Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/654 E. 2020/403 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/654 Esas
KARAR NO : 2020/403

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2013
KARAR TARİHİ : 05/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 22/05/2013 tarihli dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin 23/05/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı hakkında Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak borçlu tarafından Bakırköy ……. İcra Hukuk Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası ile usulsüz tebligata ilişkin şikayet davası açıldığını, aynı zamanda icra takibine de itiraz edildiğini, usulsüz tebligat şikayetinin mahkeme tarafından kabul edildiğini ve yargıtayca onandığını, bu nedenle itirazın iptali ve takibin devamı için iş bu davayı açtıklarını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takip konusu çeklerin zamanaşımına uğradığını iddia ettiğini, takip konusu çeklerdeki imzaların inkar edilmeyerek kabul edildiğini, müvekkilinin alacağının davalı tarafından imzası inkar edilmeyen senede dayalı alacak olduğunu, takip konusu çekler ile ilgili olarak her ne kadar zamanaşımı süresi geçmişse de borç zamanaşımına uğramadığını, alacağın devam ettiğini, takip konusu çeklerin davalı tarafından imzalanarak müvekkiline verildiğini ancak çek bedelleri ödenmediğini, icra takibinin davalının haksız itirazları neticesinde durduğunu, davalının vadesinde yapması gereken ödemeyi yapmadığını, likit alacağın tahsilini geciktirmek için takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davalı hakkında %20 den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davanın kabulü ile takibin talepname koşulları ile devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 14/06/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; iş bu itirazın iptali davasının kanunun belirttiği zamanda açılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, reddedilmesi gerektiğini, usulsüz tebligata ilişkin şikayet davanın açımına müteakip 02/03/2011 tarihinde Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasına itirazda bulunduğunu, itirazın davacı tarafa tebliğ edilmemesine rağmen, bu itirazı 22/05/2013 tarihinde öğrendiklerini beyan etmelerinin doğru ve inandırıcı olmadığını, ödeme emrini müvekkilinin 28/02/2011 tarihinde öğrendiğini ve itiraz süresinin bu tarihten itibaren işleyeceğini, davacı tarafın yeni bir ödeme emri göndermeden açmış olduğu itirazın iptali davasının kanun ve usule aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çekler hükmünü zamanaşımı nedeniyle yitirdiğini,, ayrıca müvekkili ile davacı arasında temel bir borç ilişkisinin söz konusu olmadığını, davacı tarafın takip talebinde yalnızca çeklerden bahsettiğini, temel borç ilişkisinden bahsedilmediğini, dava konusu çekler ile ilgili takibin mükerrer olduğunu, İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı 5 adet ve toplam 34.614-TL olan çekler için davacı tarafın, müvekkili aleyhine kambiyo takibi yaptığını, bu takip İstanbul ……. İcra Hukuk Mahkemesi’nin ……. Esas ve …… Karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı verildiğini, dava konusu takipte asıl alacak olarak 82.000-TL gösterildiğini, ancak borcun sebebi kısmında toplamı 34.614-TL olan ve daha önce takip konusu olmuş çeklerden bahsedildiğini bu yönüyle davanın reddedilmesi ve takibin iptal edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve %20 den az olmamak üzere haksız dava tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği; …… Esas sayılı dosyasının gönderildiği görüldü. İncelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 82.000,00-TL tutarındaki alacak için 22/10/2010 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya ödeme emrinin 28/02/2011 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun vekili vasıtasıyla 02/03/2011 tarihinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu, itirazın yasal 7 günlük süre içinde yapıldığı görüldü.
Yapılan icra takibine itirazın 02/03/2011 tarihinde yapıldığı, itirazın iptali davasının ise 22/05/2013 tarihinde açıldığı, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediği yönündeki icra hukuk mahkemesine yapılan şikayetin yerinde görüldüğü ve ödeme emrinin borçluya 28/02/2011 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına karar verildiği ve borçlu tarafından bu tarih esas alındığında itirazın süresinde yapıldığı, ancak itirazın iptali davasının bir yıllık yasal süre içerisinde açılmadığı celp olunan Bakırköy ……. icra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasında 01/04/2011 tarihi itibariyle işlem yaptığı talepte bulunduğu, bu tarih itibariyle mevcut itirazın öğrenildiği , kaldı ki daha önce borçlu talebiyle yapılan hacizlerin de fekkine karar verildiği, ayrıca 01/04/2011 tarihi itibariyle alacaklı vekilini talebiyle dosya kapak hesabının yaptırıldığı ve her halükarda takibe itirazın 01/04/2011 tarihi itibariyle alacaklı tarafça öğrenildiğinin kabulü gerektiği buna göre davacı davasının İİK 67 maddesinde belirtilen bir yıllık süre içerisinde açılmadığı tespit olunmuştur. Davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle davacı davasının reddi cihetine gidilmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. Takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde; toplam tutarı 34.614,00TL olan 5 adet çekten dolayı daha önce çeklere dayalı yapılan ancak iptaline karar verilen takip dosyasına istinaden toplam 82.000,00TL alacak üzerinden icra takibi yaptığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün ……. Takip sayılı dosyasına takibe konu ettiği 5 adet çekten kaynaklı icra dosyasındaki kapak borcunu baz alarak davalı aleyhine Bakırköy ……… İcra Müdürlüğünün ….. Takip sayılı dosyasında 82.000,00TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapmış ise de, çeke dayalı ilk takip olan …… sayılı icra takibinin çeklerin zaman aşımına uğramış olması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, dolayısıyla bu dosyada talep edilen alacakla ilgili kapak borcu üzerinden kesinleşmiş alacak mevcutmuş gibi icra takibi yapılmasının hukuken mümkün olmadığı, bu nedenlerle her iki takibe de esas teşkil eden 5 adet çekin toplam bedeli olan 34.614,00TL üzerinden mahkememizce değerlendirme yapılmıştır.
Takibe konu edilen 5 adet çek zaman aşımına uğramakla söz konusu çeklerin yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği, bu bağlamda davacı tarafın temel borç ilişkisini ispatlamak suretiyle alacağın tahsilini isteyebileceği, bu bağlamda davalı asilin Torbalı …… Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan beyanında ve davalı vekilinin 27/03/2017 tarihli oturumdaki beyanına göre söz konusu çeklerin hatır çeki olarak verildiğinin ifade edildiği, ancak söz konusu çeklerin hatır çeki olarak verildiği hususunun davalı borçlu tarafından ispatlanması gerektiği, davalı borçlunun bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunmadığından söz konusu çek bedellerinin temel borç ilişkisi kapsamında davacı tarafın alacağı olarak mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davalı tarafın hatır çeki olduğunu iddia ettiği, ancak bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunmadığından takibe konu edilen 5 adet çek bedelinin 34.614,00TL olduğu ve bu miktar kadar davacı tarafın alacağının mevcut olduğu, ancak icra takibinden önce 21/05/2009 tarihinde dava konusu yapılan çeklere mahsuben davalı tarafından davacı tarafa 11.500,00TL ödemede bulunduğu, bu miktarın mahsubundan sonra davacı tarafın dava konusu yapılan 5 adet çek nedeniyle ödenmeyen ve tahsil edilmesi gereken alacak miktarının 23.114,00TL olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından icra takibe konu edilen 5 adet çek bedeli olan toplam 34.614,00TL alacağının mevcut olduğu, iş bu çeklere mahsuben icra takibinden önce 21.05.2009 tarihinde makbuz karşılığında davacı tarafa 11.500,00TL ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin mahsubundan sonra davacı tarafın ödenmeyen alacağının 23.114,00TL olduğu dikkate alınarak bu miktar üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına, likit olan alacağa davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın itiraz etmiş olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına, davanın reddedilen kısmı yönünden davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin ise koşulları oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmiş; iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …… HD …… esas ……. karar sayılı ilamı ile ” Dava zamanaşımına uğramış çeklerden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptaline ilişkindir. Zamanaşımına uğramış kambiyo senetlerinde taraflar arasında temel ilişkininin bulunması halinde senetler yazılı delil başlangıcı teşkil edeceğinden davacı davasını tanık dahil her tür delil ile ispatlama imkanına sahiptir. Davalının dava konusu çeklerin hatıra binaen verildiği savunması ispat yükünü değiştirmez. Mahkemece açıklanan bu ilkeler çerçevesinde taraf delilleri toplanarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının sair delilleri toplanmadan alacağın varlığının sübutu için sadece zamanaşımına uğramış çeklerin yeterli görülmesi ve ispat yükü tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir ” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Yargıtay bozma ilamı kapsamında davacı tarafın alacağının mevcut olup olmadığı hususunda yazılı delil başlangıcı nedeniyle davacı tanıkları dinlenmiş; davacı tanıklarından … taraflar arasında süt ürünleri alım satımı ile ilgili ticari ilişki bulunduğunu ancak davacı tarafın davalıdan ne kadar alacaklı olduğu hususunda kesin bilgisi olmadığını; davacı tanığı … ise taraflara tanımadığını, alacak borç ilişkisi hususunda bilgi sahibi olmadığını beyan ve ifade etmişlerdir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi ……. ‘a tevdi edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 04/06/2020 tarihli raporunda özetle; davaya konu çeklerin 2004-2005 yıllarına ait olması nedeniyle kayıtlara ulaşılamadığını bu nedenlerle davacı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığını, dava konusu çeklerin toplam tutarı baz alındığında ve yapılan ödeme sonrasında davacı alacağının 23.114-TL olabileceğini teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Toplanan deliller, dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; davacı tarafın alacağına dayanak etmiş olduğu çeklerin zaman aşımına uğradığı, zaman aşımına uğramış çeklerin temel ilişki kapsamında yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği, bu durumda alacağın varlığını ispatlama külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre, çeklerin eski tarihli olması nedeniyle kaydının bulunmadığı, dinlenen davacı tanıklarının da davacı tarafın alacağı ve miktarı konusunda kesin bilgilerinin olmadığı yönünde beyanda bulundukları bu nedenlerle davacı tarafın Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde temel ilişkiye dayalı olarak alacağın varlığını ispatlayamamış olması nedeniyle açılan itiraz iptali davasının reddine; davalı tarafın kötü niyet tazminat isteminin de koşullar oluşmaması nedeniyle keza reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin koşullar oluşmaması nedeniyle keza reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,4-TL ilam harcından peşin alınan 990,40-TL harcın toplamı olan 990,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 936-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 43,80-TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.460-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır