Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/785 E. 2019/785 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/785 Esas
KARAR NO : 2019/785

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 02/07/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin motor ve tarım makinesi kapsamında traktör, hasat makinesi, ekim dikim makineleri vb tüm makinelere ait parça yedek parça, teçhizat ve ekipmanlarının ARGE çalışmalarını üretim ve pazarlamasını alım satım, ithalat ve ihracatını yapan halka açık Anonim şirket olduğunu, faaliyet kapsamında …. tanklarında kullanılması planlanan güç grubunun yurt içinde tasarlanması, geliştirilmesi, prototip üretimi test ve denemelerine yönelik olarak güç grubu geliştirmesi projesi ile ilgili olarak Savunma Sanayi İcra Kurulu kararı doğrultusunda 17/03/2015 tarihinde müvekkili ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı arasında sözleşme imzalanarak çeşitli faaliyetler geliştirildiğini, davacı ile davalı arasında iş akdi sözleşmesi gereğince davalının 11/05/2015 tarihinde “Test ve Validasyon müdürü” olarak çalışmakta iken 19/01/2017 tarihinde istifa etmesi nedeniyle iş akdinin 27/01/2017 tarihinde sona erdiğini, müvekkili yönünden imzalanan projenin ciddi kazanım ve öneminin bulunduğunu bu kapsamda taraflar arasında rekabet yasağı ve sır saklama yükümlülüğü sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 2.2. Maddesine göre işçinin kendi isteği ile işten ayrılması veya işverenin farklı nedenle feshi halinde işverenin önemli bir zarar uğraması ihtimali bulunduğundan 2 yıl süre ile Marmara bölgesinde iş tanımına uyan işlerde ve motor geliştirme alanlarındaki tüm işlerde hiçbir şirket veyahut işletmede faaliyet gösteremeyeceği ve menfaat ilişkisine giremeyeceğinin düzenlendiği bu faaliyete girmesi halinde son brüt ücretin 12 aylık tutarında cezai şart ödeyeceğinin karalaştırıldığını, davalının herhangi bir baskı altında olmaksızın sözleşmeyi fesh ettiğini, iş sözleşmesinin özel şartları düzenleyen 10. Maddesinde de feshi izleyen 12 ay boyunca Marmara Bölgesinde herhangi bir ticari işletmede görev alınamayacağının kararlaştırıldığını, 21. Maddesinde ise iş sözleşmesine aykırı davranılması veya işverenin zarara uğraması halinde zararın çalışandan tahsil edileceğinin düzenlendiği, sözleşmeye aykırı şekilde davalının aynı alanda faaliyet gösteren …. A.Ş de benzer görevi alması nedeniyle sözleşmeyi ihlal ettiğini, savunma sanayi icra komitesince müvekkili ile olan sözleşmenin sonar erdirilmesinden sonra 28/10/2016 tarihinde …. A.Ş ile yeni nesil hafif zırhlı araçta paletli konfigrasyonda kullanılması planlanan güç grubunun tasarımı, geliştirilmesi, prototip üretimi, tespit ve kalibrasyonu konusunda sözleşme imzalandığını, davacının rekabet yasağından kurtulmak için şirketin İzmir deki yerinde çalışmaya başlamasına rağmen mesaisini İstanbul Esenlerde bulunan iş yerinde sürdürdüğünü ileri sürerek şimdilik 30.000,00TL cezai şart bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle müvekkilinin cezai şarttan sorumlu tutulamayacağı, rekabet yasağına ilişkin düzenleme yapılabilmesi için müvekkilinin, davacının müşteri çevresi ticari veya üretim sırlarına vakıf olması ve bu sırları kullanılması halinde önemli bir zararın meydana gelmesi gerektiğini, oysa müvekkilinin davacıya ait ticari sırlara ulaşabilecek bir pozisyonda çalışmadığını bütçe veya genel kurul toplantılarına katılmadığını, eğitim almadığını müvekkili ile sır paylaşılmadığını, davacının müvekkilinin uzmanlığından yararlanmak için istihdam ettiğini, davacının söz konusu projeyi gerçekleştirmemesi nedeniyle projenin iptal edildiğini, kaldı ki yeni çalıştığı şirketin davacı ile aynı alanda çalışmadığını yeni şirketin savunma sanayi alanında faaliyet gösterirken davacının tarım makineleri alanında faaliyet gösterdiğini, zararın ispatlanmaması halinde işçiden cezai şart talep edilmeyeceğini rekabet yasağı maddesinde de cezai şart bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: dava, haksız rekabet ve sır saklama yükümlülüğü sözleşmesine aykırılık nedeniyle cezai şart tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 11/05/2015 tarihli rekabet yasağı ve sır saklama sözleşmesinin 2. Maddesinde rekabet yasağı düzenlenmiş