Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/680 E. 2020/645 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/680 Esas
KARAR NO : 2020/645

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilini mahkememize sunmuş olduğu 13.09.2019 tarihli dilekçesinde özetle; Davalı, müvekkil şirket ile yaptığı sözleşme gereği müvekkilin gönderdiği kumaşlar üzerinde numune olarak belirtilen örneğe uygun ürün üretme yükümlülüğü altına girdiği, fakat davalının nezaretinde üretilen ürünler ayıplı çıktığı, bu nedenle müvekkilin davalıya ihtarname çektiği, akabinde de Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. no.lu dosyasıyla icra takibinde bulunduğu, ürünler, müvekkilince davalıya teslim edildikten sonra davalının sözleşmede belirtilen hak ve yükümlülüklere, işin mahiyetinden kaynaklı verilen talimatlara ve numuneye uygun olarak üretimi (kesim, dikim veya ütü-paket) gerçekleştirmekle yükümlü olduğu, müvekkilin ürettiği … modelin 4 renginin dikim işlemini davalının sahibi olduğu … Tekstil’de (atölye) yapıldığı, bu imalat işleminde; daha sonra parça boya+asit yıkamada indigo rengine boyanacak ham kumaştan üretilen tişörtün 978 adedinin ceplerinin yamuk takılması ve 420 adet ürünün de makinaların baskı ayarlarının yanlış yapılmasından kaynaklanan delikler tespit edildiği, kısacası davalı tarafından ürün haline getirilen ürünlerden 1398 parça üzerinde ayıp tespit edildiğini, davalı tarafça ürün haline getirilen kumaşlarda, boya+asit yıkamadan sonra müdahale edilebilme imkanı olmadığından ütü paket aşamasında ancak 2. kalite ürün olarak ayrıldığını, davalı nezaretindeki atölyede çalışanlar, davalının sözleşme ile taahhüt altına girdiği imalat işlemini kusurlu eylemleriyle ayıplı ürün olarak gerçekleştirdiklerini, bu durumda müvekkilin kumaşlarının ederi, müşterisi ile yaptığı sözleşmeden kaynaklanan zarar, nakliyat, mesai sarfiyatı vb konularda zarara müsebbibi davalının kusurlu eylemi olduğunu belirterek davanın kabulüne, vaki itirazın kaldırılmasına, %20’den az olmamak kaydıyla davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 24.10.2019 tarihli cevap Dilekçesinde, özetle; Müvekkilinin ihtilaflı döneme ilişkin tüm ticari faaliyet kayıtlarını eksiksiz olarak düzenlediği ve yasal kayıtlarına intikal ettirdiği, Davalı müvekkili işletme, davacı tarafça anlaşılmış olan ürünleri anlaşma esaslarına uygun şekilde teslim ettiği, bu şekilde bugüne dek birçok firmadan hizmet satın aldığı ve söz konusu ticari alışveriş karşılığı olan faturalar eksiksiz olarak düzenlenerek kayıtlara intikal ettirdiği, bu kapsamda tüm ürünler hazırlanarak 25.02.2019 tarihinde teslim edildiği, teslimle birlikte fatura tanzim edilerek davacı firmaya ulaştırılarak söz konusu faturalar her iki tacirin yasal kayıtlarına intikal ettirildiği, bu süreçte 8 gün içinde itiraz TTK’nin 23. maddesinde, teslim sırasında açıkça belli olan ayıplar yönünden ayıbın 2 gün içinde satıcıya bildirilmesi gerektiği düzenlendiği, düzenlemenin devamında, malda açık ayıp söz konusu olmasa bile, malı satın ve teslim alan tacirin 8 gün içinde malı inceleme veya incelettirmekle yükümlü olduğunun düzenlendiği, yapılan inceleme neticesinde malın ayıplı olduğunun tespit edilmesi halinde bu ayıbın aynı süre içinde yani 8 günlük süre içinde satıcıya bildirilmesi gerektiği, 8 günlük süre malın alıcı tarafından satım ve teslim alındığı tarih itibariyle başlamakta olduğu, davacı tarafın yasal sürelerde hukuki değerlendirme ve itirazları yapmadığı ortada olduğu, Bunun üzerine fatura bedeli bakiye kısmı yönünden ödenmeyince davalı müvekkil işletme tarafından 25/04/2019 tarihinde Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. E. numaralı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, bu takib üzerine davacı, 30.04.2019 tarihinde ayıp ihbarında dahi bulunmamışken adeta zorlama muhasebese! yollarla … no’suyla 48.314,88TL’lik reklamasyon gönderildiği, söz konusu faturanın yasal niteliği olmadığı gibi yasal kayıtlarda da yeri bulunmamakta olduğu, devamında yine süreci geriye çevirmeye gayretle Bak. …. Noterliğinin 06.05.2019 tarih ve … y. no.lu ihtarnameyle söz konusu fatura bedeli talep edildiği, ayıp ihbarının yasal sürelerinin geçtiği düşüncesiyle fatura kaydı ve bunun tahsili yoluna gitme tercihinde bulunulduğu, davacı taraf, haksız ve tutulması zorunlu bulunan ticari kayıtlara uygun olmayan şekilde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, takibe, alacak görünen miktara ve faize yasa) süresi içerisinde itiraz edildiği, çünkü tacir olan müvekkil işletmenin tutmakla zorunlu olduğu defler ve belgelere göre bakıldığında, davalı müvekkil işletmenin, söz konusu ticari alışveriş karşılığı düzenlenen faturaya binaen alacağı bulunmakta olduğu, müvekkil işletmenin davacı tarafa herhangi bir borç söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı taraf asıl alacağını icra takibine konu etmiş,davalı ise genel olarak alacak kalemlerine itiraz etmiş davaya verdiği cevapta ise davacı anlatımlarına göre ayıbın açık ayıp olmasına rağmen zamanında yapılmadığından bahsettiğinde, tarafların ticari ilişkileri incelenerek söz konusu faturanın niteliği tebliğinin yapılıp yapılmadığı mal ve hizmetin içeriği,ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı yönünde inceleme yapılmıştır.
