Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/353 E. 2019/979 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/353 Esas
KARAR NO : 2019/979

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/03/2012
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 19/09/2019

Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dilekçesinden özetle; müvekkiil ile davalı şirketin çeşitli nitelikte ve nicelikteki kumaş alımı konusunda 2011 yılı ocak ayında şifai olarak anlaştıklarını bu anlaşma gereğince müvekkili şirketçe davalı şirkete … Bankasına ait olan 50000TL bedelli kesin teminat mektubu ve farklı keşide tarihli …. bankasına ait 6 adet ve …. bankasına ait 7 adet çek olmak üzere toplam 380.000TL lik çek teslim ettiğini, müvekkilinin peşinen çek ve teminat mektubu verdiği malların davalı şirketçe müvekkilinin Antalya da anlaşmış olduğu …. tekstil firmasına sevk irsayeleri ile teslim edildiğni ancak davalı tarafından müvekkilinin talep ettiği kumaşlardan farklı nitelikte ve nicelikte kumaşlar ve faturada belirtilen kilodan az kilo kumaşın müvekkiline teslim edildiğini müvekkili firmanın hiç vakit kaybetmeden davalı ile görüşerek malların geri alınmasını istediğini davalı tarafından da her seferinde bu ayıplı malların geri alınacağı eksik gelen malın tamamlanacağı ve müvekkili firmaya ait çekler ile teminat mektubunun iade edileceğini söylerek firmayı aylarca oyaladığını, bu süre içerisinde de davalı ile yapılan anlaşmanın karşılıklı olarak fesip edilmiş olmasına rağmen ayıplı teslim edilen bu malların geri alınmadığı gibi çekleri de iade etmediğini aksine davalı tarafından müvekkili şirketin talep etmediği halde başkaca kumaşlar gönderilmeye devam edildiğini bu nedenle müvekkilinin davalı şirketle varılan mutabakat sonucunda sevk irsaliyeleri ve fatura karşılığında gönderilen bu malların tamamını eksiksiz ve aynen iade faturalarını ve sevk irsaliyeleri de düzenlenerek teslimatın yapıldığı yer alan antalyadan yüklenerek davalı şirkete teslim edildiğini, davalı taratça Bakırköy …. noterliğinin 02.12.2012 tarihli ihtarnamesi ile malların ve çekin de teslim alınmadığı belirterek menfi cevap verildiğini dava konusu çeklerden 30.07.2011 tarihli çek için tahsilat makbuzu düzenlendiğini, …. numaralı çek bankaya ibraz edildiğinden banka kayıtları ve diğer iki çek ile ilgili olarak da teslim edildiğine dair tanıklar ve davalının bu çekleri kendi hesabının bulunduğu …. bankası….şubesindeki hesabında kullanıldığına dair kayıtlar uyarınca bu çeklerin davalıya teslim edildiğini bu nedenle müvekkil firmanın bütün dava ve çekleri ve teminat mektubunun aynen teslimine bu mümkün olmazsa iptalini talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesinden özetle; müvekkil şirketin tekstil örme işi ile iştigal ettiğini müvekkili şirketin tekstil örme piyasasında tanınan ve önde gelen bir şirket olduğunu müvekkili şirketin davacıya muhtelif tarihlerde kumaş sattığını kumaşların davacıya irsaliyeli ve faturalı aypıszı ve hatasız olarak teslim edildiğini teslim alınan kumaşlara ilişkin BK ve TTK 25 madde hükmü uyarınca muhatap tarafından yasal süresi içinde herhangi bir ayıp ihbarında da bulunamdığını davacı şirkete teslim edilen kumaşların davacının iddiasının aksine kumaşların muhatabın istemiş olduğu kalitede ayıpsız ve hatasız olarak teslim edildiğini davacı tarafın müvekkili şirkete hiçbir şekilde kumaş iadesi yapmadığını müvekkil şirket tarafından yapılmış olan satışın kesin satış olduğnu ve iadesinin de mümkün olmadığını davacının müvekkil şirkete harhangi bir kumaş iadesi yapmadığını müvekkili şirketin merkezinin İstanbul avcılarda olduğunu davalının adresinin ise İzmir de olduğunu teslim edildiği iddia edilen kumaşların İzmirden İstanbul a hangi taşıma şirketi kullanarak iade edildiğini bu nedenle Bakırköy …. noterliğinin 02.01.2012 keşide tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesinde ile cevap verildiğini davacının gerek çek teslimi ve gerekse kumaş iadesi taleplerine yönelik olarak tanık dinlenemeyeceği tacirler arasında yazılı belge ile ispatlanmanın