Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/127 E. 2022/358 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/127
KARAR NO : 2022/358

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo SenedindenKaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 03/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil … ile müteahhit şirket tarafından İstanbul ili Eseııyurt ilçesine inşa edileceği belirtilen ……. adlı inşaat projesinden C Blok 8.Kat 107 nolu 2+1 daire 110.000,00-TL bedelle; yine C Blok 8,kat 117 nolu 2+1 daire 109.900.00- TL bedelle ve aynı projeden C Blok l.Kat 147 nolu 1+1 daire -69.000,00-TL bedelle satışı hususunda Satış Vaadi Sözleşmeleri yapıldığı, müvekkil, memur emeklisi olup yatırım amacı ile kendisi ve Almanya’da bulunan kardeşleri için bu 3 adet daireyi müteahhit firmanın internette ve televizyonda gördüğü tanıtım reklamlarına güvenerek ve dairelerin süresinde tamamlanıp teslim edileceğine inanarak satın almak istemiş 3 dairenin satış bedellerini peşin olarak ödediği, müvekkil …, tüm birikimlerini emeklilik ikramiyesini ve kardeşlerinin tüm birikimlerini ……. adlı projesinden -3 adet daireyi bitirip teslim edeceğine güvenerek bu şirkete ödemiş, toplamda 288.900.00- TL’yi davalı şirkete vermiş, bu sebeple müvekkil çok zor duruma girdiğini, bu dairelerin inşaatına dahi başlanmadığı gibi müvekkil gene saffet ve iyi niyetinden yararlanarak size başka projemiz var diyerek başka projeden de müvekkil zarara uğradığı, müvekkil davalının beyanlarına güvenerek ödediği paraları da kurtarırım kanaati ile bir mağduriyet daha yaşamış ve davalı müteahhit şirketle 24/01/2016 tarihli sözleşmeyi yapmak zorunda kaldığı gibi davalı şirket müvekkilden kendi taşeronlarına ve 3. kişilere vermiş ve bu kişiler senet hamilleri de bu teminat bonolarına konu bedelleri müvekkilden talep edilip icra takibi hazırlığına girdiklerinden açıkça bedelsiz olan ve teminat maksadı ile verilen bu teminat senetleri sebebiyle müvekkilin borçlu olmadığı, menfi tespit bu teminat senetlerinin bonoların iptali, takiplerin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddiaları hukuken haklı iddialar olmamakla birlikte çeşitli davalarla müvekkilin alacağını tahsil etmesini geciktirmek amaçlı açtığını, davacı taraf kendisini borcun sorumluluğundan kurtarmak amaçlı müvekkile yönelik çeşitli isnatlarda bulunduğunu, takibe konu yapılan alacak hukuken haklı bir alacak olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya Grafoloji Uzmanı bilirkişi …….’a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 10/12/2020 tarihli raporunda ” … ismine atfen atılı imzanın farklı imza kullanma alışkanlığı içerisinde olan …’ın mevcut mukayese imzaları ile benzer olmadığı, senet arkasındaki isim yazıları ile huzurda alınan mukayese yazıların farklılık gösterdiği bu yazılar dikkate alındığında inceleme konusu belgedeki yazıların …’ın eli ürünü olmadığını” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Bakırköy …… Tüketici Mahkemesi’nin ……. esas, …… karar sayılı dosya konusunun tüketicinin açtığı menfi tespit davası olduğu, davacının …… , davalıların ……. ve ……. İnşaat … Şirketi olduğu, mahkemece 24/01/2016 tarihli sözleşmenin feshi ile sözleşme nedeniyle davalılara verilen 3 adet bononun bu davalılar yönünden geçersizliğinin tespitine karar verilmiştir.
Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …… esas, …… karar sayılı dosyada ……. İnşaat … Şirketinin kurucularının tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan yargılandıkları anlaşılmıştır.
02/03/2016 tarihli belge incelendiğinde; 37.500,00 TL’lik senedin, ……. İnşaat müşteri senedi olduğu, müşteriye tapu teslim edildiğinde bu çekin ödeneceği belirtilmiş, mahkememizce yapılan incelemede belge üzerinde yapılan imza incelemesinde, imzanın …’a ait olmadığı tespit edilmiştir.
Davalıların her ikisi de senetleri ciro yoluyla teslim alan cirantalardır.
Dava İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi uyarınca menfi tespit davasıdır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi; menfi tespit davasını, bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için hukuki yarar bulunması koşuluna bağlı olarak açılan ve sonucunda herhangi bir mahkumiyet istemini içermeyip, konusunu teşkil eden hususun bir kararla tespitini amaçlayan dava olarak tanımlamıştır.
Menfi tespit davasında borçlu icra takibine süresinde itiraz etmediği ve takibin kesinleşmesi halinde borcunun bulunmadığını bu dava türü ile ileri sürebilir. Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonolardan kaynaklanan alacaklarda ispat yükü borçlu bulunmadığını iddia eden davacı borçluya düşer. Bono ödeme vaadinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir, sebepten mücerrettir. Senet asılları üzerinde yapılan incelemede teminat senedi olarak verildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, yine senetlerin davalılara teminat senedi olarak verildiğine dair başkaca sözleşme veya belgenin dosya içerisinde olmadığı, hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu senetlerin davalılara teminat senedi olarak verildiği ispatlanamamıştır. Ciro silsilesinde kopukluk yoktur. Yine davalıların davaya konu senetleri kötü niyetli iktisap ettiği yada iktisabında ağır kusurunun olduğu hususları da ispat edilememiştir. Bu sebeple davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HMK 226/c maddesi uyarınca yemin delili hatırlatılmamıştır. Mahkememizce ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı, dolayısıyla davalı alacaklının alacağına geç kavuşması durumu söz konusu olmadığı hususları göz önünde bulundurularak, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 1.504,69TL harç ve 854,00TL tamamlama harcı toplamı olan 2.358,69TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.277,99TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.070,53TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, (her bir davalının alacaklı olduğu senet miktarı ile sınırlı olmak üzere),
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.