Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/841 E. 2021/270 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/841 Esas
KARAR NO : 2021/270

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı taraf Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğümün ……. Esas sayılı dosya üzerinden tahliye ve muhafaza işlemi yapmıştır. Bu işlem sonucunda muhafaza altına alınan menkuller alacaklı vekili ile müvekkilimiz arasında imzalanan 29/12/2018 tarihli yediemin teslim zabtı – ücret sözleşmesi uyarınca günlük 30,00.-TL bedelle müvekkiline teslim edildiği, muhafaza altına alınan mahcuzların muhafaza tarihinin üzerinden uzun süre geçmiş olmasına rağmen müvekkil yedinden alınmadığı gibi peşinat olarak -2.500,00 TL dışında yedieminlik ücreti de ödenmediği, davalı taraf ile yapılan tüm şifahi görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine, 09/10/2019 tarihinde Büyükçekmece …… İcra müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, davalı tarafın itiraz dilekçesinde borca ve tüm ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği, menkul mallar üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen hala müvekkilinin uhdesinde olduğunu. davalı- borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine dava şartı olarak arabulucuya başvurulduğu ve 21/10/2019 tarihinde arabuluculuk toplantısına son verildiği ve anlaşma sağlanamadığı, davalı tarafça yapılan itirazların kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle dava açma zarureti hâsıl olduğunu belirtimiştir. Ayrıca, taraflar arasındaki sözleşme, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince imzalandığını, sözleşme özgürlüğünün; kısaca, kişilerin diledikleri sözleşmeyi geçerli olarak yapabilmek hususunda sahip oldukları irade açıklaması olduğunu, Türk Hukuku’nda genel ilkenin sözleşme özgürlüğü ilkesi olduğunu, gerek TBK 26. maddesindeki “Taraflar; bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” hükmü, gerekse Anayasanın 48. Maddesindeki “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir” şeklindeki hüküm sözleşme özgürlüğü ilkesini gösterdiğini, davalı tarafın borçlu olduğunu, davalı vekilinin müvekkili ile imzaladığı yediemin teslim zabtı – yediemin ücret sözleşmesi uyarınca haczedilen menkullerin, günlük 30,00-TL bedelle müvekkile teslim edildiğini, alacaklı vekili ile imzalanan -sözleşme serbestîsinin ön gördüğü şekilde düzenlenen- sözleşmede bu açıkça belirtildiğini, ancak aradan geçen uzun süreye rağmen, davacının 2.500,00 TL dışında herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı borçlunun bu bedelleri ödememesi sonucunda, menkullerin müvekkiline teslim edildiğini, 29/12/2018 tarihinden takibin yapıldığı 09/10/2019 tarihine kadar olan 283 günlük yediemin ücretinin tahsili için icra takibi yapıldığını, takibin itirazla durduğunu, belirterek bu takibe yapılan itirazın iptalini ve davalının % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf beyan dilekçesinde özetle; tahliye edilene ait malların yediemine tesliminin yasal zorunluluk olduğu, bu mallar üzerinde kendilerinin tasarruf haklarının bulunmadığı ayrıca yedieminlik için günlük belirlenen ücretin fahiş ve tarife hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, yedieminlik ücret alacağı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında düzenlenen yediemin ücreti sözleşmesi kapsamında teslim tarihi ile takip tarihi arasındaki alacak miktarı, bu miktarın saklama sözleşmesine göre mi yoksa tarifeye göre mi belirleneceği noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 283 günlük yediemin ücreti olarak günlüğü 30,00-TL’den hesaplanarak ödenen kısmın mahsubu sonucunda toplam 5.990,00TL üzerinden ilamsız icra takibi yaptığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında mahcuz malların yediemin sıfatıyla davacıya ait depoya teslim edildiği ve mahcuz malların 283 gün yediemin deposunda kaldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre mahcuz malların günlük ücretinin 30-TL olduğu ve yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda ödenen 2.500 TL mahsup edildiğinde yediemin ücretinin 5.990,00 TL olduğu ve bu miktar üzerinden icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf, yediemin deposu için talep edilebilecek ücretin Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen ücrete göre hesaplanması gerektiğini iddia etmiş ise de; taraflar arasında sözleşme serbestliği kapsamında düzenlenen yedieminlik ücret sözleşmesinin geçerli olduğu, sözleşmede belirlenen günlük 30-TL’nin davalı tarafından ödenmesi gerektiği, mahcuz malların satış işlemlerinin yapılacak olmasının alacağın muaccaliyeti ile bir ilgisi bulunmadığı, bu bağlamda davacı tarafın sözleşmeye göre takip konusu yapmış olduğu alacağının oluştuğu; ancak mahcuz malların belirlenen toplam değeri ve depoda kalınan sürenin uzunluğu dikkate alınarak tahakkuk eden yedieminlik ücretinden Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.(Y.13. HD 2016/19077 Esas ve 2019/7736 Karar sayılı ilamı).
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen yedieminlik ücret sözleşmesine göre davacı tarafın toplam 5.990,00-TL alacağının tahakkuk ettiği, iş bu alacaktan mahcuz malların belirlenen değeri ve yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğu dikkate alınarak belirlenen alacaktan %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak sonuçta 4.792,00-TL üzerinden icra takibinin devamına, likit olan alacağa yapılan itiraz nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına ,hakkaniyet gereğince alacaktan yapılan indirim nedeniyle Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktir edilmemesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 4.792,00TL asıl alacak üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 958,40TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 327,34TL ilam harcından peşin alınan 72,35TL harcın mahsubu ile bakiye 254,99TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 44,4 TL Başvuru Harcı, 72,35 TL Peşin Harç, TL Tamamlama Harcı, TL ıslah harcı olmak üzere toplam 116,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 700,00TL bilirkişi ücreti, 49,40TL posta masrafı olmak üzere toplam 749,40TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.