Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/987 E. 2021/357 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/987 Esas
KARAR NO : 2021/357

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle;“…müvekkili alacaklı ……. Havacılık Tic. Ltd. Şti. tarafından, cari hesap alacağından kaynaklı olarak davalı ……. Gem .Pet Ltd Şti aleyhine Bakırköy …… cra Müdürlüğünün ….. E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, Davalı borçlu tarafından, icra müdürlüğünün yetkisine,, asıl alacağa, faize, faiz oranına ve ferilerine itirazda bulunulmuş olup, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, davacı tarafından faturalar karşılığı uçuş hizmeti verildiği, uçuş hizmeti eksiksiz yerine getirildiği halde hizmet bedelinin eksiksiz ödenmediği, kalan borca ilişkin mail yazışmalarında itirazın olmadığı, davalı borçlu tarafından yapılmış olan itirazların haksız ve hukuka aykırı olup iptali gerektiğini, açıklanan nedenlerle; haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin, davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerini karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir..”
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…Davacı tarafın her ne kadar uçuşların gerçekleştiği ve faturaların ödenmediği bu sebeple itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği öne sürülmüşse de davacı tarafından sağlanan uçak tipinin müvekkili tarafından talep edilen jet tipine ve genişliğine sahip olmadığını, müvekkilinin, iş bu seyahatleri ailesi ile yapmış olup, tedarik edilen jetlerin müvekkilin talep ettiği şekilde hazır edilmediğini, zaten belli program içerisinde ve iş görüşmeleri maksadıyla uçan müvekkilinin, bunları aksatmamak ve ticari olarak daha büyük kayba uğramamak adına davacı tarafın getirdiği jetlere binmek zorunda kaldığını, bu sebeple davacı tarafın edimini tam olarak yerine getirmediğini, davacı tarafça sunulan whatsapp yazışmalarında bazı kısımların silinmiş olup, bahsedilen olayın mesajlarda bahsedilen şekilde gerçekleşmediğini, müvekkilinin davacı tarafla ……… dışı konuşmalarında itiraz ettiği hususlar belirtilmiş olmakla beraber ……… yazışmalarında taraflar arasında bir uyuşmazlık yokmuş şeklinde bir görüntü verildiğini, bu bakımdan ……… yazışmalarını kabul etmediklerini, iş bu icra takibinin ve davanın yetkisiz yerden açılması nedeniyle usulden reddine, sayın mahkemenin aksi kanaati halinde diğer sebepler göz önüne alınarak esastan reddine, davacı tarafın takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesinin arz ve talep edildiği…” görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında davacı tarafından davalıya uçakla seyahate ilişkin hizmet verilmesi hakkında sözleşme ilişkisi bulunduğu, davacının hizmeti yerine getirdiği, uyuşmazlığın yerine getirilen hizmette ayıp bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise sözleşme bedeli ve nefaset kesintileri dikkate alındığında bakiye alacak olup olmadığı ile miktarı konusunda uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde yetki, borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 6. Maddesi gereğince kural olarak her dava açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, mahkemece resen icra dairesinin yetkisizliği gözetemeyeceği için, borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir. Somut olayda; davacının yerleşim yerinin Bakırköy ilçesi sınırlarında olduğu, TBK’nun 89/1 maddesinde açıkça “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” dendiği, bu kapsamda davacının yerleşim yerinin de yetkili olduğu anlaşılmakla icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce hizmete ilişkin fatura, cari hesap ekstresi, arabuluculuk tutanağı dosyaya konulmuş taraf defterleri ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ayıp iddiası da bulunmakla heyete havacılık alanında uzman bilirkişi eklenerek rapor alınmıştır.
