Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/807 E. 2021/1048 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/807 Esas
KARAR NO : 2021/1048

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili …… Davalı … ile birlikte İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ….. Mersis numarası ile kayıtlı …… Cafe San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olup, şirkette mevcut 100.000,00 TL. bedelli 4000 adet hissesini 05.03.2018 tarihinde Bakırköy …… Noterliği’nde düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile dava dışı …’a satmıştır. taraflar kendi aralarındaki alacak ve borç ilişkileri çerçevesinde 05. 03.2018 tarihinde ayrıca ekte yer alan ve el yazısı ile yazılan protokolü düzenlemişler ve bu protokol ile davalı … bu hisse devri karşılığında ……’ya 2018 yılı içerisinde 200.000,00 TL. (iki yüz bin türk lirası) ödeyeceğini kabul etmiştir. Müvekkilim 2018 yılı içerisinde uzun süre davalı ile diyalog kurarak alacağını tahsil etmeye çalışmış ancak davalı müvekkilimi sürekli oyalayarak ödeme yapmaktan imtina etmiştir. Alacağını 2018 yılı içerisinde tahsil edemeyen müvekkilim 17.01.2019 tarihinde davalı aleyhine Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatmıştır. Ancak davalı 31.01.2019 tarihinde takibe itiraz etmiş ve takip durmuştur. Bunun üzerine tarafımızdan Büyükçekmece Arabuluculuk Bürosuna ……… arabulucu Dosya Numarası ile müracaat edilmiş, ancak yapılan görüşmeler neticesinde de davalı borcunu ödemeyi kabul etmemiş ve bu husus Arabulucu Son Tutanağına bu şekilde geçirilmiştir.” şeklinde beyanda bulunarak itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;“Dava dilekçesinde, müvekkil ile davacının ortağı olduğu şirkete ait hisse devirleri nedeniyle davacının müvekkilden alacaklı olduğu, bu alacağa istinaden Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… E. Sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine müvekkil tarafından itiraz edilmesi üzerine yukarıda numarası yazılı dosya üzerinden itirazın iptali davası açılmıştır. Açılan dava gerçeklikten uzak olup reddi gerekmektedir. Şöyle ki; dava dilekçesinde doğru olan tek şey bir dönem müvekkil ile davacının mezkur şirkette hissedar olmaları ve bu hisselerin devridir. Bunun dışındaki davacının alacaklı olduğu yönündeki iddiası gerçek değildir. Söz konusu …….. TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ …… sicil numarası ile … 100.000 hisse, … 100.000 hisse ve …… 100.000 hisse olarak 08.09.2017 tarihinde tescil edilerek kurulmuştur. …… 96 33,333 hissesinin 96 16,83’ünü 50.490 TL karşılığındaki hissesini 06.03.2018 tarihinde …’a satmış ve son ortaklık yapısı, … 95 50,17, … 96 33.33 ve …… 96 16,5 şeklinde oluşmuştur. Devam eden süreçte taraflar arasında 05/03/2018 tarihinde protokol imzalanmıştır. Ancak protokolde belirtilen borç davacıya ödenmiştir. Davacı 17/05/2018 tarihinde müvekkile gönderdiği …… mesajında yeni bir işletme kurduğunu, alacağa mahsuben işletmenin teşrifat, güvenlik, tamirat, tadilat işlerini yapmasını müvekkilden talep etmiştir. Müvekkil, davacının talebini kabul etmiş ve davacının yönlendirdiği, ….. Mah. …… Bulvarı …… Cad. No: 10/A, 34528 Beylikdüzü/İstanbul adresinde bulunan ……. markası ile hizmet veren işletmenin, elektrik işlerinin yapılması, mekanik işlerinin yapılması, IT işlerinin yapılması, kamera işlerinin yapılması, ses sistemi işlerinin yapılması, görüntü sisteminin kurulması, inşai işlerin yapılması, kırım söküm ve moloz atımı işlerinin yapılması, ürün teşhir bankolarının yapılması, AVM içinde işletmeye ait mutfak alanının tadilatının yapılması, İşletme dışında bağımsız alana çocuk oyun alanı yapılması işleri müvekkil tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca davacıya ait Sarıyer Büyükdere’de bulunan taşınmazın tadilat dekorasyon işleri de müvekkil tarafından yapılmıştır. Bu hususlarla ilgili olarak söz konusu taşınmazlarda bilirkişi marifetiyle keşif yapılmasını ve rapor düzenlenmesini talep etme gereği doğmuştur. Yapılan bu işlerle ilgili olarak müvekkil, davacı ile mutabakat yapmak için uğraşmış ancak davacı müvekkil ile bir araya gelmekten kaçınmıştır. Müvekkil iyi niyet göstergesi olarak para göndermek istediğinde, davacı eski eşinin ve 3. kişilerin hesap numaralarını göndermiş, kendİ hesap numarasını vermekten kaçınmıştır. Müvekkilin mezkur protokol üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesine rağmen, davacı kötü niyetli olarak müvekkil hakkında icra takibi başlatmıştır. Yapılan bu icra takibine, kısaca açıkladığımız nedenlerle müvekkil, borcu olmadığından itiraz etmiştir. Huzurdaki davaya konu gerçek bir alacak bulunmadığı yargılama sırasında yapılacak tespitlerle açıklığa kavuşacaktır.” