Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/154 E. 2022/77 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/154
KARAR NO : 2022/77

DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
Karar yazım tarihi : 04/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından 19.02.2020 tarihli harç makbuzu gereğince açılan dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı kooperatif yönetim kurulunun 21.10.2019 tarih …… sayılı aldığı karar ile üyelikten haksız olarak çıkarıldığını, alınan bu çıkarma kararının tarafına 25.11.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ortaklıktan çıkarma kararının gerekçesinde “ortaklık için yazılı bir başvurunun olmaması, ortaklık senedinin düzenlenmemesi ve davacı adına yapılan bir ödemenin de bulunmamasına” dayandırıldığını ancak ana sözleşmede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamayacağını, bu nedenle alınan ihraç kararının kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu, yönetim kurulunun yasaya aykırı aldığı bu kararla davacının 24.12.2019 tarihinde yapılan 2018 hesap yılı genel kuruluna çağrılmadığını, ortaklık pay defterinde üyeliğin 30.09.2007 tarihli olduğu ve 2006 yılından bu yana yapılan genel kurul hazirun cetvellerinde kooperatif ortağı olarak yer aldığını, tarafına yapılan ödeme ihtarının da bulunmadığını , kooperatifin resmi defter ve belgelerinin incelenmesi halinde her bir üyenin ne kadar bir ödeme yaptığının bu kayıtlarda yer almadığının görüleceğini, 28.02.2018 tarihinde yapılan genel kurulda genel kurula kendi adına vekaleten katılan eşinin aidatlar için banka hesabının açılmasına yönelik sunduğu teklifinin genel kurulca kabul edilmediğini, 06.09.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurulda kooperatif hissesinin hukuka aykırı olarak elinden haksız yere alınmak istenmesi üzerine bu genel kurul kararının iptali için Bakırköy ……. ATM …… E sayılı dosyası ile genel kurul kararının iptali davası açtığını, bu mahkeme kararında ve bilirkişi raporlarında davacının davalı kooperatife üye olduğu ve üyelikten kaynaklanan hakkının zarar gördüğünün tespit edilmiş olduğunu, bu nedenlerle davalı kooperatif yönetim kurulunun 21.10.2019 tarih ve …… sayılı üyelikten çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……. Konut Yapı Kooperatifi vekilinin bila havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca her ne kadar yönetim kurulunun 21.10.2019 tarih …… sayılı üyelikten çıkarma kararına karşı dava açılmış ise de davalı kooperatif tarafından yapılan işlemin üyelikten çıkarma işlemi olmadığını, yapılan işlemin davacının başlangıçtan beri davalı kooperatifin üyesi olmadığına dair alınan yönetim kurulu tespit kararı olduğu, bu nedenle asıl uyuşmazlık noktasının davacının davalı kooperatifin üyesi olup olmadığı noktasında toplandığını , Ticaret mahkemesinde dava açılabilmesi davacının kooperatif ortağı olması ve ortaklık sıfatının tespit edilmesi gerektiğini bu nedenle huzurdaki dava da Ticaret mahkemelerinin değil Asliye Hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, kooperatif ortaklığından bahsedilebilmesi için öncelikle yazılı olarak yönetim kuruluna başvurulması, başvuruya karşılık yönetim kurulunca üyelik şartları yönünden inceleme yapılarak ana sözleşmeye uygun olması halinde üyeliğin kabulü yönünde yönetim kurulunca karar verilmesi gerekeceği, bu bağlamda ortaklığa kabul edilen kişiye ortaklık senedinin düzenlenerek verilmesi gerektiğini, davacının davalı kooperatife üye olma konusunda yazılı başvurusu olmadığı gibi adına düzenlenmiş ortaklık senedinin dahi bulunmadığını ayrıca davalı kooperatife daha sonradan üye olduğu iddiasında bulunan davacının ,yaklaşık yarım dönüme yakın tapu hissesini devir alırken yada doğrudan üye olurken kooperatife bir bedel ödemediği yönündeki iddiasının hayatın olağan akışına ters olduğu, zira davacı davalı kooperatife daha sonra üye olsa bile en azından diğer üyelerin o tarihe kadar ödemiş olduğu bedelleri ödenmesi gerektiğini, oysaki davacı yanca davalı kooperatife bu güne kadar hiç bir bedelin ödenmediğini nitekim dava dilekçesinde de davacının, kooperatife bir bedel ödemediğini kabul ve beyan ettiğini, bu nedenle davacının davalı kooperatif üyesi olduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davacı hakkında yapılan işlemin üyelikten çıkarma işlemi olmayıp , kooperatif üyesi olmadığına dair yapılan bir tespit işlemi olduğu, davacının dava dosyasına delil olarak sunduğu Bakırköy ……. ATM …… E sayılı dosyasında yapılan yargılamada davacının üyelik hakkının olup olmadığına dair bir irdelemenin yapılmadığını, davacının üyelik hakkının geldiğini iddia ettiği hususun, davacı eşi olan ……. ‘in kooperatifteki iki adet ikiz villa hakkından birisini davacıya devretmesinden kaynaklı olduğunu, davacı kooperatifin vaziyet planına göre kooperatifin tapudaki kayıtlı 53.559.74 m2 lik miktarının 9610 u miktarındaki 5.355.90.m2 taşınmaz ve üzerindeki binanın tamamına malik olduğunun iddia edildiğini , davadaki uyuşmazlığın çözümü için davalı kooperatifin kuruluş tarihinden itibaren dava tarihine kadar geçen süre içerisindeki tüm üyeliklerin başlangıç- devam ettiği süre sona erdiği hallerin tek tek irdelenerek gerçek hak sahiplerinin bu şekilde tayin edilmesi gerektiğini, zira kooperatifteki toplam üye sayısının 10 kişiden ibaret olduğunu, nitekim 22.12.1999 tarihli yapı ruhsatı ve vaziyet planına göre yine 10 bağımsız bölüm yapılabileceğinin öngörüldüğü, her ne kadar meri imar planına göre 10 adet bağımsız tapu ile villa yapılması mümkün olmasına rağmen davacı eşi ……’in hukuka aykırı olarak fiilen kendi villasını ikiz villa şeklinde inşa etmesinden kaynaklandığını, yine 2005 yılında bölgede …… nin yeni imar çalışması yapması sonucunda başlangıçta kooperatife ait arsa üzerinde ancak 10 adet bağımsız villa yapılabilecek iken bu tarihten sonra bu sayının bir misli artırılarak 20 ye çıktığını, diğer bir değişle her bir tek villanın ikiz villaya dönüştüğünü, 2006 yılından itibaren ……’in kendisine ait olan ikiz villalardan 6 numaralı olanı eşine devrettiği 5 numaralı villayı ise şeklen 15.03.2007 tarihinde ……’ye sattığı için artık kooperatifte herhangi bir hak ve üyeliğinin kalmadığına dair 18.06.2011 tarihi itibari ile kendi iradesi ile üyelikten çıktığına ilişkin üye kayıt defterine bu kaydın işlendiğini, bu nedenlerle tapuda ……. olarak 11 bağımsız bölüm şeklinde tayin ve tespit edilen bağımsız bölümlerin tapudaki ilk tesis tarihlerinden itibaren tapu kayıtları vaziyet planları kooperatif kayıtları ile birlikte mahallinde dinlenecek şahit beyanlarıyla irdelenmek suretiyle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya SMMM bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişiler ……. ve …… düzenlemiş oldukları 17/03/2020 tarihli raporunda “…… malik olduğu ikiz villanın her ikisinin tapusunu da ……. ve ……. satarak tapudan devretmiş olduğu, davacı …… kooperatif hazirun cetvelinde ilk kez isminin yer aldığı tarih 26.05.2006 tarihli genel kurul olduğu, bu tarihte dava dışı ……. bir tapu yerine iki tapu hakkını elde ettiğini (O parselde 2 ev yapıldığına) ilişkin genel kurulun yapıldığı tarih olduğu, …in daha önce yada daha sonra değil de bu tarihte hazirun cetvelinde yer almasının sebebi eşinin elde ettiği ikiz villa hakkının ‘4 si olan bir adedine sahip olmasıdır. 2005 yılındaki imar planı değişikliğinden sonra yasal hale gelen bu durumdan sonra oluşan ikiz villanın bir adedi …… talebi üzerine …… adına tapusu oluşturulmuş ve bir adedi de …… adına tapulandırılmış olduğu, Tapuda ……. olarak 11 bağımsız bölüm şeklinde tayin ve tespit edilen bağımsız bölümler şeklinde kayıtlı olduğu, kooperatifin bu bağımsız bölüm sayı değişikliği 26.05.2006 tarihli genel kurul toplantısının 9. Maddesi ile yetkilendirilmiştir. …… mevzuatında yapılan değişiklikle ikiz villada yapılabileceği şeklinde değişiklik olunca 2002 yılındaki vaziyet planına göre 5 numaralı villa olarak tayin edilen bağımsız bölüm ikiz villaya dönüştürülerek yatay kat mülkiyetindeki tapu payları 1/10 yerine her bir villa için 12/120 ikiz villa için 6/120 şeklinde tayin edilmiş olduğu, imara uygun hale getirmek için yapılan imar değişikliğinden kaynaklı olarak 20 bağımsız bölüm şeklinde tapuda işlem gördüğü, toplam hisse adetinin 20 olduğu, dava dışı ……. bir tapu yerine iki tapu hakkını elde etmesine rağmen, (İKİZ VİLLA) yapımı ile bu iki villayı da Bu ikiz villalardan 1 adedini …… ve 1 adedini de …….’ya sattığı, (Tapu kayıtları ile ) dava dışı …….” in İkiz villa hakkı olarak 2 pay hissesini de satmış olduğundan ; davacı …” in eşinin elde ettiği ikiz villa hakkının ve si olan bir adedine sahip olmasına karşın eşinin: Dava dışı …….” in her iki payınıda satmış olduğu gözetildiğinde : Davaya konu Kooperatifte