Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/689 E. 2020/729 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/689 Esas
KARAR NO : 2020/729

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 12/01/2011
KARAR TARİHİ : 29/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …. İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. nin müvekkil bankaya borçlu olduğunu, alacağın tahsili amacıyla bu davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, bu takipte borçluya ait alacağı karşılamaya yeterli miktarda malın bulunmadığını, İİK 280/1 maddesi gereği davalıların alacaklıları zarara sokmak kastıyla … ili …. ilçesi … Mah. … ada …. parselde kayıtla A Blok 3.+çatı arası 16 nolu dubleks mesken vasfındaki taşınmazın devir işlemine dair tasarrufların ve muvazaalı işlerin BK.18 ve İİK 277 ve devamı maddelerine göre batıl sayılmasına ve iptaline karar verilmesini, mahkemece bu yönde hüküm kurulmaması halinde davaya konu alacak tasarruf miktarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Basın Yayın ve Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemelerin HMK 9.maddesi gereğince davalının ikametgah mahkemesi olduğunu, harcın eksik gösterildiğini, müvekkili yönünden böyle bir davanın açılması için gerekli dava şartlarının mevcut olmadığını, müvekkilinin söz konusu işlem sebebi ile İİK 280 md.uyarınca alacaklılarına zarar verme kastı ile tasarrufun yapıldığını, davalıların bildikleri ya da bilmesi gerektiğini ispatlaması gerektiğini, gayrimenkullerin reel değerler üzerinden alındığını ve oransızlık söz konusu olmadığını bu nedenle açılan davanın belirtilen sebeplerle reddini talep etmiştir.
Davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemelerin …. olmadığını, Antalya … ATM nin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu nedenle derdestlik söz konusu olduğunu, tasarrufun iptalini isteyebilmek için İİK 278 maddesindeki şartların gerçekleşmiş olması gerektiğini, bağışlama ya da ivazsız bir tasarruf yapılmadığını, taşınmazın gerçek değeri üzerinden satıldığını, edimler arasında oransızlık olmadığını bu nedenle müvekkilinin alacaklılarına zarar verme kastının bulunmadığını, devir işlemlerinin 31/12/2008 tarihi, davacının icra takiplerinden önce olduğunu, bu nedenle de davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
D
Dava, İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nın 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK’nın 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK’nın 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK’nın 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değerleri arasında misli fark bulunmadığı, İİK’nın 280 ve devamı maddelerine ve BK.’na göre iptal şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizce verilen işbu karar Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/6763 Esas ve 2018/1334 Karar sayılı ilamıyla; “Mahkemece dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değerleri arasında misli fark bulunmadığı, İİK’nın 280 ve devamı maddelerine göre iptal şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Mahkemece de belirlendiği gibi taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen bedelleri arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte davalı borçlu şirketin 31.12.2008 tarihinde dava konusu bağımsız bölüm dışında davalı …. Basın Yayın ve Matbacılık San. ve Tic. Ltd. Şti’ne dört, …’a toplam beş taşınmaz, …. ile aynı soyadını taşıyan …’a toplam sekiz taşınmaz olmak üzere aynı gün aynı işlemle toplam 18 taşınmaz sattığı, satış işlemlerinin borçlu şirketi temsilen …., alıcıları temsilen …. tarafından yapıldığı, yine dava dışı …. tarafından 31.12.2008 tarihinde alınan taşınmazlardan birinin 5.8.2009 tarihinde ….’ın vekili olarak …. tarafından satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı 3.kişi olan …. Basın Yayın ve Matbacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. dava konusu taşınmazı aldıktan sonra 12.5.2009 tarihinde kendi borçlarına karşılık …. Bankası lehine 7.500.000 USD miktarla ipotek ettirdiği, dava konusu taşınmazın cebri icra sonucu ipotek borcuna mahsuben 27.09.2011 tarihinde … Bankası AŞ. tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Borçlunun aynı gün tek satış sözlemesi ile 18 adet taşınmazını satması (bu satışların tamamının davalı …. Ltd.Şti’ne, …. ve onunla bağlantılı ….’a yapılmış olması) hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi şirketin mühim bir kısmının devredildiğini gösterir. Bu durum borçlunun mal kaçırma amacını ve alıcılarında yani … Ltd. Şti’nin de borçlunun amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olduğunu gösterdiğinden, dava konusu tasarrufların İİK’nın 280/1. maddesi gereğince iptaline, ancak taşınmazlar davalı 3.kişi …s Ltd. Şti’nin borcu nedeniyle cebri icra yoluyla satıldığından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip dosyasındaki dava konusu taşınmazın cebri icra satışının kesinleştiği yani taşınmazların elden çıktığı tarihteki değerleri konusunda bilirkişiden alınacak ek rapor doğrultusunda davalı …. Ltd. Şti’nin davacının takip konusu alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nın 283/2 madde gereğince belirlenecek tazminat miktarından sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.” gerekçesiyle bozularak mahkememizin işbu esas sırasına kaydedilmiştir. Söz konusu bozma ilamına uyularak taşınmazın devir tarihi olan 27/09/2011 tarihi itibariyle değerinin hesaplanması için ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda; taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen bedelleri arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte davalı borçlu şirketin 31.12.2008 tarihinde dava konusu bağımsız bölüm dışında davalı …. Basın Yayın ve Matbacılık San. ve Tic. Ltd. Şti’ne dört, …’a toplam beş taşınmaz, …. ile aynı soyadını taşıyan ….’a toplam sekiz taşınmaz olmak üzere aynı gün aynı işlemle toplam 18 taşınmaz sattığı, satış işlemlerinin borçlu şirketi temsilen …., alıcıları temsilen … tarafından yapıldığı, yine dava dışı …. tarafından 31.12.2008 tarihinde alınan taşınmazlardan birinin 5.8.2009 tarihinde ….’ın vekili olarak …. tarafından satıldığı anlaşılmaktadır. Davalı 3.kişi olan … Basın Yayın ve Matbacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. dava konusu taşınmazı aldıktan sonra 12.5.2009 tarihinde kendi borçlarına karşılık …. Bankası lehine 7.500.000 USD miktarla ipotek ettirdiği, dava konusu taşınmazın cebri icra sonucu ipotek borcuna mahsuben 27.09.2011 tarihinde …. Bankası AŞ. tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Borçlunun aynı gün tek satış sözlemesi ile 18 adet taşınmazını satması (bu satışların tamamının davalı …. Ltd.Şti’ne, … ve onunla bağlantılı ….’a yapılmış olması) hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi şirketin mühim bir kısmının devredildiğini gösterir. Bu durum borçlunun mal kaçırma amacını ve alıcılarında yani … Ltd. Şti’nin de borçlunun amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olduğunu gösterdiğinden, tasarrufun iptali ile taşınmazın elden çıkması nedeniyle tazminata ilişkin davanın kabulüne karar verilmiştir ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile dava konusu …. İli, … İlçesi, …. Mahallesi (… Mahallesi) … Ada … nolu parsel A Blok 16 nolu bağımsız bölümün 27/09/2011 tarihindeki satışına ilişkin tasarrufun İPTALİ ile 225.072,00TL tazminatın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davalı …. Basın Yayın ve Matbaacılık San Tic Ltd Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 15.374,66TL ilam harcından peşin alınan 2.903,00TL harcın mahsubu ile bakiye 12.471,66TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 5.600,00TL bilirkişi ücreti, 1.200,00TL posta masrafı,2.903,00TL peşin harç, olmak üzere toplam 9.703,00TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 24.205,04TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.