Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/159 E. 2020/404 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/159 Esas
KARAR NO : 2020/404

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2013
KARAR TARİHİ : 05/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalınlın aralarında akdettikleri 01.01.2009 ve 23.06.2009 tarihli sözleşmeler ile “…… ” ve “……” ürünlerinin siparişi, satışı, iadesi, bedellerinin ödenmesi ile ciro primi, mağaza açılış bedeli gibi sair kesintilerin oranı konusunda anlaştıklarını, anlaşma şartlarına göre; kesilmesi gereken ciro priminin, toplam cironun %13,5’ten fazlası olamaycağının, hal böyle iken 2010 dönemi için …… primi olarak 35.316,00 TL kesilmesi gereken bedelin, fiyat farkı olarak KDV dahil 14.377,12 TL olarak davalıya fatura (25.01.2011 tarihli ve …… numaralı) edildiğini, akabinde de Bakırköy ……. Noterliği’nin 11 Nisan 2011 tarih ve ….. yevmiyenumaralı ihtarı ile davalıya gönderildiğini, ancak hiçbir sebep gösterilmeden ve açıklama yapılmadan, yapılan kesintinin müvekkili şirkete ödenmediğini, sözleşme hükümlerine göre 2011 yılı için 11.700,00 Euro yani 27.141,00 TL kesinti yapıldığını, yıllık cironun 185.000,00 TL’yi geçmesi halinde net satın alma cirosunun %13,5’i oranında kesinti yapılmasının yine sözleşme hükümleri gereği olduğunu, 2011 yılı net satış oranına göre yapılması gereken kesintinin; 238.913,53 TL’nin %13,5’i olarak hesaplandığında 32.253,00 TL olduğunu, aradaki fark olan 5.112,33 TL (2.069,00 Euro)’ya rağmen 15.12.2011 tarihli, …… ve 31.212,35 TL bedelli faturanın kesilerek müvekkili şirkete gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu konuda da Bakırköy ……. Noterliği’nin 26 Aralık 2011 tarihli ve …… yevmiye numaralı ihtarı ile faturanın iade edilerek, faturanın içeriği ile iglili açıklama istendiğini, ancak müvekkili şirkete müspet veya menfi herhangi bir dönüş yapılmadığını, dolayısıyla 26.451,00 – 5.112,00 = 21.339,00 + KDV =25.179,80 TL müvekkili şirket nezdinde alacak göründüğünü, davalı tarafın müvekkili şirkete fatura edilen 31.12.2012 tarihli ….. numaralı faturaya yansıyan mağaza açılış bedelinin gerçeği yansıtmadığını, net ciro pirimi esas alınarak %2 olması gereken satış priminin (snerji) fazla hesaplandığını, söz konusu rakama itiraz dedip fatura idae edildiği halde davalı tarafın kesilmeyen ….. bonus %2 bedeli dikkate alınarak müvekkili şirketçe mahsup yapıldığını, 31.12.2012 tarihli …., …… numaralı faturaların fazla kesildiğini, normalde kesilmesi gereken ……. priminin sabit prim net cironun %13,5’inden fazla olamayacağını, buna göre yapılması gereken kesintinin 199.147,99 TL olması gerekirken her üç faturada toplam 212.369,60 TL toplam kesinti, yani 13.221,61 TL + KDV =15.601,50 TL fazla kesinti yapıldığını, ayrıca 2012 yılı faturalarının müvekkili şirkete 26.02.2013 tarihinde teslim edildiğini, kesildikleri tarihten çok sonra ve 2012 yılı kapatıldıktan sonra gönderimeleri sebebiyle Bs – Ba formları, KDV + Kurumlar vergisi açısından sakınca doğurmaları sebebiyle işleme tabi tutulmadıklarını, tarihlerin ve içeriklerinin de düzeltilmek kaydıyla yeniden tanzim edilmelerinin müvekkili şirketçe Bakırköy ……. Noterliğnin 28.02.2013 tarihli ve …… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile istendiğini, fakat bu konuda hiçbir dönüşün yapılmadığını belirterek davalı tarafından müvekkili şirkete fatura edilerek müvekkili şirket hesabından kesilen toplam 57.879,92 TL’nin ihtarnamelerde belirtilen hak ediş tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile bilikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin advalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ……. Alışveriş Hiz. Ltd. Şti. ile davacı arasında vuku bulan “temel ticari bir ilişki”‘nin bulunduğunu, söz konusu ticari ilişkinin kaynağının dosyaya sunulan sözleşmeler olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca takip edilen crai hesap ekstresine görecari hesap alacağının 0 (sıfır) olarak gözüktüğünü, dolayısıyla söz konusu alacak davasına konu edilen ve eksik yahut fazladan kesilip şirkete fatura edilen bazı işlemler sonucunda alacak oluşturmanın hukuka aykırı bir eylem olduğunu, ancak müvekkili şirketin her işlemini belgeye dayalı olarak başta sözleşme hükümlerini uygulamak suretiyle gerçekleştirdiğini, ticari hayatın içinde barındırdığı karmaşık sistemden faydalanıp birkaç faturanın cımbızlanarak fazla alacak çıkarmanın basiretli bir tacir davranışı olarak nitelendirilemeyeceğini, tüm faturaların bilgileri girilmek suretiyle teslim ve tesellüm belgelerinin de müvekkili şirketçe kayıt altına alındığını, davacı tarafça mezkur evrakların teslim alındığını, müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde böyle bir alacağın mevcut olmadığının görüldüğünü, yıllardır davacı tarafla yapılan işler neticesinde herhangi bir uyuşmazlık çıkmaz iken birden birkaç tane faturadan böylesine fazla çıkarım yapılarak müvekkili şirkete sorumluluk yüklenmesinin kabul edilemeyceğini, ayrıca maddelendirilerek tasnıfı yapılan faturaların fazla kesildliğine dair iddiaların mevcut olduğunu, öncelikle hangi tutar üzerinden hesaplama yapıyıp müvekkili şirkete alacak yüklenmek istendiği hususunun netleşmesinin gerektiğini, davacının dayanıdğı tutarın hangi belgeye istinaden oluştuğunun da belirli olmasının gerektiğini, müvekkili firmada uygulanan tüm faturalandırma işlemlerinin, yapılan ticari faaliyet sonucu oluşan sözleşmede adı geçen muhtelif primlerin, kararlaştırılan bedellerin sözleşmeye uygun şekilde gerçekleştiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacının davalıdan alacak talebinin yerinde olup olmadığı var ise alacak miktarının ne olduğu hususunda bilirkişi görüşü alınmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle;” davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2011, 2012 ve 2013 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, davalı tarafın yasal defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için bilirkişi incelemesi yapılması için talimat yazıldığı ancak işbu rapor tarihine kadar söz konusu talimat cevabının gelmediği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tarafların kabulünde olduğunu, davacının dava konusu talep edebileceği alacak tutarının 50.823,02 TL olarak hesaplandığı, söz konusu alacak tutarının davalı firmanın talimatla yaptırılan bilirkişi raporu neticesine göre değişebileceği” ifade edilmiş, mali müşavir bilirkişiden alınan ek raporda özetle; ” taraflar arasında akdedilen ihtilafsız sözleşmenin Ticari Şartlar anlaşması başlıklı sayfasında 75 Hedefe Bağlı Ciro Primi (14/15 yıllık hedefe bağlı ciro primi) başlıklı kısmında; hedefe bağlı ciro priminin 1.250.000,00 TL’ye kadar %1 olacağı, söz konusu oranın dinamik olduğunun belirtildiği, yine aynı sözleşmede dinamik sistemin örnek verilmek suretiyle açıklandığının görüldüğünü, bu durumda 2012 yılı cirosuna dinamik oran hesaplandığında hedefe bağlı ciro oranının 1.1797 olarak hesaplandığı, davacı tarafça davalı adına 25.01.2011 tarih ve …… seri nolu KDV dahil 14.377,12 TL bedelli iade faturası düzenlendiği, söz konusu iade faturasının davacı tarafça davalıya önce Bakırköy …… Noterliğinin 11.04.2011 tarih ve ……. yevmiye nolu ihtarnamesi ile keşide edildiği, anak davalının adreste bulunamadığı gerekçesiyle iade edildiği, söz konusu ihtarnamenin davacının talebi üzerine Bakırköy …… Noterliği tarafından davacı tarafça bildirilen adrese gönderilerek söz konusu adreste davalı çalışanlarından …….’e 10.05.2011 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu iade faturasında davalı şirketçe itiraz edilip edilmediği iade edilip edilmediği hususunda dosyada bir belge bulunmadığı, KDV dahil 14.377,12 TL tutarındaki iade faturasının 2010 yılı ile ilgili bir iade faturası olduğu yeniden yapılan incelemeden anlaşılmış olup bu kere söz konusu fatura bedelinin davacının alacağından tenzil edilmemesi gerektiği kanaatine varıldığı
, davalı tarafın davacıya 31.12.2012 tarihli ve …… numaralı faturaları düzenleyip …… Kargo yoluyla gönderildiği, …… Kargo tarafından düzenlenen listede söz konusu faturaların davacı tarafça kabul edilmeyerek iade edildiği şeklinde bilgi bulunduğu, söz konusu faturaların 11.02.2013 tarihinde ikinci defa …… Kargo’ya teslim edildiği, …… Kargo’nun söz konusu faturaları davacıya 26.02.2013 tarihinde teslim ettiğine yönelik listede ibarenin yer aldığı davacının ise söz konusu faturaları yasal defterlerinde kaydetmeyerek davalıya Bakırköy ….. Noterliğinin 28.02.2013 tarih ve ……. yevmiye nolu ihtarnamesi ekinde iade ettiğinin anlaşıldığı,
taraflar arasında 2009 yılında akdedilen ve 04.12.2012 tarihine kadar yürürlükte kalan sözleşmeye göre ..,….. oranı net satın alma cirosunun %13,5 oranında olacaktır hükmüne amir olduğu, bu nedenle 2011 yılında söz konusu %13,5 oranı uygulanacağı, taraflar arasında akdedilen 04.02.2012 tarihli sözleşmenin Ticari Şartlar Anlaşması Satın Alma Şartları Başlıklı sayfasında yer aldığı şekliyle 2012 yılında uygulanacak oranın “antat kalınan ..,….. bütçesinin ciroya oranı net ciro üzerinde %13,4 olarak ödenecektir, hükmü mevcut olduğu, bilirkişi kök raporunda 2012 yılı hesaplamalarının %13,5 üzerinden yapıldığı olduğu, 04.02.012 tarihli sözleşme çerçevesinde %13,4 oranını esas alınacağı, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler incelendiğinde tarafların şekerleme ve helva satışları üzerinden sözleşmede belirlenen oranlar üzerinden ciro primi indirimleri yapılacağı ve davalı tarafça davacıya söz konusu primler tenzil edildikten sonra ödeme yapılacağı hususunda tarafların anlaştığının görüldüğü, bu çerçevede davacının 2011 ve 2012 yılı şekerleme helva satışlarıyla ilgili KDV hariç ciro tutarlarının;
2011 yılı şekerleme satışları 235.510,50 TL
2012 yılı helva satışları 1.474.709,31 TL olduğu, davalı tarafın yasal defterleri üzerinde talimatla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde dosyaya sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde; davalı nezdindeki davacı cari hesabının en son 01.12.2013 tarihli olarak yer aldığı, oysa huzurdaki davanın 17.12.2013 tarihinde açıldığı, bu nedenle davalı nezdindeki davacı cari hesabının 17.12.2013 tarihi itibariyle hangi bakiyeyi verdiğinin tespit edilemediği, dava konusu alacak hesabı davalı defterlerindeki cari hesap bakiyesi incelenmek suretiyle yapılamadığı,
(+) Davacının davalıdan yasal defterlerde görünen cari hesap alacağı : 115.452,34 TL
(-) Davalı tarafça kesilmesi gereken ciro primi tutarı : 321.340,51 TL
(+) Davacının defterlerinde kayıtlı bulunan ciro primi tutarı toplamı : 269.966,41 TL