davacının bir hakkının kalmadığını” teknik kanatleri olarak belirtmişlerdir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya Kooperatif bilirkişisi ……. ‘e tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 06/12/2021 tarihli raporunda ” İlke olarak kooperatiflere üyelik kaydının, yetkili organların bu hususta verecekleri açık bir kararla olması yanında, böyle bir karar olmasa dahi ortak olmak isteyen kişinin ödemelere davet olunması ve düzenli olarak yaptığı ödemelerin kooperatifçe kabul olunması ya da kişinin genel kurul toplantılarına çağrılması gibi kişiyi ortak olarak kabul eden işlemlerin yapılması suretiyle eylemli şekilde ortaklık sıfatının zımnende kazanılabileceği, davalı kooperatifin ibraz edilen ortaklar pay defteri ile diğer kayıtlardan da teyit ve tespit edildiği üzere davacının, kooperatife yapmış olduğu ödemeler, ortaklık payının ne şekilde elde edildiği ,ortaklığa ilişkin yönetim kurulunca alınan kabul kararına rastlanamamış ise de davacı dışındaki diğer pay sahibi ortaklarında davacı ile aynı durumda olduğu, Kooperatifler Kanununun 23. Maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi gereğince tüm ortaklar arasında ayrım yapmadan bu yönde eşit işlem yapıldığı yönünde sonuç ve kanaate ulaşıldığı, 1163 sayılı kanununun ortaklığa girişi düzenleyen 8. Mad de tanımlandığı üzere “Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir” ilkesi gereğince davalı kooperatif genel kurulunda kooperatif arsası üzerinde 10 adet villa yapılacağı (konut sayısı) ve 10 adet villa için de en fazla 10 ortak alınabileceğinin kararlaştırılmış olması karşısında ,genel kurul kararı olmadan konut sayısı ve ortak sayısında bir değişikliğin yönetim kurulu kararıyla yapılamayacağı (genel kurulun devredilmez yetkisi), davalı kooperatifin genel kurul hazirun cetvellerinden tespit ve teyit edildiği üzere kooperatifin kuruluştan itibaren kayıtlı toplam 10 ortağının bulunduğu, davacının da bu 10 ortaktan biri olduğu sonucuna ulaşıldığı, davacı …’in dava dışı eşinden bağımsız ve ayrı olarak — ortaklar pay defterinde 30.09.2007 tarihinde ortak olarak kayıtlanması, ortak olmayan kişinin ortaklar pay defterinde, üye olarak gösterilemeyeceğinden, davacının dava dışı (……) eşinin üyeliğinden bağımsız ve ayrı olarak davalı kooperatif ortaklığına kabul edildiği ve davalı kooperatifin — 30.09.2007 tarihinden beri kooperatif ortağı olduğu ve bu üyeliği gereğince kendisine 1 adet 374m2 lik tek villa arsasının (12/120 ) tahsis edildiği yönünde sonuç ve kanaate varıldığı, davalı kooperatifin 25.06.2013 tarihinde yapılan 2012 hesap yılı genel kurulunda ortaklar pay defterindeki kayıtlara uygun olarak — toplam 10 ortağın kayıtlı bulunduğu, genel kurulun 9 nolu kararı ile — yeni üye işlemlerinin devrine ve pay defterlerinin düzenlenmesine ilişkin olarak yönetim kuruluna yetki verilmesine oy birliği ile karar verildiği gibi 10 nolu karar ile yönetim kurulu asil üyeliğine ……., …… ve davacının dava dışı eşi olan ……’in seçilmesine karşın, davacı …’in eşinden ayrı ve bağımsız olarak kooperatif üyesi olması nedeniyle denetim kurulu yedek üyeliğine seçilmesine oy birliği ile karar verildiği, davalı kooperatifin, 12.06.2006 tarihi ile 28.02.2018 tarihi arasında yapılan tüm genel toplantılarında, ortaklar pay defterindeki kayıtlara uygun olarak tanzim edilen hazirun cetvellerinde davacının, 2006 yılından beri davalı kooperatif ortağı olarak kayıt edildiği , ortak olmayan kişilerin hazirun cetvellerinde ortak olarak gösterilemeyeceğinden davacının başından beri kooperatife üye olmadığı yönündeki davalı kooperatif iddiasının aynı zamanda iyiniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı, davalı kooperatif yönetim kurulunun davaya konu 21.10.2019 tarih 2019/1 sayılı kararının “ortaklık için yazılı bir başvurunun olmaması, ortaklık senedinin düzenlenmemesi ve davacı adına yapılan bir ödemenin de bulunmamasına” dayandırılarak davacının kooperatif ortağı olmadığı yönünde bir tespit kararı alınmış ise de ana sözleşmede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamayacağından davacı aleyhine alınan davaya konu alınan bu kararın 1163 sayılı kooperatifler kanunu ve ana sözleşmeye aykırı olduğu ve alınan bu kararın ihraç kararı olarak kabul edilemeyeceğini” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Dava Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasıdır.
