Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/671 E. 2019/1225 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/671 Esas
KARAR NO : 2019/1225

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 14/11/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ün halen müvekkil davacı şirkette %40 payının sahibi olması kendisine yapılan bütün sözlü ve yazılı beyanlara rağmen payına tekabül eden sermaye borcu olan 2.000,000,00 TL sini şirkete hiç bir şekilde ödemediğini davalının hisselerini devraldığı eski şirket ortağı ….’in de şirketi olan sermaye borcunu ödemediğini sermaye borcunu tahsili amacıyla davalı …’e Beyoğlu …. Noterliği 09/12/2011 …. . ve aynı noterliği 16/12/2011 ……. . Sayılı ihtarnamesi ile tebliğ edildiğini keşide edilen Beyoğlu … Noterliği 10/01/2012 …… ve aynı noterlik 02/03/2012 tarih …… sayılı ihtarnamesinin kendisine tebliğ olunmasına rağmen borcun ödenmediğini şirket ortaklığından çıkarılması hususunda 20/06/2012 tarihinde ortaklar kurulu toplantısı yapılmasına karar verildiğini gündem ile birlikte davalıya tebliğ edildiğini gelinen aşama nedeniyle sermaye borcunun ödenmemesi nedeniyle şirket faaliyetlerinin güçlükle yerine getirilmesi, şirket faaliyetleri şirket ortaklarından müvekkil …..nun şirkete verdiği borçla sağladığı maddi araç gereç katkılarıyla yürütüldüğünü bu nedenle sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına davalıya ait olan %40 payın müvekkil davacı şirkete devrini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Sırf sermaye borcunun ödenmemesi nedeniyle ortaklıktan çıkartabilmek için usulüne uygun alınmış bir sermaye artırım kararı, sermayenin ne zaman ve ne şekilde ödeneceğine ilişkin alınmış bir ortaklar kurulu kararı, çıkartılmasın istenen ortağın sermaye borcunun olduğunu bildirmesi ve sermaye artırım ödemesinin yapılmamasının şirketi zor duruma düşürmesi yanında usul yönünden de sermayeyi ödemeyen ortağın mütemerrid duruma düşmesi ikinci kez 15 gün süre içeren ihtarla muhattab kalınması gerekir. Bu açıdan açılan davanın yerinde olmadığını, temerrüt ihtarnamesi olarak belirtilen 02/03/2012 tarihli ihtarname 1. İhtar mahiyetinde iken bu ihtar davacı tarafça ikinci ihtarname olarak nazara alınmıştır. Davacı şirketin ortak olan diğer davacı …..’ya borcu olduğu gözükse bile şirket bir çok yönden bu borcun üstünde artı değerde olduğunu, öncelikle iki ihtar koşulu gerçekleşmediğinden ortaklıktan çıkarma kararı usule uygun olmadığından davanın reddi gerektiğini, aksi taktirde müvekkiline ait real hisselerin tespit edilerek kâr paylarının ödenmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların sunmuş olduğu deliller dosyamız arasına alınmış 16/06/2009 tarih 2009/1 ortaklar kurulu kararı 14/12/2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ticaret sicil kaydı. Keşidecisi …. olan davalı adına gönderilen ortaklar kurulu toplantısına daveti içeren 16/11/2011 Beyoğlu ……. noterliğine ait …… nolu ihtarnamesi yine, ….’nun cevabi ihtarname ve şirket ortağı olarak sermaye payının ödenmesine yönelik Beyoğlu ….. noterliği 09/12/2011 tarih ….. nolu ihtarmamesi, Yine aynı noterliğin davacı …. tarafından keşide edilen ortaklar kurulu toplantısında alınan kararın tebliğine ilişkin 10/01/2012 …… nolu noter belgesi …. tarafından keşide edilen 02/03/2012 tarihli aynı ….. nolu sermaye borcunun ödenmesi hakkındaki ikinci ihtarname ibareli noter belgesi 21/05/2012 tarihli aynı noterliğin …. sayılı ortaklar kurulu toplantısına daveti içeren noterlik belgesi bakırköy … noterliği 21/06/2012 tarih …… nolu şirkete sermaye pay borcunu ödemeyen şirket ortağı …’ün şirket ortaklığından çıkarılması hakkındaki …. 20/06/2012 tarihli no kararı dosyamız arasına alınmış banka dekontları ile tarafların ortak olduğu şirket kayıt ve defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi …. 18/03/2013 tarihli raporunu dosyamıza sunmuştur.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında davacı şirkete şahısların ortak olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davalının sermaye borcunu ödeyip ödemediği davalı hakkında sermaye borcunu ödememesi sebebiyle ortaklıktan çıkarmak yönündeki karar gereği davalının ortaklıktan çıkartma şartlarının maddi ve usul açısından oluşup oluşmadığı ve davalıya ödenmesi gereken bir kâr payının bulunup bulunmadığı hususlarındadır. Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılmış bilirkişi 18/03/2013 tarihli raporunda özetle; ” Davalının dava tarihine kadar sermaye taahhüt ödemesi adı altında davacı şirkete herhangi bir ödemesinin gerçekleştirilmediğini nakdi sermaye artışlarında ortaklıkça sermaye taahhüt ödemesinin şirket hesaplarına sermaye taahhüt ödemesi açıklamasıyla yerine getirilmesi gerektiğini davacı ….’nun yapmış olduğu bir kısım ödemelerde para yatan kısmında başka kişilerin isimlerin olduğunu, davalının davacı şirketteki %40 hissesine tekabül eden herhangi bir ödeme görünmediği için ortaklıktan çıkma bedelinin de hesaplanmadığını belirtmişlerdir…” Ticaret kanununda şirketten çıkarmaya ilişkin eski kanundaki 529. Md yeni Ticaret Kanunu’nda da 602. Maddede düzenlenen hükümler birlikte değerlendirildiğinde “Sermaye koyma borcunu yerine getirilmediği iddia edilen ortağı sermaye borcuna ödenmesi yönünde 15 günlük süreleri içeren 2 duyuru yapılmadan ortağı ltd şti’den çıkarılamaz bu süreler hiç bir şekilde kısaltılamaz” dosyaya davacı tarafından sermaye koyma borcu ödenmesi yönünde çıkarılan ihtarname içeriklerinde verilen sürelerin açık olmaması ve 15günden az olması göz önünde bulundurulduğunda Yargıtay H. D 20/06/1986 Tarih 3662 E. 3772 kararı Yargıtay 11. H. D. 20/01/1986 tarih 828 E.1603 K. Yargıtay 11 H.D. 22/11/1985 6044 E. 6386 K. Nolu ilam içeriği de birlikte değerlendirildiğinde şartları oluşmayan talebin reddine karar verilmiş iş bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine ”Yargıtay 11.HD 2013/16866 E – 2014/5344 K sayılı ilamı ile …. yönünden verilen red kararının onanması gerektiği , davacı şirket yönünden düzenlenen ihtarnamelerin TTK nın 602 maddesinde öngörülen koşulları taşıdığı hususu nazara alınarak davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile yerel mahkeme kararını bozmuştur.”
