Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/963 E. 2020/525 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/963 Esas
KARAR NO : 2020/525

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2015
KARAR TARİHİ : 04/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 05/11/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 31/10/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ait Bursa’daki inşaatın kaba işinin taraflar arasında düzenlenen 07/03/2012 tarihli sözleşme ile üstlenildiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme kapsamında kendi edimini yerine getirdiği halde tahakkuk eden iş bedelinin kendilerine ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… takip sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın takibe itiraz ettikten sonra 20/07/2014 tarihinde 613.018-TL ödeme de bulunduğunu, ancak bakiye alacak ödenmediği için davalı tarafın icra takibine yönelik itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın hak edişlerinin sözleşme kapsamında kendisine ödendiğini, icra takip tarihi itibariyle davacı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığını, davacı tarafın sözleşme gereğince teminat mektubu vermesi gerektiğini, teminat mektubunun verilmemesi
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

nedeniyle teminat tutarınca kesinti yapılarak ödeme yapıldığını icra takibinden sonra taraflar arasında kesin hak ediş işlemi yapılmış olup muaccel olan borcun tamamının ödendiğini, bu bağlamda takip tarihi itibariyle davacı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığından yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak 859.019,84-TL asıl alacak, 112.231,87-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 971.251,71-TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti … ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 31/05/2017 havale tarihli raporlarında taraflar arasında düzenlenen taşeronluk sözleşmesi kapsamında davacı şirket tarafından yapılan iş karşılığında yapılan hak edişler sonucunda icra takip tarihi olan 26/06/2014 tarihi itibariyle davacının davalı taraftan 593.512,19-TL asıl alacağı bulunduğunu, ancak icra takibinden sonra davalı tarafından 07/07/2014 tarihinde 100.000-TL, 16/07/2014 tarihinde 613.018-TL ödeme yapıldığını, iş bu ödemelerin mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan Beyoğlu …… Noterliğinin 24 Mart 2014 tarih ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile dava konusu yapılan alacağı da kapsar şekilde davalı şirkete ihtarname gönderildiği, ihtarnamede alacağın ödenmesi için bir haftalık süre verildiği, ihtarnamenin tebliği edildiği tarih itibariyle davalı tarafın talep edilen alacak yönünden icra takibinden önce 02/04/2014 tarihinde temerrüde düştüğü, icra takibinin yapıldığı 26/06/2014 tarihi itibariyle mahkememizce kabul edilen 593.512-TL asıl alacak için yapılan hesaplama sonucunda takip tarihine kadar 16.240-TL faiz tahakkuk ettiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine aralarındaki taşeronluk sözleşmesi gereğince tahakkuk eden alacağın tahsili amacıyla icra takibi yaptığı ve takibe yapılan itiraz sonucunda mahkememizde itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptali davasının icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava olduğu, bu bağlamda tarafların alacak ve haklılık durumunun icra takip tarihine göre ve borca yapılan itiraz kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafın icra takibine ve borcun tamamına yönelik olarak 04/07/2014 tarihinde itiraz ettiği, itirazdan sonra 07/07/2014 tarihinde 100.000-TL, 16/04/2014 tarihinde ise 613.018-TL ödeme de bulunduğu, iş bu ödemelerin itirazdan sonra yapıldığı dikkate alınarak infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği ve haklılık durumunun da itiraz edilen borç miktarı üzerinden değerlendirilmesi gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan sonucunda taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 07/03/2012 tarihli sözleşme kapsamında davacı şirket tarafından davalı şirkete ait kaba inşaat işinin yapılması sonucunda sözleşmeye göre tahakkuk eden alacak miktarının bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirlendiği üzere icra takip tarihi itibariyle 593.512,19-TL olduğu, davalı tarafın icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğü dikkate alınarak işlenmiş faizin yapılan hesaplamaya göre 16.240,21-TL olduğu ve sonuç itibariyle icra takibinin 609.752,40-TL üzerinden devamına, icra takibinden sonra davalı tarafından yapılan ödemelerin infaz aşamasında İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınması gerektiği, tarafların haklılık durumunun takip tarihi ve borca yapılan itiraz kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenlerle itiraza konu ve hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının alacağın likit ve belirlenir olması nedeniyle davalı taraftan tahsiline karar verilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM ….. HD …… esas ……. karar sayılı ilamıyla “takipten sonra düzenlenen 15 nolu kesin hak ediş raporu kapsamında incelenip değerlendirme yapılması gerektiği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda davacı tarafın takip tarihi itibariyle toplam alacağının 609.752,40-TL olarak belirlendiği, ancak davalı tarafından icra takibinden sonra fakat davadan önce toplam 613.018-TL ödemede bulunduğu, dolayısıyla davadan önce takip konusu borcun tamamının ödenmiş olması nedeniyle davacı tarafın itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/780 esas 2013/258 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) dikkate alınarak açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübuta ermediğinden REDDİNE,
2- Peşin alınan 2.097,28-TL harçtan, 54,40 – TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 2.042,88-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT’ 7/2 maddesine göre belirlenen 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.