Kooperatiflerde ortaklık sıfatının kazanılması beş hâlde söz konusu olur:
– Kooperatifin kuruluşunda kurucu ortaklar, kuruluşun gerçekleşmesiyle ortak sıfatını aslen kazanılmasıyla,
– Üyeliğe giriş talebinin yönetim kurulu tarafından kabulü yoluyla,
– Ortaklık payın bir başkası tarafından devir alınmasının yönetim kurulu tarafından kabulüyle,
– Ortaklığın taşınmaz mülkiyetine veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlandığı durumlarda, taşınmazın veya işletmenin devir alınması hâlinde,
– Ana sözleşmede hüküm bulunması durumunda miras ile kooperatif paydaşlık hakkının (ortaklığın) kazanılacağıdır.
Mevcut olayımızda davacı taraf üyeliğini, ortaklar pay defterindeki 30/09/2007 tarihli kayda dayandırmıştır ve o tarihten beri hazirun cetvellerinde ortak olarak gösterildiğini iddia etmiştir. Davalı taraf ise davacının baştan beri kooperatif üyesi olmadığını ileri sürmüştür.
Bilirkişi tarafından davalı kooperatifin ortaklar pay defteri ve hazirun cetvelleri incelenmiş, davacının katıldığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak Kooperatif ortağı olmayan bir kişinin ortaklar pay defterinde ortak olarak gösterilemeyeceği, ortaklar pay defteri kayıtlarına dayanılarak hazırlanan hazirun cetvellerinde de ortak olmayan kişilerin bu cetvellerde ortak olarak gösterilemeyeceğinden hükme esas alınan bilirkişi raporu ile de belirtildiği üzere davalı kooperatifin dosyaya ibraz edilen 2006, 2007, 2009, 2011, 2013, 2014, 2018 yılında yapılan tüm genel kurul hazirun cetvellerine göre de davacı …’in davalı kooperatifin başından beri ortağı olduğunun tevsik ve teyit edildiği yönünde sonuç ve kanaate ulaşılmıştır. Yine davacının eşi olan dava dışı ……’den bağımsız üyeliğinin bulunduğu yine bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir. denmektedir.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun davaya konu 21.10.2019 tarih 2019/1 sayılı kararının “ortaklık için yazılı bir başvurunun olmaması, ortaklık senedinin düzenlenmemesi ve davacı adına yapılan bir ödemenin de bulunmamasına” dayandırılarak davacının kooperatif ortağı olmadığı yönünde bir tespit kararı alınmıştır. Bu sebep ana sözleşmede gösterilmemiştir.
Sonuç olarak davacının kooperatif ortağı olması, davalı kooperatifin ana sözleşmede gösterilmeyen sebeplerle davacının ortaklıktan çıkarılmasına dair yönetim kurulunda karar aldığı, bu kararın 1163 sayılı kooperatifler kanunu ve ana sözleşmeye aykırı olduğu ve alınan bu kararın ihraç kararı olarak kabul edilemeyeceği kanaatine varılarak davanın kabulü ile ; davalı Tasfiye Halinde …… Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulunun 21/10/2019 tarih 2019/01 sayılı davacı hakkındaki üyelikten çıkarma kararının iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ; davalı Tasfiye Halinde …… Konut Yapı Kooperatifi yönetim kurulunun 21/10/2019 tarih …… sayılı davacı hakkındaki üyelikten çıkarma kararının iptaline,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 87,70TL ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 2.750,00TL bilirkişi ücreti, 122,90TL posta masrafı, 54,40TL başvuru harcı, 54,40TL peşin harç olmak üzere toplam 2.981,70TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.