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddine, % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ve davacının payını devir ettiği …’ın dava dışı ….. Ltd Şti.’nin ortağı olduğu, davacının payını ……. ‘a devir etmesinden sonra davalının 200.000,00TL’yi 2018 yılı içerisinde davacıya ödemeyi üstlendiği sabit olup davalının bu edimini davacıya ait kafe veya restorantlarda tadilat veya tamirat hizmeti vererek yerine getirip getirmediği noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edildi
Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 200.000,00 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 05.03.2018 tarihinde bir protokol yapıldığı, bu protokol uyarınca davalının davacıya 2018 yılı içinde 200.000-TL ödemeyi taahhüt ettiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problemler; davalının anılan borcu ödeyip ödemediği noktasında toplanmaktadır.
Ayrıca taraflar arasındaki ….. yazışmalarına da delil olarak dayanılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 199. maddesinde ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu düzenleme ile SMS ve ………. mesajları da belge olarak kabul edilmiştir. HMK’nun 202. maddesinde de, ”(1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.” şeklinde düzenleme getirilerek bu tür belgeler yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin içtihatları da bu yöndedir (Bkz. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 08.09.2015 gün, 2015/28467 Esas, 2015/26584 Karar, 03.04.2014 gün, 2014/5149 Esas, 2014/10114 Karar sayılı içtihatları vb.).
Somut olayda; davacı dosyaya HMK.’nun 199. maddesi uyarınca bir yazılı delil sunamamış ise de tarafların elektronik ortamdaki görüşmelerine ilişkin dökümanların aynı madde kapsamında belge niteliğinde olduğundan ve davalılar tarafından da davacının delil olarak dayandığı ……… yazışmalarına açıkça karşı çıkılmadığından HMK’nun 202. maddesi gereğince tanık dinlenebileceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; tanıklar da dinlenerek dosya bir bütün olarak bilirkişiye teslim edilmiştir.
Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde “protokolde belirtilen borç – davacıya ödenmiştir. Davacı 17/05/2018 tarihinde müvekkile gönderdiği ……… mesajında yeni bir işletme kurduğunu, alacağa mahsuben işletmenin teşrifat, güvenlik, tamirat, tadilat işlerini yapmasını müvekkilden talep etmiştir. Müvekkil, davacının talebini kabul etmiş ve davacının yönlendirdiği, …. Mah. …… Bulvarı …. Cad. No: 10/A, …… Beylikdüzü/İstanbul adresinde bulunan ….. markası ile hizmet veren işletmenin, elektrik işlerinin yapılması, mekanik işlerinin yapılması, IT işlerinin yapılması, kamera işlerinin yapılması, ses sistemi işlerinin yapılması, görüntü sisteminin kurulması, inşai işlerin yapılması, kırım söküm ve moloz atımı işlerinin yapılması, ürün teşhir bankolarının yapılması, AVM içinde işletmeye ait mutfak alanının tadilatının yapılması, İşletme dışında bağımsız alana çocuk oyun alanı yapılması işleri müvekkil tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca davacıya ait Sarıyer Büyükdere’de bulunan taşınmazın tadilat dekorasyon işleri de müvekkil tarafından yapılmıştır. … Yapılan bu işlerle ilgili olarak müvekkil, davacı ile mutabakat yapmak için uğraşmış ancak davacı müvekkil ile bir araya gelmekten kaçınmıştır. Müvekkil iyi niyet göstergesi olarak para göndermek istediğinde, davacı eski eşinin ve 3. kişilerin hesap numaralarını göndermiş, kendi hesap numarasını vermekten kaçınmıştır” şeklinde beyanlarda bulunulmuştur.
