Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/82 E. 2020/415 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/82 Esas
KARAR NO : 2020/415

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/02/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 08/10/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 08/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %50 oranında hissedarı olduğunu, şirketin 05/10/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısının yapıldığını; yapılan toplantıda alınan 7 nolu karar gereğince, şirketin müştereken şirket ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan … ile … tarafından temsil edileceğini, toplantı tutanağının oy toplayıcısı ……. ve katip ……. tarafından imzalandıktan sonra divan başkanı olan ……’in imzasının tamamlanacağı aşamada kendisinin acil işi olması nedeniyle toplantı yerinden ayrıldığını, alınan karar gereğince toplantı tutanağının fotokopisinin kendisine verildiğini; ancak diğer ortak … kendisinin yokluğunda yeni bir genel kurul toplantı tutanağı düzenlediğini, söz konusu tutanağın 7 nolu kararında şirketin münferiden kendisi tarafından temsil edileceğinin yazıldığını, işbu tutanak kapsamındaki kararın Ticaret Sicil Memurluğunda tescil edildiğini, tescil edilen karara göre …’in şirketin tüm varlığını oluşturan taşınmazlarla ilgili tasarrufta bulunduğunu, oysaki şirketin münferiden … tarafından temsil edilmesine ilişkin alınan herhangi bir karar olmadığını, ortaklar arasında ihtilaf bulunurken böyle bir karar alınmasının hayatın olağan akışına da uygun olmadığını, bu nedenlerle şirketin münferiden temsiline ilişkin 7 nolu kararın yok hükmünde sayılmasının tespitine ve …’in şirketi temsil yetkisi kaldırılarak şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacının kendisine verildiğini iddia ettiği genel kurul toplantı tutanağının fotokopiden ibaret olduğunu, bu nedenlerle söz konusu tutanağa itibar edilemeyeceğini, şirketin münferiden … tarafından temsil edilmesine ilişkin ve ticaret sicilde tescil edilen 05/10/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağının geçerli olduğunun, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekilleri de dosyaya sunmuş oldukları beyan dilekçelerinde, öncelikle davanın reddine ve mahkemece verilen tedbir kararlarının kaldırılmasını talep etmişlerdir.
Dava konusu şirkete ait sicil kaydının celp ve tetkikinde, şirket ortaklarının … ile … olduğu, şirketin dava konusu yapılan 05/10/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağına göre münferiden … tarafından temsil edildiği anlaşılmıştır.
Duruşmada dinlenen tutanak mümzileri …… ve ……. beyanlarında; davacı tarafından dosyaya sunulan 05/10/2016 tarihli tutanak fotokopisinde bulunan imzaların kendi imzalarına benzediğini, ancak kesin olarak kendi imzaları olup olmadığı hususunda beyanda bulunamayacaklarını, genel kurul toplantısında alınan kararlar kapsamında bir adet tutanak düzenlendiğini ve tutanağın toplantıya katılanlara verilip sonuçta Ticaret Sicil Memurluğunda tescil edildiğini beyan ve ifade etmişlerdir.
Bakırköy C. Başsavcılığının ……. soruşturma sayılı dosyası ile şüpheliler ……, …, ……. ve …… hakkında özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma eylemlerinden dolayı soruşturma yapılmış; yapılan soruşturma sonucunda, davacı tarafın şikayet konusu yapmış olduğu ve şirketin müştereken temsiline ilişkin tutanağın fotokopi olması nedeniyle şikayete konu belge hakkında sahtelik yönünden değerlendirme yapılamayacağı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmiş ve söz konusu karar kesinleşmiştir.
Bakırköy C. Başsavcılığının ……. soruşturma sayılı dosyasında görevlendirilen bilirkişi Doç. Dr. ……. düzenlemiş olduğu 06/12/2019 tarihli raporunda, davacı tarafın dayandığı ve şirketin müştereken temsiline ilişkin 05/10/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağında …… ile …….’na ait imzalar ile şirketin münferiden temsiline ilişkin aynı tarihli genel kurul toplantı tutanağında yer alan imzaların önemli benzerlikler taşıdığını teknik kanaati olarak belirtmiştir.
