Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/661 E. 2021/322 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/661 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturaya dayalı olarak davalı aleyhine 18.939,38TL asıl alacak üzerinden icra takibi yaptıklarını, davalı tarafından takibe itiraz ederek, takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bahse konu borcun sehven mükerrer olarak ödendiğini, bu nedenlerle davalı tarafın haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında şifahi Fason Üretim Sözleşmesi olduğunu , bu sözleşme kapsamında yurt dışına ihraç edilecek ürünlerin dikim işleminin yapılması için değişik modellerde ürünün davacı şirkete teslim edildiğini, ancak ürünlerden …….. model numaralı ürünün dikim işlemi yapıldıktan sonra ürünlerde yaka ölçülerinin istenilen ölçüden farklı olduğunu, yaka takımının işçiliğinin kötü yapıldığını, mevcut haliyle ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşıldığını. ürünlerdeki ayıbın yurt dışındaki müşteri ile paylaşılması sonucu önce ürünlerin yüklemesinin iptal edildiğini, daha sonra yapılan görüşmeler neticesinde yurt dışındaki müşterinin %7 oranında iskonto yapılması halinde yüklemeyi kabul ettiğini, bu durumun davacı tarafla da paylaşıldığını, zararın önemli derecede azalmasını sağlamak amacıyla ürünlerde %7 oranında iskonto kabul edilerek ürünlerin yurt dışına gönderilebildiğini, tüm bu gelişmelerden davacının bilgisinin olduğunu, ürünlerdeki ayıp nedeniyle meydana gelen tüm zarardan davacı taraf sorumlu olduğundan 11.01.2019 tarihli 18.461,52-TL bedelli reklamasyon faturasının düzenlendiğini ve düzenlenen faturanın ……….. Kargo evrakıyla davacı tarafa gönderildiğini, davacı tarafın reklamasyon faturasını tebellüğ ettikten sonra herhangi bir itirazda bulunmadığını, hatta bu faturadan sonra da davacı tarafla çalışmanın devam ettirildiğini, davacının gelen faturaları kabul edilerek ticari defterlere işlendiğini ve tahakkuk eden alacak tutarlarının davacıya ödendiğini, taraflar arasındaki ticari defterler incelendiğinde, uyuşmazlığın müvekkil şirket tarafından düzenlenen reklamasyon faturasından kaynaklandığını, takip tarihi itibariyle bu fatura dışında cari hesapta davacı lehine olan 3.002,00-TL’ lik alacağın icra masrafları ve avukatlık ücretiyle birlikte müvekkili şirket tarafından 3.512,00-TL olarak İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün …… E. Sayılı icra dosyasına havale yapılmak suretiyle ödendiğinin görüleceğini, bu sebeple davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğinde fason üretim sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlığın varsa taraflar arasındaki yazılı sözleşme, sipariş formu vb. yazılı talimatlara göre üretimin yapılıp yapılmadığı, bu türlü yazılı belge ve talimatlar yoksa ürünün normal üründen beklenebilecek kalitede üretilip üretilmediği ile bu kapsamda reklamasyon faturasının yerinde olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı, bu kapsamda süresinde ayıp ihbarının yapılmış ise ayıp nedeniyle reklamasyon faturasına göre davacı alacağının miktarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 18.939,38 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce ayıp ihbarına ilişkin tanıklar dinlenilmiş, fatura, ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişi raporunda; davalı tarafından davacıya hitaben düzenlenmiş herhangi bir iade faturası davacı işletme muhasebe kayıtları içeriğinde tespit edilmediği gibi, davalı tarafından yapılmış “ayıp ihbarı” da görülemediğinden davalı tarafından iddia edilen “ ayıplı üretim ” ihbarına ilişkin herhangi bir mahsuplaşma kaydı içeriği de tespit edilemediği, davacı işletmenin icra takip dosyası bakiyesinden 18.387.71-TL ve cari hesap ekstresi kalanından ise 551,69-TL olmak üzere toplam 18.939,40-TL alacaklı olduğu, 2018 ve 2019 yıllarında davalı şirket tarafından yapılan borç/alacak kayıtlarının önemli bir kısmının davacı işletmenin borç/alacak kayıtları ile birbirini teyit ettiği, davalı şirket tarafından 11/01/2019 tarihinde davacı işletmeye hitaben düzenlendiği ve davalı şirket muhasebesinde kayıt altına alındığı görülen …… numaralı 18.461,52-TL’lik faturanın davacı tarafından kayıt altına alınmamış olduğunun anlaşıldığı, 11/01/2019 tarihli …… numaralı 18.-461,52-TL’lik faturanın davcı işletmeye
tebliğ edildiğine ve davacı tarafından alındığına ilişkin ispatlayıcı nitelikte bilgi ve belge görülmediği, “ayıplı mal hizmet’ iddiası kapsamında “ayıp ihbarı” yapıldığına ilişkin ispatlayıcı nitelikte bilgi ve belge
de görülmediği dikkate alındığında 18.461,52-TL tutarında mahsubun yapılamayacağı, 2018 yılından gelen devir bakiyeleri arasındaki 457,60-TL’nin taraflar arasında 2018 yılında iade faturasından kaynaklandığı, davalının bu faturayı davacıya tebliğ ettiği ve /veya davacı tarafından kabul edildiğine ilişkin ispatlayıcı nitelikte bilgi ve belge sunulamadığı dikkate alındığında; 457,60-TL 2018 yılı bakiye farkının davacı işletme lehine dikkate alınması gerektiği, her ne kadar kargo evrakı ile davacıya gönderildiği belirtilmişse de, 18.461,52-TL’lik 11/01/2019 tarihli ……. numaralı faturanın da davacı işletmeye süresi içerisinde tebliğ edildiğine ilişkin ispatlayıcı nitelikte bilgi ve belge görülemediği dikkate alındığında, bu tutar kadar davalı şirketin davacı işletmeye borçlu olduğu, alınan ek raporda da hesap hatası düzeltilerek davalı işletmenin 18.939,40 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Ayıp, aynı cins ve kategoriye giren eşyaya nispetle satılan maldaki değer ve elverişliliği kaldıran veya azaltan noksanlıktır (TBK.m.219). TTK.m.23/c hükmünde ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi düzenlenmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (aşikar ayıp), alıcı 2 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmelidir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse (açık ayıp), alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK m. 223’e göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde (gizli ayıp), bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Maddede belirtilen “hemen” ifadesi dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Ayıp ihbarının ayıba karşı sorumluluktan doğan dava için öngörülmüş olan zamanaşımı süresi geçmeden önce yapılmış olması gerekir. TBK m. 231’e göre, “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Somut olayda; ayıp ihbarına ilişkin tanıklar dinlenmiş olup davacı tanıklarının ayıp ihbarında bulunulmadığı, davalı tanıklarının ise ayıplı ifanın bildirildiğine ilişkin beyanlarının bulunduğu, tanık beyanları dışında elde ayıplı ürünlerin tespitine, miktarına ilişkin numune, belge, yeterli delil bulunmadığı, taraf şirketlerin ticari defterlerinde de davalının borçlu olduğunun sabit olduğu, ayıp ihbarının süresinde olduğuna dair delilin bulunmadığı, ayıp ihbarının davalı tanık beyanları esas alınarak süresinde olduğu kabul edilse bile reklamasyon faturasının gönderilmesinin yerinde olup olmadığının ürünlerin elde olmaması nedeniyle incelenemediği ve tespit edilemediği, tanık beyanlarının birbirini doğrulamadığı, ayıp ihbarı yapıldığına ilişkin ispatlayıcı nitelikte bilgi ve belge görülmediği, buna göre davacının alacağını ispatladığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.Rapor içeriği dikkate alınarak ve dosya kapsamı itibariyle ayıba yönelik incelemenin ayıp ihbarının süresinde olmaması nedeniyle yapılamayacağı dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiren bir husus olmadığından yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Buna göre davanın kabulüne karar verilerek söz konusu alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 18.939,38TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 3.787,87TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.293,74TL ilam harcından peşin alınan 230,81TL harcın mahsubu ile bakiye 1.062,93TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 750,00TL bilirkişi ücreti, 137,70TL posta masrafı, 44,40TL başvuru harcı, 230,81TL peşin harç, olmak üzere toplam 1.162,91TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır