Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/191 E. 2019/978 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/191 Esas
KARAR NO : 2019/978

DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:19/09/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 25/03/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin Türkmenistan vatandaşı olduğunu, baba oğul olan davacıların kendi ülkelerinde de ticaretle uğraştıklarını, Türkiye ile olan ticari ilişkilerinde fiili olarak davalı şirketi 10/07/2015 tarihinde kurduklarını, daha önce tanıdıkları ….. vasıtasıyla akrabası olan davalı … ile tanıştıklarını, ….. ‘ın tavsiyesi üzerine güvendikleri … üzerine davalı şirketi kurduklarını, ilerleyen dönemlerde davalı …..’ın güvenlerini sarsıcı eylem ve işlemlerde bulunmaları nedeniyle aralarında 20/03/2018 tarihli “yatırım ve yönetim kararları” başlıklı belgeyi düzenledikleri, düzenlenen belgeye göre davalı şirketin eşit oranda davacılar ile davalıya ait olduğunun belirtildiği, söz konusu sözleşmenin inançlı işlem kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, nitekim dosyaya sunulan tüm delillere göre müvekkillerinin şirketin ortağı olduğunun sabit olduğunu, bu nedenlerle müvekkillerinin davalı ile birlikte şirketin eşit oranda hissedarı olduklarını tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davacılar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunun doğru olduğunu, ancak davacıların müvekkilinin yurt dışındaki müşterileri olduğunu, davacı tarafın dayandığı 20/03/2018 tarihli sözleşmenin inanç sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceğini, söz konusu belgenin ….. MARKET yatırımı kapsamında düzenlendiğini, şirketin kurulduğu tarihten itibaren tek ortağının müvekkili …. olduğunu, davacıların hiçbir dönemde şirket ortağı olmadıkları için inanç sözleşmesinden bahsedilemeyeceğini, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirkete ait ticaret sicil kaydının celp ve tetkikinde şirketin 10/07/2015 tarihinde tescil edildiği ve şirketin tek ortağının … olduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar davalı taraf, taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 20/03/2018 tarihli belgenin inanç sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğini iddia etmiş ise de; sözleşmenin içeriğinde açıkça davalı şirketin üçe bölüneceği ve eşit oranda davacılar ile davalının hissedar olduğunun belirtildiği, Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre inanç sözleşmesinin işlem tarihinden önce veya aynı anda yapılması gibi bir zorunluluğun bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafından imzalanan belgeye göre davalı şirketin hissedarlarının davacılar ile davalı … ‘ın olduğu ve sözleşmenin inanç sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların Türkmenistan vatandaşı olup Türkiye’de yapmış oldukları ticaret kapsamında 10/07/2015 tarihinde davalı şirketi kurdukları, fiilen kendilerinin de ortağı olduğu dava konusu şirketi davalının adına tescil ettirip ticari faaliyetlerini sürdürdükleri, taraflar arasındaki mail yazışmaları, şirkete ait taşınmaz ve telefon hattının davacılara tahsis edilmiş olması, davalının şirketle ilgili işlem ve gelişmelerden düzenli olarak davacı tarafı bilgilendirmesi hep birlikte değerlendirildiğinde davacıların fiili olarak davalıyla birlikte şirketi kurdukları ve yönetimini sürdürdükleri, fiili durumu hukuki duruma dönüştürmek amacıyla 20/03/2018 tarihli belgeyi imzalamak suretiyle davacıların da davalı şirkette eşit oranda hissedar olduklarının kabul ve beyan edildiği, söz konusu belgenin inanç sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenlerle davacılar tarafından açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülen davacının davasının KABULÜ ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun ….. sicil numarasında kayıtlı …’nin ortaklarının eşit hissede olmak üzere davacılar … (1/3), … (1/3) ve … TC nolu … olduğunun TESPİTİNE,
2-Bakırköy ….ATM’nin ….. D.İŞ sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 6.831,00-TL ilam harcından peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan 1.804,55-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 1.758,55-TL, tebligat-posta gideri: 46,00-TL”) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 10.750,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/09/2019

Başkan … ¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır
Katip … ¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.