Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/502 E. 2021/756 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/502 Esas
KARAR NO : 2021/756

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı ticari ilişki sebebi ile 31.10.2018 keşide tarihli, 5.500,00.TL bedelli, …… bank …… Şubesi muhataplı ….. seri numaralı keşidecisi ……. olan hamiline yazılı çek, keşidecisi ……. tarafından teslim edildiğini, bu çeki yine bir ticari ilişki sebebiyle Arnavutköy İlçesi, …… Makine Ltd. Şti.’ ne ciro etmek suretiyle ……. Kargo ……… Şubesi aracılığı ile gönderildiğini, çek ……. Kargo …… Şubesi tarafından evrak dağıtımı yapılır iken 30.04.2018 tarihinde kargo firmasının çalınan diğer evrakları ile birlikte çalındığını, davacı şirketine temsilen ……. tarafından yapılan şikayet üzerine Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığında …… soruşturma numarasının alındığını, çalıntı çek ile ilgili olarak Polatlı ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. sayılı dosyası üzerinden “çek iptal” davası açıldığını, çek iptal davası devam etmekte iken davacı şirkete …… İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyası ile çalıntı çekin davalı adına icra takibine intikal ettirildiğini, dava sırasında çekin ortaya çıkmış olması nedeniyle, davanın konusunun kalmadığının, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, çek iptali davası devam etmekte iken takibe intikal ettirilen çekin arka yüz fotokopisinden anlaşıldığı kadarıyla davacı firma tarafından İstanbul Arnavutköy İlçesindeki …… Makine Ltd. Şti adına yazılan beyaz ciro sonrasında ilk hamilin …… Kumaşçılık San. Ve Tic. Ltd. Şti. kaşesi üzerinde ismi bulunan …… (esasen isminin ……. olduğu anlaşıldığını),, sonrasında ……. cirosu ile tekrar …… Kumaşçılık San. Ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin hamil olduğu ve çeki bu firma adına yetkilisi ……’ nın bankaya-takasa ibraz ettirdiğini, davalı firmaya borçlarının bulunmadığını, beyan etmiştir. Netice talep olarak; İstanbul …… İcra Dairesinin ……. E sayılı icra takibi kapsamında davalıya ödenen 7.524,00.TL’nin, ödeme tarihi olan 22.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari-avans faizi ile birlikte davalıdan geri alınmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı şirketin; ……. ile olan ticari ilişkisini, ticari kayıtları ile doğrulamak zorunluluğunun bulunduğunu, davalı ile çeki kendisinden aldığını beyan ettiği ……. arasında, 2018 yılı itibariyle ticari bir ilişkinin mevcut olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu, davacının çek bedelini ödeyerek çek aslını aldığını, çekin çalındığını ispatlayamadığını belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacının meşru hamili olduğu ileri sürülen çekin rızası dışında davacının elinden çıktığı iddiasına dayalı borçlu olmaması nedeniyle ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir.
Dava konusu çek aslının incelenmesinde, 31.10.2018 keşide tarihli, 5.500,00.TL bedelli, ….. bank …. Şubesi muhataplı …… seri numaralı keşidecisi ……. olan hamiline yazılı çek olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce çekteki kaşenin …… imza ve yazısından önce mi sonra mı vurulduğuna ilişkin ATK’ndan alınan raporda kaşenin mi yazıların mı üstte olduğuna dair teknik bir tespite gidilemediği belirtilmiştir.
Ticari defter ve belgelerin incelenmesi sonucunda davacının bir sonraki ciranta …… ile ticari ilişkisinin bulunmadığı, çek bedelinin davacı tarafından ödendiği tespit edilmiştir.
İstanbul CBS …… soruşturma nolu dosyanın da faili meçhul olduğu bildirilmiştir.
Somut olayda davalının iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Muhatabın çeki ibraz eden kişiye geçerli bir ödeme yapabilmesi için bu kişinin çek bedelini tahsil konusunda talep hakkına sahip olması zorunludur. Emre yazılı çeklerde düzgün bir ciro zinciri ile hak sahibi olduğu anlaşılan kişi (yetkili hamil) olması gerekir.
TTK’ nın 645. maddesinde “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine TTK 646. maddeye göre, Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi karşılığında ödeme ile yükümlüdür. Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vade geldiğinde, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.
Kıymetli evrakın en önemli özelliği mücerretlik ilkesidir. Mücerretlik, senedin tanzimine sebep olan asıl borç ilişkisinin (temel borç ilişkisi) senetten anlaşılmasına imkân bulunmamasıdır. Ancak mücerret senetler de bir temel münasebete dayanır. Bu tür senetlerle söz konusu hukuki münasebet arasında bir bağ kurulmamıştır. Senet hamili bir ihtilaf hâlinde alacağını kıymetli evraka dayandırabilir. Geçerli bir temel münasebetin bulunmadığına ilişkin defilerin dermeyanı ve ispatı meselesi borçluya yüklenmiştir. Bu prensibin en üst seviyede uygulandığı senet türü kambiyo senetleridir ( Öztan, F.; Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2013, s.36).
Kambiyo senetlerinden olan çek, Türk Ticaret Kanunu’nda tanımlanmamıştır. TTK 780. Maddede belirtilen çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, kanunun öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir (Tuna., E/ Göç Gürbüz, D: Ticaret Hukuku Prensipleri Kıymetli Evrak, Ankara 2018, s:268).
Çek bir kıymetli evraktır. Her kıymetli evrak gibi çekte bir hak içerir ve bu hak çeklerde bir alacak hakkıdır. Çeke bağlanmış olan alacak hakkının istenebilmesi için çekin ibrazı şarttır. Başka bir kişiye devri de ancak çekin devri yoluyla sağlanabilir.
Düzgün bir ciro silsilesi ile hamil görünen kimseye meşru hamil denir ve bu kişi çekten doğan hakları kullanabilir.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
TTK’ nın 677. maddesinde düzenlenen ve 818/1-c maddesi yollaması ile çekler hakknıda da uygulanacak olan imzaların bağımsızlığı ilkesi, poliçeye atılan her geçerli imzanın (düzenleyenin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen, poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar; geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların geçersizliği ilkesi ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak tanımaz. Poliçeye imza koyan kişi diğer imzaların geçersiz veya sahte olmasının riskini de taşır. Sahte imza sahibini bağlamaz, ancak sahte imzanın sahibi, sonradan onay verirse senetten dolayı egemen olan görüşe göre sorumlu tutulabilir. Kamu güvenliğini haiz bir senedin dolaşım gücü böyle sağlanabilir. Maddeye göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar (P., Reha/ T., Ünal: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, İstanbul 2018, s: 178).
Çekten dolayı kendisine başvurulan kişi hamile karşı bir takım def’ileri ileri sürebilir. Bunlar çekten kaynaklı (çekte kendisine ait imzanın sahteliği, çekte tahrifat gibi) mutlak defiler ile TTK 687/1 maddesinde belirtilen şahsi (bedelsizlik iddiası gibi) defilerdir. Mutlak def’iler herkese karşı ileri sürülebilirken, şahsi def’iler ise ancak ilişkide bulunulan kişiye, kötü niyetli olması halinde hamile karşı ileri sürülebilirler. (TTK 687)
Somut olayda, davalının kötüniyet ve ağır kusurunun ispatlanamadığı, …… imzasından önce kaşe olduğunun tespit edilemediği, kaşeye uygun atılmış ciro bulunmadığı, ticari ilişkisinin bulunmamasının kötüniyet ve ağır kusurun ispatı için yeterli olmadığı, imzaların istiklali gereği takip borçlularının attıkları imzalarla sorumlu olduğu, davalı tarafın belirttiği gibi kaşenin sehven yanlış yere vurulduğu yönünde dosya kapsamı itibariyle kanaat edinildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. Davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 128,50TL harcın mahsubu ile bakiye 69,2 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.