çek tesliminin makbuzu veya aynı içerikte yazılı belge ile ispatlanabileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Davacı vekili Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı şirketin çeşitli nitelikte ve nicelikteki kumaş alımı konusunda 2011 yılı Ocak ayında şifahi olarak anlaştıklarını, bu anlaşma gereğince davacının davalı şirkette …. Bankası’na ait 50.000 TL bedelli kesin teminat mektubu ve farklı keşide tarihli …. Bankası ait 6 adet ve …. Bankası’na ait 7 adet çek olmak üzere toplam 380.000 TL bedelli çekleri teslim ettiğini, ancak malların çıkan sorun nedeniyle aynen ve eksiksiz olarak davalıya iade edildiğini, davalı şirketin icra takibine konulan çekleri tahsil ettiğini, iş bu nedenle tahsil edilen 140.000 TL değerindeki çeklerden dolayı Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip yaptıklarını, dava konusu çekler dışındaki 120.000 TL bedelli diğer 4 adet çek ve 50.000 TL değerindeki teminat mektubu ile ilgili Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E.sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını, davalının icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yapılan yargılama toplanan ve ibraz edilen deliller, bilirkişi raporları, dava dosyası ve birleşen dosya içerikleri birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında sözlü ve ticari ilişkinin mevcut olduğu ve bu ticari ilişki kapsamında davalıdan satın alınan kumaşların davacıya teslim edildiği hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık yoktur. Uyuşmazlık davalının davacıya teslim ettiği ürünlerin ayıplı olup olmadığı ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ve davacının ayıp iddiasında bulunduğu kumaşları davalıya iade edip etmediği ve mevcut ticari ilişki nedeniyle, davacının bulunup bulunmadığı miktarı ile mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy …. ATM nin …. esas sayılı dosyasında davacının yapılan takip nedeniyle alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmakta olup taraflar arasında 2011 yılı ocak ayında başlamak üzere kumaş alım ve satım üzerine sözlü bir anlaşma yapıldığı bu kapsamda davalı tarafından davacıya sözleşmenin başından temmuz 2011 tarihine kadar çeşitli sevk irsaliyeleri ile faturalar kapsamında toplam 43 adet fatura karşılığı 732.393,41TL değerinde kumaşın davacıya gönderildiği ve teslim edildiği dosyada toplanan delillerle sabittir. Davacı kendisine teslim edilen kumaşların ayıplı olduğunu bu nedenle iade edildiğinin iddia etmekte ise de dosyada toplanan delillerle bu iddiasının kanıtlamış değildir.
Taraflar arasında gerek yapılan ilk sözleşme kapsamında gerek ise fesih konusunda basiretli bir iş adamı gibi davranıp ayrıntılı bir sözleşme yapmadıklarını, davacının kumaşların ayıplı olduğunu bu nedenle iade edildiğini ileri sürmekteyse de bu yöndeki iddiası da toplanan delillerle ispatlanamamıştır. Davacı ayıp bildirimini sözlü olarak yaptığını iddia etmektedir. Türk borçlar kanunu 219 kapsamında satıcı alıcıya karşı bildirdiği niteliklere uygun malı teslim etmek zorunda olup alıcının istediği niteliği ve niceliği taşımayan alıcının beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi ayıpların bulunması halinde bu durumdan satıcının sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır.
Alıcı ayıbın varlığını bilmeden malı satın aldığı takdirde ve ayıp önemliyse satıcı satılan malın ayıbından sorumludur. Alıcı malları aldığı sırada muayene etme yükümlülüğü altındadır. Alıcı gözden geçirdiğinde görebileceği ayıplardan dolayı derhal ayıp ihbarını yerine getirmesi gerekir. Davacı malın tesliminde üzerine düşen muayene sorumluluğunu tam olarak yerine getirmediği ve satılan malı kabul ettiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Ayıp ihbarını davacı sözlü olarak yapıldığını belirtmekte olup BK ve ticaret kanuna göre açık ayıplarda derhal bildirim zorunluluğu mevcut olup hiç vakit geçirmeden ayıp bildiriminin yapılması ve ayıbın açıkça bildirimde belirtilmesi gerekir. TTK 23 maddesine göre ayıp ihbarının en geç iki gün içerisinde yapılması zorunludur.