(=) Davacının talep edebileceği alacak tutarı toplamı : 64.078,24 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafın huzurdaki davada 57879,92 TL talep ettiği, davacı tarafın dava konusu alacağına ihtarname tarihleri itibariyle işlemiş faiz talep ettiği, söz konusu ihtarnameler incelendiğinde davacının dava konusu ettiği 57.078,24 TL alacağını talep ettiği ve davalıyı bu şekilde temerrüde düşürdüğüne yönelik olarak herhangi bir ibare yer almamakta olduğu, bu çerçevede takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalının temerrüdünün oluşmadığı” ifade edilmiş, talimatla davalı yanın ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği, Gebze ……. Asliye Hukuk mahkemesinin …… talimat sayılı dosyasında düzenlenen raporda özetle; “davalı tarafça yasal ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırıldığı, 11.12.2013 tarihi itibariyle davalı şirket yetkilisi tarafından şifaen özel hesap dönemine geçildiğinin belirtildiği, yasal ticari defterleri üzerinde yapılan usul incelemeler de kayıtların genel olarak Tekdüzen Hesap Planına göre tutulduğu, açılış ve kapanış bakiyelerinin 320 satıcılar hesaplarında kümülatif olarak kapatılıp aktarıldığı, yasal ticari defterlerinin birbirinin teyit ettikleri, 6762 sayılı mülga TTK’nın 6102 sayılı yeni TTK’nın ve HMUK’nın 222. maddesi amir hükümlerine göre davalı şirketin 2011, 2012 ve 2013 yılları yasal ticari defterlerinin delil kudretine haiz olup olmadığının takdirinin mahkemenin olduğu” ifade edilmiştir.
Dava s,özleşmelerden ve ciro primi kesintilerinden kaynaklanan cari hesap ve iade edilen faturalar ihtilafına dayanmaktadır.
Davacı taraf fazladan kesilen bedelin fiyat farkı olarak fatura edildiği ancak davalı tarafın bu 14.377,12 TL sını iade ettiğini bu miktarın şirket kayıtlarında alacak olarak gözüktüğünü ..,….. oranının net satın almak cirosunun %13.5 oranında olacağı 185.000 tl olan net satış öirosu aşıldığı için 3900 euro luk ek ..,….. kesintisi uygulanması gerektiğini 2011 yılı için net safiolan 238.913,53 tl nın %13.5 olan 32.253 tl aradaki farkın 2069 EUro olduğunu buna ilişkin kesilen faturanın kabul edilmediğini bu nedenle iade edildiğini söylemiştir.Ayrıca bir diğer ihtarname ile fiyat değişikliklerinin ürüne yansıtılması nedeniyle fiyat farkı olan faturaların da iadesi gerçekleştiği iddiasındadır
. Davacı ve davalı şirket arasındaki ciro primleri faturaları toplamı incelemede 379.060,60 TL olup sözleşme çerçevesinde bilirkişi tarafından bu maddeler incelenerek sonuçta 2011 ile 2012 yılları arasında gerçekleşen şekerleme ve helva satışlarına ciro primi uygulaması yapılmış tenzil de yapıldıktan sonra bu oranın 320.201,61 TL olduğu raporlanmıştır.
Davalı tarafın talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise davacı cari hesabının davalı defterlerinde üç farklı satıcılar hesabında takip edildiği ancak muavin hesabın tek muavin hesap dökümünde toplandığı ,özel hesap dönemine gecilerek tekdüzen hesap planına göre kayıtların olduğu bu hesaba göre davalının borcunun 1802,79 TL olarak belirlendiği görülmektedir.
İncelemeler sonucunda alınan rapor HMK 222 uyarınca ek rapora gönderilmiş
ek rapor sonucunda davacı tarafça kesilen 14.377,12 TL iade faturasının davalı çalışanına tebliğ edilmesine rağmen davalı kayıtlarında olmadığı( kayıtların bu nedenle sıhhatinde tereddüt hasıl olduğu) bu nedenle alacaktan tenzilinin mümkün görülmediği bilirkişilerce belirtilmiştir. Davalı tarafça davacı adına kesilen muhtelif faturaların davacı tarafınca kabul edilmediği …… kargo yoluyla gönderilen davalının kestiği faturaların tebliği sağlanmış ise de yasal sürede kabul edilmeyerek faturalar noter kanalıyla iade edildiği doğrultusunda dosyada tespitler yapılmıştır.
İş bu tespitler ışığında dosya incelendiğinde:Sözleşmesel olarak 2012 tarihine kadar yürürlükte olan ..,….. oranı net satın alma cirosunun %13.5 olarak uygulanacağı, 2011 ve 2012 yılı şekerleme ve helva satışları belirlendikten sonra ..,….. ciro primi uygulaması sonucunda cari hesap nedeniyle davacının alacaklı olduğu tutar 64.078,24 TL olduğu kanaati mahkememizce oluştuğundan ,Dava değeri üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, iş bu karar davalı tarafça temyiz edilmekle Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin …. Esas, ….. Karar sayılı ilamıyla yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma kararına uyularak bozma kararı doğrultusunda yeniden inceleme yaptırılmıştır.
Davacı, davalı tarafından sözleşmeler gereği fazla kesinti yapılarak fatura düzenlendiğini, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmekte, davalı ise kesintilerin sözleşmeye uygun olduğunu savunmaktadır. Bu bağlamda davacı sözleşme uyarınca davalıya vermiş olduğu mal bedelini, davalı ise yine sözleşme maddeleri uyarınca kesilen fatura miktarınca ciro prim bedelini hak ettiğini ispat etmek zorundadır. Mahkemece taraf defter ve kayıtları dayanaklarıyla birlikte incelenmek suretiyle ve ayrıca taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri de uygulanmak suretiyle dava tarihi itibariyle davacının alacağı olup olmadığını saptamak için davalı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde yeni bir bilirkişiden rapor aldırılmış olup bilirkişi raporunda taraflara ait defterlerin usulünce tutulduğunu,sözleşmesel ciro primlerinin oranının %13.5 üzerinden hesaplanması sonucunda
2010 yılı için 14.379,10 Tl 2012 yılı için 15.601,50 Tl ..,….. ciro priminin fazla düzenlendiğini ,2012 yılı %1 lik hedefe bağlı ciro primi için 2712,20 Tl olmak üzere 3 yıl için toplamda 32.692,80 TL fazla faturalandırıldığı.
31.212,35 Tl bedelindeki 853789 numaralı faturanın iade edilerek fazladan kesilen 25.179,80 Tl nin iade edileceği bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu,davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak davacının bu kalemlerin mahsubu olan(31.212,35-25.179,80=6.032,55)TLl nin davacı alacağından mahsubu ile ayrıca ciro prim faturası hesaplaması sonucu( 2010,2011,2012 yıllarına ilişkin) 3 yıl için toplamda 32.692,80 TL ciro prim faturası için fazla faturalandırma tespit edildiğinden netice olarak
Fazla faturalandırılan 32.692,80+31.212,35-6.032,55= 57.872,60 Tl olarak davacı alacağınınbulunduğunusöylemiştir.Her ne kadar davalı tarafça alınan bilirkişi raporuna itiraz edilerek yeniden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde talep bulunulmuş ise de ,Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yaptırılan bilirkişi incelemesi karar kurmaya elverişli bulunduğundan karara esas tutulmuştur.İş bu gerekçeyle, . Taraflar arasındaki sözleşme yorumlandığında davacı tarafın mal bedeli karşısında, davalı tarafın ciro primleri için fazladan fatura düzenlediği bunun miktarının 57.872,60 TL olduğu subut bulduğundan( gerekli mahsupların yapılması sonucunda) açılan davanın kabulu yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, 57.872,60TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 3.953,27TL ilam harcından peşin alınan 988,45TL harcın mahsubu ile bakiye 2.964,83TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 390,25TL posta masrafı, 24,30TL başvuru harcı, 988,45TL peşin harç olmak üzere toplam 3.003,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.323,45TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.