Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/214 E. 2019/798 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/214 Esas
KARAR NO : 2019/798

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/07/2011
KARAR TARİHİ : 03/07/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 04/07/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 19.07.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkete belli bir dönem ücretli olarak çalıştığını, şirket temsilcisi olan ……’ nun boş olarak imzalayıp şirkette bulunan çeki ilgilinin rızası dışında elde ederek imza dışında boş olan kısımlarını doldurmak sureti ile kendisini alacaklı konuma getirip 600.000 TL lik çekin tahsili için bankaya müracaat ettiği ancak tahsil işleminin gerçekleşmediği , dava konusu çekten dolayı müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı bu nedenlerle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 22.12.2011 tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını, müvekkilinin aynı zamanda davacı şirketin ortağı olan…….’ nun kardeşi olduğunu, ……’ ya ait Durusu/Terkos bölgesinde yaptırılan beş adet villanın inşaatında uzun süre çalıştığını, inşaatın her türlü sorumluluğunun davalı tarafından üstlenildiğini, bu çalışmasına karşılık müvekkiline villa verileceğinin taahhüt edildiğini ancak villa verilmeyip dava konusu çekin çalışmasına karşılık kendisine verildiğini, çekin rıza hilafına elde edilmesinin söz konusu olmadığını bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu çekle ilgili olarak davalı hakkında yapılan şikayet üzerine Bakırköy C. Başsavcılığının …….soruşturma sayılı evrakıyla soruşturma yapıldığı, savcılık tarafından düzenlenen iddianame ile açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan davalı hakkında Bakırköy …… Asliye Ceza Mahkemesinin . esas sayılı dosyasda yargılama yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalının resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı TCK’nun 204/1 maddesi gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …….CD …… esas ……. karar sayılı ilamıyla “sanık ile şirket ortak ve yetkilileri arasında çek düzenleme tarihinde iddia edildiği gibi konut yapımı ve devri konusunda bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı, bu hususta şirket ticari defterleri üzerinde ve banka kayıtlarında gerekli inceleme yapılarak ve ayrıca Ticaret Mahkemesinde görüldüğü ileri sürülen menfi tespit davasının sonucu belirlenmeden eksik soruşturma” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Yargıtay ……..CD bozma ilamından sonra Bakırköy ……. Asliye Ceza Mahkemesinin…….esas sayılı dosyasında mahkememizin iş bu dava dosyasının sonucunun beklenmesine karar verdiği, dolayısıyla mahkememizce toplanan delillere göre karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Gerek hazırlık soruşturmasında gerekse ceza yargılamasında gerekse mahkememizde dinlenen tanıkların maddi olaylara dayalı olarak davalının davacı şirketle sigortalı işçi olarak çalıştığını, şirket temsilcisi olan ……’nun zaman zaman yurtdışına gittiği dönemlerde şirketin ihtiyacı olur diye şirkete ait boş çek yaprağını imzalayıp şirkete ait çekmeceye bıraktığı, dava konusu çekin de aynı zamanda şirket ortaklarının yakın akrabası olan davalı tarafından alınarak ilgili kısımları doldurulmak suretiyle bankaya ibraz edildiğini beyan ve ifade etmişlerdir.
Çekle ilgili düzenlenen raporda çekteki imzanın şirket temsilcisi olan ……’ya ait olduğu, ancak çekin üzerinde bulunan yazıların davacı ve davalıya ait olmadığı belirlenmiştir.
Her ne kadar davalı dava konusu çekin, kendisine verilmesi taahhüt edilen villanın verilmemesi nedeniyle alacağına karşılık söz konusu çekin kendi yanında imzalanarak teslim edildiğini iddia etmiş ise de, bilirkişi raporuna göre çekin üzerinde bulunan yazıların davacı şirket temsilcisine ait olmadığı, hayatın olağan akışına göre çeki davalının yanında imzalayan şirket temsilcisinin çekin üzerinde bulunan yazıları da kendisinin yazmasının gerektiği, davalının villaların tadilatıyla ilgili çalışmasının 2006 tarihinden önce olduğu, nitekim tadilat için ilgili belediye tarafından verilen iznin 2003 yılı olduğu, çekin düzenlendiği tarihin ise belirtilen tarihten 8 yıl sonra 2011 yılı olduğu; davalıya ait sigorta sicil dosyasının celp ve tetkikinde kendisinin asgari ücretle davacı şirkette çalıştığı, asgari ücretle çalışan davalının davacı şirketten 600.000-TL gibi yüksek meblağda alacaklı olmasının da inandırıcı olmadığı, sonuç itibariyle toplanan tüm delillere göre davalının dava konusu çeki davacı tarafın rızası hilafına şirket çekmecesinden boş ve imzalı olarak temin etmek suretiyle ilgili kısımlarını doldurtarak tahsil etmeye çalıştığı, bu bağlamda ceza mahkemesinde tespit edilen maddi olgular da dikkate alındığında davalının hileli davranışlarıyla çeki elde edip kendine menfaat temin etmek amacıyla tahsil etmeye çalıştığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, dava konusu çeki kendisine verilmesi taahhüt edilen villanın verilmemesi nedeniyle alacağına karşılık kendisine teslim edildiğini iddia ettiği, ancak davalı tarafın bu yöndeki iddialarını kanıtlar şekilde dosyaya herhangi bir delil sunamadığı, bilakis mahkememizce ve Bakırköy ……. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından toplanan delillere göre davacının hileli davranışlarıyla ve davacı tarafın rızası hilafına boş olarak imzalanan çeki elde ederek tahsil etmeye çalıştığı, gerekçe kısmında belirtilen hususlar kapsamında davalı tarafın ileri sürdüğü iddiaların tamamının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu bağlamda ispat külfetinin hayatın olağan akışına aykırı savunmada bulunan davalıda olduğu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/2238 esas 2015/1062 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), bu nedenlerle dava konusu çeki davacı tarafın rızası hilafına elde eden davalının söz konusu çekten dolayı alacağı bulunmadığından davacı tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne, davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin ise İİK 72/5 maddesindeki koşulların gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülen davacının davasının KABULÜNE, davacı şirketin, ……. Bankası……… Şubesine ait 14/07/2011 keşide tarihli lehtarı davalı … olan 600.000-TL’lik ……. nolu çekten dolayı İİK 72/1 md gereğince BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin menfi tespit davasının icra takibinden önce açılmış olması nedeniyle ve bu bağlamda İİK 72/5 maddesinde ön görülen koşulların mevcut olmaması nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 40.986-TL ilam harcından peşin alınan 8.910,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 32.076-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 9.388,70-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 8.931,30-TL, tebligat-posta gideri: 457,40-TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 37.950,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/07/2019

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.