Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/856 E. 2020/543 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/856 Esas
KARAR NO : 2020/543

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu müvekkile olan borcuna karşılık olmak üzere …bank … şubesi …. çek numaralı 31/07/2017 keşide tarihli ve 45.000,00TL tutarlı, …bank … şubesi … çek numaralı 18.09.2017 keşide tarihli ve 50.000,00TL tutarlı, …bank … şubesi …. çek numaralı 15/06/2018 keşide tarihli ve 45.000,00TL tutarlı çekleri hamiline bir şekilde keşide ederek müvekkile teslim edildiğini, müvekkil ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişki sebebiyle davalı borcunu ödememesine rağmen çek üzerinde karşılıksızdır işlemi yapılması amacıyla müvekkili oyalayarak defalarca borcu ödeyeceğini beyan etmişse de yine de borcunu ödemediğini, müvekkil davalı borçluya iyi niyetle inandığını ve yasal süresi içerisinde çekleri bankaya ibraz etmediğini belirterek Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyasında takip başlatıldığını, takibe davalı tarafından haksız, hukuki ve maddi dayanağı olmayan itirazda bulunulduğunu, itirazların iptal edilerek takibin devamına karar verilmesi ve davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, müvekkil aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlü … E. Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, Müvekkil tarafından bu haksız ve mesnetsiz icra takibine süresi içerisinde itiraz edilmiş ve davacı tarafından iş bu itirazın iptali davası açıldığını, Öncelikle açılan bu davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, söz konusu icra takibi ilamsız olarak açıldığını, her ne kadar davacı tarafından borcun nedeni söz konusu üç çek olarak gösterilmiş olsa da çekler ibraz edilmediği için hukuken geçerliliği bulunmadığını, tarafların tacir olmaması ve açılan takibin de ticari bir ilişkiye dayandığının kesin olmaması sebebiyle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkilin davacı tarafa böyle bir borcu bulunmamaktadır ve çeklerde bulunan imzalar müvekkile ait değildir. Müvekkile ait bu çekler müvekkilin yetkisi dışında doldurulup imzalanmıştır. Müvekkilin davacı taraf ile ticari bir ilişkisi de bulunmadığını, zaten çekler müvekkil tarafından imzalanıp verilmiş olsa idi çekler için bankadan ibraz yoluna gidilmesi beklenirdi. Ancak çeki elinde tutan davacı taraf, çekin müvekkil tarafından imzalanmadığını bildiği için durumun belki de bankada ortaya çıkacağından korkarak çeki bankaya ibraz edip, çeki yazdırmadığını, işbu itirazın iptali davasının esastan reddine takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Takip ve dava konusu edilen keşidecisi davacı olan hamiline düzenlenen …bank … şubesine ait … nolu 50.000,00TL bedelli, … nolu 45.000,00TL bedelli, …. nolu 22.000,00TL bedelli çeklerdeki keşideci imzası ile iki çekteki miktar hanelerindeki düzeltme ve son çekteki keşide tarihindeki düzeltmenin davacı eli ürünü olup olmadığı bu kapsamda süresinde ibraz edilmeyen çek bakımından imza davalıya ait ise TTK’nın 732. Maddesi gereğince davalının sorumluluğunun miktarı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 135.274,16 TL alacağın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, süresinde borca ve imzaya itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce imza itirazı da dikkate alınarak grafolog bilirkişi ve Jandarma Kriminal Laboratuvarından ayrı ayrı rapor alındığı, her iki raporda da çekteki imzaların davalı keşideciye ait olduğuna dair menfi ve müspet kanaatin elde edilemediği belirtilmiştir.
Davacı, dava konusu çeke hamil olmuştur. Davalı ise çekin keşidecisidir. Çek, süresinde bankaya ibraz edilmediğinden 6762 sayılı TTK.nun 720.maddesi uyarınca hamil, ciranta ve keşideciye karşı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiştir. Başka bir anlatımla, süresinde ibraz edilmeyen çek nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiştir. Bu durumda, çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için önünde iki seçenek bulunmaktadır. Hamil, ya aralarındaki temel ilişkiye dayanarak çeki kendisine ciro eden lehdara başvurup süresinde ibraz edilmeyen çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp, alacağını her türlü delil ile kanıtlayabilir, ya da 6762 sayılı TTK.nun 730/14.maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanun’un 644.maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz iktisap hukuksal nedenine dayanarak keşideciye başvurabilir. Bu ikinci halde ispat külfeti keşidecide olup, keşideci sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamakla yükümlüdür.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; somut olayda imzaya itiraz bulunduğundan öncelikle bu hususun araştırılması, imzanın davalı keşideciye ait olması halinde ise yukarıda belirtilen hususlara göre inceleme yapılması gerekmektedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında imzanın davalıya ait olduğu tespit edilemediğinden davalının borçlu olarak kabulü de mümkün olmayacaktır. Davacı tarafın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40TL ilam harcından peşin alınan 1.321,70TL harcın mahsubu ile bakiye 1.267,30TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.065,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.