Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/330 E. 2021/1020 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/330 Esas
KARAR NO : 2021/1020

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;“…Dava dışı …… müvekkil firma …… Sigorta tarafından 21.07.2016 -21.07.2017 vadeli …… numaralı NAKLİYAT POLİÇESİ ile sigortalıdır. Dava dışı …… sevk ve idaresindeki …… plakalı tır 12.11.2016 tarihinde ve ……. nolu sevk irsaliyesi ile ….. Yağ Sanayi Tic. A.Ş. firmasından bu firmanın Afyondaki deposuna ayçiçek tohumu taşımak için doğru yola çıkmıştır. Yapılan taşıma esnasında 12.11.2016 günü saat 19.15 sıralarında Bursa-İnegöl karayolu üzerinde zincirleme maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Meydana gelen kaza sonucu 4,280 kg ayçiçeği tohumu olay yerine dağılmak suretiyle zayi olmuştur. Meydana gelen kazada Davalı …….’in ruhsat sahibi bulunduğu …… plakalı karşı araç sürücüsü davalı ……. otoyolda zorunlu önlemleri almadan durakladığı için kazanın meydana gelmesinde kusur payına sahiptir. 25.11.2016 tarihinde hazırlanan Hasar Ekspertiz Raporu’na göre, davalılar/borçlular aleyhine rücu imkanının bulunduğu, Ekspertiz Raporu ile açık bir şekilde beyan edilmek sureti ile belirtilmesi işbu dava ve takip konusu borcun ödenmesi gerektiği hak ve hukukun gereğidir…” hususları beyan ederek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…Davacının rücuen tazminata konu etmiş olduğu kaza, 12.11.2016 tarihinde, dava dışı ……’nın kendisine ait ……. Plakalı aracının direksiyon hakimiyeti kaybetmesi sonrasında, emniyet şeridinde arıza nedeniyle durmakta olan müvekkile ait …… plakalı araca çapması ile oluşmuştur.Yani kaza sırasında müvekkile ait araç emniyet şeridinde ve durmaktadır. Bu durum trafik kaza tutanakları ile sabittir. Müvekkile ait aracın emniyet şeridinde ve duruyor olması karşısında, meydana gelen kaza bakımından müvekkilin aracına kusur atfedilmesi mümkün değildir. İş bu dava maddi ve hukuki dayanaktan yoksundur.Müvekkile ait araç ve bu aracın şoförünün kazanın meydana gelmesinde aktif bir hareketinin olmaması veya kazanın önlenmesi bakımından yapabileceği bir hareketin bulunmaması bakımından davacının davası maddi dayanaktan yoksundur.Kazada, müvekkilin aracı emniyet şeridinde ve duruyor olması, müvekkilin aracını kullanan kişinin kazanın meydana gelmesinde dahili bir hareketinin olmaması veya kazanın meydana gelmesi önlenme bakımından yapacak herhangi bir hareketinin bulunmaması bakımdan dava maddi ve hukuki dayanaktan yoksundur. Direksiyon hakimiyetini kaybeden 3. Şahıs mevcut kazada müvekkilin aracına çarpmamış olsa, şarampole gidecek ve aynı zarar meydana gelecekti. Müvekkilin aracının bulunmadığı bir durumda mevcut zararın meydana gelme durumun varlığı halinde, müvekkil kusurundan sorumluk söz konusu olmaz. Davacının karşılamış olduğu zararın meydana gelmesinde müvekkilin aktif bir hareketinin bulunmaması bakımından müvekkilin sorunluğu söz konusu değildir.” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sigorta şirketinin TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca halefiyet esasına dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine İİK’nın 67.kapsamında açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası incelenmiş, 4.708,00 TL üzerinden icra dairesinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının davasını açmasında hukuki yararının olduğu, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlunun süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasını 1 yıllık hak düşürücü sürede açtığı anlaşılmıştır.
TTK 1472 maddesi ; “(1)Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
Kusur durumunun incelenmesinde; Kolluk kuvvetleri tarafından hazırlanan Trafik Kazası Tespit Tutanağında; “Sürücü …… sevk ve idaresindeki …… plakalı çekici ve ona bağlı ……. plakalı yarı römorku ile otoyolu takiben Bursa İnegöl istikametine seyrederken 022-2-007+84 m’ye geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının sağ ön kısımları ile, sürücü …… sevk ve idaresindeki …… plakalı kamyonu ile aynı istikamette emniyet şeridinde duraklayan ……. sevk ve idaresindeki ……. plakalı kamyonun sol yan kısımlarına sürtünerek gidişe göre yolun sol ve orta şeritte yolu kapayacak şekilde durabildiği, ayrıca …… plakalı kamyonun ilerisinde bulunan (banket üzerinde) ……. plakalı kamyonun kazanın etkisiyle arkadan çarpması neticesi üç araçlı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazanın oluşumunda sürücü ……; 2918 sayılı K.T.K.’nun 54/1-a “şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak” maddesini ihlal ettiği, diğer sürücü ……’in banket üzerinde duraklarken araç arkasında üçgen reflektörlü levhasıyla önlem almadığından aynı kanunun 59. Maddesini “otoyolda zorunlu hallerde gerekli önlemleri almadan duraklamak” ihlal ettiği, diğer sürücü …….’nın kural ihlalinde bulunmadığı kanaati belirtilmiştir.
Bursa ……. Asliye Ceza Mahkemesi, ……. Esas, 04.04.2019 tarih ve … nolu Karar ile; “……’nın sevk ve idaresinde bulunan ……. dorse ve …… plaka sayılı çekici ile Bursa Ankara otoyolu üzerinde İnegöl istikametinde seyir halinde olduğu sırada ……. yönü yakınlarında emniyet şeridi üzerinde park halinde bulunan …….’in sevk ve idaresinde bulunan …… plaka sayılı araca arkadan çarpması sonucu …… plaka sayılı aracın savrularak ön tarafta park halinde bulunan …….’nın sevk ve idaresinde bulunan ……. plaka sayılı araca çarptığı” anlaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sürücü ……’nın %75 oranında kusurlu olduğu, sürücü …….’in %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ancak Bursa …… Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan raporda sürücü ……’nın %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bunun üzerine mahkememizce çelişkinin giderilmesi için dosyanın ATK Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiş olup rapor sonucunda sürücü ……’nın %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Buna göre; davacı taraf, meydana gelen olayda davalı tarafın kusurunu, davalı tarafın kusuru sebebiyle davacı sigorta şirketinin sigortalısına hasarın ödenmesi sebebiyle sigortalının haklarına halef olduğunu ispat etmekle mükelleftir. TTK.’nın 1472. maddesinde de belirtildiği üzere; sigorta şirketi, meydana gelen zarar sebebiyle sigortalısına ödediği bedel nispetinde hukuken sigortalısının haklarına halef olur. Bu halefiyet, karşı tarafın kusuru ve sigorta şirketinin yaptığı ödeme nispetindedir.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; kusur iddiasının davacı tarafça ispatı gerekmektedir. Tarafların kusur durumuna yönelik olarak yapılan değerlendirmede; davacı sigortalısının tam kusurlu olduğu, kural olarak bir iddiada bulunan kimsenin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı, bu durumda davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 80,41TL harcın mahsubu ile bakiye 21,11TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.708,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır