Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/677 E. 2022/899 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/677
KARAR NO : 2022/899

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 07.02.2019 tarihinde akdedilen alım-satım sözleşmesi uyarınca davalı şirket müvekkilim tarafça ihtiyaç duyulan, 1 adet otomatik halı yıkama makinesi, 1 adet boru tipi halı yıkama makinesi, 1 adet halı toz alma makinesi ve 1 adet halı hav alma makinesi teslim edilecek, vekil eden taraf da 80.000.00-TL bedel ödenmesi hususunda anlaştıklarını, sözleşmeye konu olan makinalarda ayıpların ortaya çıktığını, söz konusu arızaların kullanımdan mı yoksa makinelerin üretiminden mi kaynaklandığının hususunun tespiti amacıyla 17.06.2019 tarihinde Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesine başvuru da bulunarak delil tespiti talebinde bulunduğunu, davalı şirketle yapılan sözleşme gereği söz konusu makinalara 1 yıl garanti verildiğini, davalı şirket iş bu garanti kapsamında müvekkilinin mağduriyetini gidermediğini, müvekkilimin çalışmaması nedeniyle mahrum kaldığı kazanç kaybının tespitinin tespiti ile iş bu zarar bedeli ve taraflar arasında imza edilen sözleşmesinin feshi ile satış bedelinin iadesine karar verilmesi için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesi gereği satın alınan makinelerin ayıplı olması sebebiyle sözleşme bedeli olan 80.000,00-TL’nin davalı taraftan yasal faizi ile birlikte tahsiline ve makinelerin ayıplı çıkması sebebiyle müvekkilin uğramış olduğu kazanç kaybının tespiti ile fazlaya ilişin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL tazminatın müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin teknik servisinde istihdam edilen personelleri tarafından düzenlenen, aynı zamanda ek’te sunmuş olduğumuz Dönertaş makine servis formlarının incelenmesi neticesinde de; makinaların genel bakımının eksiksiz şekilde yapıldığı, meydana gelen bir takım arızaların alıcı firmanın kullanımından kaynaklandığı, hatalı kullanıma ilişkin sorunların devam etmesi halinde makinelerin zarar göreceği ve garanti kapsamından çıkacağına dair birçok kez alıcı firmaya şifahi uyarıların yapıldığı da görülecektir. Dolayısıyla davacının, müvekkil şirketin 1 yıllık garanti süresi içinde oluşan mağduriyetleri gidermediği yönündeki iddiaları gerçeği yansıtmamakta birlikte dürüstlük ilkesine de son derece aykırı olduğunu, bu itibarla, yargılama aşamasında mahkemeniz nezdinde yapılacak bilirkişi ve keşif incelemesinde de bahsettiğimi hususlar açığa kavuşacak olup davalı müvekkilin sözleşmenin üzerine yüklediği bütün yükümlülüklere uygun davrandığı, satıcı şirket olarak görevini gerektiği şekilde ifa etmiş olduğunu belirterek öncelikle sayın mahkemenizin yetkisizliğine yönelik yapmış olduğumuz yetki ilk itirazımızın kabulüyle dosyanın İzmir Ticaret Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine, davacının taraf sıfatına haiz olmaması sebebiyle (husumet yokluğu) açılan davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine, usule ilişkin yapmış olduğumuz itirazlarımızın mahkemenizce kabul görmemesi halinde davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz iddiaları çerçevesinde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasına Makine Mühendisi …. bilirkişisinden rapor aldırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen 16/03/2020 tarihli raporda özetle; “Tarafların aralarında hazırladıkları 07.02.2019 tarih- …. sayılı sözleşmede yer alan ve delil isteyenin iştigal konusu olan halı yıkama ile ilgili “1 adet Otomatik halı yıkama makinası, 1 adet Boru tipi hah sıkma makinası, 1 adet toz alma makinası ile 1 adet Halı hav alma makinasının” 13.03.2019 tarihinde delil isteyen taraf tarafından teslim alırımış olduğu; Satıcı tarafından dava konusu makinaların 28.04.2019 tarihinde bakım ve atarları yapılarak bir tutanakla tespit edildiği, ancak düzenlenen tutanağa davacı tarafın imza atmadığı, ayrıca dosya kapsamında sunulan ve tarihleri belirtilmemiş servis formlarının bulunduğu; Ancak yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere tespit edilen hususların; Otomatik halı yıkama makinası, Boru tipi halı sıkma makinası, Halı toz alma makinası, Halı hav alma makinası için yapılan keşif esnasındaki tespitlere dayandırılarak iddialarının doğru olduğu; Tespit konusu makinalara dair, işlevini tam olarak yerine getiremeyen eksik işler ve önceden tespit edilemeyen, çalıştıkça açığa çıkan ve halen giderilememiş olan gizli ayıp olarak değerlendirilebileceği; Tarafların aralarında düzenledikleri 07.02.2019 tarih- 2019/152 sayılı sözleşmedeki satıcının yükümlülüğü ile ilgili Madde 5.1’de yer alan “satıcı makinanın sağlıklı kullanılmasını sağlayacaktır” hükmünün yerine getirilmemiş olduğu, ancak satın aldığı malda meydana gelen ve maldan tamamen ya da gerektiği gibi yararlanılmasını engellediğinin gözlemlendiği; “Ayıplı mal, Ambalajında, etiketinde ve tanıtma kılavuzunda yada reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan yada tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren maldır” şeklindeki 4077 Sayılı Kanun Madde 4 hükmüne göre söz konusu makinaların “Ayıplı Mal” olarak değerlendirilebileceğini” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Mahkememiz dosyasına Muhasebe, Finans, Bankacılık ……. ve Makine Yüksek Mühendisi …. tarafından rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 28/06/2021 tarihli raporda özetle; “Davalı firma …… Makine San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından 11.03.2019 tarihinde Dava dışı ….. Sport/ …. ismine …. Seri Nolu, ….. Sıra nolu, 80.004,00 TL’lik düzenlenmiş olan faturayla ilgili ödemenin 80.000,00 TL olarak sözleşmeye uygun şekilde yapılmış olduğu, Sözleşmenin; Taraflar bölümünde, Alıcı olarak Dava dışı ……., Satıcı olarak …… Makine San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. olacağı belirtilmiş olup, Ancak 3 sayfa, 10 maddeden oluşan sözleşmenin her sayfasında bulunan imzalar bölümünde; Satıcı kısmında Davalı firma kaşe ve imzası ve Alıcı kısmında Davacı … imzası bulunduğu, sözleşmenin 4. Maddesi olan Sözleşmeye Konu Malların Satış Bedeli ve Satış Bedelinin Ödenme Şekli bölümünde; Belirtilmiş olan TOPLAM BEDEL olan 80.000,00 TL’nin ödeme detaylarının sözleşmede belirtildiği şekilde ifa edilmiş olduğu; Sözleşmenin 4. Maddesinde belirtilen 07.02.2019 tarihinde yapılması gereken 10.000,00 TL kaparo ödemesi dava dışı ……. banka hesabından Davalı firma hesabına EFT ile gönderilmiş olduğu, Sözleşmenin 4.1. maddesinde belirtilmiş olan 2 adet çekin (31.07.2019 tarihli 10.000,00 TL tutarında çek ve 30.06.2019 tarihli 60.000,00 TL tutarında çek) ödemesinin dava dışı …….’a ait çek hesabından Davalı firma hesabına ödenmiş olduğunu” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyetine SMM bilirkişisi ……. eklenerek ek rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 17/06/2022 tarihli ek raporda özetle; “Mali yönden: Davacı ile davalı şirket arasındaki ticari münasebete ilişkin herhangi bir sözleşmeye dahil kapsamın olmadığı, Davalı’nın dava dışı ……. ile araların da yapılan irade beyanına dayalı 07.02.2019 tarih ve …… nolu sözleşme kapsamından anlaşılmakla sözleşmeye dayalı 4 adet halı yıkama makinalarının sözleşmeye sadık kalınarak ……. adına düzenlendiği ve bedelinin de alıcı ve dava harici ……. tarafından satıcı ve davalıya ödendiği dosya kapsamında ……. un Sayın Mahkemenize verdiği ifadeyle, makine bedellerinin de dava dışı ……. tarafından davalıya ödediği dava kapsamındaki ifadesinde de belirtmektedir. Davacının sayın mahkemeye ibraz etmiş olduğu ticari defterleri tarafımdan tetkik edilip incelenmiş itilafa konu faturanın muhasebe kaydı defteri beyan (işletme defterine) işlenmediği defter ve belgelerin tetkikinden anlaşıldığı, davanın seyri ve hükme esas olmak üzere itilaf konusu makinaların iktisadi kıymet kayıtlarının mevcut olmadığı ve amortismana esas alınacak herhangi bir makine alet ve edavatın işletmenin tasarruf ve bünyesinde olmadığı tespit edilmiştir. Davacının dava dilekçesinde belirttiği alacağın doğumu ve bu doğuma ilişkin zararların ikmaline ilişkin faturanın veya faturaya ilişkin makinaların devir ve temliki davacının tasarrufunda olması ile defter kayıtlarında yer almasına ve kullanımına dair devir temlik sözleşmesinin aranmasının hukuki zeminde olacağı kanaatindeyiz. Fatura sözleşmenin kurulması aşaması ile ilgili bir belge olmayıp sözleşmenin ifa safhası ile ilgidir. Diğer bir anlatımla fatura edimlerin ifası aşamasında düzenlenerek edimin içeriğini gösterir. Fatura taraflar arasındaki temel ilişkiye dayalı olarak düzenlenmek zorundadır. Fatura tarafların aralarındaki bir ilişki olup olmadığının fatura içeriğindeki bedelin doğru olup olmadığı, faturada yer alan alacağın ödenip ödenmediğini ortaya çıkartan en önemli delil; tarafların ticari defterleridir. Ticari defterlerin delil niteliği HMK 222 maddesinde düzenlenmiştir. Defter tutulması tacirin iradesine bırakılmamış kanuni bir yükümlülük olarak ön görülmüştür. Bu yükümlülük tacir sıfatının kazanılması ile başlar ve kaybedilmesi ile sona ermektedir. Vergi sisteminin etkin olması etkin bir vergi sistemi için kayıt belge düzeninin iyi işlemesi gerektiğinden bir hakkın ispatı yönünden değerlendirildiğinde; fatura mahkemeler nezdinde hakların ispatlanmasın da yararlanılacak en önemli belgedir. Bu bakımdan fatura sözleşmenin şartlarını tespit eden değil; tespit edilmiş olan şartların bir kısmını gösteren ve bunları belirli şartlarda belgeleyen bir vesikadır. Dolayısı ile bir ispat vasıtasıdır. Eldeki davanın tetkik ve incelemesinde dava konusu makinelerin ……. ile … arasında devir ve ferah işlemine rastlanmadığı dava konusu makinelerin mülkiyet hakkının dava harici …….’a ait olduğu, bu konuda devir ve ferah işleminin dosya kapsamında olmadığının tespiti ile ticari defterlerin de yer almayan alacağa ilişkin fatura bedelinden dolayı davacının zararı hesaplanmasının olanağının olmadığı kanaatindeyiz. Davalı vekili davacı vekilin savunmalarını redederek müvekkil firmanın davacının bir hak olduğunu iddia ettiği alacağının olmadığının, alacağını iddia eden davacının davalı şirketle herhangi bir ticari işlem ve eylem içerisinde olmadığından borç ve alacağın olmayacağı bu nedenle davalı 4 adet halı yıkama makinalarının davalı şirketten alımında taraf olmadığından bu iddianın doğasına aykırıdır. Demek ile borçlu olmadığının savında bulunarak borç ve alacak ilişkisinde her iki tarafın ticari defterlerinin borç alacak ilişkisine uyumluluk arz etmesi esastır. Davacının defter kayıtlarının muhasebesel bir bilgi üreten bir sistem olduğundan üretilen bilgilerin güvenilir olması temel koşuldur. Bu konu ise bilgilerin belgelendirilmesi ile ilgilidir. Muhasebe kayıt bilgilerinin bir taraftan ona gereksinim duyan birey ve gruplara yararlı olabilmesi, diğer taraftan da muhasebe kayıtlarının geçerliliğinin kanıtlanabilmesi ve mali tablo ile raporların objektif olarak hazırlanabilmesi belgelere dayandırılmalarına bağlıdır. Davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine 21.2.2022 Müzekkere ile davacının vergi mükellefiyeti olup olmadığı. Tacir mi yoksa esnaf mı olduğu, hangi ticari defterleri tuttuğı işletme hesabına göre mi yoksa bilanço usulüne göre mi defter tuttuğu , netice itibarı ile V.U.K nun 176 ve 177 maddelerine göre tacir olup olmadığı Sayın Mahkemece talep edilmiş vergi dairesinin 24.02.2022 tarih ve ….. sayılı yazılarıyla davacı …….’in ticari kazanç mükellefi olduğu ve işletme esasına göre beyan verdiğine ilişkin cevabı yazıları ekinde 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin gelir vergisi beyannamelerinin mevcudu ile Sayın Mahkemece 21.02.2022 tarihli bilgi isteme yazısı kapsamlı Ticaret Sicili memurluğuna yazılan teskere kapsamında davacı …” in ticaret sicili müdürlüğünde kayıtlarının olup olmadığı sorulmakla ticaret sicili müdürlüğünün sicil kayıtları tetkikinde ticari işletme kaydının bulunmadığına dair cevaben yazılan dosya kapsamında da tespit edildiği davacı …’in V.U.K işe başlamayı bildirme Alt başlıklı 153 maddesi doğrultusunda vergi dairesine mükellefiyet tesisi yaptırmıştır. Tacirlerin defter tutmaları öncelikle kendi yararlarına olup işletmesinin gerçek durumunu anlamak, işlerinin gelişimini izlemek ve geçmişte yapmış olduğu işlemleri saptamak imkanı bulur. Tacirlerin defter tutmaları vergi yükümlüsü özellikle vergi matrahlarının tam ve doğru şekilde hesaplanabilmesine hizmet eder. Varlığı ve miktarı yönünden sahibi lehine delil olabilmektedir. Sayılan yarar ve çıkarlar nedeniyle defter tutmanın çeşitli hukuk dalları açısından öneme haiz olduğu görülmektedir. Medeni Usul Hukuku, Türk Ticaret Hukuku, Vergi Hukuku, İcra İflas Hukuku ve Borçlar Hukuku açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak tutulması gereken defterler usulüne uygun tutulmuş olmak, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olmalıdır. HMK Md:222/2 TTK 64/68 hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişiler gerek ticari defterlerini tutarken gerekse münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken muhasebe standartları kurulu tarafından yayınlanan Türkiye Muhasebe Standartları kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara aynen uymak ve bunları uygulama zorunluluğu vardır. Taraflar arasında uyuşmazlıkta, öncelikli değerlendirilmesi gereken husus davacının sözleşmeye dayalı irade beyanı ile davalı (Borçlu) arasındaki dava konusu alacağın doğumundaki illiyet veya nedensellik bağının hukuki zeminde müzakere edilmesi noktasındaki kanaatimizle; sözleşme ve fatura muhteviyatının tarafi ve muhatabı olup olmadığı noktasındaki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olmak kaydı ile davacı ve davalı yanların deliller kapsamında belirlenen gerekçelerle birlikte dosyanın kanıtlarının değerlendirilmesi Sayın Mahkeme’nin takdirindedir. Teknik Yönden: Kök ve ek raporda belirtildiği üzere dava konusu ürünlere mahsus ayıpların kullanıcı kaynaklı olmadığı sonucuyla ayıplı ürün tespitine yer verildiğinin belirtildiği, ayrıca kök raporda her bir makine için gözlemlenen hasar ve ayıplar için gerekli açıklıkla izah edildiği, tarafların aralarında düzenledikleri 07.02.2019 tarih- …… sayılı sözleşmedeki satıcının yükümlülüğü ile ilgili Madde 5.1’de yer alan “satıcı makinanın sağlıklı kullanılmasını sağlayacaktır* hükmü gereği alıcının sorumluluklarını yerine getirmediği vurgulanmış olup, kök raporda detaylı şekilde belirtilen tespitler ışığında, düşüncemizin kök ve ek raporla aynı şekilde devam ettiği yönünde” olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Dava ehliyeti; 6100 sayılı HMK 51. maddede açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nın 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlarıdır. Bir başka deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi bu davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/2264 esas, 2022/1778 karar sayılı ilamı)
Davaya konu sözleşmenin dava dışı ……. ve davalı arasında imzalandığı, faturanın da ……. adına kesildiği, dosya kapsamına göre ürün bedelinin ……. tarafından ödendiği, davacının ticari defter ve kayıtlarında da davaya konu makine alımına ilişkin bir kayıt olmaması sebebiyle davacının dava açmakta ehliyeti olmadığı anlaşılmış olup davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 1.367,91TL harcın mahsubu ile bakiye 1.287,21TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.816,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.