Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/227 E. 2019/608 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/227 Esas
KARAR NO : 2019/608

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/10/2009
KARAR TARİHİ : 20/05/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 20/05/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 27/10/2009 tarihli dava dilekçesi ile müvekkili şirket ile davalı arasında 01/10/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi yapılarak davalıya ait taşınmazın 1 yıl süre ile kiralandığını, kira sözleşmesine dayalı olarak 10.000 dolar ödenmeyen elektrik, su vs. Ödemeleri ile 60.000 USD ödenmemesi ihtimali ile yıllık kira bedeli olmak üzere toplam 70.000 dolarlık tek bir teminat senedi sözleşme şartları gereğince tanzim ve imza edilerek, müvekkili şirket tarafından davalı kiralayana verildiğini, müvekkili şirketin sözleşme şartlarına uygun olarak kira sözleşmesini feshettiğini ve taşınmazın boş olarak davalı tarafa teslim edildiğini ayrıca gerek elektrik su ve ortak gider olmak üzere hiçbir borcun kalmadığı hususunda davalıya borçsuzluk belgelerinin teslim edildiğini ve mal sahibi uhdesinde bulunan teminat senedinin iadesi istenmiş ise de, mal sahibi tarafından senedin kasıtlı olarak iade edilmediğini, halbuki davalı tarafa kira bedeli veya başka hiçbir nam altında hiçbir borçlarının bulunmadığını , davalı tarafa hiçbir borçlarının bulunmaması nedeniyle 01/10/2007 tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespiti ile iade edilmeyen 70.000 dolarlık teminat senedinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle davacı iddialarının yerinde olmadığını, davacının genel gider borcu ve yönetime karşı borçlarının bulunduğunu, teminat olarak alınan bononun kira akdinin sonunda ve kiracının hiçbir borcunun kalmadığının anlaşılması halinde kiralayana iade edilecektir hükmünün bulunduğunu, davalının ortak gider kapsamında borçlarını ifa etmediğini,ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesine göre kiranın yenilenmesi halinde TEFE-TÜFE ortalamasına 3 puan eklenmek suretiyle bulunacak oran kadar artırılacağını, ancak davacının dönem sonu itibariyle artış yapmayarak yine 9.000TL üzerinden kirayı ödediğini bu nedenle bakiye kira alacağınında bulunduğunu, bu nedenle bu aşamada davacının borcunu ifa etmemesi nedeniyle bonoyu geri talep etme hakkının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Toplanan deliller doğrultusunda davanın kabulüne dair …… esas ……… karar ve 28.12.2011 tarihli karar yargıtay ……. Hukuk dairesi başkanlığının…… esas ……. karar sayılı 02.04.2013 tarihli ilamları ile eksik inceleme nedenleriyle bozulmuş mahkememizce bu bozmaya uyularak bozma doğrultusunda eksiklikler giderilmiş ve bozmaya uyalarak mahkememizce …… esas …….. karar sayılı ve 20.02.2014 tarihli kararıyla davacı iddialarının yazılı belge ile kanıtlanamaması ve ödenmemiş kira borcunun olması nedenleriyle davacı davasının reddine karar verilmiş mahkememizce redde dair verilen bu karar da yargıtay …… Hukuk dairesi başkanlığının …… esas …… karar sayılı ve 14.10.2014 tarihli kararıyla ” mahkemece davacının kira farkından doğan borcunun bulunması gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir. Bununla birlikte sözleşmede davacının elektrik, su, ortak giderler ile kira parasının teminatı olarak dava konusu edilen bononun verileceği düzenlenmiş olup davacının bu bonodan dolayı sorumluluğu kiralanın tahliyesi aşamasındaki borçlarıyla sınırlıdır, bu durumla mahkememin bilirkişi tarafından tespit edilen yeni kira bedelindeki kira farklarıyla varsa ortak giderlerden kaynaklanan borçları dışında davacının dava konusu edilen teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir ” gerekçesiyle verilen karar bozulmuş mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda bilirkişiden 15.10.2015 tarihli ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda da ayrıntılı bir şekilde hesaplandığı üzere davacı yanın davalı yana kira farkından doğan toplam 15.994,80TL kira borcu, 2.153,29TL eksik ödenen ortak gider bedeli olmak üzere toplam 18.148,09TL davacının davalıya borçlu bulunduğu tespit olunmuş, bu durum karşısında davacının davalı yana kira farkından doğan eksik ödenen kira bedeli ve ödenmeyen ortak gider bedellerinin ödenmesi halinde davacı tarafından davalı yana verilen 70.000USD teminat senedinin iadesi gerçekleşebileceği kanaatine varılmış ve bu durum karşısında mahkememizce de davacı davasının kabulü ile 15.994,80TL eksik ödenen kira bedeli 2.153,29TL 9 aylık eksik ödenen ortak gider bedeli olmak üzere 18.148,09TL nin davalıya ödenmesi halinde 70.000USD lik teminat senedinin davacıya iadesine karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …… HD …… esas …. karar sayılı ilamıyla “bilirkişi tarafından belirlenen 18.148,09-TL borç düşülerek bakiye kısım yönünden davacı kiracının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde infazda tereddüt yaratacak şekilde şartlı hüküm kurulması doğru görülmediğinden bahisle” yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Yargıtay bozma ilamından sonra taraflar bir araya gelerek aralarında anlaşmışlar ve anlaşma kapsamında davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesis edilmesi ve mahkememizde muhafaza edilen teminat senedinin de davacı tarafa iadesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasında tarafların bir araya gelerek anlaşma sağlamaları nedeniyle davanın konusuz kaldığı, bu nedenlerle konusuz kalan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, mahkememiz kasasının 828 numarası ile muhafaza edilen 70.000-ABD Doları teminat senedinin de tarafların talepleri kapsamında davacı vekiline teslimine, taraflarca yargılama gideri talep edilmediğinden yapılan yargılama giderlerinin tarafların kendi üzerlerine bırakılmasına ve bu kapsamda taraf vekilleri yönünden vekalet ücreti taktirine yer olmadığı kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davada tarafların anlaşarak sulh olmaları ve bu bağlamda davanın konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Mahkememizin kasasında …… numara ile muhafaza edilen dava konusu 70.000-ABD Dolarlı teminat senedinin huzurda bulunan davacı vekiline fiilen teslimine (davacı vekiline teslim edildi),
3-Peşin alınan 1.389,20-TL harçtan, 44,40 – TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 1.344,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Taraf vekillerince yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerine bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.