Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/750 E. 2022/144 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/750 Esas
KARAR NO : 2022/144

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/02/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, uluslararası nakliyat ve kargo işi ile uğraşmakta olduğunu, davalı ile müvekkili arasında taşımacılık üzerine cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin davalı firmaya bir takım taşıma hizmeti sunduğunu, taşıma hizmetleri neticesinde müvekkilinin alacaklarının doğduğunu, ancak davalının müvekkilinin faturaya konu alacaklarını ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Bakırköy İcra Müdürlüğü’nün ……. E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle; davanın kabulü ile itirazın iptaline, 25.891,99-TL alacak üzerinden takibin ticari avans faiziyle birlikte devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle takip durmuş olduğundan alacağın %20’sinden az olmayacak şekilde davalının icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, icra takibine ek olarak gönderilen hesap ekstresinin hukuki hiçbir değeri bulunmadığını, ekstrenin ne şekilde oluşturulduğu, kim tarafından oluşturulduğunun belli olmadığı gibi hesap ekstresinde imza dahi bulunmadığını, müvekkil şirketin, davacı şirketle birçok kez hesap mutabakatı yapılması için görüşme talep etmesine rağmen hiçbir olumlu cevap alamadığını, davacı şirketin, müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibi başlattığını, bu bakımdan davacının asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına ve kötüniyetle iş bu dava açılmakla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, bu nedenle; davanın reddine, davacının asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına ve kötüniyetle iş bu dava açılmakla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 67. maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 25.891,99-TL asıl alacak, 165,99-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.057,98-TL tutarında 13/06/2019 tarihli cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya mali müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 20/09/2020 tarihli raporda özetle; “…takip tarihi itibariyle tarafların ticari defterlerinde bakiyelerin farklı olduğu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarında davacının takip tarihi itibariyle 25.805,09-TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında davalının takip tarihi itibariyle 34.4TL alacaklı olduğu, tarafların ticari defterlerindeki bakiye farkının 2018 yılı devir bakiye farkı ve davalı tarafından ödemesi yapıldığı tespit edilen 8 adet faturanın davacı kayıtlarında yer almaması nedeni ile oluştuğu, 2018 yılı devir bakiye farkının ise 2017, 2016 yılları ve öncesine dayalı bakiye farklarının olduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizin 14/12/2020 tarihli celsesinde; davacı tarafından düzenlenen ve davalı şirketin de ödediği raporda belirtilen 8 adet faturaya ilişkin ödeme belgeleri ile hangi faturaya ilişkin ödeme yapıldığını açıklar şekilde ek rapor tanzimi için dosya yeninden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim edilen 29/01/2021 tarihli ek raporda özetle; “…8 adet faturanın davalı şirketin ticari defter kayıtlarında davacı şirket için alacak kaydedildiği ancak davacının ticari defter kayıtlarında yer almadığı, davacı şirket kayıtlarında yer alamayan faturaların davalı şirketin kayıtlarında davacı şirket için borç kaydedildiği görülmüştür…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 20/09/2020 tarihli bilirkişi raporu ve 29/01/2021 tarihli ek rapor mahkeme denetimine ve hükme esas almaya elverişli görülmemekle; taraf defterleri üzerinde inceleme yaparak denetime elverişli rapor tanzim etmek üzere dosya 3 kişilik mali müşavirlerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 12/08/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “…davacının 2019 yılına ait defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, 2019 yılına ait defterlerin davacı lehine delil olduğu, davalının 2019 yılına ait defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, 2019 yılına ait defterlerin davalı lehine delil olduğu, davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 25.805,09-TL alacaklı olduğu, davalının defter kayıtlarına göre davacıya 85,16-TL borcu olduğu, borç ve alacak tutar farkının büyük bölümünün 2018 ve öncesi yıllardan gelen hesap bakiye farklarından kaynaklandığı, davacı ve davalı şirket arasındaki bakiye fark tutarların hangi faturalardan oluştuğunun kayıtlar üzerinden tespit edilemediği, iddia ve savunmaların doğruluğunun tespit edilebilmesi açısından söz konusu farklılıkların tespit edilmesi, tespiti yapılan bu fark faturalarına ait sevk irsaliyeleri, teslim tesellüm tutanağı ve ödeme dekontlarının da paylaşılması halinde kanaate varılabileceği, davacı ve davalı tarafların hesap mutabakatı yapmayıp, basiretli tacir davranışı sergilemediği, davaya konu olan borç-alacak tutarının olup olmadığına dair takdirin mahkememizde olduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda yerinde inceleme yapmak ve ek rapor tanzim etmek üzere dosya yeniden aynı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 11/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; “… Heyetin kök ve ek rapordaki görüşlerinin sübut bulduğu, davacı ve davalı tarafların hesap mutabakatı yapmayıp, basiretli tacir davranışı sergilemediği, davaya konu olan borç-alacak tutarının olup olmadığına dair takdirin mahkememizde olduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Düzenlenen bilirkişi heyeti kök ve ek raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın cari hesap alacağına dayalı olarak başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafın itirazı neticesinde işbu davanın açıldığı, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde davacı defterlerinde kayıtlı cari hesap alacağı ile davalı defterlerinde yer alan borç bakiyesinin birbirini doğrular mahiyette olmadığı, davalı defterlerine göre davalının davacı tarafa 85,16-TL borçlu görüldüğü, bilirkişilerce bu bedelin taraflarca hesap mutabakatı yapılmadığından ortaya çıktığının değerlendirildiği, basiretli tacir olan tarafların bakiye farka katlanması gerektiği, davacının takibe konu edilen miktarda cari hesap alacağının olmadığı ve icra takibinde kısmen haklı olduğu, davalının da icra takibine yapmış olduğu itirazında kısmen haklı olduğu, bakiye cari hesap alacağına ilişkin olarak davalı tarafça gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalının itirazında haksız olduğu kanaatine varıldığından, İİK 67/2 maddesi uyarınca asıl alacağın %20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu vaki itirazın 85,16-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 17,03-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70-TL ilam harcından peşin alınan 311,89-TL harcın mahsubu ile bakiye 231,19TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iade edilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 44,40- TL Başvuru Harcı, 80,70-TL Peşin Harç olmak üzere toplam 125,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 4,35-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
6-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.315,65-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 2.600,00-TL bilirkişi ücreti, 185,70-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.785,70-TL den kabul red oranına göre hesaplanan 9,16-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 85,16-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2022

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır