Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/902 E. 2022/447 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/902 Esas
KARAR NO : 2022/447

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2013
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 28/04/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile: Müvekkili şirketin maliki bulunduğu İstanbul ili, ……. ilçesi, ……. ada, ……. parselde kayıtlı arsa üzerinde inşaatın kaba yapı işlemi için karşı taraf ile 01/03/2012 tarihil Kaba Yapı Yüklenici Sözleşmesi ile anlaşma yapıldığını, Büyükçekmece ……. Sulh Hukuk Mahkemesinin …… D.iş sayılı dosyası ile 1.337.942,08 kg demir kullanıldığnın tespit edildiğini, müvekkili tarafından davalıya 1.741.560 kg demir teslim edildiğini, ancak kullanılmayan demirlerin iade edilmidiğini, inşaatta kullanılamayan demir bedellerini davalı taraftan talep ettiklerini, inşaatın sözleşmede belirtilen 150 gün sürede bitirilmediğini, davalı tarafın kendisine düşen edimi süresinde tamamlamadığını, bu nedenle 04/05/2012 tarihinden itibaren 150 günlük sürenin sonu olan 03/10/2012 tarihinde cezai şart süresinin başladığını, günlük 750TL cezai şartın 25/02/2013 tarihine kadar toplam 146 güne tekabül ettiğini, 109.000TL cezai şart bedelinin ödenmesi gerektiğini, şimdilik 50.000TL talep ettiklerini, bu bedelin bilirkişi tarafından belirlenerek tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, davalı ile apılan sözleşme gereği cezai şart dışında müvekkilinin uğradığı zararların da davalıdan tahsilini talep ettiklerini, müvekkilinin dava konusu yerde halen kiracı olduğu yerde kullandığı makineleri ile yine Amerika dan ithal ettiği ve kurum için beklettiği matbaa makilerini kullanacağını, davalının sözleşmeye uymaması nedeni ile dava konusu yerde bu işlemleri başlatamadığını, kira ödeme yanında ayrıca bu makinelerin kurulup müvekkiline sağlayacağ kazançtan da müvekkili şirketin yararlanamadığını, bu zararın hesaplanması için müvekkilinin ticari defterlerini incelemelerini talep ettiklerini, işin sürede yapılamaması nedeni ile halen kulllanmakta olduğu matbaa makinelerinin kurulu olduğu yere fazladan olarak işin gecikmesi nedeni ile kira bedeli ödemek zorunda kaldıklarını, aylık kira bedelinin 4.500-TL olduğunu, müvekkili işin süresinde bitirilmemesi nedeni ile bu yerdeki makinelerini bu kadar süre geç taşıyacağını, daha fazla kira ödemek zorunda kalacağını, davalının müvekkiline Bakırköy ……… Noterliğinin 19/03/2013 tarih ve ……. yevmiye nolu ihtarı ile 332.379,34-TL lik 28/02/2013 tarihli fatura gönderdiklerini, bu faturayı müvekkilinin kabul etmediğini, İstanbul ili, ……. ilçesi, …… ada, …….. parselde kayıtlı arsa üzerinde yapılan B blok inşaatın sözleşmede belirtilen sürede bitirilmemesi nedeni ile sözleşmede belirtilen cezai şart bedelinden şimdilik 50.000-TL reskont faizil ile tahsiline, işin zamanında yapılmadığından bahisle müvekkilinin uğradığ zararlar nedeni ile şimdilik 50.000-TL nin reskont faizi ile tahsiline, müvekkili şirketin davalıya inşaatta kullanmak için verdiği , ancak projeye bağlı kullanılmayan ve iade edilmeyen demeir nedeni ileş işmdilik 100.000-TL olmak üzere toplam 200.000-TL nini davalıdan reskont faizi ile tahsiline karra verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında dava konusu arsa üzerinde inşaatın kaba yıp işlemi için sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre beton işveren tarafından sağlanacağını, yüklenicinin işçiliğini yaparak hazır hale getirdiği kalıba dökülecek şekilde poma ucunda teslim edileceğini, inşaat dair bütün planlama projelendirme ve kontrol işlerinin davacı yanca gerçekleştirildiğini, firmalarının sözleşme gereği ilgili malzemenin sadece işçiliğinden sorumlu olduğunu, bu nednele ne kadar demirin temin edildiğini bilemediklerini, demirin teminive hasada teslim alınması işveren firma sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle gelen malzeme ile ilgili herhangi bir irsaliye, evrak vs.kendilerine verilmediğini, projede harcanan demirin miktarını uygulamayı yaptıktan sonra onay veren yapı denetim firmasına ( …… Yapı Denetim) ve işverenin sahada