olup belirtilen maddeye göre işçinin, kendi isteği ile işten ayrılması halinde veya işverenin 4857 sayılı kanunun 25. Maddesi gereğince iş sözleşmesinin feshi halinde iş konusunun önemi işverenin üretim ve iş ilişkileri açısından gizli bilgilerin ve sırlarını öğrenmesi nedeniyle işverenin zarar görme ihtimali bulunduğundan 2 yıl süre il Marmara bölgesinde iş tanımına uyan işlerde ve motor geliştirme alanlarındaki tüm işlerde hiçbir şirket yahut şahıs işletmesinde faaliyet gösteremeyeceğini aksi halde son brüt maaşının 12 aylık tutarı kadar tazminat ödeyeceğini kabul edeceği düzenlenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinin IX maddesinde özel şartlar düzenlenmiş olup 10. Maddede sözleşmenin feshinden itibaren 12 ay boyunca işverenin faaliyet sahasında faaliyet gösteren herhangi bir işletmede çalışamayacağı ve hediyeler alamayacağı sözleşmeye aykırı davranması halinde işverenin uğrayacağı zararların tahsil edileceği anlaşılmıştır. Dosyada bulunan davacı tarafından …. yapılan bildirimlerden anlaşılacağı üzere davacı savunma sanayi müsteşarlığınca yapılan ihalede güç grubu geliştirme projesi kapsamında sözleşme yapmış daha sonra sözleşme fesih edilerek fili müsteşarlıkla dava dışı …. A.Ş ile sözleşme yapılmıştır.
Davacı tarafça keşide edilen 17/10/2017 tarihli ihtar ile sır saklama sözleşmesine aykırı davranılması nedeniyle tazminat talep edilmiş davalı tarafından keşide edilen 24/03/2017 tarihli ihtarda sözleşmenin geçersiz olduğu ve rekabet yasağına aykırı bir durum bulunmadığı belirilmiştir.
Mahkememizce davacının getirtilen çalışma kayıtlarının incelenmesinde, davalının davacıya ait ticari işletmede çalıştığı, iş akdinin davacı tarafça feshi sonrası 2017 yılı Şubat ayında dava dışı …. Şirketinde çalışmaya başladığı sabittir.
Mahkememizce duruşmada dinlenen davalı tanığı ….beyanında ” ben 5,5 yıl …. da çalıştım, yaklaşık 2 yıl kadar da davalı ile birlikte çalıştık projeye girdiğimde bize söylenen Avusturya da kurulu …. firması ile birlikte çalışılıp know how aktarımı yapılıp sonra burada tankın motor ve güç aktarım grubu üretilecekti, ancak böyle olmadı hükumetler anlaşamadı, …. tankının üretiminden davacı şirket vazgeçti, davacı şirketin savunma sanayi alanında bitirip teslim ettiği herhangi bir ürün bulunmamaktadır ancak davalının sonradan çalıştığı …. grubu daha önce savunma askeri teçzihat, ürünü bitirip … teslim etmiştir bildiğim kadarıyla davalı çalıştığı yerde de bu tür bilgilere sahipti, davacı şirketin projede yeni olması nedeniyle bu kapsamda bir bilgisinin davalı tarafından kullanıldığını düşünmüyorum, davalının çalıştığı her iki şirketin ana iştigal konusu birbirine benzer olmakla birlikte motor teknolojileri konusunda ciddi farklılıklar bulunmaktadır,
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: her iki şirket de motor üretmektedir, … ın sözleşmesi sona erdiği için ve … nin de askeri motor çalışmaları bulunup yeni projede üretici olacağı için işten anlayan kişileri toplamak istemiş olabilir.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: …. da davalının çalışması ön tasarımda idi, …. da askeri bir motor üretilmedi, …. davalı çalışırken …. tankları projesi iptal olduktan sonra davacının çalışma yeri değiştirilerek test ve validasyon olarak tanımlanan kısımda çalıştırdı ” demiştir.
Davalı tanığı … beyanında “ben davalı ile birlikte 2017 yılında …. da işe girdim, 13 Şubat 2017 tarihinde iş başı yaptığımızda İstanbul da bulunan …. da işe başladık, kadrosunun veya sigorta girişinin neden yapıldığını bilmiyorum, işe başladığımızda Tekstilkent de çalışmaya başladık, …’nin iştiraki şirket olduğu için zaman zaman bizde İzmir’e gidiyorduk, asıl çalışma yerimiz burası İzmir’e yardım için gidiyoruz, biz teknik elemanız motor geliştirme projeleri oldukça bunlar hangi şirket de oldukça olsun gidip çalışıyoruz bende zaman zaman başka şirketlerle görüştük bende bu proje için …. dan ayrıldım, …. da proje bittiği için ayrıldığını düşünüyorum,
Davacı vekili talebi üzerine soruldu;her iki şirket de motor üretiyor, …. geçmişte motoro kendisi tasarlayıp üretmiş bir şirket olmasına rağmen, … . lisansı ile motor üreten bir şirketdir, bu proje gerçekleşmiş olsaydı kendisi özgün şekilde motor üretecekti,” demiştir.
