Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/545 E. 2022/463 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/545
KARAR NO : 2022/463

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/07/2019
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü …….. sevk ve idaresindeki ……… plakalı araç ile Türkoba istikametinden ………. istikametine doğru seyir halinde iken olay mahalli yol üzerinde bulunan kasisten geçtiği sırada araç içerisinde yolcu olarak oturur vaziyette bulunan davacı………’nin havaya fırlayıp, yere düşmesi neticesi yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, davacının yaşanan kaza nedeniyle sürekli olarak sırtında ağrılar hissettiğini ve yaşam kalitesinin düştüğünü belirterek yaralamalı trafik kazası nedeniyle ve belirsiz alacak olması sebebiyle şimdilik 5.000,00TL maddi tazminatın, işleten ve sürücü yönünden 30/01/2017 olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketi yönünden 06.11.2017 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme tüm davalılardan alınarak davacıya ödetilmesine, 10.000TL. Manevi Tazminatın 30.01.2017 olay tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme sigorta şirketi dışındaki davalılar olan …….. ve alaaddin örs’den yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte alınarak davacıya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ……… plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ……… vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazada hiçbir kusuru bulunmadığını, davacının meydana gelen olayda emniyet kemerini takması gerekirken söz konusu kazaya sebebiyet veren davacı tarafın asli kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesinin …….. sayı ve 16.03.2020 tarihli Raporunda; “Olayda davalı sürücü ……..”ın %100 oranında kusurlu, davacı………’nin kusursuz olduğu” kanaatine varıldığı görülmüştür.
Adalet Bakanlığı Adli tip Kurumu Başkalığının …….. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen …….. sayı, 13.12.2021 tarih ve …….. Karar nolu Raporunda; “1967 doğumlu………’nin 30.01.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğine göre, kişinin tüm vücut engellilik oranının %18 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği” kanaatine varıldığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya Aktüerya bilirkişi ……… ‘ya tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 28/03/2022 tarihli raporunda “Davacı ………..”nin 30.01.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası; 6 aylık geçici iş göremezlik dönem zararının 7.667,16TL, %18 maluliyet dönemi için sürekli iş göremezlik-efor kaybına ilişkin zararının 251.294,59TL olmak üzere davacının toplam maddi zararının 258.961,75TL olabileceğini, SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, ……… plakalı Minibüs davalı ……… Sigorta A.Ş. tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı 310.000,00TL olduğu, davacı vekilinin beyanına göre başvuru tarihinden sonraki 8 iş günün 15.11.2017 tarih olduğunu” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Davacı vekili maddi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davadan feragat, davaya son veren taraf işlemlerinden olup, davacının ya da vekilinin mahkemeye hitaben yaptığı tek taraflı bir irade beyanı ile olur ve tamamlanır. Feragatin geçerliliği için mahkeme veya davalı tarafından kabul edilmesine gerek yoktur . 6100 sayılı HMK 311. maddesi uyarınca feragat karşı tarafın kabulüne gerek olmaksızın kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragate de yetkili kılınmış olduğu görülmekle ve maddi tazminat talebinden tamamen feragat etmekle, taraflar arasındaki dava konusu maddi tazminat talebine ilişkin uyuşmazlığın son bulduğu kabul edilerek, maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda davacının hükme esas alınan maluliyet raporuna göre sürekli iş göremezlik durumunun %18 olduğu belirtilmiştir.
BK’nun 56 maddesi gereği “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” ” Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.” ( HGK’nun 23/06/2004 tarih 13/291-370 sayılı ilamı) şeklindeki gerekçeye göre olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, olay tarihine göre paranın alım gücü, davacı ve davalının kazadaki kusur durumları, maluliyet orunı, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde ayrıca kaza sırasında davacının emniyet kemerini takmadığı ceza dosyasında aldırılan kusur raporunda belli olmakla bu durumun yerleşik içtihatlara göre müterafik kusur olduğu ve mahkemece resen ele alınabileceği, müterafik kusur sebebiyle yapılacak indirim oranının %20 olması gerektiği, mahkememizce %20 indirim uygulanarak, müterafik kusur sebebiyle reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine takdir edilmeyerek manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, ayrıca kazaya karışan aracın hususi araç olması sebebiyle Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin …… esas, …… Karar sayılı ilamı uyarınca yasal faiz uygulanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
a)Maddi Tazminat Talebi Yönünden; maddi tazminat talebinin feragat sebebiyle reddine,
b)Manevi Tazminat Talebi Yönünden; manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile 8.000,00TL’nin olay tarihi olan 30/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …….. ve ……. ‘ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c)-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 546,48TL ilam harcından peşin alınan 51,24TL harcın mahsubu ile bakiye 495,24TL’nin davalılar …….. ve ………’ten alınarak alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
d)-Davacı tarafından sarf edilen 44,40TL Başvuru Harcı, 51,24TL Peşin Harç olmak üzere toplam 95,64TL’nin davalılar …….. ve ………’ten alınarak davacıya verilmesine,
e)-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.056,00TL’nin davalılar …….. ve ………’ten alınarak alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
f)-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 264,00TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
g)-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 466,70TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.266,70TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.013,36TL’nin davalılar …….. ve ………’ten alınarak alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
h)-Davacı tarafından ödenen Adli Tıp Kurumunun 16/03/2020 tarihli ……. seri numaralı 323,00TL bedelli faturası, Adli Tıp Kurumunun …… tarihli ……. seri numaralı 820,00TL bedelli faturası ve Adli Tıp Kurumunun…….. tarihli ……. seri numaralı 820,00TL bedelli faturası olmak üzere toplam 1.963,00TL’nin davalılar …….. ve ………’ten alınarak davacıya verilmesine,
ı)-Maddi Tazminat Yönünden; Talep edilmediğinden taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
i-Manevi Tazminat Yönünden; Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılar …….. ve ……..’ten alınarak alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
j)-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı ……..’ın ve davalı …….. vekilinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.