bulundurduğu teknik elemanlarının sorumlu tutulabileceğini, sahada kalan demir miktarını da sahanın güvenliğini kontrol eden kendi bekçilerinin sorumlu tutulması gerektiğini, yüklenicinin imalat ve işçilikten sorumlu olduğunu, davacının inşaatından demir çalındığına ilişkin iddiasının gerçek dışı olduğunu, yüklenici müvekkili sözleşmeye konu olan işi, sözleşme şartlarına uygun olarak gereği gibi yerine getirdiğini, müvekkili şirket tarafından işin tamalandığı aşamada herhangi bir gecikmenin tespit edilmediğini, son hak ediş szleşme usulüne uygun olarak hesaplanıp işveren davacı firmaya sunulduğunu, fakat işverenin hukuk ve sözleşmeye aykırı olarak ahk ediş raporunu onaylamadığını, apılan imalat neticesinde hak edilen ödemeyi yapmadığını, aralık 2012 tarihi itibarile KDV dahil 397.199-TL tutarındaki hak ediş raporunun işveren tarafından onaylamaması nedeniyle fatura kesememekte ve yapılan işçiliğin ödemesini alamadıklarından karşı dava olarak talep etme zaruretinin doğduğunu belirterek davacı davasının reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılamada taraflarca sunulan deliller, resen celbi gereken kayıt ve belgeler celp edilmiş, Büyükçekmece ……. Sulh hukuk mahkemesinin …… değişik iş dosyası ile Büyükçekmece …… sulh hukuk mahkemesinin ……. değişik iş sayılı dosyaları celp edilmiş, davacı ve davalı şirketlere ait ticari sicil kayıtları celp edilmiş, taraflar arasında gönderilen ihtarnameler celp edilmiş, tanıklar dinlenilmiş, davacı davasının ve karşı dava yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi kurulundan 09.10.2015 tarihli rapor alınmıştır.
Yapılan yargılamada davacı davası, davalı savunması, alınan bilirkişi raporu, dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı firma arasında yapılan 01.03.2012 tarihli kaba yapı yüklenicilik sözleşmesi ile davalının İstanbul …… ….. ada, ……. parselde kayıtlı arsa üzerinde B blok kaba inşaatının yapımına ilişkin olarak sözleşme yaptıkları, sözleşmeye göre beton ve demirin temini ile işyerine nakliyesi, muhafazası, işveren davacıya ait olacağı, davalının ise sadece kalıp, beton ve demir işçiliğini yapacağı hususunda anlaştıkları, davacının davalının yaptığı işe karşılık 1 ve 2 hak ediş bedellerini ödediği, ancak üçüncü kesin hak edişin ödenmediği gibi ayrıca davacının sözleşmenin imzalanmasından itibaren 150 takvim günü içerisinde bitirilerek teslim edilmediğinden doğan gecikme tazminatı ve cezai şart ve geç teslimden doğan kira kaybını talep ettiği, davalının ise karşı davalı olarak ödenmeyen üçüncü hak ediş bedelini talep ettiği görülmüş mahkememizce iddia ve savunmanın değerlendirilmesi yönünde tarafların ticari kayıt ve belgeleri ile taşınmaz başında bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış ve bilirkişi kurulundan 09.10.2015 tarihli rapor alınmış ayrıca tarafların tanıkları dinlenmiştir.
Dosyadaki toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında davalının üstlendiği işi yerine getirmeye çalıştığı ve bu kapsamda bir ve iki nolu hak edişlerin sorunsuz olarak ödendiği 3. Hak edişin ise ödenmediği ayrıca davacının çektiği 25.02.2013 tarihli ihtarname ile inşaatın tamamlanmadığı eksikliklerin bulunduğu ve inşaatta hazır demir kullanıldığı durumu belirterek bir an evvel inşaatın bitirilerek tesliminin talep edildiği buna karşılık davacı şirketin davalıya gönderdiği 19.03.2013 tarihli ihtarnamede ise 28.02.2013 tarihli fatura bedelinin (hak ediş bedelinin) ödenmesini talep edildiği inşaatın 1 ve 2 hak ediş ödemelerinden sonra taraflar arasında anlaşmazlıkların çıktığı ve 3 hak edişin ödenmesinde problemlerin yaşandığı ve davacı şantiyeye getirilen demirlerin yüklenici davalı renttaşa teslim edildiği 1.741,546 kg demir teslim edilmesine karşılık inşaat ve imalatta daha az demir kullandığı ileri sürerek aradaki farkı talep etmiş ise de dosyada toplanan bilgi ve belgelerden inşaatta kullanılan demirlerin davalı tarafa teslim edildiğine dair yazılı bir belge sunulmamıştır.
İnşaatta kullanılan demirlerin davalı şirket yetkilisine teslim edildiğine dair taraflar arasında imzalanmış herhangi bir kayıt ve belge dosyada yoktur.
