Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/722 E. 2019/1050 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/722 Esas
KARAR NO : 2019/1050

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 03/10/2019
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 20/07/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu ….. SAN. LTD ŞTİ’nin %40 ortağı olduğunu, şirketin %60 oranında hissedarı olan davalı …’in aynı zamanda şirketi temsile münferit yetkili yöneticisi olduğunu, davalının usulsüz ve haksız işlemler ile şirketi borçlandırıp zarara uğrattığını, söz konusu zararın tazmini amacıyla davalı aleyhine İstanbul….. ATM …. esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, yargılamanın halen devam ettiğini, davalının şirketi temsile yetkili olması nedeniyle şirketi daha fazla zarara uğratmaması adına temsil yetkisinin şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, şirketin herhangi bir faaliyetinin de bulunmadığını, davacının da aynı zamanda şirketi temsile yetkili kişi olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama aşamasında davalı şirkete tedbiren kayyım olarak ….’ın atandığı, kayyım tarafından düzenlenen son rapora göre şirkete ait ticari defterlerin istemine rağmen ibraz edilmediğini, şirkette çalışan herhangi bir personel bulunmadığını, şirketin kiralayıp işletmek üzere bulunan ticari faaliyetinin sonlandırıldığına ilişkin tespitlerini rapor halinde dosyaya ibraz etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti ….. ve arkadaşlarına tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 31/05/2019 tarihli raporlarında dava dışı ….. ile …..namına düzenlenen şirket kayıtlarında … adına borç kaydı yapılmakla birlikte söz konusu şahısların şirket ile herhangi bir ticari ilişkileri bulunduğu hususunun tespit edilemediğini, söz konusu senetlerle ilgili ilgililer tarafından icra takibi yapıldığını, şirkete ait ticari defterlerin ibraz edilmediğini, şirketin herhangi bir ticari faaliyetlerinin bulunmadığını teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Davalıya ait tekmil aile nüfus kaydının UYAP ortamında çıkartılıp incelenmesinde bilirkişi raporunda yer alan ve şirketten alacaklı olduğu belirtilen …. ve …..’in davalının kardeşleri olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili dosyaya sunmuş olduğu 03/07/2019 tarihli beyan dilekçesinde … ve …..adına düzenlenen 05/09/2018 vadeli 172.000-TL ve 05/10/2018 vadeli 72.000-TL tutarındaki senetlerin dava konusu şirketle ilişkisini söz konusu şahısların şirkete banka havalesiyle gönderdiğini borç paranın karşılığı olarak düzenlendiğini iddia etmiş ise de, havale makbuzlarında söz konusu paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin herhangi bir açıklamanın yer almadığı, bu bağlamda havalenin var olan bir borcu ödemek amacıyla gönderildiğinin karine olarak kabul edilmesi gerektiği, söz konusu karinenin aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı, bu nedenlerle davalı tarafın şirketle ilişkisi olmayan ancak şirketi borçlandırıcı nitelikte bulunan bonolara yönelik beyanına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalının ortağı olduğu dava konusu şirketin münferiden temsil ve ilzam yetkisinin davalı tarafa ait olduğu, davalı tarafın kardeşleri olan ….. ve …..’i alacaklı göstermek suretiyle şirketi borçlandırıcı eylemlerde bulunduğu, şirketin ticari defter ve kayıtları davalı tarafın uhdesinde bulunduğu halde söz konusu kayıtları gerek mahkememize gerekse bilirkişi incelemesine sunmadığı, bu bağlamda davacı tarafından davalı aleyhine TTK 630/2 md gereğince açmış olduğu davanın kabulüyle davalının şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmasına karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülen davacının davasının KABULÜNE, dava konusu İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun ….. sicil numarasında kayıtlı ….. TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin münferit yetkili temsilcisi olan davalı …’in iş bu yetkisinin TTK 630/2 md gereğince KALDIRILMASINA,
2-Mahkememizce yargılama aşamasında görevlendirilen kayyım ….’ın görevinin karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.489,80-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 41,10-TL, tebligat-posta gideri: 248,70-TL, bilirkişi ücreti: 2.200,00-TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/10/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.