İcra takibine konu edilen faturanın hatalı ürün faturası olduğu mal ya da hizmet faturası olmadığı keza davalı defterlerinde de kaydının olmadığı,
Davacı tarafın ihbarın süresinde yapıldığından bahsettiği ve mail yazışmaları sunduğu

Davacı adına yazışmanın ilgili kişi olduğu söylenen … olarak gösterildiği, davalı adına ise davalının eşini muhatap tutarak whatsapp yazışmaları sunduğu ,
TTK 18/1-c mad süreleri içerisinde ayıp ihbarının bulunmasının zorunluluk olduğu satılan malın ayıplı olduğu ihtarının ve seçimlik haklarının kullanıbilmek için TTK m.23 de düzenlenmekle malın teslim sırasında ayıbı açıkca belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satışıya ihbar etmelidir. Aıkca belle değilse malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür dendiğinden ,ayıbın hangi usulle yapılacağı belirlenmekle sözleşmeden dönmek istiyorsa yine de TTK m.18/3 de öngörülen ihbar usulllerini uygun ihbarda bulunması zorunluluğu mevcuttur.
Alıcının teslim tarihinden itibaren 8 gün içerisinde muayene yükümlülüğü vardır.
Dosyada yapılan defter incelemesinde en son hatalı ürün faturasının dışındaki taraf kayıtlarının biribirini teyit ettiği bildirilmiştir.
Mahkemece bu nedenle hatalı ürün açıklaması ile ilgili ayıptan kaynaklanan tazminatın istenilebilir olup olmadığı yönde değerlendirmeye girmiştir.
Davalının davacıya 4 adet fatura kestiği bunların tarihleri 04.03.2019,25.02.2019,19.02.2019,13.02.2019 tarihlerinde olduğu, bu faturalardan bakiye davalı alacağının bakırköy … icra müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile davacı SYL tekstilden istendiği,
Davacının ise hatalı ürün olarak açıkladığı alacak talebinden kaynaklanan icra takibini Bakırköy … icra müdürlüğünün …. sayı ile 13.05.2019 tarihinde yaptığı, anlaşılmıştır.
Davacı taraf dilekçesinde malların peyderpey teslim edildikten sonra muayene yapılmadığını ve torba içerisinde yıkama şirketini gönderildiğini söylemiştir.;ancak söz konusu 8 günlük sürede muayenelerini yapmış olsa idi,ayıp ile ilgili seçimlik haklarını kullanabileceği,gözlemlenmiştir.
İddia edilen mail yazışmalarında gönderilen resimlerin gözle görülür derecede hatalı ürün kapsamında açık ayıp olduğu ,şayet muayene yükümlülüğünün yerine getirildiğinden bahsedilse idi derhal ihbarın yapılması gerektiği keza, Basiretli taciriler arasında tek başına ayıp ihbarının delili olabilmesi için “Usulünce” yapılması gerektiği,kaldı ki davalı tarafa değil de davalı tarafın eşine yapılan ihbarın Usulünce de olmadığı değerlendirildğinden,dosyadaki mail içeriğinde gösterilen ayıp iddialarının da gözle görülür şekilde açık ayıp olup ,ilk gözle muayene bile farkedileceği, davacı tarafın basiretli tacir yükümlülüğünü yerine getirmediği ve ayıbın da açık ayıp olup derhal ihbarının yapılması gerekmekte iken , bundan kaynaklanan hatalı ürün açıklaması ile seçim hakkını kullanarak 13.05.2019 tarihinde ilamsız takiple, zararını talep etmesi MK m.2 uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğundan açılan davanın reddi gerekmiştir.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40TL ilam harcından peşin alınan 831,35TL harcın mahsubu ile bakiye 776,95TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.128,47TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.