Söz konusu cevapta yer alan “protokolde belirtilen borç davacıya ödenmiştir. Davacı 17/05/2018 tarihinde müvekkile gönderdiği ……… mesajında yeni bir işletme kurduğunu, alacağa mahsuben işletmenin teşrifat, güvenlik, tamirat, tadilat işlerini yapmasını müvekkilden talep etmiştir. … işleri müvekkil tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayrıca davacıya ait Sarıyer Büyükdere’de bulunan taşınmazın tadilat dekorasyon işleri de müvekkil tarafından yapılmıştır…” yönündeki ifadeler dikkate alındığında, davalının protokolde yer alan dava konusu borcu kabul ettiği ve bu borcun karşılığını da tadilat ve dekorasyon işleri yapmak suretiyle ödediğini iddia ettiği görülmektedir.
İspat kuralına ilişkin TMK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulumadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla davalının ödeme iddiasının haklı görülebilmesi için, anılan kurallar uyarınca, davalı tarafından, dava konusu alacak oranında davacı lehine dekorasyon ve tadilat işlerinin yapıldığının geçerli delillerle ispat edilmesi gerektiği açıktır. Ancak, yine, davalının cevap dilekçesinde yar alan “Müvekkil iyi niyet göstergesi olarak para göndermek istediğinde, davacı eski eşinin ve 3. kişilerin hesap numaralarını göndermiş, kendi hesap numarasını vermekten kaçınmıştır” şeklindeki beyan dikkate alındığında, yapılan tadilat ve dekorasyon işlerinin dava konusu borcu karşılayacak düzeyde olmadığının da davalı tarafından ikrar edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ……… mesajlarından davalının davacının yeni kurduğu işletmenin tadilat ve tamirat işleri ile ilgili olarak, malzeme temini sağladığı ve yapım işleri için ekip gönderdiği anlaşılmakla birlikte, yapılacak işler konusunda tam olarak anlaşamadıkları, davalı tarafından gönderilen bir kısım malzemenin iade edildiği, işlerin tamamlanamaması nedeniyle davalının borcunun bir kısmını nakit olarak ödemeyi teklif ederek(..rakamı da net toparlayamadık…100-120 gibi bir şey var sanırım…mutabık olamadık ama) bu durumu bir kez daha ikrar ettiği de anlaşılmaktadır. HMK. m.199 hükmü uyarınca elektronik ortamdaki verilerin de belge niteliğinde olduğu dikkate alındığında davalının dava konusu borcu tam olarak ifa etmediği sonucuna varılmaktadır.
Alınan bilirkişi raporunda; davalının davacı lehine yapmış olduğu işlerin bedeli 44.920 TL olarak hesaplanmıştır. Sarıyer’deki taşınmaz tadilatından bahsedilmişse de buradaki tadilat iddiasının soyut kaldığı ve dinlenen tanık beyanlarıyla da desteklenmediğinden bu yer ile ilgili ayrıca araştırma yapılmamıştır. Taraflar arasındaki 05.03.2018 tarihli protokol uyarınca davalının davacıya 2018 yılı içinde 200.000 TL ödemesi gerektiğinden ve bu ödemeye ilişkin olarak da herhangi bir makbuz ve dekonta rastlanmadığından davalı …’nın davacıya olan borcunun devir tarihi olan 05.03.2018 tarihi itibariyle (200.000 TL- 44.920 TL) =155.080,00 TL olacağı, davalının dava konusu borcun 44.920 TL’lik kısmını tadilat ve dekorasyon yapmak suretiyle ödediği tespit edilmiştir. Buna göre; davanın kısmen kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 155.080,00-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 10.593,51TL ilam harcından peşin alınan 120,00TL harcın mahsubu ile bakiye 10.473,51 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 21,15TL Başvuru Harcı, 120,00TL Peşin Harç olmak üzere toplam 141,15TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.014,85TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 305,15 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 201,90TL posta masrafının kabul red oranına göre hesaplanan 155,22TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından sarf edilen 3.000,00TL bilirkişi ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 693,51TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.682,60TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.639,60TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır