Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2020/594 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/183 Esas
KARAR NO : 2020/594

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/04/2010
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 26/11/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinden parasının istenilen her an geri ödeneceği ve karşılığında yüksek faiz verileceği garantisiyle toplam 384 DM ( 29851EURO) karşılığı 59.953,27TL nin fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen en yüksek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiğini, zira davalılar tarafından yürütülen faaliyetin kanuna aykırı olması sebebiyle tahsil edilen paraların iadesi gerektiğini davalılar tarafından yapılan işlemin SPK ya aykırı bir şekilde izinsiz aracılık faaliyetin bulunduğunu, dolayısıyla toplanan bu paraların müvekkiline iadesine talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili vermiş oldukları cevap dilekçesinde özetle : Davacının müvekkil şirkete para vermediğini ve şirketin ortağı olmadığını ve şirket çalışanılarının her hangi bir taahhütü olmadığını dosyaya sunulan tahsilat fişleri altındaki imzanın müvekkil şirketi temsili yetkili olanlara ait olmadığını ve SPK aykırı bir şekilde izinsiz aracılık faaliyetinde bulunmadığını, … ve müvekkili şirket yetkilileri hakkında açılmış bir ceza davası bulunmadığı bahisle davanın reddine talep etmiştir.
Mahkememizce davalı şirkete ait ticaret sicil dosyası , tarafların sunmuş oldukları tahsilat fişi ve deliller ile tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda talimatla bilirkişi incelemesi yapılmış ,bilirkişi heyeti 22 Ekim 2012 tarihli raporunu dosyamıza sunmuş , benzer dosyalardaki bilirkişi raporları mahkeme kararları ve yargıtay ilamları da dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının iddiasında geçen 24/04/2000 ve 29/05/2001 tarihli …. Holding A.Ş ‘nin Tahsil Fişi başlığına taşıyan belgelerdeki paranın davalı şirket hesaplarına geçip geçmediği, bu fişlerde tahsil edilen olarak gözüken ….in davalı şirketteki bağlantısı ve temsil ilişkisinin ne olduğu ve davalı … ün yönetim kurulu başkanı sıfatıyla … ile doğrudan bir hukuki muameleye girip girişmediği, ödendiği iddia edilen bedellerden kimin ne şekilde ne miktarda sorumlu olacağı hususlarında dır. Tarafların iddia ve savunmaları değerlendirmek amacıyla talimat mahkemesi kanalı ile davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde Prof .Dr. …,Yar.Doç …, ve …. den oluşan bilirkişi heyetince 22 Ekim 2012 tarihli rapor dosyamıza sunulmuş raporda özetle : ” … 20/04/2000 – 29/05/2001 tarihli … Holding AŞ’nin tahsil fişi başlığını taşına belgeler le para ödendiğini iddia ettiği … in davalı şirketteki bağlantısı ve temsil ilişkisinin ne olduğu hususunda davacı tarafından belge sunulmadığını, temsil yetkisinin bulunduğu yönünde delillerin sunulması halinde davalı şirketin sorumluluğuna gidilebileceğini yine … ün yönetim kurulu başkanı olarak davacı ile hukuki muameleye giriştiği onun talimatıyla hareket edildiğine yönelik iddiaların ispatlanamadığını ve paranın bu kişi tarafından alındığına yönelik bir belgenin olmadığını, şirket kayıtlarına göre , makbuzla yapılan ödemeleri ilişkin kayıtlarında bir belgenin bulunmadığını ve borç alacak kaydının yapılmadığını, belirtmişlerdir. Bilirkişi rapor içeriği ve benzer dosyadaki yargıtay bozma ilamı göz önünde bulundurulduğunda davacı tarafa paraları tahsil eden , … e yönelik rapor içeriğinde belirtilen belgeleri sunmak veya yargıtay ilamı doğrultusunda bu kişiye karşı işlem yapılmak üzere 26/03/2013 tarihli oturumda mehil verilmiş , davacı tarafından 09/05/2013 tarihli oturumda bu kişiye yönelik her hangi bir dava açılmadığını, bu kişinin şirkete temsil yetkisinin olup olmamasının müvekkili yönünden önemi bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın kabulüne karar verilmesine talep etmiştir. Dosyaya sunulan Yargıtay …. Hukuk dairesinin 10/03/2011 tarihli … – … K Sayılı kararındaki bozma gerekçeleri talimatla alınan bilirkişi rapor içeriği de nazara alındığında davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş iş bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … HD …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile ” mahkemece dosyada mevcut … Holding Tahsil Fişi başlıklı belgenin davalı şirket tarafından tanzim edilip edilmediği , bu ve benzeri belgelerin şirket tarafından kullanılıp kullanılmadığı, bu şekilde düzenlenen tahsil fişlerinin başka kişilere de verilip verilmediği , tahsil fişinde ismi geçen …’ in şirket temsilcisi gibi hareket eden eleman olup olmadığı hususları araştırılarak karar verilmesi gerektiği ” gerekçesi ile eksik soruşturmadan yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak toplanan deliller kapsamında dosya bilirkişi heyeti Serap Yılmaz ile arkadaşlarına tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş oldukları 11.03.2016 tarihli raporlarında …’ in davalı şirkette çalıştığına ilişkin SGK kayıtları bulunmasa da farklı kişilere aynı tip makbuzlar düzenlenmek sureti ile tahsilat yapıldığı, söz konusu tahsilatın şirketin iradesi dahilinde düzenlendiği bu bağlamda ilgili şahsın davalı şirketi temsil ettiği , taraflar arasında kurulan bir ortaklığın söz konusu olmadığı, ortaklık görünümü altında davacı taraftan para tahsil edildiği ve netice itibari ile davacı tarafın talep etmiş olduğu paranın davalılardan tahsil edilmesi gerektiğini teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamı kapsamında yapılan araştırma düzenlenen bilirkişi heyeti raporuna göre ; davalı şirket adına hareket eden ve makbuzda imzası bulunan …’ in şirket çalışanı ve temsilcisi gibi hareket ettiği, bu bağlamda davacının dava konusu yapmış olduğu paranın ortaklık görünümü altında ödünç olarak alındığı, davalı şirketi temsilen hareket eden …’ in farklı kişilerden aynı tip makbuzla para tahsil ettiği bu meyanda ….’ in davalı şirket adına hareket etmediğinin kabulünün hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı bu nedenlerle dava konusu yapılan alacağın davalılardan tahsili yönünde karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ….HD … esas … karar sayılı ilamıyla eksik inceleme nedeniyle bozulmasına karar verilmiş, Yargıtay bozma ilamı kapsamında deliller toplandığı sırada; 07/12/2019 tarih 30971 sayılı resmi gazetede yayınlanan Sermaye Piyasası Kanunun 16.maddesinde yapılan değişiklik gereğince yasa kapsamında kalan şirketlere yönelik açılan menfi tespit, tazminat ve alacak davalarında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesis edilmesi yönünde düzenleme yapıldığı, mahkememizce yapılan yasal düzenleme kapsamında değerlendirme yapılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin 07/12/2019 tarih 30971 sayılı resmi gazetede yayınlanan Sermaye Piyasası Kanunun 16.maddesinde yapılan değişiklik gereğince yasa kapsamında kalan şirketlerden olduğu, yasal düzenleme kapsamında derdest olan davalar yönünden de iş bu şirketlere karşı açılan davalar bakımından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesis edilmesi gerektiği (Yargıtay 11.HD 2019/4504 esas 2020/3286 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) dikkate alınarak açılan dava yönünden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan 890,35-TL harçtan, 54,40-TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 835,95-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 4.707,20-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 74,30-TL, tebligat-posta gideri ve bilirkişi ücreti: 4.340,35-TL”) yargılama giderinin Kanuni düzenleme kapsamında davalı … (Eski Ünvanı: … Holding)’den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin Kanuni düzenleme kapsamında davalı … (Eski Ünvanı: … Holding)’den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.