Her ne kadar bildirim gerek borçlar kanununda gerek ticari kanunda çekle bağlanmamış ise de ayıp ihbarının ispatı açısından ayıp ihbarının yazılı yapılması zorunluluk doğurmaktadır. Davacı olayımızda da ayıp ihbarını kanıtlamış değildir. Ayrıca davacı tüm beyanlarında malın ayıplı olması nedeniyle davalı şirkete iade edildiğini iddia etmekteyse de davalı malın ayıp nedeniyle kendisine iade edildiğini kabul etmediği gibi davacı da malın davalıya iade edildiğini fatura ve sevk irsaliyeleriyle belgelendirmiş değildir. Dinlenen davacı tanıkları da iade tesliminin gerçekleştiği yönünde hiçbir beyanda bulunmamışlardır. Malın fiilen teslimine ilişkin dosyada net bir veriye ulaşılamamıştır.
Davacı tarafından 27.07.2011 – 29.07.2011 tarihleri arasında … ve …. nolu faturalar ile toplam 297.341,28TL lik iade faturası kestiği kesilen bu iade faturalarının davalı yasal defterlerinde kayıtlı bulunduğu bunun dışında davalı defterlerinde iade fatura bulunmamaktadır.
Davacı her ne kadar ayıp ihbarında yasanın belirlediği kurallara uyulmasa da iade faturalarının kabulü nedeniyle malın iade edildiğini iddia etmekteyse de iadeye konu 5 adet faturanın incelenmesinde içeriklerinde malın ayıplı olduğundan bahsedilmediği ayıp nedeniyle malların iade edildiği açıkça kayıtlı değildir. Hal böyle olunca davacı taraf malları ayıp nedeniyle davalıya iade edildiğini dosyada mevcut delil ve belgelerle kanıtlayamamıştır.
Her ne kadar bir kısım faturalar davalı defterlerine işlenmiş daha sonra çıkarılmış olması nedeniyle davacı davalı tarafın söz konusu malların iadesini kabul ettiği ve malların davalıya teslim edildiği iddiasında bulunmuş ise de bu yöndeki iddiası ” yargıtay …. hukuk dairesi başkanlığının…. esas …. karar sayılı ve 30.09.2015 günlü ilamlarında belirtildiği üzere davacı davalıya sattığını iddia ettiği mallara ilişkin fatura ve cari hesap ilişkisine dayalı olarak icra takibi başlatmış ise de davacı malların davalıya teslimini fatura ve sevk irsaliyeleri ile kanıtlamış değildir. Davalı da mal teslimini kabul etmediğine göre davacı mallarını davalıya teslimini kanıtlayamamıştır. Davacının kendi defterlerindeki kayıtlar lehine delil olarak kabul edilemeyeceğinden mal teslimden söz edilemez” hükmünü içermektedir. Davacı da ayıplı malların davalıya iade edildiğini dosyada mevcut kayıt ve belgelerle kanıtlayabilmiş değildir. Davacı alım satım sözleşmesi kapsamında kendisine teslim edilen malların ayıplı olduklarını, ispatlayamadığı gibi bu malların ayıp nedeniyle davalıya iade edildiğini de ispatlayamamıştır.
Hal böyle olunca alım satıma konu yapılan malların dosyada toplanan mevcut delillerle ayıplı olduğu iddiasının ispatlanamaması kumaşların ayıplı veya ayıplı olmadıkları yönünde tespitin yapılamamış olması süresinde yapılmış usulüne uygun ayıp ihbarının olmadığı ve toplanan deliller kapsamında malların ayıplı olduğu kanıtlanamamış olması ayrıca davalı tarafça davacıya teslim edilen malların davacı tarafından davalıya iade edildiğinin ve dosyada toplanan delillerle kanıtlanamamış olması karşısında davacının ana davada menfi tespite konu yaptığı …. bankasına ait 50.000,00TL teminat mektubu ile ….bank ve … bankalarına ait toplam 4 adet 120.000,00TL lik çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve bedelsiz kalan çekler ile teminat mektubunun aynen iadesini talep ve dava etmiş ise de yargılama aşamasında çek bedellerinin tahsil edilmiş olması ve teminat mektubunun paraya çevrilmiş olması nedeniyle istirdat davasına dönüştürmüş ve çek ve teminat mektubu bedellerinin davalıdan tahsilini talep etmiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere gerek ayıp iddiasının kanıtlanamaması ve gerekse davacıya davalı tarafından teslim edilen kumaşların davalıya iade edildiğinin dosyada toplanan delillerle kanıtlanamamış olması karşısında mahkememizce …. esas sayılı dosyasında davacı davasının reddi cihetine gidilmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy …. ATM nin…. esas sayılı dosyasında davacı taraflar arasında mevcut kumaş alım satımı sözleşmesi kapsamında davalıya verilen toplam bedeli 140.000,00TL olan 4 adet çek bedelinin kumaşların davalıya iade edilmiş olması nedeniyle kumaş bedelleri olarak ödenmiş çek bedellerinin iadesi için icra takibi yaptığı ve davalıya kumaşların iade edilmiş olması nedeniyle çek bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin yaptığı icra takibine vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiş ise de dosyada toplanan delillerle alım satıma konu yapılan kumaşların davacı tarafından davalıya iade edildiği kanıtlanamamış olması karşısında davacının mahkememiz dosyası ile birleşen davasının da reddi cihetine gidilmiştir. Ayrıca davalı- karşı davacının cezai şart taleplerinin de şartlarının oluşmaması nedeniyle reddi cihetine gidilmiştir.
Her ne kadar davacı yaptığı icra takibiyle davalıya ödediği çek bedellerinin davalıdan tahsiline ilişkin yaptığı icra takibine itirazın iptalini talep etmiş ise de davacı ayıp iddiasını ve malların iade edildiği hususlarını toplanan delillerle, fatura irsaliye ve tüm dosya kapsamında ispat edememiş olup iddiası davacı iddiaları, ana dava ve birleşen dava yönünden ispat edilemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen ret kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ….HD …. esas …. karar sayılı ilamıyla “Dava dosyasına sunulan bilirkişi raporlarından, davacı tarafından davalıya kesilen 9 adet iade faturasından 297.341,28 TL bedelli 5 adedinin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 466.034,74 TL bedelli 4 adet iade faturasının ise kayıtlı olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar 466.034,74 TL bedelli 4 adet iade faturası davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmasa da, bu faturaların BA formu ile vergi idaresine davalı tarafça bildirildiği ve daha sonra düzeltme beyannamesi verildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça defterlerine kayıtlı olmayan 4 adet iade faturası vergi idaresine bildirildiğinden bu iade faturalarına konu malların davalı tarafça teslim alındığı kabul edilmelidir. Daha sonra düzeltme beyannamesi verilmesi bu sonucu değiştirmeyecektir. Kaldı ki, davalı vekili de 17.06.2015 tarihli celsede bu faturaların defterlerine kaydedildiğini, sonradan çıkartıldığını beyan etmiştir. Mahkemece bu husus gözetilerek, taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarını değerlendiren (asıl davaya konu çeklerin teslimi), dosyada bulunan raporlar arasındaki kısmi çelişkileri gideren, taraf iddia ve savunmalarını değerlendiren, taraf ticari defterlerini karşılıklı ve ayrıntılı inceleyen ve değerlendiren, tüm dosyayı kavrayan, hüküm kurmaya elverişli yeni bir rapor ya da ek rapor alınarak gerek asıl dava ve gerekse birleşen dava açısından deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ve kısmen eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edildiği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Yargıtay bozma ilamı kapsamında gerekli araştırmanın yapılması için dosya kül halinde bilirkişi heyeti …. ile ….’e tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 22/07/2019 tarihli raporlarında “Yargıtay …HD bozma ilamında belirttiği iade faturalarının davalı tarafın ticari defterlerine işlendiği, bilahare gerekli düzeltme yapılarak BA ve BS formlarında düzeltme kapsamında Vergi Dairesine bildirimde bulunulduğu, bu kapsamda davacı tarafın toplam 763.376,02-TL’lik iade faturası düzenlediği, asıl davada dava konusu yapılan iki adet çekin davalı tarafa teslim edildiği, ayrıca 50.000-TL teminat mektubunun nakde çevrildiği, birleşen dava yönünden ise davacı tarafından teslim edilen toplam 140.000-TL’lik çeklerin tahsil edildiği, tahsil edilen çeklerle ilgili düzenlenen ihtarname