Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/220 E. 2019/865 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/220 Esas
KARAR NO : 2019/865

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2013
KARAR TARİHİ : 16/07/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin uluslararası taşımacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının da operasyon sorumlusu olarak görev yaptığını, ve daha sonra prim ödeme gün sayısını doldurduğunu ve emeklilik için yaş şartını beklemeyeceğini beyan ederek müvekkili şirketten ayrıldığını, akabinde “….A.ş isimli şirkette operasyon müdürü olarak çalışmaya başladığını, davalının bu eyleminin müvekkil şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren aynı işi aynı çerçevede yapan ve müvekkilinin müşterileri ile irtibata geçerek müvekkilinin firmada çalışırken sahip olduğu ve ticari sır niteliğinde bulunan fiyat bilgisinden daha az fiyat vermek suretiyle onlarla kendi işvereni adına çalışmaya başlamasının müvekkili ile imzaladığı rekabet yasağı ve ticari sır ve saklama taahhüdü ile iş sözleşmesinin 8 ve devamı maddelerine aykırı olduğunu bu nedenle taahhütte belirtilen brüt maaşının 24 katı tutarındaki miktarı, müvekkiline cezai şart olarak ödemek zorunda olduğunu, sözleşme ve rekabet yasağı taahhüdünü ihlal eden rekabet etmeme yasağına aykırı davranan davalıdan fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla 109.406,64 TL işleyecek yasal faizi ile beraber hüküm altına alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemesinde açıldığını, zaman aşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinini 22/10/2012 tarihinde işe başlayarak 11/10/2013 tarihinde 15 yıl sigorta süresi ve 3600 primi doldurarak işten ayrıldığını, daha sonra Bakırköy …. İş Mahkemesinin…. esas sayılı dosyasında açılan işçilik alacağı davasını kazandığını, müvekkilinin çalışmaya başladığı…. AŞ’nin işten ayrılmasından önceki tarihlerde de diğer şirketlerle çalışılığını müvekkilinin haksız rekabetinini bulunmadığını işçi aleyhine konulan cezai şartın fahişolduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: dava, haksız rekabet ve sır saklama yükümlülüğü sözleşmesine aykırılık nedeniyle cezai şart tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 21/11/2010 tarihli rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmesinin 1. Maddesinde işçinin çalışırken elde ettiği sırları süresiz olarak açıklamama yükümlülüğü altına girdiği 3. Madde de ise 1 yıl süre ile İstanbul, İzmir ve Bursa’da iş kurmayacağı ve aynı alanda faaliyet gösteren şirketlerde çalışmayacağının taahhüt edildiği, buna aykırı hareket edilmesi halinde 24 brüt ücret cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür
Mahkememizce davacının getirtilen çalışma kayıtlarının incelenmesinde, davalının davacıya ait ticari işletmede 02/11/2010 tarihinde çalışmaya başladığı, iş yerinden ayrıldıktan sonra davacı ile aynı alanda faaliyet gösteren,,,, A.Ş Şirketinde çalışmaya başladığı sabittir.
Davalı tarafından davacı aleyhine Bakırköy ,,,,. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açtığı dava da kıdem tazminatının tahsiline karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporun incelenmesinde, davacının dava dışı şirket ile olan ticari cirosunda 2014 yılında %25 oranında sonraki yıllarda ise toplam %10 oranında düşüş olduğu diğer şirketlerle olan işlerinde de düşüş bulunduğu belirlenmiştir.
Somut olayda cezai şart ve rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ile cezai şartın fahiş olup olmadığının mahkememizce de değerlendirebileceği anlaşılmakla ek bilirkişi raporu alınmamıştır. Davalının 21/10/2010 tarihli rekabet yasağı sözleşmesi ile davacıya ait ticari işletmede çalışmaya başladığı, emeklilik koşullarına oluşması nedeniyle işyerinden 11/10/2013 tarinde ayrılarak dava dışı şirkette çalışmaya başladığı sabittir.Her iki şirketin aynı alanlarda faaliyet gösterdiği, davalının ayrılmasından sonra davacının diğer şirketler ile olan işlerinde düşüş oluştuğu davalının çalıştığı Operasyon sorumlusu mevkisi itibariyle şirketin müşteri çevresini bilebileceği görülmüştür. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 04/02/2019 tarih …. esas sayılı dosyasında verilen kararda belirtildiği üzere sözleşmenin TBK’nın 445. Maddesi ne uygun olduğu, işçinin Anayasa tarafından güvence altına alınan çalışma hakkında ölçülü sınırlama getirdiği bu nedenle sözleşmenin geçerli olduğu anlaşılmıştır Diğer yandan aynı Dairenin …. esas sayılı ilamında belirtildiği üzere rekabet yasağının 1 yıl süre ile sınırlandırılmış olması nedeniyle getirtilen süre yasada ön görülen makul sınırlar içerisinde bulunmaktadır. Aynı Dairenin ….esas sayılı kararında rekabet sözleşmesindeki rekabet kaybı karşısında işverenin somut bir zarara uğraması gerekmediği işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri başka bir rakip şirkette kullanarak davacı işverene zarar verme ihtimalinin bulunmasını yeterli olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere her iki şirketin faaliyet alanları aynı olup, taşıma ve taşıma komisyonculuğu alanında faaliyet göstermektedirler. Davalının her iki işletmede aynı işleri yapması nedeniyle cezai şart alacağının bulunduğu sabit görülmüştür. Sözleşmede haksız rekabet halinde son brüt ücretinin 24 katı kadar ceza öngörülmüş ise de cezanın fahiş olması halinde mahkemece resen değerlendirilerek makul bir seviyeye indirilmesi zorunludur. TBK’nın 182. Maddesi gereğince hakim aşrı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir. Somut olayda tarafların ekonomik ve sosyal durumu, sözleşme ile sınırlandırılan hakkın Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınan çalışma özgürlüğüne ve çalışma hakkı birlikte değerlendirildiğinden ön görülen cezanın fahiş olduğu bu nedenle cezanın mahkememizce indirilmesi gerektiğinden takdiren 10.940,00TL üzerinden davanın kabulüne bu miktar alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine, indirimin mahkeme takdiri ile yapılması nedeniyle davalı yerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile; cezai şartın fahiş olduğu gözetilerek takdiren 10.940,66TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 747,35TL ilam harcından peşin alınan 1848,40TL harcın mahsubu ile bakiye 1.101,04TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 280,00TL posta masrafı, 24,30TL Başvuru Harcı, 1.848,40TL Peşin Harç, toplamı olan 3.752,70TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Cezai şartın mahkememizce resen tenkis edilmesi nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.