Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/706 E. 2020/59 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/706 Esas
KARAR NO : 2020/59

DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücu Alacak)
DAVA TARİHİ : 07/12/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücu Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi ile dava dışı …… İnşaat A.Ş arasında ” inşaat tüm riskler poliçesi” düzenlendiğini, sigortalı ile davalı arasında ise sigortalının yapımını üstlendiği ….. Projesi kapsamında şantiye güvenliğinin sağlanması amacıyla özel güvenlik hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, 11/07/2015 tarihinde davalının güvenliğini üstlendiği şantiye deposunda hırsızlık olayı meydana geldiğini, sigortalı taşeronun çalışanlarını mesai başlangıcında depo kapısının kilidinin kırılarak bakır borular ile sinyal kablolarının çalındığını tespit ettiklerini, düzenlenen ekspertiz raporunda şantiyenin 24 saat esası ile güvenlik sağlandığını, güvenlik sözleşmesinin 12.maddesi gereğince sigortalı ile taşeronlarının malzemelerine gelecek zararların sigorta örtüsü altına alındığını, sigortalı malzemenin kapı kırılarak çalınması nedeniyle sigortacının yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ödeme ile müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine 25.4888,68TL alacağın tahsili amacıyla Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; hırsızlık olayı müvekkilinin sorumlu olmadığı yerde meydana gelmesi nedeni ile zarardan müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı sigortalıyla düzenlediği güvenlik sözleşmesi kapsamında sigortalı tarafından yapılan inşaatta güvenlik hizmeti verildiğini, inşaatın 30.328 metre karelik arsada yapıldığını ve inşaat alanının 111.000 metrekare olduğunu valilikçe onaylanan projeye göre güvenlikçi sayısının 40 olarak belirlendiğini ancak sigortalının bu sayıyı fazla görerek 9 kişi ile hizmet verilmesini talep ettiğini, bu kapsamda 9 kişi ile güvenlik hizmeti verildiğini, sorumluluğunun daraltılması için sigortalıdan talepte bulunulduğunu, yüzlerce kişinin çalıştığı büyük bir arsadaki inşaatın 9 kişi ile korunamayacağını sigortalı ile düzenlenen belge kapsamında müvekkilinin sadece satış ofisi ile yıldız caddesi ana girişinden sorumlu olduğunun kararlaştırılarak buna ilişkin 22/10/2014 tarihli çalışma düzeni sözleşmesinin akdedildiğini hırsızlığı bu alanda meydana gelmemesi nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, sigorta sözleşmesi kapsamında dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin rücuan tahsili istemine ilişkindir. İşin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle mahkememizin yetkili ve görevli olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 28 Aralık 2015 tarihinde 25.038,00TL asıl alacak 450,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.488,68TL rücu alacağın tahsili istemiyle İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nde takip başlatıldığı yetki ve borca itiraz üzerine yetki itirazının kabul edilerek dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüğü’ne gönderildiği, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nce 16 Ağustos 2016 tarihinde ödeme emrinin tebliği üzerine 19/08/2016 tarihinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, dava ve itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen 01/08/2014 tarihli güvenlik sözleşmesi dosyada bulunmaktadır. Sözleşme ile davalı sigortalıya ait inşaat alanının korunmasını üstlenmiştir. Sözleşmenin 12.maddesinde işin yapılması sırasında meydana gelen her türlü zarar ve hasardan güvenlik şirketinin sorumlu olduğu kabul edilmiştir. İnşaat alanın büyüklüğü dikkate alındığında inşaat sahasının 40 güvenlik görevlisi ile korunabileceği valilik tarafından onaylanmış olup, sigortalı ile davalı arasında düzenlenen 20/10/2014 tarihli ”hizmet ücreti ve değişimi, çalışma düzeni” başlıklı sözleşme imzalanmıştır.
Belirtilen sözleşme ile taraflar arasındaki çalışma düzeni yeniden belirlenmiş ve sigortalının şantiye sahasının 30 dönümlük yer olması, 4 giriş kapısı bulunması nedeniyle 9 kişilik ekip ile şantiye güvenliğinin sağlanamayacak olması nedeniyle davalının yalnızca satış ofisi ile ….. Caddesi ana giriş kapısından sorumlu olmak üzere 8 saat çalışma düzeninde aşağıda belirtilen güvenlik yerlerinden sorumlu olacağı, davalının sigortalının bünyesinde bulunan alt firmalar ya da taşeronların güvenliğinden sorumlu olmayıp müşteri bünyesinde bulunan taşeron, alt işlere ve benzeri şirketlerin kendi kendileri sağlayacağı B maddesi ile belirlendikten sonra davalının çalışma saatleri sözleşmeyle belirlenmiştir. Belirlenen sözleşme hükmüne göre üç vardiya halinde ikişer güvenlik görevlisinin çalıştırılacağı ve bu görevlilerinin sigortalının satış ofisi ile ….. Caddesi 60 nolu yerde bulunan ana girişte görev yapacakları düzenlenmiştir.
Rizikonun oluşmasından sonra davacı tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda 11/07/2015 tarihinden saat 05:45 sıralarında şantiyeye gelen ….. plakalı kapalı araç içerisindeki 4 kişinin hırsızlık olayını gerçekleştirdiği belirlenmiştir. İnşaata ilişkin yapı ruhsatı ve ekleri dosyaya konmuştur.
Hırsızlık olayından sonra ….. isimli kişi tarafından Emniyet Müdürlüğü’ne verilen beyanda; 4 kişinin araçla şantiyeye gelerek malzeme bırakacaklarını beyan ettikleri, bir süre sonra bu kişilerin şantiyeden ayrıldığı anlaşılmıştır.
Sigorta poliçesinin dosya kapsamında olup davacı tarafından 13/10/2015 tarihli …. Bankası’dan yapılan EFT ile 25.038,00TL hasar bedeli ödenmiş ve davacı sigortalının haklarına halef olunmuştur.
Mahkememizce gerçekleşen hırsızlık olayında davalının kusurunun bulunup bulunmadığı ve zarar miktarının belirlenmesi amacıyla oluşturulan bilirkişi kurulundan alınan 28/02/2019 tarihli raporun incelenmesinde; 11/07/2015 tarihinde şantiyeye araçla giren 4 kişinin sigortalının taşeronu olan …. Isıtma Soğutma Klima Sistemleri Ltd. Şti’ye ait depoda hırsızlık olayının gerçekleştirildiği, aracın giriş yaptığı kapıda görevli olan ….. isimli kişinin hırsızlık yapan kişileri tanımadığı, malzeme bırakılacağını belirterek araçla şantiyeye girdikleri, araçta elektrik malzemelerinin bulunduğu, bu şekilde sık sık malzeme bırakılmaya gelindiği için kendilerine güvenilerek gelen kişileri şantiye sahasına aldığı, daha sonra hırsızlık olayının meydana geldiğinin belirlendiği, sözleşmedeki güvenlik görevlisi sayısının yetersiz olması nedeniyle sigortalının müterafik kusurunun bulunduğu, bu durumda sigortalının %20 davalının ise %80 oranında kusurlu olduğu bildirilmişitir.
Taraflarca bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Gelinen aşama itibariyle mahkememizce taraflar arasındaki güvenlik sözleşmesinden sonra düzenlenen 20/10/2014 tarihli sözleşme ile 9 güvenlik personeli ile şantiye güvenliğinin sağlanması ve güvenlik şirketinin sadece sigortalıya ait risklerden sorumlu olmak üzere satış ofisi ile ….. Caddesi 60 sayılı yerde bulunan ana giriş kapısından görevli olması hususu birlikte değerlendirliğinde ve hırsızlığın bu kapılardan değil ….. isimli kişinin bulunduğu kapıdan giren kişilerce gerçekleştirilmesi karşısında bu kişinin sigorta kaydı celb edilmiştir.
Davacı tarafından sunulan sigorta dökümünde ….. isimli kişinin davalının çalışanı olmadığı, hırsızlık olayının meydana geldiği 11/07/2015 tarihinde …..’nın sigortasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce güvenlik bilirkişisinden alınan 22/07/2019 tarihli ek raporda; …..’nın davalının çalışanı olmaması halinde, hırsızlık olayının davalı tarafından korunan kapıdan girilmek suretiyle gerçekleştirilmediği için sigortalının sorumlu olmadığı bildirilmiştir.
Toplanan delillere göre kusur değerlendirilmesinin mahkememizce de yapılacak olması nedeniyle ve kusur dışında uyuşmazlık bulunmaması nedeniyle yeniden rapor alınmamış mahkememizce kusur değerlendirilmesi yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından inşaat tüm riskler sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alına dava dışı …… İnşaat A.Ş’ye ait yaklaşık 30 dönüm büyüklüğündeki inşaat sahasının korunması ile ilgili sigortalı ile davalı arasında 01/08/2014 tarihli güvenlik sözleşmesi düzenlenmiştir. Sözleşme kapsamında korunacak yerin büyüklüğü dikkate alındığında inşaat alanını 40 kişi ile korunabileceği belirlendikten sonra sigortalı ile davalı arasında düzenlenen 20/10/2014 tarihli ”hizmet ücreti ve değişimi, çalışma düzeni” başlıklı sözleşme esas sözleşme tadil edilerek davalının sorumlu olduğu yerler ve durumlar belirlenmiştir. Buna göre davalı 9 güvenlik görevlisi ile sadece sigortalıya ait satış ofisi ve ….. caddesi 60 nolu kapıdan sorumlu olacaktır. Bunun yanı sıra şantiye alanının büyüklüğü nedeniyle davalının sadece sigortalıya karşı sorumlu olacağı çalıştırılan diğer alt işverenlere karşı sorumluluğunun bulunmayacağı, şantiye alanının büyüklüğü nedeni ile alt iş verenlerinin kendi güvenlik tedbirlerinin ayrıca alacağı düzenlenmiştir.
Dosyada bulunan beyanlar ve bilirkişi raporlarından hırsızlığın davalı tarafından korunan 60 nolu kapı veya satış ofisinden girilmek sureti ile meydana gelmediği, sigorta kaydı bulunmayan ….. isimli kişinin bulunduğu kapıdan 4 kişinin araçla girilmek suretiyle hırsızlık olayını gerçekleştirdiği sabittir. Bu durumda davalının sözleşme kapsamında herhangi bir sorumluluğu bulunduğu güvenlik sözleşmesi ile 20/10/2014 tarihli sözleşme birlikte değerlendirildiğinde kabul edilmeyeceğinden davacının sabit görülmeyen davasının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sabit görülmeyen davasının reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40TL ilam harcından peşin alınan 435,29TL harcın mahsubu ile bakiye 380,89TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 350,00TL bilirkişi ücreti, 28,00TL posta gideri, toplamı olan 378,00TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.823,30TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.