Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/832 E. 2019/490 K. 24.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/832 Esas
KARAR NO : 2019/490

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/09/2018
KARAR TARİHİ : 24/04/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 24/04/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl dava yönünden mahkememize sunmuş olduğu 04/09/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirket ortakları olduğunu, şirketin 06/06/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında şirkete bağımsız denetçi seçilmesi yönünde talep de bulunduklarını, ancak genel kurul tarafından alınan 8 nolu karar kapsamında iş bu taleplerinin kabul edilmediğini, müvekkillerinin karara muhalif kaldıklarını, bu nedenlerle 8 nolu kararın kanuna, şirket ana sözleşmesine ve objektif iyi niyet kuralına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili birleşen dava yönünden Bakırköy ….ATM sunmuş olduğu 11/10/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirket ortağı olduğunu, şirkete ait 13/07/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan yönetim kurulu üyelerine aylık 10.000-TL huzur hakkı ödenmesine ilişkin 4 nolu karar ile şirket karının %5’ine karşılık gelen 34.483,20-TL’nin dağıtılmasına ilişkin 5 nolu kararın kanuna, şirket ana sözleşmesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan bahisle iptallerine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ….ATM …. EK sayılı ilamıyla birleştirme kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiş, yargılamaya mahkememizin 2018/832 esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Davalı şirket vekili dosyaya sunmuş olduğu asıl ve birleşen dava yönünden cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; öncelikle şirketin bağımsız denetime tabi şirketlerden olmadığını, TTK 397/5 maddesi kapsamında müvekkili şirketin denetime tabi tutulabilmesi için Bakanlar Kurulunca çıkartılacak yönetmelikle mümkün olacağını, halen söz konusu yönetmeliğin çıkartılmadığını, dolayısıyla genel kurul tarafından bağımsız denetime tabi olmayan şirket yönünden denetçi tayininin hukuken mümkün olmadığını, bu kapsamda asıl davanın reddine; birleşen dava yönünden iptali istenen 4 ve 5 nolu kararlara yönelik davacıların yalnızca olumsuz oy kullandıkları, alınan karardan sonra muhalefet şerhlerinin bulunmadığı, muhalefet şerhi bulunmayan davacı ortakların TTK 446/1-a maddesi gereğince dava açamayacaklarını, bu nedenlerle birleşen davanın da usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti … ile ….’e tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 02/04/2019 tarihli raporlarında “birleşen dava yönünden şirketin mali yapısı ve ekonomik gücü dikkate alındığında dava konusu yapılan 4 ve 5 nolu kararların iptal edilmesi gerektiğini” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Her ne kadar davacılar tarafından asıl dava yönünden davalı şirkete denetçi seçilmemesine ilişkin 06/06/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararın iptali talep edilmiş ise de, davalı şirketin 26/05/2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan bağımsız denetime tabi şirketlerden olmadığı, davalı şirketin denetiminin TTK 397/5 maddesi kapsamında Bakanlar Kurulunca çıkartılacak yönetmelik kapsamında denetlenebileceği, dava tarihi itibariyle söz konusu yönetmeliğin çıkartılmamış olması nedeniyle davalı şirketin genel kurul tarafından alınan karar ile denetlenmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, davacı ortakların şirketle ilgili bilgi edinme kapsamında şirketin denetlenmesini sağlayabileceği, dolayısıyla dava konusu yapılan 8 nolu kararın da iptalini gerektirir herhangi bir haklı neden bulunmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Birleşen dava yönünden dava konusu yapılan 4 ve 5 nolu kararların iptali talep edilmiş ise de, davacılar vekilinin toplantıya katıldığı, karara olumsuz oy kullanmakla birlikte karardan sonra kanunun ön gördüğü anlamda muhalefet şerhi koymadıkları, bu nedenlerle davacıların muhalefet şerhi bulunmayan 4 ve 5 nolu kararların iptalini isteyemeyecekleri mahkememizce kabul edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden iptali istenen 8 nolu kararla ilgili davalı şirketin TTK 397.maddesi gereğince bağımsız denetime tabi şirketlerden olmadığı, davalı şirketin TTK 397/5 maddesi kapsamında Bakanlar Kurulunca çıkartılacak yönetmelik kapsamında denetlenebileceği, ancak dava tarihi itibariyle söz konusu yönetmeliğin çıkartılmamış olması nedeniyle ve bu bağlamda şirketin hangi usul ve esaslar çerçevesinde denetleneceği hususu düzenlenmediğinden genel kuruldan bağımsız denetime tabi olmayan davalı şirket için denetçi atanmasının istenemeyeceği (Gönen Eriş, Ticari İşletme ve Şirketler kitabı, sayfa:2438) bu nedenlerle asıl davanın esastan; birleşen davaya konu 4 ve 5 nolu kararlara yönelik olarak davacılar olumsuz oy kullanmalarına rağmen karardan sonra usulüne uygun muhalefet şerhini tutanağa geçirmediklerinden (kararlara yönelik muhalefet şerhinin bulunmaması) TTK 446/1-a maddesi gereğince dava açamayacaklarından (Yargıtay 11.HD 2016/2698 esas 2017/6435, 2017/3253-7015 EK saylı ilamlarında da belirtildiği üzere) birleşen davanın da usulden reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Asıl dava yönünden davalı şirkete ait 06/06/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararın iptali yönündeki istemin sübuta ermediğinden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
6-Birleşen dava yönünden açılan davanın ise dava koşulu bulunmadığından USULDEN REDDİNE,
7-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
8-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/04/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.