Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/184 E. 2021/209 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/184 Esas
KARAR NO : 2021/209

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 18/03/2021
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 27/02/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %10 oranında hissedarı olduğunu, davalı şirkete ait 27/11/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 2-3-4-5-6 nolu kararların kanuna, şirket ana sözleşmesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, özellikle 5 nolu karar ile şirkete ait tek taşınmazın daha önce yönetim kurulu tarafından satılmasına onay verildiğini, yönetim kurulu tarafından yetkisi olmadığı halde taşınmazın satılmasına sonradan onay verilmesinin yasanın emredici hükümlerine aykırı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle iptali istenen kararların yürütülmesinin durdurulmasını ve yargılama sonunda da ayrı ayrı iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; öncelikle şirkete ait taşınmazın satışına onay verilmesine ilişkin 5 nolu kararla ilgili iddiaların doğru olmadığını, şirketin borçlarının ödenebilmesi için taşınmazın satıldığını, taşınmaz üzerinde ipotek ve hacizler bulunduğunu, şirket aleyhine yapılan icra takibi sonucunda taşınmazın satışının gündeme geldiğini, taşınmazın icra kanalıyla satılması durumunda çok daha düşük bedelle satılmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu bağlamda taşınmazın rayiç değerinin üzerinde 11.000.000-TL’ye satıldığını, taşınmazı satın alan 3.kişiler satış bedeli üzerinden davalı şirketin alacaklılarına direkt ödeme yaptığını, bu şekilde taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırıldığını, dolayısıyla 5 nolu karar yönünden iptali gerektirir herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, iptali istenen 2-3-4 ve 6 nolu kararlara ilişkin hangi nedenle iptal istendiğinin belirtilmediğini, kaldı ki; söz konusu kararlar yönünden de iptali gerektirir herhangi bir aykırılığın söz konusu olmaması nedeniyle davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde şirket merkezinin mahkememiz yargı sınırları içinde bulunduğu, bu bağlamda davaya bakma görev ve yetkisinin mahkememize ait olduğu, davanın kanunun ön gördüğü 3 aylık yasal süre içinde açıldığı, iptali istenen kararlar yönünden davacı tarafın usulüne uygun muhalefet şerhinin bulunduğu, bu bağlamda davacı tarafın isteminin esas yönünden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti ……. ve arkadaşlarına tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 24/12/2020 tarihli raporda dava konusu yapılan 2-3-4 ve 6 nolu kararlar yönünden iptali gerektirir herhangi bir neden bulunmadığını, 5 nolu karar yönünden taşınmazın 11.000.000-TL’ye satılmasından sonra şirketin kısa vadeli ödenen borçları kadar şirketin nakit bakiyeye sahip olduğunu, bu bağlamda taşınmazın satışına ilişkin onay kararının değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Dava konusu yapılan 27/11/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların ayrı ayrı değerlendirilmesinde;
2 nolu karar yönünden yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullanmamak suretiyle yönetim kurulu üyelerinin 1.185.000 adet olumsuz oya karşılık 9.460.500 adet olumlu oy ile ve oy çokluğuyla ibra edildiği, şirketin toplam sermaye payı 11.850.000 adet olduğu dikkate alındığında yapılan oylamanın ve alınan kararın usulüne uygun olarak alındığı ve iptalini gerektirir herhangi bir nedenin bulunmadığı;
3 nolu karar yönünden; şirketin mali yapısı yönünden 2016 ve 2018 yılında elde edilmiş kar bulunmadığından ve bu bağlamda dağıtılacak kar söz konusu olmadığından ve kar payı dağıtılmasının yetkisinin de genel kurula ait olduğu dikkate alındığında yapılan oylama sonucunda alınan kararın iptalini gerektirir herhangi bir hususun bulunmadığı;
4 nolu karar yönünden; yönetim kurulu üyeliklerine oy çokluğuyla ……. ile …’ın seçildiği, söz konusu yöneticilerin seçilmesine engel bir durumun bulunmadığı ve seçilmeye yönelik alınan kararda gerekli olan nisabın sağlandığı ve bu nedenle iptalini gerektirir herhangi bir nedenin bulunmadığı;
5 nolu karar yönünden; şirketin borçlarından dolayı şirkete ait fabrika binasının bulunduğu ……. ada ……. nolu parselin daha önce yönetim kurulu üyeleri tarafından 15/09/2017 tarihinde dava dışı 3.kişilere satıldığı, şirketin tek taşınmazı olan fabrikanın satılmasında karar alma yetkisinin genel kurula ait olduğu, ancak genel kurul kararı olmadan taşınmazın yönetim kurulu tarafından satılmasından sonra dava konusu yapılan 5 nolu karar ile genel kurulun satışa icazet verdiği, dava konusu yapılan 5 nolu karar yönünden genel kurulun taşınmazın satışına yetkili olduğu durumda daha önce yapılan satışa icazet vermesinin de mümkün olduğu (Yargıtay 11.HD 2012/6771 esas 2013/6820 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), ayrıca satışı yapılan taşınmazın üzerinde bulunan ipotek ve hacizler dikkate alındığında davalı şirketin ciddi miktarda borcu bulunduğu, icra takibi sonucunda taşınmazın satış aşamasına gelindiği, taşınmazın icra kanalıyla satılması durumunda çok daha düşük bedelle satılması ihtimalinin bulunduğu, taşınmazın belirlenen rayiç değerinin üzerinde 11.000.000-TL’ye satılmasının şirketin menfaatine olduğu, taşınmazın muvazaalı olarak 3.kişilere satıldığı yönündeki iddianın Çorlu …… AHM …… esas sayılı dosyasında değerlendirilebileceği, ayrıca yönetim kurulu üyelerinin taşınmazın satılmasında şirket aleyhine herhangi bir eylem ve işlemlerinin bulunması halinde davacı tarafın TTK 555.md gereğince yönetim kurulu üyeleri aleyhine tazminat davası açmak hak ve yetkisinin bulunduğu hususları hep birlikte değerlendirildiğinde 5 nolu kararın iptal edilmesini gerektirir herhangi bir hususun söz konusu olmadığı, satışa izin veren kararın Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 22/12 md gereğince ön görülen %75 oy nisabında daha yüksek oranda %79 oy oranıyla alındığı, sonuç itibariyle iptali istenen 5 nolu kararın mevzuata, şirket ana sözleşmesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olmadığından iptal edilmesi yönündeki istemin dayanağının bulunmadığı;
6 nolu karar yönünden; TTK 395 ve 396.maddeleri gereğince işlem yapılmak üzere yönetim kurulu üyelerine izin verilmesi hususunda alınan kararda gerekli olan oy nisabının sağlandığı, verilen izinle ilgili yapılacak işlemler yönünden ayrıca iptali gerektirir bir durumun bulunması halinde davacı tarafın haklarını kullanabileceği, sonuç itibariyle söz konusu kararın iptalini gerektirir herhangi bir aykırılığın söz konusu olmadığı; mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan 27/11/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan ve dava konusu yapılan 2-3-4-5-6 nolu kararların kanuna, şirket ana sözleşmesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı, özellikle daha önce yönetim kurulu tarafından satılan şirket taşınmazının muvazaalı olarak satıldığı hususunun Çorlu …… AHM …… esas sayılı dosyasında tartışılacağı, bu nedenlerle davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30-TL ilam harcından peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.