Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/251 E. 2020/412 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/251 Esas
KARAR NO : 2020/412

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; matbaa olarak hizmet veren müvekkil şirket tekstil işi ile iştigal eden davalı firmanın ürünleri için çeşitli etiketler bastığını, davalıya verilen hizmetin toplam tutarının 53.139,87TL olduğunu, davalı firmanın 23.500,00TL tutarında ödeme yapmış ancak kalan bakiyeyi ödemediğini, kalan 29.639,87TL’lik bakiye ve 225,08TL’lik noter masrafı için icra takibi yapıldığını ancak işbu takip davalının itirazı neticesinde durduğunu, bu sebeplerle davalı borçlu tarafından takibe yapılan itirazın iptalini, takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ayıplı olan ürünler nedeniyle müvekkil davalı şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, haksız ve kötüniyetli olarak müvekkil davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, bu nedenle öncelikli olarak tespiti yapılan ayıp hususundaki ihbarlarının dikkate alınarak davanın reddine aksi takdirde müvekkil davalı tarafından tanzim edilen 07.02.2019 tarih ve ……… nolu 22.420,00TL bedelli fatura muhteviyatı alacağın icra takibine konu borçtan takas ve mahsubu ile davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinde davacı tarafından sözleşme konusu emtianın davalıya teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı uyuşmazlığın emtiada ayıp bulunup bulunmadığı varsa niteliği, ayıbın açık veya gizli mi olduğu, belirlenecek niteliğine göre süresinde ihbar edilip edilmediği, bu kapsamda davalının reklamasyon faturasına itibar edilip edilmeyeceği veya ne kadarına itibar edileceği ile sonucuna göre davacının sözleşme alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 29.639,87 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce satıma ilişkin fatura, cari hesap ekstresi, arabuluculuk tutanağı dosyaya konulmuş taraf defterleri ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ayıp iddiası da bulunmakla heyete tekstil mühendisi bilirkişi eklenerek rapor alınmıştır.
Raporda, davalı tarafından kesilen 22.420,00 TL tutarında reklamasyon faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu halde davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı defterlerinde davalı firma 29.639,87 TL borçlu, davalı defterlerinde de davalı firma 8.614,54 TL borçlu olarak gözüktüğü, farkın reklamasyon faturasından kaynaklandığı, gizli ayıbın etiket baskısından kaynaklandığı, ancak ne kadar ürünün gizli ayıplı olduğu, ne şekilde tamir edildiği vs. bilgi ve veri olmadığından reklamasyon faturasına ilişkin tespitin mümkün olmadığı belirtilmiştir. İtirazlar üzerine alınan ek raporda da kanaatin değişmediği, davalı tarafından ayıplı olduğu iddiasıyla sadece 3 adet ürünün teslim edildiği, iddiasının ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir.
Ayıp, aynı cins ve kategoriye giren eşyaya nispetle satılan maldaki değer ve elverişliliği kaldıran veya azaltan noksanlıktır (TBK.m.219). TTK.m.23/c hükmünde ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi düzenlenmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (aşikar ayıp), alıcı 2 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmelidir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse (açık ayıp), alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK m. 223’e göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde (gizli ayıp), bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Maddede belirtilen “hemen” ifadesi dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Ayıp ihbarının ayıba karşı sorumluluktan doğan dava için öngörülmüş olan zamanaşımı süresi geçmeden önce yapılmış olması gerekir. TBK m. 231’e göre, “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Somut olayda; örnekler üzerinde tespit edilen ayıbın görsel ve fiziki kontrolle anlaşılması mümkün olamayacağından ve sonradan ortaya çıkmasından dolayı ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilmiştir. Ancak ayıp konusunda ispat yükü davalı tarafta olup ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünler nedeniyle zararın tespit ettirilmemiş olduğu, bilirkişi incelemesine sunulan numunelerin ayıp nedeniyle alacağı ispatlayacak yeterlilikte olmadığı, bilirkişiye ve dosyaya sunulan fotoğraf ve delillerin eksik olduğu, ürünlerin 2. Kalite olarak satıldığına dair bir delilin de dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır. Kök rapor ve ek rapor içeriği dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiren bir husus olmadığından yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; ayıp iddiasının davalı tarafça ispatı gerekmekle bu husus ispatlanamadığından davacı tarafın ticari defter ve belgelerine itibar edilerek davanın kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasına başlatılan icra takibine itirazın İPTALİ ile takibin devamına,
2-Asıl alacak olan 29.639,87TL üzerinden %20’i oranında hesaplanan 5.927,97TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.024,69TL ilam harcından peşin alınan 510,04TL harcın mahsubu ile bakiye 1.514,65TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 258,00TL posta masrafı,44,40TL başvuru harcı, 510,04TL peşin harç, ücreti olmak üzere toplam 2.412,44TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.445,98TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.