Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2021/802 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/256 Esas
KARAR NO : 2021/802

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;10.09.2017 günü saat 00.20 sıralarında davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigortalı ……… plaka sayılı aracın sürücüsü …….. yönetimindeki araç ile E-5 Güney Transit yolunutakiben seyri sırasında, Şirinevler Fidanlık mevkiinde, yolun sağ kenarında park halinde bulunan davalı ………. Sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli ……… plaka sayılı aracın arkasında duran ………… plaka sayılı araca çarpmasından sonra sola yönelerek sol şeritte seyreden ……… plaka sayılı araca çarpmış, olay sonucu davacı aracında hasar meydana geldiğini, Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …….. E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibine ilişkin olarak, davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamı ile, takip konusu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;İşbu dava ile müvekkil şirket nezdinde ……… numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigorta teminatı altına alınmış bulunan aracın, kazaya karıştığı araç için ödenen tazminatın rücuen tazmininin talep edildiğini, davacının talepleri haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle rücuan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ihtiyati mali sorumluluk sigorta örtüsü alınan ……… plakalı araç ile davalının ZMSS sigortacısı olduğu ………. plakalı aracın 09/10/2017 tarihli karıştığı kazada tarafların kusur oranı, sigortalı araçta meydana gelen hasar, yapılan kısmi ödemenin güncel değeri dikkate alındığında toplam ödemenin yeterli olup olmadığı ve davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde;
Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinde sürücülerin ;
a) “kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak”,
b) “hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak”,
c) “diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak”, zorunda oldukları belirtilmiştir.
Davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigortalı aracın sürücüsü …….. olay yerinde seyri sırasında süratli seyrederek hızını yol şartların ve trafik durumuna göre ayarlamadığından, olay yerinde durmakta olan araçları ve yayaları görmesine rağmen zamanında etkin fren tedbiri ile hızını azaltmadığından, böylece önünde seyrederken yavaşlamak zorunda kalan araca arkadan çarptığından kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu görülmüştür.
ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda da;
A-Davalı Şirkete sigortalı ………. plakalı araç sürücüsü, sebebi bilinmemekle birlikte, emniyet şeridi ve banket olmayan yerde sağ şerit üzerinde duraklarken dörtlü ikazlarını yaktığı, olayda etken bir trafik kural ihlali de olmadığından atfı kabil kusuru yoktur.
B-Davacı Şirkete sigortalı araç sürücüsü …….. sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, önünde giden araçları güvenli mesafeden takip etmesi ve bu takip mesafesini koruması gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş, hız ve yakın takip sonucu zincirleme kazaya sebebiyet vermiş olup asli ve tam kusurludur.
-Dava dışı sürücüler ………. ve …….. sevk ve idarelerindeki otomobillerle seyirleri sırasında karıştıkları zincirleme kazada etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali görülmediğinden atfı kabil kusurları yoktur. Buna göre; davalı şirkete sigortalı ………. plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacı şirkete sigortalı araç sürücüsü …….. ‘ nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Buna göre ZMSS’nin motorlu araçların işletilme tehlikesine karşın zarar gören üçüncü şahısların korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenlemeyle öngörülen sorumluluğun tehlike sorumluluğu olduğu, öğretide ve yargı içtihatlarıyla sabittir.
Somut olayda; davalı sigortalısının kusurunun bulunmadığı tespit edilmiş olup maddi tazminattan sorumlu olmadığı, sigorta şirketinin de sigortalısının kusuru oranında sorumlu olabileceği, dosya kapsamı itibariyle sigortalısının kusurlu olmadığı anlaşılmakla sigorta şirketinin de maddi tazminattan sorumlu tutulamayacağı tespit edilmiştir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı tarafın kötüniyetli hareket ettiği ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 188,47TL harcın mahsubu ile bakiye 129,17TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……….
¸e-imzalıdır