Dinlenen tanıklar da şantiyeye getirilen demirin davalı tarafa teslim edildiğine dair net bir ifade kullanılmamış olup şantiyeye getirilen demirin kulevinç ile şantiye dışında yola yerleştirilen araca yüklendiği ve alındığı ifade edilmiş olup bu işlemin davalı tarafından yapıldığı kanıtlanmamıştır. Kaldı ki davacı tarafından demirin çalındığına dair resmi mercilere başvurusu olmadığı gibi bu yöne ilişkin herhangi bir soruşturma da yapılmadığı dosyada toplanan belgelerle anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca şantiyeye getirilen demirin uygulama ve usulüne uygun olarak tutanak ile davalı tarafa teslim edildiğinin kanıtlanamaması karşısında mahkememizce demir kaybından davalının sorumlu olamayacağı kaaanatine varılmış ve davacının demir kaybı ile ilgili taleplerinin reddi cihetine gidilmiştir.
Toplanan delillerle inşaatın tesliminde gecikme olduğu ve sözleşme gereği geciken her gün için 750TL gecikme cezası ödenmesi sözleşmede yer aldığı buna göre 79 günlük toplam gecikme için 59.250TL gecikme cezasına davacının hak kazandığı görülmüş davacı ıslah dilekçesi de değerlendirilerek bu yöndeki talebi kabulü cihetine gidilmiştir.
Ayrıca davacının aylık kira bedeli olarak 4.500TL ödediği 79 günlük toplam gecikme için 11850TL gecikme bedeli talep edeceği anlaşılmış ve bu yöne ilişkin talebi de kabul edilmiştir. Davalı karşı davacı kesin hak ediş bedeli olarak 397.199,58TL talep etmekte ise de tarafların ticari defter kayıtlarına göre 397.199,58TL son hak edişin 129.959,41TL sinin ödendiği ve 3 hak edişten davalı karşı davacının 267.270,17TL bakiye alacağının kaldığı dosyada toplanan delillerle usulüne uygun tutulmuş taraf defterleriyle subut bulmuş bu değer üzerinden davalı karşı davacının karşı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15.HD 2018/3817 – 4340 EK sayılı ilamıyla;
“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan asıl ve karşı davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacı iş sahibinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Taraflar arasında 01.03.2012 tarihinde imzalanan sözleşme ile davalı-karşı davacı yüklenicinin, matbaa inşaatının kaba yapım işini demir ve beton tedarikinin davacı-karşı davalı iş sahibine ait olmak üzere işçilik olarak üstlendiği anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalı iş sahibi, davalıya 1.741.560 kg demir teslim edilmesine rağmen inşaatta 1.337.942,08 kg demir kullanıldığının tespit edildiğini, sözleşme uyarınca kullanılmayan malzemenin iade edilmesi gerekirken davalı-karşı davacı tarafından teslim edilmediğini bu nedenle 100.000,00 TL iade edilmeyen demir bedelinin tahsilini talep etmiş, bu talebini 23.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi 388.189,95 TL’ye çıkarmış, mahkemece inşaatta kullanılan demirlerin davalı şirket yetkilisine dair teslim edildiğine dair taraflar arasında düzenlenmiş kayıt ve belge bulunmadığı, demirin çalındığına dair herhangi bir soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle davacı-karşı davalı iş sahibinin bu talebinin reddine karar verilmiş ise de, Büyükçekmece ……. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dava dosyasıyla davalı-karşı davacı şirket yetkilisi ……, şantiye şefi ……. ve vinç operatörü ……… hakkında güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri gerekçesiyle ceza davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi hükümleri gereği; hukuk mahkemesi, ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı, zararı verenin kusurunun olup olmadığı ve ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı kararı ile bağlı değil ise de ceza yargılamasında sübuta eren maddi olgular ile bağlıdır. Bir başka deyişle ceza davasında, sübuta eren maddi vakıaların hukuk davasında nazara alınacağı açıktır. İş bu nedenle mahkemece ceza davası sonucunda verilecek kararın kesinleşmesi 6100 sayılı HMK’nın 165. maddesi gereğince bekletici sorun yapılması gerekirken bedeli talep edilen demirlerle ilgili soruşturma açılmadığı gerekçesi ile bu talebin reddi doğru olmamıştır.