Yargılama aşamasında davacı … vekili Bakırköy ……Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu 27.11.2014 tarihli dava dilekçesi ile müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, müvekkilinin diğer ortakları tarafından yanlış bilgilendirildiğini, şirket ile ilgili kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini, müvekkilinin şirket hakkında bilgi alamaması nedeni ile mağdur olduğunu, bu nedenlerle TTK nın 642.maddesi gereğince müvekkilinin ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini talep etmiş; Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi …… E-K sayılı ilamı ile birleştirme kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiş ve yargılamaya mahkememizin … E sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Dosyaya sunuşlan belge ve kayıtlar ile birlikte Yargıtay bozma ilamı kapsamında dosya bilirkişi heyeti Nermin Arıcı ve arkadaşlarına tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 30.11.2016 tarihli raporlarında; ” dava açılmadan önce davacı şirket tarafından davalı ortak …’ün e.TTK nın döneminde almış olduğu karar ile şirketten çıkartıldığını bu bağlamda asıl dava yönünden açılan davanın tespit davası şekliden değerlendirilip davalının şirketten çıkartıldığının tespiti yönünde karar verilebileceğini, davalının ödemiş olduğu sermaye miktarı baz alınarak çıkma payının 23.939,95 TL olduğunu ” teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama sonunda; asıl dava yönünden davalının sermaye borcunu ödememesi nedeni ile iki haklı ihtara muhatap olduğu, iş bu ihtarnamelere binaen e.TTK hükümlerine göre genel kurul kararı ile ihracına karar verildiği, bu bağlamda davalının daha önce genel kurul tarafından usulüne uygun olarak ihraç edildiği dikkate alınarak bu hususun tespiti yönünde karar verilmesi gerektiği , davalının ödemiş olduğu sermaye oranı kapsamında çıkma payının 23.939,95 TL olup, bu miktarın davalıya ödenmesi gerektiği, birleşen dava yönünden davacı tarafın şirketten çıkmasını gerektirir haklı bir nedeni bulunduğu hususunu kanıtlayamamış olması ve daha önce sermaye taahhüdünü yerine getirmediğinden genel kurul tarafından ihracına karar verildiği dikkate alındığından subuta ermeyen birleşen davanın reddine, davacı …. yönünden bozma ilamından önce verilen karar kesinleştiğinden bu davacı yönünden ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.HD 2017/5107 esas 2019/5001 karar sayılı ilamıyla “davalı birleşen davacı vekilinin birleşen davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile birleşen dava ile ilgili hükmün ONANMASINA; asıl dava bakımından şirketin 20/06/2012 tarih 2012/03 sayılı ortaklar kurulu kararıyla davacı ortağın ıskatına karar verildiği göz önüne alınıp davacı-birleşen davalı şirketin iş bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığı kabul edilerek asıl davanın REDDİNE” karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve uygulan Yargıtay bozma ilamına göre; 20/06/2012 tarih …… nolu karar ile davalı ortak …’ün ıskatına karar verildiği, söz konusu kararın iptaline yönelik herhangi bir talepte bulunulmadığı, bu nedenlerle asıl dava yönünden davalı ortak …’ün şirket ortaklığından çıkartılmasına ilişkin dava açmakta hukuki yarar bulunmadığından asıl davanın bu nedenlerle reddine; asıl dava yönünden …. tarafından açılan davayla ilgili daha önce verilen karar ve birleşen dava yönünden … tarafından şirket aleyhine açılan davada verilen ret kararları kesinleşmiş olduğundan bu talepler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden davacı ….. GIDA SAN. PAZ. DIŞ TİC. LTD ŞTİ tarafından davalı … aleyhine açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden davacı …. tarafından davalı … aleyhine açılan davada daha önce verilen karar kesinleştiğinden bu konuda ayrıca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Birleşen dava yönünden davacı … tarafından davalı şirket aleyhine açılan davada verilen ret kararı kesinleştiğinden bu konuda yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40-TL ilam harcından peşin alınan 21,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,58-TL harcın davacı … ‘den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacı … ‘den alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/11/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.