Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/667 E. 2019/1373 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/667 Esas
KARAR NO : 2019/1373

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2013
KARAR TARİHİ : 23/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 23/12/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 24/06/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ….. ve İnşaat San.Tic.Ltd.Şti’nin davalı ile ….. tarafından kurulduğunu, şirketteki işlerin iyi gitmesi sebebiyle ortaklarca sermaye artırımı yapma gereği görüldüğünü fakat davalı yanın sermaye artırımı kararına rağmen kendi hissesine düşen sermaye payını ödemediğini ve bir süre sonra ortaklıktan ayrılmak istediğini belirtildiğini, bunun üzerine şirket yetkilisi …..ile davalı arasında 08.03.2011 tarihli hisse devri protokolü imzalandığını, şirket yetkilisi……’nın davalının bir kısım borçlarını devir almak ve bunun karşılığında davalıya senet vermek suretiyle davalının hisselerini aldığını, fakat daha sonra davalının devir işlemleri için notere gelmemesi sebebiyle resmi devir işlemlerinin yapılmadığını, Bakırköy …. Noterliğinin 20/10/2011 tarih ve ….. yevmiye numaralı ‘Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi’ ile …..şirketin tüm hisselerini, davalıya verdiği senetlerin iadesi ve şirketin tüm borçlarının ödenmesi şartıyla davalı …’e devrettiğini, takibe konu dekontlarla bakıldığında ise paranın şirket hesaplarına, davalınin şirkete olan borcu sebebiyle ve şirket hisselerini satın almış olması ve şirketin yönetimini almış olması nedenleriyle yatırdığını, şirketin davalıya böyle bir borcunun olmadığını, senetlerin iade edilmediğini, davalının bedelsiz senetlerini kullanmış olduğu ve üçüncü şahıs ….. isimli bir şahıs tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine geçildiğini, bahsi geçen senetlerde ….. isimli şahsın cirosu olmamasına rağmen icra takibine konu edilmiş olması bu şahsın da davalının tıpkı iş bu davaya konu icra takibinde olduğu gibi senetleri danışıklı olarak kendi adına işleme koydurttuğunu, …..davalıdan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası borcunu kapatmasını bedelsiz kalmış senetlerinin kendisine verilmesini talep ettiğini, davalının bunun üzerine borcu kapattığını, iki adet senedi müdürü ……’ye bıraktığını, …. senetleri sanki borç ödenmek suretiyle teslim alınmış gibi imza yerleri yırtık bir vaziyette……’ya verdiğini, senetlerin fotokopileri şirketin kasasında olduğundan gerçekliği araştırılamadığını, ….. senetlerin imzalarını kendisinin yırttığını ve iptal olduğunu bir problem kalmadığını söylediğinden……’nın şirket aracını sattığını, davalının belirtilen senetler de dahil şirketin hiçbir borcunu ödemediği, bilakis şirketi sürekli borçlandırdığını, ayrıca alacakları için arayan firmalara kendisinin şirketle ilgisinin olmadığını şirketin……’da olduğunu, ödeme karşılığı……’ya verdiği iki adet senedi sahte olarak tanzim ettiğinin anlışıdığını,Şirketin mallarını usulsüz olarak, sahte faturalar ile sattığı tespit edilmekle……’nın davalıya yapmış olduğu hisse devir sözleşmesini iptal ettiğini ve şirketin hala kendi üzerinde görünüyor olması ve şüphelinin usulsüz olarak borçlandığı kişilerin …..ya başvuruyor olması sebebiyle kendi hukuki sorumluluğu karşısında borçları ödemeye başladığını, davalının satış iptalinden sonra dahi şirkete ait evrakları ve faturaları vermediğini, hatta faturaları kullanarak satış gerçekleştirdiğini, davalının şirket kaşesini kullanarak kambiyo senedi tanzim etmek suretiyle müvekkilinin mal-malzeme aldığı firmalardan kendi adına malzemeler aldığını ve müvekkilini borçlandırdığını, bu sebeplerle davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duruyusunda bulunduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın ….. Hz. Nolu ve …. Hz. Ve ….. Hz. Numaraları ile soruşturmalar devam etmekte olduğunu, belirtilen tüm hususlar bu soruşturma dosyaları münderecatı ile sabit olduğunu ve Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı takibine dayanak ödeme dekontlarına ve takibe ilişkin olarak müvekkilinin borçlu olmadığının talebiyle,davalının takip konusu %20 den aşağ olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı şirketi, temizlik toptan satışı yapmak için …..ile birlikte %50 ortak olarak hisse dağılımıyla devir aldıklarını, davacı şirketin borçtan kurtulmak için borç içerisinde olan şirketin kendisine devredilmeye çalışıldığını ve dolandırıldığını belirterek Bakırköy …. İcra Müdürlüğün’deki … Esas sayılı dosyasındaki tedbirin kaldırılmasını, ve bu dosyadaki tutarın üzerine karar gününe kadar olan zaman için yasal faizi hesaplanıp dosyaya dahil edilmesini, Davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca sunulan deliller ve resen celbi gereken kayıt ve belgeler celp olunmuş …….. maddeler inşaat sanayi ticaret limited şirketine ait ticaret sicil kayıtları celp olunmuş, iddia ve savunmanın değerlendirilmesi ve davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması yönünden mahkememiz dosyası, şirket sicil dosyası, şirkete ait diğer kayıt ve belgeler ile, Bakırköy ….. İcra müdürlüğünün ……. takip dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulundan 01.12.2014 tarihli rapor alınmıştır.
Dosyada toplanan deliller, iddia, savunma, celp olunan kayıt ve belgeler yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı ve davalının davacı şirketi birlikte kurdukları, daha sonra davalının şirketteki hisselerini davacı şirket yetkilisi …..ile yapılan 08.03.2011 tarihli protokol ile davalı hisselerinin …..tarafından alınmasının kararlaştırıldığı ve yapılan protokole göre davalıya hissesi karşılığında bir kısım senetlerinin verildiği ancak davalının şirket hisse devir işlemlerini yerine getirmek üzere notere gelmemesi nedeniyle resmi şirket hisse devir işlemlerinin yerine getirilemediği, daha sonra Bakırköy …… Noterliğinin 20.10.2011 tarih ….. yevmiye numaralı limited şirketin hisse devir sözleşmesi ile……’nın şirketteki tüm hisselerini davalı …’e devir ettiği ve hisse devri yapılırken şirket yönetiminde davalının da olması açısından vekalet verildiği ve takibe konu dekontların ödünç olarak verildiği iddia edilen paranın bu dönemlerde şirket hesaplarına gönderildiği, davalının bu paraları şirket hisselerinin satın almış olması sebebiyle yatırdığı şirketin davalıya başka bir borcunun olmadığı, davalının hisselerin kendisine devirden sonra şirketi işletmeye çalıştırmaya başladığı halde …..ile yapılan anlaşma uyarınca iade etmesi gereken her biri 10.000TL tutarlı beş adet senet aslını ….. ya iade etmediği, davalının yapılan sözleşmelere rağmen resmi olarak şirket hisselerini üzerine almadığı ve devir işleminin gerçekleşmediği, fiili hisse devrinin gerçekleşmemiş olması nedeniyle 5 adet senedin karşılıksız kaldığı ve iadesi gerektiği halde davalının bu senetleri kullandığı iade işlemini yerine getirmediği üçüncü şahıs vasıtasıyla takibe konu yaptığı anlaşılmış ise de; gerek 08.03.2011 tarihli 20.10.2011 tarihli hisse devir sözleşmelerinin yasanın aradığı şartlara uygun olarak yerine getirilmediği yürürlükte bulunan TTK 511 ve 515 maddeleri kapsamında yasaya uygun hisse devir sözleşmesinin söz konusu olmadığı, pay devir sözleşmelerinin ortaklar kurulu kararı ile onanması pay defterine işlenmesi ve ticaret sicilde tescil ve ilanı ile hüküm ifade edebileceği ancak olayımızda yasanın aradığı şartlara uygun pay devrinin gerçekleşmediği gerçek bir devirin söz konusu olmadığı toplanan delillerle sabit olmuş hal böyle olunca da davacının davalıya karşı pay devrinden doğan bir borcu olmadığı toplanan delillerle sabittir.