kapsamında temerrüt tarihi ve icra takip tarihi arasında tahakkuk eden faiz miktarının 2.531,50-TL olduğunu, sonuç itibariyle toplam 142.531,50-TL üzerinden itirazın iptal edilmesi” gerektiğini teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar davalı taraf, dosyaya sunmuş olduğu…. tarafından düzenlenen hukuki mütalaa kapsamında davacı tarafın iddia ettiği gibi iade faturalarına konu malların kendilerine teslim edilmediğini, teslim hususunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini iddia etmiş ise de; Yargıtay ….HD…. esas …. karar sayılı bozma ilamında açıkça davacı tarafından davalı adına kesilen toplam 9 adet iade faturasına konu malların davalı tarafça teslim alındığının kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bozma kararına mahkememizce uyulmuş olması nedeniyle davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluşup, iade faturasına konu malların tamamının davalı tarafa teslim edildiği mahkememizce kabul edilip bu kapsamda alınan bilirkişi raporuna göre değerlendirme yapılmıştır.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamına göre; taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davalı tarafından davacıya satılan, bilahare ayıplı olduğundan bahisle davalı adına düzenlenen toplam 9 adet iade faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 4 adet faturayla ilgili daha sonra düzeltme yapılmasının sonuca etkili olmadığı, 9 adet iade faturasına konu malların toplam bedelinin 763.376,02-TL olduğu, bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucunda davacı tarafın davalıya iade ettiği mallar yönünden asıl davada teslim edildiği sabit olan 2 adet çekle ilgili davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine ve ayrıca nakde çevrilen 50.000-TL teminat mektubu yönünden davalıdan tahsiline, menfi tespit davası yönünden davacı tarafın kötü niyet tazminat isteminin koşulları oluşmaması nedeniyle reddine, birleşen dava yönünden 140.000-TL’lik çek bedelinin davalıdan tahsiline, icra takibinden önce davalı tarafın temerrüde düşürüldüğü dikkate alınarak bilirkişi raporunda temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında tahakkuk eden 2.531,50-TL işlenmiş faiz olmak üzere icra takibinin toplam 142.531,50-TL üzerinden devamına, icra takip tarihi dikkate alındığında likit olan alacağa davalı tarafın yapmış olduğu haksız itiraz nedeniyle davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
a)Dava konusu yapılan …. Bankası….Şubesine ait … numaralı 30/07/2011 keşide tarihli 30.000-TL’lik çek ile …. Bankası …. Şubesine ait …. çek numaralı 30/10/2011 keşide tarihli 30.000-TL’lik çeklerden dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE; dava konusu yapılan …. Bankası …. Şubesine ait …. çek numaralı 15/10/2011 keşide tarihli 30.000-TL’lik ve aynı banka şubesine ait …. çek numaralı 30/10/2011 keşide tarihli 30.000-TL’lik çekler yönünden ise istemin REDDİNE,
b)İstirdada dönüşen teminat mektubu bakımından 50.000-TL’nin 09/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davacı tarafında menfi tespit talebi kapsamında kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmamış olması nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 7.514,10-TL ilam harcından peşin alınan 742,50-TL + 1.782,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.989,60-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 742,50-TL + 1.782,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.524,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 3.762,85-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 24,45-TL, temyiz masrafı: 172,70 tebligat-posta gideri: 565,70-TL, bilirkişi ücreti: 3.000-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 2.445,85-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 150-TL yargılama giderinden kabul ret oranında göre 52,50-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 11.550-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 6.950-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
9-Birleşen dava yönünden;
a)Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile davalının, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 140.000-TL asıl alacak, 2.531,50-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 142.531,50-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Takip tarihi dikkate alınarak asıl alacağın %40’ı üzerinden hesaplanan 56.000-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

10-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 9.563,40-TL ilam harcından peşin alınan 1.496,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.067,05-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
11-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 1.496,35-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafından yapılan 197,75-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 25,05-TL, temyiz masrafı: 172,70-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 182,00 -TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 13.950-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
15-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/09/2019

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.