Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/670 E. 2020/88 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/670 Esas
KARAR NO : 2020/88

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/10/2009
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 03/07/2009 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin İtalya merkezli olup, tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının tekstil ürünlerinin alışverişinden dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine K.Çekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu; taraflar arasındaki ticari ilişki neticesi davalı tarafından davacıya 15/02/2006 tarihli …. numaralı fatura kesildiğini, iki sayfadan oluşan bu fatura da ilk sayfadaki kalemler toplamı 119.051,30-EURO, ikinci sayfada ki kalemler toplamı ise 119.051,30 + 71.122,50 = 190.173,80-EURO yazılması gerekirken 208.836,75-EURO yazıldığını, ancak daha sonra yapılan incelemede davalı tarafından yapılan bu hatanın fark edilmesi sonucu fazladan ödenen 18.662,95-EURO’nun iadesi amacıyla davalıya gerek telefonla gerekse de e-mail yoluyla bir çok kez görüşülmüş ancak bir netice alınamadığını, bu nedenlerle K.Çekmece ……. İcra Müdürlüğü’ne yapılan muhtelif takibin devamına, haksız ve mesnetsiz itiraz edildiği içinde %100 kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve de davasının kabulüne takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin 14/01/2010 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın icra takibine esas aldığı ihracat 14/02/2006 tarihli, ….. ve ….. seri numaralı 3 adet faturaya dayandığını, bu faturalarda ihracatı gerçekleştirilen ürünlerin toplam ihracat bedeli 209.799,05-EURO Cif olarak fatura edildiğini, bu 3 faturanın davacı tarafça ihraç edildiğini, oysa davacı taraf dosyaya dayanak olarak herhangi bir imza ve kaşe taşımayan ancak bilgi niteliğinde olabilecek başka bir belge ibraz ettiğini, bu belge, davacı şirketin kaşe ve imzasını taşımadığından taraflarınca kabul edilmediğini, yanı sıra temerrütün takip tarihi ile başladığını takip tarihinden önce davalı şirketin temerrüte düşüren herhangi bir ihtar mevcut olmadığını bu nedenle takip tarihine kadar davacı tarafça yürütülen temerrüt faizinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu tüm belirtilen bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi, K.Çekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra takip dosyası, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
K.Çekmece ….. İcra Müd’nün … E. Sayılı Takip dosyası celb edilmiş, takip dosyası alacaklısı (Davacımız) tarafından takip borçlusuna (davalımız) yönelik olarak 03/04/2006 tarihinde ….. ve …… numaralı faturalara istinaden fazladan ödenen 18.662,95 Euro’nun iadesi hususu dayanak gösterilerek 40,347,43-TL bedelli asıl alacak ve 11.699,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 52.047,08 TL üzerinden 22/06/2009 tarihi itibariyle takip başlatıldığı, davalı borçlu tarafından 03/07/2009 tarihli dilekçesi ile takibe borca faiz ve tüm fer’ilerine itirazlarının ileri sürüldüğü, itiraz nedeniyle takibin duruldurulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen mahkememizin 30/10/2015 tarih ….. esas ….. karar sayılı kararı davalının temyiz istemi üzerine Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 06/10/2016 tarih …… esas-karar sayılı ilamı ile gümrük çıkış faturalarında belirtilen miktarın esas alınması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamına göre verilen 31/01/2017 tarih ……… esas-karar sayılı ilamı davalı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay …….. Hukuk Dairesi’nin 11/04/2019 tarih …….. esas …….. karar sayılı ilamı ile nispi vekalet ücretine hükmedilmemesi ve kötü niyet tazminatı ile ilgili olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadan talebin karşılanmaması nedeniyle hüküm bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamını tarafları talebi ile uyularak yargılama yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ve yargıtay bozma ilamları dikkate alındığında, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı tarafın Türkiye de üretmiş olduğu malları 15/02/2016 tarihli fatura ve ekindeki çeki listesi ile birlikte teslim ettiği ve teslime ilişkin 308,836,75 Euro tutarındaki faturayı da listeye eklediği, bu durumda davalı tarafından yurt dışına ihraç edilen mallar yönünden gümrüğe mallarla birlikte teslim edilen resmi bir belge bulunduğu sabittir. Her ne kadar davacı taraf gümrüğe teslim edilen emtiayla birlikte düzenlenen faturanın aksine emtia bedelini 190.173,80 Euro olduğunu sunmuş ise de resmi belgenin aksine bir belgenin davalı tarafından düzenlendiğini, usulüne uygun şekilde kanıtlamamıştır. Diğer yandan davacı tarafça sözleşme uyarınca düzenlenen ve resmi belge olan emtiayla birlikte gümrüğe teslim edilen fatura aksi davacı tarafça kanıtlanmadığından, davacının sabit görülmeyen davasının reddine, davacı takibinde haksız olmakla birlikte takibin kötü niyetli olduğu kanıtlanmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine, vekalet ücretinin nispi olarak belirlenmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sabit görülmeyen davasının reddine,
2-Takip haksız olmakla birlikte kötüniyet olmadığından kötüniyet tazminatının reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40TL ilam harcından peşin alınan 442,50TL harcın mahsubu ile bakiye 388,10TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 33,80TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.566,11TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2020Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.