Davacı şirketin sicil kayıtlarına göre 08.03.2011 ve 20.10.2011 tarihli hisse devir sözleşmeleri sicil defter ve kayıtlarında mevcut değildir. Defter kayıtlarını sicil gazetesinde yayınlanan sicil kayıtlarına göre şirket hissedarlarından ….. Bakırköy ….. Noterliğinin 08.12.2010 tarihli ve ….. yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesi ile şirkette mevcut 7500 lik hissesinin 3750TL kısmını diğer ortak……’ya devir ettiği ve …..’in davalı şirketteki bakiye hissesinin de Bakırköy ….. Noterliğinin 18.02.2011 tarih …. yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi ile şirkette mevcut 3750TL hissesinin tamamını aktif ve pasifleriyle beraber şirket dışı ortak …..’ya devrederek ortaklıktan ayrıldığı davacı şirket hissedarlarından …..’nın Büyükçekmece ….. Noterliğinin 01.02.2013 tarih …. yevmiye numaralı hissesinin tamamını devrederek ortaklıktan ayrıldığı bu devir sözleşmelerinin ticaret sicil gazetesinde ilan ve tescillerinin yapıldığı ve geçerliğin kazanıldığı bunun dışında yapılan hisse devirlerinin taraflar arasında yapıldıkları ancak gerek 08.03.2011 tarihli ve gerekse 20.10.2011 tarihli hisse devir sözleşmelerinin yasanın aradığı usul ve şartlara uygun olarak yapılmadığı devirlerin şirket pay defterlerine işlenmediği gibi ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanında yapılmadığı ve geçerlilik kazanmadığı, toplanan delillerle sabittir.
Taraflar arasında geçerli bir hisse devir sözleşmesinin olmaması nedeniyle hisse devrinden kaynaklanan borcun varlığından da söz edilemez. Hal böyle olunca mahkememizce fiilen gerçekleşmiş şirket hisse devrinin olmaması nedeniyle davacının yapılan takipten dolayı borçlu olması söz konusu olamayacağından mahkememizce davacının Bakırköy …. icra müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında şirket hisse devirlerinin gerçekleşmemiş olması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, iş bu kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. HD ….. esas ….. karar sayılı ilamıyla; “davaya konu icra takibinde 4 adet EFT ile yapılan ödeme belgesine dayanılmıştır. Davalı takibe dayanak yapılan ödemelerin davacı şirketin borçları nedeniyle olduğunu savunmuş, davacı ise davalının davacı şirket borçlarını ödediği yolundaki savunmasının doğru olmadığını belirtmiştir. Bu durumda somut olay bakımından ispat külfeti davalıda olup, davalı takibe dayanak yaptığı EFT belgelerindeki ödemelerin davacı şirket borcuna yönelik olduğu savunmasını yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Bu durumda mahkemece EFT ödemelerinin yapıldığı banka hesaplarının kime ait olduğu hususları da araştırılarak bu ödemelerin ne amaçla yapıldığı, davacı şirket borçlarının ödenmesi amacıyla yapılıp yapılmadığı hususları üzerine yeterince araştırma yapılarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya bilirkişi ……’a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 25/11/2019 tarihli raporunda davalı … tarafından davacı şirket hesabına gönderilen EFT makbuzlarının açıklama kısımlarında “borç-çek için-çek için verilen-kredi mevduat hesap ödemesi” ibarelerinin yer aldığını, bu şekilde davacı şirket hesabına gönderilen EFT tutarının toplam 16.270-TL olduğunu teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; davalı tarafından icra takibine konu edilen alacağın dayanağını teşkil eden dört adet EFT makbuzunun bilirkişi raporunda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere davalı tarafından davacı şirketin borcuna istinaden gönderilen havaleler olduğu, havalelerin gönderildiği hesabın davacı şirkete ait olduğu, havale makbuzlarında ve banka hesap hareketlerinde gönderilen havalelerin açıklama kısmında hangi nedenle gönderildiğinin açıkça belirtildiği, bu bağlamda EFT havalelerine konu toplam 16.270-TL alacak yönünden davacı tarafın borçlu olduğu, ancak icra takibine konu edilen alacağın ferilerini oluşturan toplam 3.975,25-TL yönünden davalı tarafın alacaklı olduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunmadığı, bu bağlamda icra takibinden önce TBK 117.maddesi gereğince borçlu tarafın temerrüde düşürüldüğü sabit olmadığından bu kısım yönünden davacı tarafın menfi tespit isteminin kabulüne; tarafların karşılıklı tazminat istemlerinin ise koşulları oluşmaması nedeniyle ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davacının Bakırköy …..İcra Müdürlüğü’nün….. takip sayılı dosyası yönünden 3.975,25-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, bakiye alacak yönünden istemin REDDİNE,
2- Tarafların tazminat istemlerinin koşullar oluşmaması nedeniyle ayrı ayrı REDDİNE,
3-Peşin alınan 345,75-TL harçtan Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 271,53-TL ilam harcının mahsubu ile bakiye 74,22-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 271,53-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.176,15-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri:28,05-TL, tebligat-posta gideri: 710,70-TL, bilirkişi ücreti: 1.200,00-TL, temyiz masrafı:237,40-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 435,20-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan temyiz ve posta masrafı olan 539,25-TL’den kabul-ret oranına göre 431,40-TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansı ve teminatın ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
23/12/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.