Davalı-karşı davacı yüklenicinin asıl ve karşı davaya yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı-karşı davalı iş sahibi asıl davada, inşa edilen matbaanın zamanında teslim edilmemesi nedeniyle sözleşme uyarınca kararlaştırılan cezai şart, ödenmek zorunda kalınan kira bedeli ve kâr kaybı talep etmiş, mahkemece bu taleplerin ıslah da gözetilerek kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede cezai şartla birlikte uğranılan zararların ayrıca ödeneceği kararlaştırılmadığından, davacı-karşı davalı iş sahibi seçimlik ceza ile birlikte TBK’nın 180/2. maddesi uyarınca kanıtlanması durumunda cezayı aşan zararlarını isteyebilir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı-karşı davalı iş sahibinin cezai şart alacağı 59.250,00 TL, kira kaybı alacağı 11.850,00 TL, kar kaybı alacağı ise 13.526,00 TL olduğu hesaplanmış olup, kira kaybı ve kâr kaybı alacak toplamlarının cezai şart alacağını aşmadığı anlaşıldığından kira kaybı ve kâr kaybı alacak taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken bu taleplerin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı-karşı davacı yüklenici karşı davasında, ödenmeyen son hakediş bedelinin tahsilini talep etmiş olup, yapılan yargılama sonunda alacağın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Ancak davalı-karşı davacı alacağına, Beyoğlu …….. Noterliği 14.02.2013 tarih ve ……… yevmiye numaralı ihtarı ile davacının temerrüde düştüğünden bahisle bu tarihin faiz başlangıç tarihi olduğunu belirterek faiz istemiş ise de, davalı-karşı davacının bu ihtardan sonra; Bakırköy …….. Noterliği 19.03.2013 tarih ve ……. yevmiye numaralı ihtarında, son hakediş bedelinin 7 gün içinde ödenmesini talep etmiş olduğu anlaşıldığından, davacı-karşı davalının bu ihtarla temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerekmektedir. Mahkemece söz konusu ihtarın davacı-karşı davalı iş sahibine ne zaman tebliğ edildiği araştırılıp, tebliğ tarihine 7 gün eklenerek davacı-karşı davalının temerrüde düştüğünün kabulü ile faizin bu tarihten başlatılması gerekirken, karşı dava tarihinden başlatılması doğru olmamıştır” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Mahkememizce 25/11/2020 tarihli oturumda karşı davanın tefrikine karar verilmiş, karşı dava yönünden dosya mahkememizin …… esasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda karşı davanın ……. karar sayılı ilamıyla kısmen kabulüne karar verilmiş; bu bağlamda Yargıtay bozma ilamından sonra asıl dava yönünden değerlendirme yapılmıştır.
Yargıtay bozma ilamında belirtilen Büyükçekmece ……. Asliye Ceza Mahkemesinin eski ……. esas, yeni ……. esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda davalı şirket temsilcisi olan ……..’in hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma eyleminden dolayı mahkumiyetine karar verilmiş ve söz konusu kararın istinaf incelemesinde geçmek suretiyle kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Büyükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesinin …… esas ……. karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacı tarafından davalı şirkete teslim edilen ancak kullanılmayan inşaat demiri yönünden davalı şirketin sorumluluğunun söz konusu olduğu, ceza mahkemesi tarafından belirlenen maddi olguların mahkememiz yönünden de bağlayıcı olduğu, bu bağlamda davacı tarafından davalı tarafa teslim edilip ancak inşaatta kullanılmayan demir bedelinin bilirkişi heyeti ……. ve arkadaşları tarafından düzenlenen 09/10/2015 tarihli raporda belirtildiği üzere 388.159,95-TL olduğu, bu miktardaki demir bedelinin davalıdan tahsil edilmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.

Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı tarafın talep edebileceği cezai şart alacağının 59.250-TL olduğu, cezai şartı aşmayan kira ve kar kaybının talep edilemeyeceği, bu bağlamda bozma ilamında da belirtildiği üzere 59.250-TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline; ceza yargılaması sonucunda tespit edilen maddi olgu kapsamında davalıya teslim edildiği halde inşaatta kullanılmayan ve davacı tarafa da iade edilmeyen demir bedelinin bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 388.159,95-TL olduğu, iş bu alacağın da davalıdan tahsiline, kira ve kar kaybına yönelik istemin ise reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
a)59.250-TL cezai şartın davalıdan alınarak davacıya verilmesine; iş bu alacağın 50.000-TL’sine dava tarihi olan 16/07/2013 tarihinden itibaren, bakiye 9.250-TL’sine ıslah tarihi olan 23/11/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
b)388.159,95-TL demir bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, iş bu alacağın 100.000-TL’sine dava tarihi olan 16/07/2013 tarihinden itibaren, bakiye 288.159,95-TL’sine ıslah tarihi olan 23/11/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
c)Kira ve kar kaybına ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 30.562,50-TL ilam harcından peşin alınan 3.415,50-TL + 5.080-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 22.067,00-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 3.415,50-TL + 5.080-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 8.495,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.390,10-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 24,30-TL, tebligat-posta gideri ve bilirkişi ücreti: 1.365,80-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 1.320,59-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 39.420,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.