patent Başvuru Hizmet Bedeli olarak 350 Usd” Toplam olarak 7200 Usd Teklif gönderildiği, formun altında her ne kadar maktu olarak “Yukarıda belirtilen tutarlara… ilan ve tescil ücretleri ve belge gönderme gibi vs tüm masraf ve ücretleri dahil değildir.” şeklinde bir ibare varsa da formun maktu olduğu , sonrasında davacı tarafından …… Ofis markaları için davalı tarafa “…. ” Marka Başvuru konulu 08/07/2015 tarih ….. nolu 1.377,00$ x 5 adet fatura ile=6.885$ ve 08/07/2015 tarih ve …. nolu fatura ile 2.094,00$ olmak üzere toplam 8.979,00$ fatura düzenlendiği, davalı tarafından bu faturaların ödendiğinin tarafların karşılıklı kayıtlarından tespit edildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf, “işbu davanın konusu marka başvuru ücreti değil, tescil ve ilan ücretleri ve tescil ve ilan işlemlerine ilişkin hizmet bedelleridir” şeklinde itirazda bulunmuş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin kapsamı dikkate alındığında, sözleşme ilişkisi kapsamında borç alacak ilişkisi olduğu, bu borç alacak ilişkisinin temel dayanağının da davacı tarafından iddia edilen hizmetin hatalı ve eksik şekilde verildiği, ayrıca hizmetin verilmeyen kısımları ile ilgili de faturalandırma yapıldığı, düzenlenen faturanın da VUK’da belirtilen 7 günlük süre içerisinde değil, davacı tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen hizmetten yaklaşık 2 yıl sonra faturasının düzenlendiği, VUK’un ilgili maddesinin de; “mal teslimi ve hizmetin ifasından itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmeyen faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağı” şeklinde olduğu anlaşılmaktadır.Davacı taraf davalı adına yapılan marka tescillerinin davalının talebi ve yönlendirmesi üzerine 3.bir şahıs adına tescil edildiğini beyan etmiş ise de, davacı tarafından davalıya gönderilen 17/05/2016 tarihli mail, 10/08/2016 mail ve 19/08/2016 tarihli mailler dikkate alındığında 3.bir şahıs adına yapılan tescilin davacıdan kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflarca dosyaya sunulan maillerde de açıkça görüldüğü üzere, marka tescili ile ilgili bir gecikme yaşandığı, gecikmenin sebebinin yanlış kişi adına tescil yapılması olduğu, yanlış yapılan tescilin 02/08/2016 tarihli devir sözleşmesi ile giderildiği tespit edilmiştir. Ayrıca, söz konusu teklif formunda da “Yukarıda belirtilen tutarlara… ilan ve tescil ücretleri ve belge gönderme gibi vs tüm masraf ve ücretleri dahil değildir.”ibaresi yer almakla birlikte davacı tarafından verildiği iddia edilen hizmetin verilip verilmediğine, yanlış başvuru devir bedelinin davalıya yansıtılıp yansıtılmadığına, hizmet bedeline ve yapılan işlemlerin davalı adına yapılan işlemler olduğuna ilişkin hususların ispatlanması gerekmektedir.
Somut olayda davaya konu faturaların tebliği yönünden yapılan değerlendirmede; Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı ilamı)
Somut olayda, faturaların davalıya tebliğ edildiği ancak ihtarname ile faturalara itiraz edildiği ve iade edildiği, bu durumda fatura içeriği hizmetin verildiğine ilişkin ispat yükü davacıda olup davacının alacağını talep edebilmesi için öncelikle teslim-hizmetin verildiği olgusunu yazılı ve kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, davacının davasını ispatlayamadığı, 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddesi ve 4721 Sayılı TMK’nın 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükellef olup basiretli tacir olan davacının fatura içeriği hizmetleri verdiğini, yurt dışı patent ofisine yapılan ödemelerin davalı adına sadece rutin marka tescil ücreti olduğunu ve kendi kusurundan kaynaklanmadığını ispatlaması gerektiğinden ispatlanamayan asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 857,22TL harcın ve 489,73TL ıslah harcı toplamı olan 1.346,95TL harcın mahsubu ile bakiye 1.266,25TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.325,40TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden;
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.325,40TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 857,22TL harcın mahsubu ile bakiye 776,52TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekillerinin ile davalı vekilinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır