Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/221 E. 2019/1090 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/221 Esas
KARAR NO : 2019/1090

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/10/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkette 08.10.2012 tarihli iş sözleşmesiyle “…. Lideri” pozisyonu ile işe alındığını iş sözleşmesinde davacının işten ayrıldıktan sonra rekabet yasağı yükümlülüğü çerçevesinde davranmasına ilişkin hükmün söz konusu olduğunu, davalının bilahare 31.07.2013 tarihinde işten istifa ettiğini rekabet yasağı hükmündeki 2 yıllık süre dolmadan müvekkili ile aynı sektörde rakip olarak 29.08.2013 tarihinde kurulan …… Ticaret Limited şirketinde çalışmaya başladığını, bu şirketin müvekkili şirketin müşterisi olan 2 şirket tarafından kurulduğunu ve şirketin yönetim kurulu üyeliğine daha önce müvekkili şirkette çalışan …..’ın getirildiğini, davalının rekabet yasağına aykırı davrandığını bu nedenle de davalının iş sözleşmesinde kararlaştırılan 1 yıllık ücreti tutarında cezai şart ile müvekkilinin uğradığı aşkın zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000-TL tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile yapılan sözleşmede herhangi bir imzanın bulunmadığını, rekabet yasağı maddesinde müvekkiline İstanbul, İzmir, Denizli, Bursa, Ankara illeri sınırları dahilinde iş bulmasının yasaklanmasının lojistik sektöründe bu iller dışında zaten iş bulma imkanının olmaması nedeniyle dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın TBK 420 inci maddesi gereğince tek taraflı olduğundan geçersiz olduğunu, müvekkilinin çalışmak zorunda olduğunu çalışma hakkını sekteye uğratılmayacağının davanın haksız olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davalı tarafın rekabet yasağına uymaması nedeniyle aşkın zarar ve cezai şart alacağının olduğu iddiası ile açılan davadır.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin rekabet yasağı sözleşmesi olup olmadığı eylemin rekabet yasağına aykırılık teşkil edip etmediğinin tespiti yönünden inceleme yapılmıştır.
Davalı …’nun, Davacı şirkette Balkan ülkeleri hat geliştirme lideri olarak 08.10.2012 tarihi ile 13.08.2013 tarihleri arasında10 ay çalıştığı görülmüştür.Yapılan anlaşma ve verilen fiyatlar yönünden edindiği bilgilerin ticari sır olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği yönünde tanık dinlenmiştir. Tanık ….. ifadesinde davalının firmadan ayrıldıktan sonra bazı müşterileren davacı firmaya soğuk durdukları, fiyat verme yetkisi olan davalının bu sayede müşterinin alışkanlıkları sözleşmenin dip detay şartlarını davalı …’ın bildiği söylenmiş, tanık Nevra ise davalı …’ın Yunan Balkan hattında hat geliştirme lideri olarak sorumluluğunun yüksek olduğunu, fiyatlandırmayı yaptığını, mesleki sırlara vakfı olduğunu, davalı tanığı maksut ise davalının Karayolu operasyon bölmünde personel olarak çalıştığını, yönetici durumunda olmadığını, müşterilerin hemen kazanılamadığını çok işi şartlar sunulması halinde, müşterinin başka bir yere gidebileceğini diğer tanık…… ise davalının …… firmasında karayolları ile ilgili çalıştığını fiyat alıp verdiğini, eski işyerinde birinci katta çalıştığı için beyaz yakalı olduğunu tahmin ettiğini ticari sır olmadığını ancak ahlaki olarak çalışılan yere sadakatın bir ödev olduğunu söylemiştir.
Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde “iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren 1 yıl süre içerisinde işverenin faaliyet gösterdiği İstanbul İzmir Denizli Ankara illleri sınırları dahilinde işveren faaliyet konusuna giren iş ve alanlarda işverenin izni olmaksızın rakip olacak şekilde şirket kuramayacağı, şirketlere ortak olamayacağı, iş yapamayacağı vs hususlarında 12 .maddede rekabet yasağından bahsedilmiştir.
Bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde davacı şirketin davalının işten ayrılmasından sonra da müşteri listesindeki isimlerle çalışmaya devam ettiğini söylemiştir. Lojistik sektörünün iş yapısı bakımından hizmet sektörü olduğu, hizmet sektöründe ise doğru yer, zaman, maliyet ilkesi ile rekabetçi fiyatların ortaya çıktığı, müşteri bilgilerinin ticari sır olmadığı internet ortamında sanayi ve ticari firma bilgilerinin temin edilebileceğini, fiyat tekliflerinin gizli sır olduğunu söylemenin gerçeği yansıtmadığını, söz konusu firmaların ticari gücü detaylı incelemede birbirlerine yakın rakip olabilme durumları söz konusu olmadığı söylenerek, işçinin ekonomik ve sosyal geleceğini olumsuz etkileyecek çalışma özgürlügünü tehlikeye sokacak şekilde düzenlenmeler yapılmaması gerektiğini söylemiştir.
Dosya tüm davacı ve davalı delilleri, dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde ,
Davalı …’ın aynı iş faaliyetinde davalı …… firmasıyla çalışmaya başlamış ise de, cezai şart koşullarının oluşabilmesi için yapılan işin ticari sır kapsamında kalması gerektiği, internet ortamında tüm müşteri portföyüne ulaşılıp istenilen çalışmanın yapılabileceği fiyatlandırmanın başka dinamik girdilerle belirlenebileceği bu nedenle fiyat teklif etmenin de müşterilerin tüm bilgilerinin derlenmesi ile değil, şirketlerin ticari güçleri, maliyet politikası, doğru zamanlama ile tespit edilebileceği, davalı tarafın 10 aylık bir çalışma sürecinde firmalar ile ilgili ticari sırlara vakıf olmak yönünden kısıtlı bir zaman aralığı içerdiği de değerlendirildiği,Çalışanın çalıştığı iş sektöründe çalışma özgürlüğünü tamaman ortadan kaldıracak oranda işveren gücü kullanılarak sözleşmeye imza attırılması iyiniyet kurallarına aykırı bulunduğundan, cezai şart talep etme koşulları gerçekleşmediğinden açılan davanın reddine karar verilmiş, iş bu karar davacı tarafça istinaf edilmekle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi … Esas,…. Karar sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.
İstanbul Bölge Adliye mahkemesince Kaldırılan mahkemeye ilamı nedeniyle yeniden dosyanın değerlendirilmesi sonucunda:Mahkemede cezai şart alacağa ve bu alacağı aşan maddi zararın tazmini istenmiş,davacı tarafça daha sonra aşkın zarar talebiden vazgeçildiğinden bu hususta inceleme yapılmamış, 6098 sayılı TBK nun 444 ve 447 mad gözetilerek karar yerinde tartışmak gerekmiştir.
Davalı … davacı şirkette çalışmış, sözleşmede işten ayrıldıktan sonra 1 yıl süreyle rakip firmada çalışmayacağı yönünde taahhüt vermiştir.davacı taraf davasında davalının rakip firmada çalışmaya başladığını işyerinden elde etmiş olduğu müşteri bilgilerini rakip firmaya aktardığını böyleca taraflar arasında sözleşmenin rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiği söylenmiştir.
TTK m. 54/2 haksız rekabet fiiilinin çeşitlerini saymakla rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamalardan bahsetmiş,TTK m.55/1 üretim ve iş sırlarını hukuku aykırı olarak ifşa etmek ,işçilerin veya diğer yardımcı kişilerin işverenlerinin veya üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yönetilmek. …vs hükümleri mevcuttur..