07/10/2020 tarihli oturumda HMK 169/2 ve 170/1 maddesi gereğince isticvap müessesesi kapsamında beyanına başvurulan ve davalı … münferiden temsil eden … ifadesinde: Dava konusu yapılan 05/10/2016 genel kurul toplantısından önce şirketi kendisi ve davacı … tarafından müştereken temsil ettiklerini, ancak yapılan toplantıda şirketin münferiden kendisi tarafından temsiline karar verildiğini, tutanağı imzalayan her üç kişinin de kendisinin sahibi olduğu dava dışı ……. Mimarlık’ın çalışanları olduğunu, şirket toplantısının ……. Mimarlık’ın merkez adresinde yapıldığını beyan etmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, şirketin münferiden … temsiline ilişkin 05/10/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağının gerçek tutanak olduğunu, davacı tarafın toplantıdan erken ayrılması nedeniyle fotokopisi kendisine verilen aynı tarihli ve şirketin müştereken temsiline ilişkin genel kurul toplantı tutanağının gerçeği yansıtmadığını iddia etmiş ise de; her iki tutanakla ilgili yapılan değerlendirme sonucunda tutanaklarda imzası bulunan ……. ile ……. ‘ın imzalarının düzenlenen rapora göre önemli benzerlikler taşıdığı, söz konusu belgelerin incelenmesinde çıplak gözle de imzaların aynı kişilere ait olduğunun kuvvetle muhtemel olduğu, nitekim duruşmada dinlenen tutanak mümzileri belgedeki imzaların kendi imzalarına benzediğini tevil yollu ikrar ettikleri, toplantıdan önce dava konusu şirketin müştereken temsil edildiği halde taraflar arasında önemli ihtilaf bulunduğu aşamada şirketi temsil yetkisinin münferiden …’e tevdii edilmesinin hayatın olağan akışına ve ticari hayatın gerçeklerine aykırı olduğu; ayrıca 03/06/2013 tarihli belgeye göre şirketin müştereken … ile … tarafından temsil edileceğinin taahhüt edildiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın fotokopiden ibaret belgeye itibar edilemeyeceği yönündeki savunması mahkememizce kabul edilmemiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin müştereken şirket ortakları tarafından temsil edilirken ve ortaklar arasında önemli ihtilaflar bulunduğu aşamada yapılan 05/10/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın gerçekte şirketin müştereken temsiline yönelik olduğu, bu bağlamda davacı tarafın dosyaya fotokopisini sunmuş olduğu tutanağın şirket ortaklarının almış olduğu ve gerçek iradelerini yansıtan karar olduğu, nitekim davacı tarafın ileri sürdüğü hususlar ve müşterek temsile ilişkin kararın tam aksine oluşturulan tutanak karşısında davacı tarafa fotokopisi verilen belge aslının davacı tarafından dosyaya sunulma imkan ve ihtimalinin olmadığı, davalı şirket temsilcisi olan …’in, davacının iddia ettiği gibi toplantıdan ayrıldıktan sonra kendisini münferiden temsilci gösteren aynı tarihli genel kurul toplantı tutanağı düzenlediği ve söz konusu tutanağı Ticaret Sicil Memurluğunda tescil ettirdiği, bu kapsamda dava konusu yapılan ve şirketin münferiden temsiline ilişkin 7 nolu karar alınmadığı halde alınmış gibi gösterilip tutanak düzenlenmesinin söz konusu kararı yoklukla sakat kıldığı (Yargıtay HD 2013/1048 esas 2014/430 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), yoklukla sakat olan kararın iptalinin menfaati olan herkes tarafından istenebileceği gibi bu yöndeki istemin herhangi bir süreye tabi olmadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın davasının kabulü ile davalı şirketin münferiden şirket ortağı olan … tarafından temsiline ilişkin 7 nolu kararın yoklukla malül olduğunun tespitine, ayrıca davacı ve davalı şirketin menfaatlerinin korunması açısından HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince şirketin ortaklar tarafından müştereken temsili yönünde tedbir kararı uygulanması gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülen davacının davasının KABULÜNE, davalı şirkete ait 05/10/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 7 nolu kararın YOKLUKLA MALÜL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Yargılama aşamasında taşınmazlar üzerine konulan tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-Davacı tarafın davalı şirkete kayyım atanması yönündeki tedbir isteminin KISMEN KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun …….. sicil numarasında kayıtlı …’nin … tarafından münferiden temsiline ilişkin yetkinin kaldırılması ile söz konusu şirketin davacı ……. TC nolu … ile …… TC nolu … tarafından müştereken (birlikte) temsiline, işbu tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın bir örneğinin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu ile Bakırköy TSM’ye gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40-TL ilam harcından peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 10,40-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 274,75-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 50,80-TL, tebligat-posta gideri: 223,95-TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2020
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.