Mali raporda; davacı tarafın ticari defterleri içeriğinde davalı şirketten 31,728,91-USD, davalı şirket kayıtlarında da, davacı şirkete 31,728,91-USD borçlu olunduğu, tarafların karşılıklı birbirini doğrulayan kayıtlarından, davacı şirketin, davalı şirketten 31,728,91-USD alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Teknik bilirkişi tarafından sunulan raporda ise; dosyada yer alan 06 Mart 2018 tarihli elektronik posta yazışmalarında uçuş planlaması ile ilgili bilgi yer aldığı, buna göre, 04.03.2018 tarihinde saat 12:44 kalkış ve 14:59 varış, 2 saat 15 dakika uçuş süreli İstanbul – Viyana uçuşu; aynı gün saat 18:10 kalkış ve 19:32 varış, 1 saat 22 dakika uçuş süreli Viyana -Milano uçuşu; 05.03.2018 tarihinde saat 16:08 kalkış ve 17:19 Varış, 1 saat 11 dakika uçuş süreli Milano – Viyana uçuşu, 06.03.2018 tarihinde saat 07:50 kalkış ve 09:15 varış, 1 saat 25 dakika uçuş süreli Viyana – Üsküp ve aynı gün saat 10:52 kalkış ve 12:00 varış, 1 saat 8 dakikalık Usküp – İstanbul olarak uçuşların planlandığı, uçak tipi ile ilgili bir belirleme yapılmadığı, uçuşların fiilen gerçekleşmesi ile alakalı, uçuş planları meydan iniş kalkış kayıtları, sivil havacılık izinleri vs gibi herhangi bir belgenin dosyada yer almadığı, uçak tipine bağlı koltuk sayısı, özel uçuşlarda değil havayollarınca yapılan toplu taşımalarda değer kazanan bir olgu olduğu, özel uçuşlarda kullanılan özel jetlerin kategorisel olarak eş değerde nitelendirildiği, değerlendirilmesi gereken, uçuş planlaması esnasında direk uçuş olarak planlanan seferin varış noktasına ancak aktarma yaparak ulaşabilmesi durumunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu olup bu konu ile alakalı dosyada her hangi bir bilgi yer almaması nedeniyle tüm uçuşların direk yapıldığı anlaşılmaktadır.
Ayıp, aynı cins ve kategoriye giren eşyaya nispetle satılan maldaki değer ve elverişliliği kaldıran veya azaltan noksanlıktır (TBK.m.219). TTK.m.23/c hükmünde ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi düzenlenmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (aşikar ayıp), alıcı 2 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmelidir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse (açık ayıp), alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK m. 223’e göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde (gizli ayıp), bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Maddede belirtilen “hemen” ifadesi dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Ayıp ihbarının ayıba karşı sorumluluktan doğan dava için öngörülmüş olan zamanaşımı süresi geçmeden önce yapılmış olması gerekir. TBK m. 231’e göre, “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Somut olayda; davalı tarafından ayıp ihbarında bulunulmadığı ancak ayıp iddiasında bulunulduğu, söz konusu sözleşmenin eser sözleşmesinden kaynaklanmadığı ve tanık dinlenilmesine gerek bulunmasas da dinlenen tanık beyanları, yazışma içerikleri ve teknik rapor dikkate alındığında sözleşmeye aykırı bir hizmet gerçekleştiğinin tespit edilemediği anlaşılmıştır. Davalı tarafın ödemelere ilişkin ek rapor talebi bulunsa da taraf şirket kayıtlarının birbirini doğruladığı, alacak ve borç miktarının buna göre tespit edildiği anlaşılmakla bu talebinin reddine karar verilmiştir
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; ayıp iddiasının davalı tarafça ispatı gerekmekle bu husus ispatlanamamış olup HMK’nun 222. Maddesi kapsamında tarafların ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğu ve birbirlerini doğruladığı anlaşılmakla ticari defter ve belgelerine itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Söz konusu alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 31.728,91-USD asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden USD cinsi bir yıllık mevduatların 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince uygulanan yasal faizde uygulanarak takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 36.297,87TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 12.397,53TL ilam harcından peşin alınan 2.328,35TL harcın mahsubu ile bakiye 10.069,18TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 44,40TL Başvuru Harcı, 2.328,35TL Peşin Harç, olmak üzere toplam 2.372,75TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.240,75TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 79,24TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 103,50TL posta masrafı, olmak üzere toplam 1.703,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.601,22TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 21.154,25TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.