Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/28 E. 2019/675 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/28 Esas
KARAR NO : 2019/675

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2019
KARAR TARİHİ : 12/06/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/072019
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin güvenlik şirketi olarak faaliyet gösterdiğini, davalının müvekkil şirkette iş akdi ile değerli kargo üretim ve satış yetkilisi olarak çalıştığını, taraflar arasında düzenlenen 01/09/2015 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 13. Maddesi uyarınca davalının sır saklama yükümlülüğü altında olduğunu, çalıştığı süre zarfında elde ettiği çalışma yöntemleri ve diğer ticari sırları ile müşteri çevresini kendisi veya başkası yararına kullanmayı kabul ettiğini, sözleşmesinin 14. Maddesi gereğince, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren iki yıl süre ile Marmara bölgesinde aynı veya benzer işleri kendi adına yapamayacağı gibi aynı veya benzer alanlarda çalışmada bulunan başka tüzel kişilerde çalışmamak ve danışmanlık yapmamayı üstlenmesine rağmen fesih tarihi olan 05/09/2017 tarihinden itibaren 2 yıllık süre geçmesine rağmen aynı alanda faaliyet gösteren ….Güvenlik Hizmetleri hesabına çalışmaya başladığını, rekabet yasağıda aykırı davranan davalının sözleşmenin 14. Maddesinde belirlenen 10.000,00TL’lik cezai şartın ihtara rağmen ödememesi üzerine Büyükçekmece …..İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davaya bakma görevinin İş Mahkemelerine ait olduğunu, delil olarak iş sözleşmesine dayanılmadığını, müvekilinin 07/05/2002 ile 06/09/2017 tarihleri arasında davacı şirket de çalıştığını çeşitli tarihlerde ünvan değişiklikleri ile iş akdinin yenilendiğini, farklı zamanlarda iki kez daha İş sözleşmesi imzalatıldığını, düzenlenen sözleşmelerin baskı altında imzalatıldığı gibi tek tip sözleşme imzalatılması nedeniyle aleyhe olan hükümleri TBK’nın 20. Vd maddleri gereğince gene işlem şartları nedeniyle geçersiz olduğunu müvekkilinin görevi gereği ticari sırlara erişebilecek bir pozisyonda çalışmadığını, cezai şart hükmünün sadece işçi aleyhine konulan şartın geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacıya ait işyerinde mobbing ve ayrımcılığa uğraması nedeniyle iş akdini fesh etmek zorunda kaldığını, cezai şartın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TBK’nun 444 ve devamı maddelerinde düzenlenen, haksız rekabetten kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …. . İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 10.000,00 TL ceza-i şart alacağının tahsili amacıyla takip başlatıldığı, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmiştir. Davacının özlük dosyası başlıklı dilekçesi ekinde yer alan 09/04/2019 tarihli belgeler ve sözleşmenin incelenmesinde, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin 2002 yılında başladığı çeşitli tarihlerde yazılı şekilde düzenlenen belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin yenilendiği ve bu sözleşmelerde cezai şart yükümlerinin bulunduğu, düzenlenen son sözleşmenin ise 01/09/2015 tarihli olduğu görülmüştür.
Belirlenen sözleşmenin 13. Maddesinde sır saklama yükümlülüğü düzenlenmiş olup 14. Maddede ise rekabet yasağı düzenlenmiştir Buna göre iş akdinin herhangi bir nedenle sona ermesinden sonra iki yıl süre ile aynı veya benzer alanlarda Marmara bölgesinde kendi adına veya başka bir tüzel kişilik adına çalışamayacağı, işverene ait portföy ün üçüncü kişilere aktarılamayacağı bu maddeye aykırı davranılması halinde ise sözleşmenin 19. Maddesi gereğince 10.000,00TL cezai şart ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davacı taraf keşide ettiği Beyoğlu …. Noterliğinin 09/11/2017 tarihli ihtarı ile sözleşmenin feshinden sonra Marmara bölgesinde aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirkete çalışması nedeniyle 10.000,00TL cezai şartın ödenmesi talep edilmiştir.
Celp edilen SGK kayıtlarından davacının iş akdinin feshinden sonra ara vermeden 2017 yılı Eylül ayında dava dışı ….güvenlik şirketinde çalışmaya başladığı anlaşılmıştır. Duruşmada dinlenen davalı tanığı …. şirketin para nakli ile iştigal ettiğini sözleşmelerin sonradan imzalatıldığını, sektördeki şirketlerin genel olarak İstanbul merkezli olduğunu, davalının müşteri çevresini başka şirketlere taşımadığını, bildirdiği görülmüştür. Davalı tanığı …. benzer beyanlarda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında hizmet sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu taraflar arasında düzenlenen yazılı sözleşmenin 13. Maddesi ile davalının sır saklama ve rekabet etmeme borcu altına girdiği, sözleşmenin 14. Maddesinde ise işyerinde ayrıldıktan sonra 2 yıl süre ile Marmara bölgesinde kendi adına veya başkaları yanında aynı veya benzer sektörde çalışamayacağı, çalışması halinde 10.000,00TL cezai şartın üstlenildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık rekabet yasağı sözleşmesinin TBK’nın 444 vd maddeleri kapsamında geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 6098 Sayılı Kanun’un 444 .maddesinde işçi, işverene karşı sözleşmenin sona ermesinden sonra onunla rekabet etmekten özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan veya bunların dışında rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girmekten kaçınmayı, TBK 444/2 Maddede ise rekabet yasağı kaydının ancak, hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenine yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. TBK 445/1 Maddede ise rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin tümü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi özel durum ve koşullar dışında 2 yılı aşamaz denilmek suretiyle getirilecek rekabet yasağı şartının sınırlamalarını belirtmiştir. Kanun maddeleri çerçevesinde somut dava incelendiğinde; her ne kadar sözleşme serbestisi ilkesi içinde taahhütname taraflarca imzalanmış ise de davalı tarafın ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı biçimde tehlikeye düşürdüğü, davalı tarafından katlanılması güç bir süre ile iş yapma yasağının getirildiği, belirlenen coğrafi sınırların duruşmada dinlenen tanık beyanlarına göre para ve değerli eşya nakli ile ilgili çalışan şirketlerin tamamının muamele merkezinin bulunduğu Marmara bölgesi olarak belirlenmesi nedeniyle davalının uzun yıllardır yaptığı işin ülke genelinde icra etmesinin engellendiği, dosyadaki tanık beyanlarından sektörde görev yapıp Marmara bölgesi dışında merkezi bulunan şirketlerin bulunmadığı, bu durumda yapılan sözleşme ile belirlenen yükümlülüğün Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hürriyetine açık şekilde aykırı olması nedeniyle sözleşmenin geçerli olmadığı, davacının iş akdinin dosyadaki delillere göre haklı nedenlerle fesh ettiği, davalının davacıya ait herhangi bir ticari sırra vakıf olduğu veya müşteri çevresini diğer şirketlere naklettiği konusunda hiçbir kanıt sunulmadığı, TBK’nın 444/2 maddesinde işçinin sadece ticari sırlara ulaşmasının yeterli olmayıp, bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olması gerektiği, ancak somut olayda davacı şirketin, davalının bilgileri kullanması nedeniyle zarara uğradığı hususunun kanıtlanmadığı anlaşılmış, açıklanan tüm nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sabit görülmeyen davasının reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40TL ilam harcından peşin alınan 121,02TL harcın mahsubu ile bakiye 76,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.