Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/983 E. 2021/262 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/983 Esas
KARAR NO : 2021/262

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 26/12/2019 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı adi ortaklık tarafından Küçükçekmece ilçesi …… Mah. …… Cadde üzerinde bulunan ……. AVM kapalı otoparkına cephe olan yolda yapılan inşaata ilişkin kazı çalışması sırasında …….’ye ait atık su kanalı tahrip edilerek hasarlanmasına sebebiyet verildiğini, oluşan zararın tazmini amacıyla davalı aleyhine Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. takip sayılı 123.722,16TL üzerinden icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 18/02/2020 tarihli cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanında özetle ; öncelikle istemin TBK 72maddesi gereğince zaman aşımına uğradığını, ayrıca inşaatla ilgili yapılan kazı çalışmasının tamamen projeye uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacı …….’ye ait atık su borularına herhangi bir şekilde zarar vermediklerini, işbu hususun Küçükçekmece ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D.iş ve …… Sulh Hukuk Mahkemesinin …… D.iş sayılı dosyalarında yapılan keşifle düzenlenen bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddini talep etmiştir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. takip sayılı dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 123.722,16TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi yaptığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Davacı ……. tarafından tutulan tutanakta isimleri yer alan …… ile …… ‘ın duruşmadaki beyanlarında; tutanağın kendileri tarafından tutulduğunu, …….’ye ait atık su borularına verilen zarar kapsamında tutanağın tutulduğunu beyan etmişlerdir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi ……. ‘a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 05/11/2020 tarihli raporunda; değişen atık su boruları nedeniyle davacı …….’nin talep edebileceği zarar miktarının 123.747,14TL olduğunu teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Küçükçekmece ……. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. D. İş ve Küçükçekmece ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin …… D. İş sayılı dosyalarının celp ve tetkikinde; keşif mahallinde hazır bulunan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda inşaatın yapıldığı kısım ile atık su kanal yolunun arasında büyük bir mesafe bulunduğunu, atık su kanal alanında herhangi bir inşaat faaliyetinin bulunmadığını, davalı şirketin projeye uygun olarak inşaai faaliyette bulunduğunu, proje kotu ile fiili durum kotlarının birbiriyle uyumlu olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Olayın meydana geldiği tarih itibariyle aradan geçen süre zarfında inşaatın tamamlanması ve atık su borularının tamamen değiştirilmesi nedeniyle mahallinde mahkememizce keşif yapılamadığı, bu bağlamda keşif icrasıyla herhangi bir delil elde edilemeyeceğinden dosyada mevcut deliller kapsamında değerlendirme yapılmıştır.
Davacı …….’nin atık su borularına zarar verildiğini iddia ettiği bölgede inşaattan önce de atık su borularının sürekli olarak tıkandığı, bu hususa ilişkin olarak ……. AVM yönetimi tarafından olay sırası ve öncesinde …….’ye müracaat edildiği, tıkanıklığın mevcut boruların ihtiyacı karşılamaması ve daha büyük borularla değiştirilmesi yönünde talepte bulunulduğu ve bu şekilde atık su borularının tümden değiştirilmesi suretiyle sorunun çözüldüğü dosya kapsamıyla sabittir.
Atakent ……. AVM yönetimi tarafından …….’ye yapılan müracaata ilişkin dilekçeyi düzenlenen ……. 08/03/2021 tarihli oturumda dinlenmiş, tanık beyanında “davalı şirketin kazı çalışması yapmadan önce de hatırladığım kadarıyla 2015 yılında da ……. mağazasının önünden geçen ……. ait ana atık su borularından otoparkımıza pis su taşması gerçekleşmiştir, o tarihde de ….. müracaat ettik, ancak herhangi bir çözüm bulunamamıştır, daha sonra dava konusu olan olay sırasında yine 2016 yılında aynı şekilde otopark ve kapalı depoları su basmıştır, bu olay sonrasında da dosyada mevcut 18/02/2016 havale tarihli dilekçemizi …….’ye sunduk. 2016 yılında yapmış olduğumuz müracaat sonucunda ……. tarafından ana hat atık su boruları değiştirilmek suretiyle sorun kökten çözülmüştür. Şu anda 5 yılı aşkın bir süredir herhangi bir pis su baskını yaşanmış değildir.” şeklinde maddi olaylara dayalı beyanda bulunmuştur.
Davalı tarafın zaman aşımı itirazı 05/04/2021 tarihli oturumda TBK 72/1 ve İİK 67/1 maddesi gereğince reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Her ne kadar davacı ……., kendi elemanlarınca tutulan 19/02/2016 tarihli tutanağa istinaden atık su borularına davalı tarafın inşai faaliyeti sonucunda zarar verildiğini iddia etmiş ise de; gerek mahallinde yapılan tespitler sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları gerekse …… AVM yönetimi tarafından …….’ye verilen dilekçe ve dilekçeyi düzenlenen ……. ın beyanları kapsamında davacı tarafın atık su borularına davalı tarafın zarar verdiğini ispatlayamadığı, …….’nin kendi elemanlarınca ve tek taraflı tutulan 19/02/2016 tarihli tutanağın tüm dosya kapsamıyla çelişiyor olması nedeniyle mahkememizce itibar edilmemiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı …….’nin atık su borularına davalı tarafın sorumluluğunda bulunan inşaatın yapımı sırasında zarar verildiği hususunu kanıtlayamadığı, tazminat davasında zarar ile birlikte zarar vereni ispatlama külfetinin davacı …….’ye ait olduğu, gerek mahallinde yapılan tespit keşfi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları, gerekse ……. AVM yönetimi tarafından …….’ye sunulan dilekçe içeriği, duruşmada tanık olarak dinlenen ……. ‘ın maddi olaylara dayalı beyanları dikkate alındığında zararın meydana geldiği iddia edilen bölgede inşaat kazı çalışmasından önce de aynı şekilde su baskınlarının meydana geldiği, atık su borularının tamamen değişmesinden sonra sorunun kökten çözüldüğü hususlar hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın değişen borulara yönelik zararın davalı tarafından verildiği hususunu ispatlayamadığından açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın SÜBUTA ERMEDİĞİNDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 2.112,87TL harcın mahsubu ile bakiye 2.053,57TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.703,60TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/04/2021

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır