Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/609 E. 2019/1267 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/609 Esas
KARAR NO : 2019/1267

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 26/11/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı, ….. Mad. San. Ve Tic. LTD. Şti’nin ….. bankası A.Ş ….. Şubesi’nde kullandığı ticari krediye tarafların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak katıldıklarını, davalının, kredi borçlusu şirketin muaccel hale gelen kredi borcunun ödememesi üzerine, toplam 531.536,64TL kredi borcunu kefil sıfatı ile ödeyerek asıl borçlu ile müvekkili aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …… .esas sayılı dosyasında takip başlattığını, müvekkilinin itirazı üzerine Bakırköy ….. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasında davalı tarafça itirazın iptali davası açıldığını, yargılama sırasında, kendilerince ileri sürelen savunma sebeplerinin dikkate alınmayarak davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verildiğini, kararının Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, bu nedenle müvekkilinin haciz ve muhafaza baskısı altında olduğunu, oysa müvekkilinin herhangi bir borcunun olmamasına rağmen haksız şekilde, ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya olduğunu, davalının borcu kefil sıfatı ile ödediğini, bunun yanı sıra dava dışı şirketin de davalının ….. Bank ….. Şubesi’nden kullandığı kredilere kefil olduğunu, kefalet neticesi …. şirketinin çeklerinin kredi ödemesinde kullanıldığını, bu nedenle ….’ın kredi borcunu ödemek zorunda kaldığını, ilk yargılama sonrası alınan vergi denetim raporunda takip tarihinden davalının, dava dışı …. şirketinden alacağının bulunmadığının belirlendiği, bu nedenle davalının dava dışı şirkette bir alacağı bulunmaması nedeniyle kredi sözleşmesine kefil olan müvekkilinden de talepte bulunamayacağının ileri sürerek, müvekkilinin Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini takibin müvekkili yönünden iptaline, %20 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında aynı takip dosyası nedeniyle daha önce Bakırköy ….. ATM’nin …. esas sayılı dosyasının görüldüğünü, davalının savunmalarının reddedilerek davanın kesinleştiğini, bu nedenle kesin hüküm bulunduğunu, menfi tespit davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması nedenilye tespit hükmü de içermesi karşısında yeniden dava açılmasında hukuki bir yarar bulunmadığını, davacı tarafça kesin hükümle sonuçlanan bir davadaki taleplerin yeniden yargılama konusu edildiğini, ileri sürülen hususların yargılamada değerlendirildiğini, vergi denetim raporunun yeni bir delil olmadığını, kaldıki raporda davacı iddialarını doğrulayan bir husus bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, tarafların müteselsil kefil oldukları dava dışı şirkete ait ticari kredi borcunun davalı tarafça ödenmesi üzerine rücu talepli başlattığı takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafın kefil olarak ödediği kredi borcunun tahsili amacıyla asıl borçlu olan dava dışı şirket ile kefil olan davalı aleyhine toplam 609.484,00TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığı, görülmüştür. Dosyamızdaki davacının ödeme emrine itiraz etmesi sonucu Bakırköy ….. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasında dosyanın davalısı tarafından itirazın iptali davası 30/12/2010 tarihinde açılmışıtır. Davacı bu yargılamada kefalet nedeni ile sorumlu olmadığını savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davacı kefilin borçtan sorumlu olduğu, davalı kefilin rücusunun yerinde olduğu, belirlenerek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmiş, davalının temyiz istemi üzerine karar Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 10/10/2013 tarih ….. esas ….. karar sayılı ilamı ile onanmış, karar düzeltme istemi aynı daireni ….. esas karar sayılı ilamı ile reddedilerek hüküm kesinleşmiştir.
Bu durumda öncelikle olayada kesin hüküm bulunup bulunmadığının incelemenmesi gerekir. HMK’nın 303.maddesi gereğince kesin hükmü bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmi olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerini ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Somut olayda davacının itirazı üzerine takip durmuş olup davalının açtığı itirazın iptali davasında, davalı borçlu olmama sebeplerini, ortaya koymuş ve genel hükümlere göre yapılan yargılama sonucu davacının, davalının kefil sıfatı ile yapmış olduğu ödemelerden sorumlu olduğu tesipti edilmiştir. İtirazın iptali davası içerisinde davalının borçlu olmadığına ilişkin nedenleri de tartışılıp değerlendirilmiştir. Bu durumda somut olay yönünden kesin hüküm bulunmaktadır. Davacı tarafından ileri sürülen olgular kesin hüküm nedeniyle yeni bir dava konusu olamayacağından bu hususların ve sonradan ortaya çıktığı ileri sürülen delillerin yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürülebileceği değerlendirilmiştir. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup maddenin 1- i maddesinde aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartı olarak sayılmıştır. Bu durumda olayla ilgili taraflar arasında daha önce yapılan yargılama sonucu davacı iddialarının tartışılıp kesin hükme bağlanması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olmasına ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-i ve 115 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40TL ilam harcından peşin alınan 2.081,70TL harcın mahsubu ile bakiye 2.037,30TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.501,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair davacı vekilinin/ davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2019
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.