Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/149 E. 2021/482 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/149 Esas
KARAR NO : 2021/482

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ……… sevk ve idaresinde bulunan ve davalı …….. adına kayıtlı ……….. plakalı vasıta ile 05/07/2017 günü saat 00:15 sıralarında davacı ……….’in sevk ve idaresindeki ……….. plakalı motosikleti ile ……. Mahallesi ……… Caddesi üzerinde ……… önünde ……… istikametine doğru seyir halindeyken birden sinyal vermeden sola doğru manevra yaparak davacının bulunduğu şeride girdiğini ve davacının araca sol ön kısımdan çarpıp yere düşerek yaralanması suretiyle hasarlı yaralanmalı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kazanın tamamen davalının kusuru ile gerçekleştiğini, kazaya dair ceza davasının halen devam ettiğini, ekte sunulan tespit tutanağında kazanın oluşumunda ……….. plakalı araç sürücüsü davalının 2918 sayılı KTK’nın 84/f maddesine göre kusurlu olduğunun belirtildiğini, ……….. plakalı motosikleti kullanan davacının trafik kazası neticesinde sağ kolu ve sağ ayak bileğinin kırıldığını ve kaza sonrası ambulans ile ………. Hastanesi’ne kaldırıldığını, 4,5 ay süren tedavisi süresince çalışamadığını, şiddetli acı çekmesi ve uzun süre hareket edememesi sebebiyle hem ruh hem vücut sağlığının bozulduğunu, davalı tarafa ait ……….. plakalı aracın ……… nolu Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesi ile davalı ……… Sigorta Şirketi’ne trafik sigortalı olduğunu, sigorta şirketine 25/12/2017 tarihinde yapılan başvuru ile sigorta limitleri kapsamında davacının kaza sebebiyle yaptığı tedavi giderleri ile toplam çalışamadığı sürelere ilişkin geçici iş göremezlik tazminatının tazmini için davacıya ödenmesi gereken maddi tazminatın hesaplanarak ödenmesi için talepte bulunduklarını, sigorta şirketi tarafından daha önce yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, davacının kaza sebebiyle çekmiş olduğu acının hafifletilmesi için 25.000,00 TL manevi tazminat, geçici iş göremezlik tazminatı ile sağlık ve tedavi giderlerinin tazmini için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 26.000,00 TL tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihi olan 05/07/2017 tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı ……… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın mahiyeti itibariyle mahkemenin davaya bakmakla görevli olmadığını, bu tür davalarda Asliye Ticaret Mahkmesinin görevli olduğunu, dava zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığından davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, şirketin sorumluluğunun bedeni zararlarda 330.000,00 TL azami poliçe limiti ile sınırlı olup, poliçe vadesinin 28/11/2016-28/11/2017 tarihleri arasında olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, poliçe kapsamında davacının tedavi giderlerinden sayılan geçici iş göremezliğe ilişkin tazminat talebi ile sair tedavi ve bakıcı giderleri taleplerinden sorumlu olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla gerekli şartların varlığı halinde tazminatın ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle talep edilebileceğini belirterek, davanın usule yönelik itirazlar ve zamanaşımı def’i dikkate alınarak reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenebilecek bir kusurun mevcut olduğunu gösterir objektif hiçbir delilin dosyaya sunulamadığını, kazanın davacının aşırı süratle seyrederek müvekkiline çarpması sonucu gerçekleştiğini, davacının aşırı süratli bulunması bir yana motosikletin ışıklarının da yanmadığını, saat gece yarısını geçtiğinden müvekkilinin araç ile dönüş yaptığı sırada motosikleti görmesinin beklenemeyeceğini, motosikletin hızının limitin çok üstünde olduğunu, bunun en büyük kanıtının çarptığı araçta meydana gelen hasar miktarı olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında; davacının ……….. plakalı motosiklet sürücüsü olduğu, davalı ………’un ……….. plakalı araç sürücüsü olduğu, davalı ……..’nun malik, sigorta şirketinin de bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
ATK ……. . İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınmış olup maluliyet oranının %5 olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, bakıma muhtaç durumunun 1 ay olduğu belirtilmiştir.
Kusur durumunun incelenmesinde trafik kazası tespit tutanağına göre davalı araç sürücüsünün KTK’nun 84-f (doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma) maddesine göre asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ceza dosyasının dosyada mevcut delillere göre manevi tazminatın takdir edilebileceği dğerlendirildiğinden bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemiştir.
05/07/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle davalı sigorta şirketi yönünden ödeme yapıldığı, davacı vekilinin maddi tazminat yönünden davadan feragat ettiği anlaşılmıştır.Davacı tarafından maddi tazminata yönelik talep nedeniyle davadan feragati nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve 2014/21-872 E., 2014/1086 K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyetinin oluşması, kusur durumu, beden gücü kaybı ve işgörmezlik süresi, kaza nedeniyle duyduğu elem gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir..
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 20.000,00TL manevi tazminatın davalılar ……… ve ……..’ndan olay tarihi olan 05/07/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin işlemin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 88,81TL harcın mahsubu ile bakiye 29,51TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Maddi tazminat yönünden;
a-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden,
a-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalılar ……… ve ……. alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar ……… ve ……..’na verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı maddi tazminat yönünden kesin olmak üzere, manevi tazminat yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır