Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/703 E. 2018/924 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/703 Esas
KARAR NO : 2018/924

DAVA : Tazminat (Saklama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2018
KARAR TARİHİ : 18/07/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 16/07/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı …. plakalı …. marka özel aracın 04.05.2018 tarihinde konaklama amacı ile gidilen hotelin işletmecisi ile sahibi olan …. Hotel’de davalı … isimli vale’ye teslim fişi karşılığı teslim edildiği, bir süre sonra araçtaki özel eşyaların alınması için davalıdan aracın getirmesi istendiğinde, aracın çalındığını bildirildiğini, buna ilişkin olarak suç duyurusunda bulunulduğunu, çalınan aracın daha sonra internet üzerine satışa çıkarıldığını, araç ile birlikte özel eşyalarının da çalındığını, ileri sürerek çalınan araç için 217.000,00-TL, maddi tazminat ile şimdilik 5.546,00-TL araç kiralama bedeli ve 20.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ
Dava, saklama sözleşmesi kapsamında davalılara teslim edilen aracın çalınması nedeni ile davacının uğradığı maddi ve manevi zararların tahsili istemine ilişkindir.
Davacının, açıklamalarına göre çalınan aracın özel araç olduğu, davacının tacir olduğuna ilişkin herhangi bir kanıt bulunmadığı, davacının tüketici hizmeti kapsamında değerlendirilebilecek bireysel konaklama ihtiyacı nedeni ile gittiği hoteller aracını işletmeci yanında çalışan davalı valeye teslim ettiği anlaşılmaktadır. Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK.’nın 4. Maddesinde düzenlenmiş olup, 4/1-c maddesinde saklama sözleşmelerini düzenleyen 561. ile 580. Maddelerdeki uyuşmazlıklara Ticaret Mahkemeleri’nce bakılacağı düzenlenmiştir. Ancak, maddenin devam eden kısmında herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia, fikir ve sanat eserlerine ilişkin davaların bunlar istisna olduğu düzenlenmiştir. Madde metninden anlaşılacağı üzere saklama ve (vedia) sözleşmesinden kaynaklanan davaların herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi halinde davanın ticari dava olarak görülemeyeceği anlaşılmaktadır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Madde metninde yazılı olan sözleşme tipleri sınırlı olmayıp tüketici tarafından yapılan vedia sözleşmesininde tüketici işlemi olduğu kuşkusuzdur.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada,davacı yan bireysel ihtiyacını karşılamak amacıyla saklama sözleşmesini kurduğundan dava tüketici işlemidir. Bu durumda mahkememizce yargılamanın bir an önce sonuçlandırılması amacı ile dilekçelerin teatisi aşaması beklenmeden kamu düzeninde olan görev hususunda yargılamanın her aşamasında kendiliğinden karar verilebileceği ilkesi dikkate alınarak davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/07/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır