Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/231 E. 2022/9 K. 04.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/231 Esas
KARAR NO : 2022/9

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 04/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;“Müvekkil şirket ile davalı arasında imzalanan 04.08.2019 tarihli satış sözleşmesi gereği müvekkilim şirket, …… bünyesindeki konaklama hizmetlerinin karşılığı olarak 26.11.2019 tarihli …… nolu 52.414,00 TL’lik faturayı düzenleyerek davalı tarafa faturayı teslim etmiştir. Faturanın davalı şirkete teslim tarihi 30.11.2019 tarihi olup, 8 günlük yasal itiraz süresi içerisinde faturaya ilişkin bir itiraz yapılmamıştır. Davadan önce bir kısım ödeme yapılmış olup, şu anda faturadan kalan alacak miktarı: 38.064,00 TL’dir. 27.01.2020 tarihinde müvekkilin haklı alacağını almak için icra takibi başlatmamız üzerine ise ,….. Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. kötü niyetli bir şekilde borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiştir. Arabulucu toplantısında anlaşma sağlanamadığından bu davayı açma zorunluluğu doğmuştur. Davalı aleyhine, müvekkil şirket tarafından, ödenmeyen fatura alacağına ilişkin olarak Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü ……. E. Sayılı dosya ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatılmış olup, borçluya gönderilen ödeme emrine borçlu davalı vekili tarafından itiraz edilerek takip durmuştur. Haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak yapılan itirazın iptali gerekmektedir. Ticari davalarda, dava şartı olan Arabulucu toplantısı, 11.03.2020 tarihinde yapılmış; toplantıya katılan davalı vekili tarafından şu anda ödeme güçlüğü çektiği belirtilmesine rağmen anlaşma konusunda da uzlaşma sağlanamamıştır.” içeriğindeki iddia ve taleplerini Sayın Mahkemeye arz etmiştir.Arabulucu toplantısında anlaşma sağlanamadığından bu davayı açma zorunluluğu doğmuştur. Davalı aleyhine, müvekkil şirket tarafından, ödenmeyen fatura alacağına ilişkin olarak Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü ……. E. Sayılı dosya ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatılmış olup, borçluya gönderilen ödeme emrineborçlu davalı vekili tarafından itiraz edilerek takip durmuştur. Haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli olarak yapılan itirazın iptali gerekmektedir.” şeklinde beyanda bulunarak itirazın iptali ile %20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;“Karşı taraf, dava dilekçesinin açıklamalar kısmının ikinci paragrafında müvekkilin zorunlu arabuluculuk görüşmelerinde ödeme güçlüğü çektiğini beyan ettiğini belirtmiştir bu beyanı kabul etmemekteyiz. Bununla beraber söz konusu beyan HUAK m. 5 hükmüne aykırıdır. Söz konusu hükme göre arabuluculuk görüşmeleri sonucu dava açılmasından sonra tarafların arabuluculuk görüşmelerindeki beyanları delil olarak kullanılamaz, delil olarak sunulsa dahi davada hükme esas alınamaz. Bu sebeple işbu beyanların sayın mahkemenizce hükme esas alınmaması gerekmektedir. Müvekkil şirket ……. mersis numarası ile İstanbul Ticaret Odasına kayıtlıdır. Davaya konu hizmet şirket tarafından alınmıştır. Karşı taraf her ne kadar ödenmeyen borç olduğunu iddia etse de, müvekkil şirket karşı tarafa aralarında doğmuş borç ilişkilerine binaen oluşan tüm ödemeleri gerçekleştirmiştir. Müvekkilin karşı taraftan talep ettiği hizmet ile karşı tarafın müvekkile sunduğu hizmet arasında oldukça büyük farklar bulunmaktadır. Müvekkil hizmet alımı süresince ayıp içermeyen hizmetin bedelini karşı tarafa ödemiş olup, aldığı hizmetin büyük bir kısmı ayıplıdır. Davacı tarafın ayıplı hizmet verdiği dönemdeki tahsis edilen odada ve odanın koridorlarında havalandırma çalışmamaktadır. Bu nedenle müvekkil konakladığı süre içerisinde oldukça rahatsız bir şekilde konaklamak zorunda kalmıştır. Bu olumsuzluklara rağmen müvekkil sözleşmeden dönebilecekken daha önce ayarladığı ulaşım, iş, ve sosyal programlarının değişimine sebep olacak şekilde otel değişikliği yapmamış, aldığı hizmete karşılık olan miktarı iyi niyete dayanarak karşı tarafa ödemiştir. Bu ödeme sadece aldığı tam hizmet karşılığıyla sınırlı olup, davacı ayıplı hizmetine rağmen kötü niyetli davranarak icra takibi başlatmıştır.” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın konaklama hizmeti satış sözleşmesi karşılığı olarak düzenlenen faturalar nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 52.414,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının cari hesap alacağının bulunduğu, alacak miktarının 38.359,00 TL asıl alacak olduğu belirtilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda davalının kendisine verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde ayıplı hizmet olduğunu iddia etmiştir. Ancak ayıp ihbarı ve ayıba ilişkin somut bir delil dosya kapsamında bulunmamaktadır. Davalı yanca dava konusu faturaya 8 günlük yasal sürede itiraz edildiğini ispat eden evrak (KEP, noter, iade faturası vb.) dava dosyasında görülmemiştir. Dolayısı ile davalının ihtilafa konu faturaya yasal yollarla itiraz ettiği de tespit edilememiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taleple bağlı kalınarak asıl alacağın 38.064,00-TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 38.064,00-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 7.612,80TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.600,15TL ilam harcından peşin alınan 650,04TL harcın mahsubu ile bakiye 1.950,11TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 114,50TL posta masrafı, 650,04TL peşin harç, ücreti olmak üzere toplam 1.618,94TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.709,60TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır