Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/100 E. 2022/432 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/100
KARAR NO : 2022/432

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında bulunan şifai eser sözleşmesine binaen davacı müvekkil tarafından akit konusu mamulün imal ve teslim borçlarının ifası mukabilinde Türk Borçlar Kanunu’nun 470’inci maddesi mucibince davalı şirketin ödemesi kararlaştırılan bedeli ödememesi üzerine Küçükçekmece …….. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının söz konusu takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve usule aykırı olduğunu ve iptaline karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirket 17/01/2020 tarihinde bu dosyaya istinaden 260.000TL ödeme için davacı şirkete ……… Bankası ………. Şubesi 18/04/2020 keşide ve vade tarihli ………. seri numaralı 260.000TL bedelli bir adet çek verdiğini, bu çek davacı şirket tarafından kabul edildiğini, müvekkilim defter kayıtlarında ve cari hesap kayıtlarında bu ödeme gözüktüğü gibi davacı kayıtlarında da bahse konulu ödemenin olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu ödemeler çerçevesinde davacı şirketten alacaklı olduğuna ilişkin kayıtların mevcut olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyası incelenmiş, incelenmesinde alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 266.765,72TL üzerinden yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi açıldığı, davacının davasını açmasında hukuki yararının olduğu, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlunun süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasını 1 yıllık hak düşürücü sürede açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına SMM bilirkişisinden rapor aldırılmış, SMM bilirkişi ……… tarafından düzenlenen 23/02/2021 tarihli bilirkişi raporda özetle; “Davacının defter kayıtlarına göre davalı tarafla yapılan en son işlem olan 17.01.2020 tarihi itibariyle Davalı taraftan 104.800,52TL alacağı bulunduğunu, davalı şirketin defter kayıtlarına göre, davacı tarafla yapılan en son işlem olan 17.01.2020 tarihi itibariyle Davacı taraftan 262.977,70TL alacağı bulunduğunu, dava konusu olan Davacı tarafın kestiği 16.07.2019 tarihli 266.765,73TL lik e faturaya davalı taraf yasal süresinde sistem üzerinden itiraz edip kayıtlarına almadığını, yine Davacı tarafın kestiği 20.11.2019 tarihli 100.733,97TLlik e faturaya davalı taraf yasal süresinde sistem üzerinden itiraz edip kayıtlarına almadığını, davacının 12.12.2019 tarihinde açmış olduğu icra dosyasından sonra Davalı taraf 18.04.2020 vadeli ……… Bankası çeki vermiştir. Davalı tarafın yapmış olduğu bu ödeme Davacı tarafın kayıtlarına 17.01.2020 tarihi itibariyle 182 nolu yevmiye fişiyle kayıt edildiğini, davacı tarafın kesmiş olduğu 16.07.2019 tarihli 266.765,72 TL lik faturanın içeriğiyle ilgili ürünlerin teslimleriyle davalı taraf ile ilgili malları teslim alan , tarafların mail yoluyla teyitleri bakımından takdirin mahkemeye ait olduğunu, davalı tarafın davacının kesmiş olduğu faturalara yasal süresinde itiraz ettiğinden( TTK’nın m.21/f.2 hükmünde: “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”) dosyada ve kayıtlarda davacının bunlara itirazın görülmemesinden dolayı davalı kayıtlarına göre 262.977,70TL davacının borcu olduğu tespit edildiğini” belirtmiştir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda mahkememiz dosyasına yeni bir SMM bilirkişisinden rapor aldırılmış, SMM bilirkişisi ……. tarafından düzenlenen 09/10/2021 tarihli raporunda özetle; ” dava konusu alacağın cari hesap bakiyesine değil, …….. nolu ve 266.765,73TL bedelli satış faturasına dayalı olduğu, mail içeriklerinin kabul edilmesi halinde, davalının talimatı ile dava dışı şahsa ürünlerin teslimi yönünde davacıya isim ve adres bildirildiği, ürünlerin teslimi için davalı yanca bildirilen şahıs ve işletmenin TTSG’de yapılan incelemede davalı şirketle ortaklık ya da şube vb. bağına rastlanmadığını, davacının davaya konu faturanın bağlı olduğu …….. nolu 12.07.2019 tarihli sevk irsaliyesini keşide ettiği, sevk irsaliyesi adresinin; “….. cd. No…..B. K:……. GOP-İstanbul” adresine ve İrsaliye üzerinde ……… ismi ve imzasına teslim edildiği, yine irsaliye üzerinde “……… adına ……… Tekstil ……. Mah. ……… (okunmuyor) no:472 Sultanbeyli-İstanbul” (tamamı okunabildiği kadarıyla) yer aldığı görüldüğünü, davalı şirketin 2019 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları SGK hizmet listelerinde davacının ürünleri teslim aldığını iddia ettiği “……….” ya da irsaliye üzerinde ismi yer alan ……… isminde bir çalışana rastlanmadığını, davalının ürünü almadığını yönünde beyanı olmadığı aksine 260.000TL ödemenin davacıya yapıldığı yönünde beyanı bulunduğunu, davaya konu edilen fatura öncesinde tarafların mutabık oldukları ve davalının davacıya bu fatura öncesi 29.879,86TL borcu olduğu, bunun her iki şirket yasal defterlerinden tespit edildiği, davaya konu fatura sonrası oluşan borcuna istinaden davalının faturanın tamamına itiraz etmek yerine 15.919,02 EUR (davacı defterlerinde 101.743,21.-TL ve davalı defterlerinde bu rakam kurdan kaynaklı 102.021,82.-TL) bedel için iade faturası düzenlediği ve 174.529,20.-TL için ise çek ile ödeme yapmayı tercih ettiği, fatura içeriği ürünlerin ayıplı ya da eksik olduğu yahut teslim edilmediğine yönelik dosya içeriğinde herhangi bir ihtarnameye veya tespite rastlanılmadığının görüldüğünü, her ne kadar davalı tarafından yasal süresi içerisinde davaya konu faturaya ……. portal üzerinden itiraz edilmişse ve davalı şirket kayıtlarına alınmamışsa da dava dosyası içeriğinde davalının “ürünlerin ulaşmadığı” yönünde davacıya ihtarı olmadığı, faturanın tamamına itiraz etmek yerine bir kısmına ödeme yaparak diğer kısmına iade faturası keşide etmiş olması gibi nedenlerle; davacı yanca fatura içeriği ürünlerin tesliminin gerçekleştiği ve davalının ise bu faturaya haksız olarak itiraz edildiği kanaatini oluşturduğunu” belirtmiştir.
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Her iki tarafın ticari defterleri sahibi lehine delil niteliği taşımaktadır. Ancak ticari defterlerin karşılıklı olarak birbiri ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları, dosya arasına alınan Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2019/21531 esas sayılı takip dosyası ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin ……… esas, …….. karar sayılı ilamındaki; ” Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defterler kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise aleyhe kayıtların uyuşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı kabul edilmelidir. Çünkü ispat yükü, uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olamayacağından bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur. ” şeklindeki gerekçesinden yola çıkılarak, davaya konu alacağın 266.765,73 TL bedelli faturadan kaynaklı olduğu, davalı tarafın mal teslim almadım iddiasının bulunmadığı, faturayı kaydetmemesine rağmen 260.000,00 TL ödemesinin bulunduğu, bu sebeple davacının 6.765,72TL alacağının bulunduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile Küçükçekmece ……… İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.765,72TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takipten sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında değerlendirilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Alacağın belirlenebilir ve likit olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Küçükçekmece ………. İcra Müdürlüğünün ……… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.765,72TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takipten sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında değerlendirilmesine,
2-6.765,72TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 462,16TL ilam harcından peşin alınan 940,56TL harç ve 2.281,31TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.759,70TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iade edilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 54,40TL Başvuru Harcı, 462,16TL Peşin Harç olmak üzere toplam 516,56TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 34,25TL’nin davalıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
6-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.285,75TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.350,00TL bilirkişi ücreti, 79,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.429,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 37,08TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 26.230,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.