Somut olayda cezai şart ve rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ile cezai şartın fahiş olup olmadığının mahkememizce de değerlendirebileceği anlaşılmakla bilirkişi raporu alınmamıştır. Davacının 11/05/2015 tarihli rekabet yasağı sözleşmesi ve aynı tarihli iş sözleşmesi ile davacıya ait ticari işletmede çalışmaya başladığı, 27/01/2017 tarihinde istifa ile iş akdinin sona erdiği ve davacının … AŞ’de 13/02/2017 tarihinde çalışmaya başladığı sabittir. Davalının …. AŞ’nin İzmir de bulunan iş yerinde tescilli olarak çalışmaya başlamasına rağmen davacı iddiası ve duruşmada dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında çalışmanın ana merkezinin İstanbul olduğu çalışmanın büyük çoğunluğunun İstanbul da sürdürüldüğü anlaşılmakla davalının Marmara bölgesindeki iş yerinde asli çalışma olarak çalışmaya başladığı sabittir. Davacı şirket ile dava dışı …. A.Ş aynı alanda faaliyet göstermekte olup dava dışı Savunma Sanayi Müsteşarlığının iş sözleşmesini fesih etmesi sonucu dava dışı şirket ile aynı konuda sözleşme yapıldığı ve davalının her iki şirkette de yapılacak askeri araçların güç grubu aktarımı ve üretimi konusunda çalıştığı sabittir. Rekabet yasağı sözleşmesinde coğrafi yönden sınırlanmış olması ve yapılan sınırlamanın makul olması karşısında Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 04/02/2019 tarih … esas sayılı dosyasında verilen kararda belirtildiği üzere sözleşmenin TBK’nın 445. Maddesi ne uygun olduğu, işçinin Anayasa tarafından güvence altına alınan çalışma hakkında ölçülü sınırlama getirdiği bu nedenle sözleşmenin geçerli olduğu anlaşılmıştır Diğer yandan aynı dairenin …. esas sayılı ilamında belirtildiği üzere rekabet yasağı 2 yıl süre ile sınırlandırılmış olması nedeniyle getirtilen süre yasada ön görülen makul sınırlar içerisinde bulunmaktadır. Aynı dairenin …. esas sayılı kararında rekabet sözleşmesindeki rekabet kaybı karşısında işverenin somut bir zarara uğraması gerekmediği işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri başka bir rakip şirkette kullanarak davacı işverene zarar verme ihtimalinin bulunmasını yeterli olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere her iki şirketin faaliyet alanları aynı olup özellik savunma sanayi alanında savunma sanayi müsteşarlığınca bir kısım üretim ve ARGE işinin davacıya verilmesi daha sonra sözleşmenin fesih edilerek …. A.Ş ile sözleşme yapılması ve davalının her iki işletmede aynı işleri yapması nedeniyle cezai şart alacağının bulunduğu sabit görülmüştür. Sözleşmede haksız rekabet halinde son brüt ücretinin 12 katı kadar ceza öngörülmüş ise de cezanın fahiş olması halinde mahkemece resen değerlendirilerek makul bir seviyeye indirilmesi zorunludur. TBK’nın 182. Maddesi gereğince hakim aşrı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir. Somut olayda tarafların ekonomik ve sosyal durumu, sözleşme ile sınırlandırılan hakkın Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınan çalışma özgürlüğüne ve çalışma hakkı birlikte değerlendirildiğinden ön görülen hesabın fahiş olduğu bu nedenle cezanın mahkememizce indirilmesi gerektiğinden takdiren 15.000,00TL üzerinden davanın kabulüne bu miktar alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine, indirimin mahkeme takdiri ile yapılması nedeniyle davalı yerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının TBK’nın 182. Maddesi kapsamında mahkememizce kısmen tenkisi ile 15.000,00TL üzerinden kabulüne, bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.024,65TL ilam harcından peşin alınan 512,33TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 42,35TL posta masrafı, 35,90TL Başvuru Harcı, 512,33 TL Peşin Harç, toplamı olan 590,58TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen edilen herhnagi bir masraf bulunmadığıdanan
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Cezai şartın mahkememizce resen TBK’nın 182. Maddesi kapsamında indirilerek belirlenmesi nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığında
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra ardan avansın taraflara iadesine
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.