Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/889 E. 2019/1360 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/889 Esas
KARAR NO : 2019/1360

DAVA : Şirket Müdürünün Azli – Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/06/2013
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 19/12/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin İstanbul Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu 10.06.2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin %49 hisse ile davalı şirkette hissedar olduğunu, davalı …’ ın ise %41 oranında hissedar olduğunu, 2006 yılından itibaren yaşadığı sağlık problemleri nedeni ile 2008 yılında davalı …’ ın şirket müdürü olarak görevlendirildiğini, davalı şirket müdürünün şirket ile ilgili kendisine bilgi vermediği gibi şirketi kötü yönetmesi nedeni ile kendisini zarara uğrattığını, ortağı olduğu şirket hesabından ödenen bedele rağmen dava dışı şirket hisselerinin kendi şirketlerine devredilmeyip muvazaalı devir işlemi yapıldığını, dava dilekçesinde ayrıntılı olarak belirtilen olaylar kapsamında davalıya yönetici olarak güvenleri kalmadığını bu nedenlerle davalı … tarafından şirketin kötü yönetilmesi nedeni ile görevden alınmasına ve oluşan 10.000,00 TL maddi tazminatın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf dosyaya sunmuş olduğu 24.07.2013 tarihli cevap dilekçesinde ; öncelikle şirketin merkez adresi dikkate alındığında yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu bağlamda yetkisizlik kararı verilmesini , şirket müdürünün sorumluluğunun iki yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, bu sürenin de geçtiğini, esasa yönelik olarak da davacının iddialarının gerçek olmadığını, şirketin kötü yönetilmesi veya muvazaalı devir işlemlerinin söz konusu olmadığını bu bağlamda yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …..Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ….. E-K sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Dosyaya suluna belge ve kayıtlar ile birlikte dosya bilirkişi ….. ve …..’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 24.11.2016 tarihli raporlarında özetle; ” ….. Ltd. Şti. Tarafından …..Şirketi’ne, sözleşme ve ek sözleşmede IBAN numarası verilen 1.040.000 Euro ödendiği, toplam ödeme tutarının 1.900.000.- EURO olduğu,27.04.2004 ve 01.05.2006 tarihli sözleşme ve ek sözleşmenin uygulandığı, ancak hisselerin yapılan ödemelere rağmen ….. Ltd.Şti.’ne devredilmediği,Davacıya bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırmadığı,Sayın Mahkemece haklı sebep bulunduğu kanaatine varıldığı takdirde TTK 630 uyarınca müdürün azline karar verilebileceği ” teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere tarafların ortak olduğu şirkete ait hesaptan ödenen dava dışı şirkete ait hisselerin davalı şirkete devredilmediği , davacıya bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmadığı, tarafların ortağı olduğu davalı şirketin yönetiminin davalı …’da bulunduğu ancak yönetici olan …….’ın eylem ve işlemlerinin davacı yönünden güvensizlik yarattığı, toplanan delillere göre davacının iddialarının da bu bağlamda sabit olduğu , şirketin ticari faaliyetinin daha sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi amacı ile TTK’ nın 630/2 maddesi gereğince haklı nedene dayalı olarak davalı …’ın yöneticilik görevinin sonlandırılarak şirketin organsız kalmaması amacı ile kayyım tayin edilmesine , her ne kadar davacı taraf davalı yöneticinin eylemleri nedeni ile kendisinin zararına sebebiyet verdiği gerekçesi ile talepte bulunmuş ise de böyle bir tazminatın ancak şirket adına ve şirkete ödenmek koşulu ile talep edilebileceği (Yargıtay 11.HD’ nin 2016/10385-8877 E-K sayılı ilamında da belirtildiği üzere) dikkate alınarak davacı tarafın maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, iş bu kararın istinaf ve temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD 2018/201 esas 2019/2620 karar sayılı ilamıyla;
“Dava, limited şirkette haklı nedenle yöneticinin azli, kayyım atanması ve maddi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, davalı şirket yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. Bu durumda, davalı şirket hakkındaki davanın, husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davalı şirket aleyhindeki davada işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, yöneticinin azlinde haklı neden olarak, davacının bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiği tespitinde bulunulmuştur. Ancak dosyada, bu tespite ilişkin benimsenen delil mahiyetindeki, bilgi isteme talebi içerikli, ….. yevmiye numaralı noter ihtarında, şirkete ait bilgi ve belgelerin bir adrese gönderilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Anılan bu ihtar bilgi alma hakkını kullanım usulünü düzenleyen TTK 614. maddeye aykırı olup mahkemece bu hakkın kullanıldığının engellendiği tespiti yerinde olmamıştır.
Bir diğer kabul gerekçesi olan ve mahkemece haklı neden olarak görülen 27.04.2004 ve 01.05.2006 tarihli davalı şirket lehine pay devri içeren protokollerin ifasının sağlanmadığı tespitinin incelenmesine gelince; yöneticinin azli TTK 630. madde hükmü gereği somut haklı nedenlerle verilebilir. Somut olayda ise davalı yöneticinin göreve başlama tarihinden önce akdedilen ve davalı taraf savunmasına göre şirket bünyesinde cismen mevcut olmayan sözleşmenin ifasının sağlanmadığından bahisle haklı nedenin varlığı tespit edilmiş, bu sözleşmenin karşılıklı ifa durumu incelenerek karar verilmiştir. Bu şekilde bir incelemeye dayanan kararın somut nedenlerden beslenmediği kanaatiyle karar doğru görülmediği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davalı şirket yöneticisi olan …. aleyhine açılan davanın ise davacı tarafın bilgi alma hakkını kullanma isteminin TTK 614.maddesine uygun olmaması ve ayrıca 27/04/2004 ve 01/05/2006 tarihli davalı şirket lehine pay devri içeren protokollerin ifasının sağlanmamasında davalı …. ‘a atfedilecek herhangi bir kusurun varlığı ispatlanamamış olması nedeniyle iş bu davalı aleyhine açılan davanın da esastan reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından davalı ….. aleyhine açılan davanın sübuta ermediğinden REDDİNE,
3-Peşin alınan 170,80-TL harçtan, 44,40-TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 126,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılarca yapılan istinaf, temyiz ve posta masrafı olan 407,00-TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davalı … vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/12/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.