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelendiğinde “işçi, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 1 yıllık süre içinde işverenin faaaliyet gösterdiği istanbul izmir Denizli Ankara illeri sınırları dahilinde işverenen faaliyet konusuna giren işi ve alanlarda işverenin izini olmaksızın kısmen veya tamamen işverene rakip olabilecek biçimde işletme şirket kuramayacağı, mevcut işletme veya şirkete ortak olamayacak ,kendi adına hesabına iş yapamayacak işverenin portföyündeki mevcut müşterilere yeni işinde kullanamayacak …tarafların işçinin 1 yıllık net ücreti tutarında cezai şart ödemeyi kabul eder…hükmü görülmüştür.
TBK m.445/1 hükmü ise”rekabet yasağı işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyeti aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yere zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında 2 yılı aşamaz demektedir.
Haksız refaket fiili yönünden dinlenen tanık …… ,Davalı … ‘ın Yunan -balkan hattında hat geliştirme lideri olarak sorumluluğunun yüksek olduğunu,,fiyatlandırma yaptığını, mesleki sırlara vakıf olduğunu tanık …. davalının beyaz yakalı olduğunu ,ticari sır olmasa da ahlaki olarak çalışılan yere sadakatın bir ödev olduğunu ,tanık ….. ise davalının fiyat verme yetkisinde bulunduğu bu sayede müşterilerin alışkanlıkları sözleşmenin dip detay şartlarını bildiğini söylediğinden,
Davalının fiyatlandırma yaptığı ,müşteri portföyünün,bu iş kolundaki müşterilerin alışkanlıklarının ,müşteriye uygun sözleşme oluşturma şartlarının vs bilgisine vakıf olmakla bu bilgilerin ticari sır niteliğinde bir nevi ilgili sektörün satış siyasetini yönetecek konumda olmakla ticari sırra vakıf bulunduğu- yargıtay içtihatları gereği -yönünde mahkemede oluşan kanaat uyarınca ,davacı şirketten ayrılarak aynı iş kolunda faaliyet gösteren firmada çalışmaya başlaması haksız rekabet oluşturduğunun kabulü gerekmiş,her ne kadar bilirkişi yapılan işin hizmet sektörü olup ,maliyet ilkesi,rekabetçi piyasa koşullarında davalının yaptığı işin ticari sır kapsamında bulunmadığından bahsetmiş isede ,12. Mad yer alan düzenlemenin davalının ekonomik ve sosyal geleceğini olumsuz etkileyecek çalışma özgürlüğünü tehlikeye sokacak şekilde uzun süreli olmadığı ,(TBK m.444-445 vd mad)1 sene ile sınırlı tutulduğu,keza davalının kendi isteği üzerine işyerini bıraktığı da görüldüğünden davacının bu yöndeki iddiaları dürüstlük kuralı çerçevesinde haklı bulunmuştur.
Sözleşme düzenlemeye göre tazmini gereken cezai şart tutarı net ücretin 1 yıllık karşılığı olarak belirtilmekle davalının son net ücretinin Temmuz tam 2013 tam maaşının 3.824,82 Tl Olduğu 10 aylık bir çalışmadan sonra davalının kendi isteği üzerine ayrıldığı görüldüğünden talep edilebilecek cezai şartın 10 aylık tam maaşı üzerinde belirleneceği ancak fakat taleple bağlı kalınmak şartı ile 10.000 Tl cezai şart talep edildiğinden bu miktarın tamamı kabul edilerek,dava tarihinden avans faizi işletilmiş,zarar talebinden vazgeçildiğinden bu hususta karar kurulmamıştır.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın aşkın zarar talebinden vazgeçmiş olduğu görüldüğünden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-10.000,00TL cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 683,10TL ilam harcından peşin alınan 256,20TL harcın mahsubu ile bakiye 426,90TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.600,00TL bilirkişi ücreti, 445,90TL posta masrafı, 25,20TL Başvuru Harcı, 256,20TL Peşin Harç, 35,90TL İstinaf Karar Harcı, 98,10TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcı olmak üzere toplam 4.461,30TL den kabul red oranına göre hesaplanan 2.974,20TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.