Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/295 Esas
KARAR NO : 2021/205
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
KARARYAZIM TARİHİ : 29/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 02.07.2018 tarihli teklif ve sözleşme doğrultusunda, müvekkili şirket lisans hakkı kendisinde olan yazılımın kullanımını ve bu yazılım konusunda verilecek destek ve bakım hizmetlerini vermeyi yüklendiğini, • Müvekkil şirket işbu sözleşmeden doğan edimlerinin yerine getirilmesi kapsamında 40 adet sıfır tablet alarak, davalı şirkete teslim ettiğini, Sözleşmenin imzalanması sonrasında davalı şirketin, Müvekkili şirkete 15.08.2018 tarihli 13 518,08 TL bedelli faturaya mahsuben 10.000 TL ödeme yaptığını, Akabinde tanzim edilen faturaları kabul ederek, şirket kayıtlarına aldığını ancak bedellerini ödemekten imtina ettiğini, TTK 21/2 uyarınca, 8 günlük süre içinde itiraz edilmeyen faturaların içeriğinin kabul edilmiş sayılacağını. davalı şirket tarafından halen, taraflar arasındaki faturalara itiraz edilmediğini, ve akdedilen sözleşme hakkında bir beyanda bulunulmadığını, bu doğrultuda kendilerince 15.08.2018-29.09.2018 ve 30.10.2018 tarihli faturalara karşı Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı yanın bu takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz etmesi neticesinde işbu takibin durdurulmasına karar verildiğini, her ne kadar davalı yan itiraz dilekçesinde bir bilirkişi incelemesinden bahsetmişse de, işbu inceleme hakkında müvekkili şirkete ulaşan hiçbir bilgi, belge veya tebligat bulunmadığını, bu bağlamda bu incelemenin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, her ne kadar taraflar arasında müvekkil şirkete ulaşmış yazılı bir fesih iradesi ve benzeri bilgi olmasa da tarafların şifahi görüşmelerinde davalı şirketin bir başka şirket ile sözleşme yaptığı bilgisi alındığını, bir an için işbu şifahi bildirimin fesih anlamına geldiği düşünülse dahi, ilgili sözleşmenin 8.3 Numaralı maddesinde açıkça, “Müşteri hangi nedenle olursa olsun vazgeçmesi veya tek taraflı olarak VEBİSİS’i iptal etmesi durumunda firma işbu sözleşme kapsamında veya ekleri kapsamında bedelleri ödeyeceğini kabul eder. ” hükmü bulunduğunu, müvekkili şirketin sistemi çalışır durumda davalı firmaya teslim ettiğini, yine çalışır durumda olduğunu ara dönemlerde teyit ettiğini beyan ederek, sözleşme bedelinin tümüne ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik Bakırköy……. tcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacı tarafın sunduğu hizmetten yararlanamadığını, bu hususa ilişkin olarak delil tespiti talep ettiklerini, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… D.İş Sayılı dosyasından yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde “mevcut durum itibariyle program tespit talep eden tarafın sistemlerinde çalışmamaktadır” denilmek suretiyle iddialarının genel anlamda ispatlandığını, veliler ve servis şoförleri tarafından, davacı tarafça sağlanan sisteme ilişkin birçok kez şikayette bulunulduğunu, davacı tarafça, sözleşmenin imzalanması sonrasında düzenlenen faturaların, müvekkili tarafından 8 günlük süre içerisinde iade edilmediği, TK 21/2 uyarınca itiraz edilmeyen faturaların kabul edilmiş sayılacağı iddia edildiğini, bu durumun yalnızca faturanın içeriğine ilişkin karine oluşturduğunu, söz konusu faturaların davacı şirkete iade de edildiğini, defter kayıtları incelendiğinde bu hususun görüleceğini, Yargıtay kararlarlarında faturaya ilişkin hizmetin sözleşmeye uygun biçimde verildiğinin de ayrıca ispatlanması gerektiği açıkça belirtildiğini, hizmet verilmek üzere müvekkiline teslim edilen tabletlerin, davacı tarafa teslim edilmek üzere depoda muhafaza edilmekte olup müvekkil şirket yetkililerinin sözlü iade taleplerinin davacı tarafça dikkate alınmadığını,hizmetin düzeltileceği vaadi ile müvekkilinin bir süre bekletildiğini ve nihayetinde düzelmeyen sistem sebebiyle müvekkilinin mağdur edildiğini, okullara servis hizmeti veren müvekkilinin, velilerin sisteme ilişkin şikayetleri üzerine ve okul yönetimlerinin müvekkil ile aralarındaki sözleşmeleri feshetme risklerine karşı, başka bir firma ile sözleşme imzalamak zorunda kaldığını, davanın reddine, yargılama harç, masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında bilgisayar programı hizmeti ve tablet satımı konusunda sözleşme ilişkisi bulunduğu, uyuşmazlığın satım konusu hizmette ayıp bulunup bulunmadığı varsa niteliği, süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, bu kapsamda davacının alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Takip dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 108.208,20 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce hizmete ilişkin fatura, cari hesap ekstresi, arabuluculuk tutanağı dosyaya konulmuş taraf defterleri ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ayıp iddiası da bulunmakla heyete bilgisayar mühendisi bilirkişi eklenerek rapor alınmıştır.
Sözleşmeye göre davacı tarafından davalının kullanımına sunulacak olan yazılım hizmetinin
“VEBİSİS – Veli Bilgi Sistemi” isimli sistem olduğu anlaşılmıştır. Bu sistem; okul servisi işi yapan davalının, serviste yer alan öğrencilerin aileleri ile etkileşim sağlayabileceği bir uygulama olarak ifade edilebilir. Sistem üzerine; veli tarafı mobil uygulama ile erişim ve kullanım sağlarken, davalı tarafından kullanım ise yine mobil uygulama üzerinden olmakla beraber, veri girişi ve raporlama için sisteme ait internet sayfasının kullanıldığı anlaşılmıştır. Burada uygulama üzerinden; servisin öğrencinin evine yaklaştığı sırada arama ya da mesaj ile haber verme (öğrenciyi evden alma ve evden bırakma esnasında), veli tarafından öğrencinin durumu ile ilgili servis yetkilisine haber verme, öğrencinin servise binme durumu, servisin tamamlanma durumu vb. şekilde işlemler yapılabilmektedir. Aynı zamanda sözleşme konusu uygulama bir paket program olarak ifade edilebilir. Genel anlamda yalnızca davalı için üretilmiş bir yazılım değildir.
Dava konusu icra takibi içeriğinde yer alan faturalara konu hizmet; taraflar arasında imzalanmış sözleşmeye istinaden verilmesi gereken yazılım hizmetine ilişkindir.
Alınan bilirkişi raporunda mali yönden yapılan incelemede; davacı ve davalı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2018 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, sahibi lehine delil teşkil edebileceği, davacı yan kendi ticari defterlerinde. davalı yandan takip tarihi olan 26/12/2018 tarihi itibari ile 23.578,08 TL alacaklı olduğu, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, davacı yandan 26/12/2018 takip tarihi itibariyle 10.000,-TL alacaklı olduğu, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen tüm faturaların, davalı ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğu, ancak sonrasında tüm faturalar için iade faturaları düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından iade faturaları düzenlenmeden önce davacı yan cari hesap bakiyesi olan 23.578.08 TL’de mutabık olunduğu, davacı yan ile davalı yan arasındaki cari hesap farkının, davalı yanın davacı yana düzenlemiş olduğu, 31.10.2018 tarihli 3 adet iade fatura toplamı 33.578.08 TL olduğu, işbu faturaların davalı yan tarafından davacı yana …… Kargo ile gönderilmiş olduğu, ancak adreste bulunmaması sebebiyle davacı yana teslim edilememiş olduğu, sonrasında Büyükçekmece …… Noterliği aracılığı ile 08/11/2018 ve 14/11/201 8 tarihlerinde iade faturalarını tekrar göndermiş olduğu, fakat adres sürekli kapalı olduğundan davacı yana teslim edilememiş olduğu belirtilmiştir.
Teknik yönden yapılan incelemede; sözleşme konusu uygulama veritabanı ve arama kayıtları üzerinde yapılan incelemede; söz konusu sistemin veli arama işlemlerinde hatalı arama işlemleri gerçekleştirmiş olduğu, uygulamanın tam olarak doğru bir şekilde çalışmamış olduğu ve dolayısıyla sistemden beklenen faydanın tam olarak sağlanamadığı belirtilmiştir.
Alınan ek raporlarda da; ihtilaf dönemindeki hali incelenemediğinden uygulamanın veritabanı kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile veri arama özelliğinin hatalı olduğu, hatanın teknik olarak giderilmesinin mümkün olduğu, eksik ve ayıp bedelinin sistemin tümüyle ayıplı kabul edilmesi gerektiği ancak sistemsel giderim bedelinin 1.000,00-1.500,00 TL civarında olabileceği belirtilmiştir.
Ayıp, aynı cins ve kategoriye giren eşyaya nispetle satılan maldaki değer ve elverişliliği kaldıran veya azaltan noksanlıktır (TBK.m.219). TTK.m.23/c hükmünde ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi düzenlenmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (aşikar ayıp), alıcı 2 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmelidir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse (açık ayıp), alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK m. 223’e göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde (gizli ayıp), bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Maddede belirtilen “hemen” ifadesi dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Ayıp ihbarının ayıba karşı sorumluluktan doğan dava için öngörülmüş olan zamanaşımı süresi geçmeden önce yapılmış olması gerekir. TBK m. 231’e göre, “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olaya bakıldığında, ihtarname ile sözleşme şartlarının yerine getirilmediği ve iade faturası kesildiği belirtilmiş olup ayıp ihbarının yapıldığının kabulü gerektiği, alınan bilirkişi raporlarında da sistemin tümüyle ayıplı olduğu, veli arama özelliğinin tümüyle kullanılamadığı anlaşılmış olup ürünün ayıplı olması nedeniyle davacının alacaklı olmadığı kanaatine varılmıştır ve davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 402,66TL harcın toplamı olan 402,66TL harçtan mahsubu ile bakiye 343,36TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.