Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/687 E. 2019/385 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/687 Esas
KARAR NO : 2019/385

DAVA : 18/01/2013 Tarihli Protokolün Geçersizliğinin Tespiti ve İptali, Davacıların Şirket Hissedarı Olduğunun Tespiti,
DAVA TARİHİ : 17/01/2014
KARAR TARİHİ : 27/03/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 28/03/2019
Mahkememizin dosya evveliyatı; B.Köy …ATM’nin ….esas sayılı dosyası iken, 2011 yılında HSYK kararı ile mahkemeler heyet oluşumundan çıkartılarak müstakile dönüştürüldüğünde, Adalet Komisyonu nezdinde yapılan paylaşımda mevcut bu dosya …ATM.’nin ….esas numarasını almış olup, (mahkeme bünyesinde hakimler arasındaki paylaşımda ise …ATM’nin …. esas no.sını almış iken) yine HSYK’nın 2014 tarihindeki kararı ile mahkemeler heyet bünyesinde birleştirildiğinde B.Köy …Asliye Ticaret Mah.’nin …. esas nu.sını aldığı görülmüştür. (B.Köy …Asliye Tic. Mah.’nin …. esas …. karar sayılı 14/10/2014 tarihli birleştirme kararı ile ilgili dosyada mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.)

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 15/01/2010 Tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraf murisleri …. ile …’un 14.01.1980 tarihinde “… ve Ortağı” adlı şirketi kurduklarını, aynı tarihli ve …. yevmiye no.lu kollektif şirket tadil mukavelenamesinin ek 11. Maddesi uyarınca şirkete ait İstanbul Bakırköy Yenibosna Köyü Hududu dahilinde vaki Kuleli mevkiinde kain tapunun … pafta….parsel numarasında kayıtlı bulunan gayrimenkulün şirket ortaklarından …’in uhdesinde kalacağının kararlaştırıldığı, sözleşme tadilinin Ticaret Sicili Gazetesinin 07.04.1980 tarihli nüshasında ilan edildiğini, buradan da anlaşılacağı üzere gayrimenkulün mülkiyet hakkı baki kalmak üzere tasarruf hakkının şirkete devredildiğini, mülkiyet değil kullanma hakkının şirkete sermaye olarak getirildiğini, tarafların iradesi bu yönde olmakla birlikte gayrimenkul ilk tescilinde kollektif ortaklık adına tescil edildiğinden o haliyle kaldığını, tescilin yolsuz olup düzeltilmesi gerektiğini, şirketin 31.02.1983 tarihinde tasfiye edildiğini ve tasfiye memurunun da aynı düşünceden hareketle gayrimenkulu tasfiye harici bıraktığını, aynı şekilde davalı muris …. varislerinin de hak iddiasında bulunmadıklarını, ….’in vefatı ile geriye mirasçılar olarak davacılara kaldığını, mirasçılar ile …’un şirketi feshederek kapattıklarını, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğini, ancak gayrimenkul şirket üzerinde kayıtlı olduğu İçin menfaati bulunan davacılara şirketin ihyasını isteme zorunluluğu bulunduğunu, “gayrimenkul şirket şeriklerinden …. uhdesinde kalacak” hükmünün tasfiyeden sonra uygulanacak bir hüküm olduğunu iddia ederek şirketin terkin kaydının kaldırılması ve ihyası İle şirket adına kayıtlı gayrimenkulün tapu kaydının iptali ile tashihen veraset belgesine göre davacılar adına tesciline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Mahkememizle birleştirilen B.Köy …Asliye Tic. Mah.’nin…. esas ….karar sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; Mahkememizin ….esas sayılı dosyasında, davacılar vekili 09/12/2013 tarihli dilekçesi ile Bakırköy … ATM’nin …esas sayılı dosyasında davalılardan … ve Ortaklı isimli şirkete tasfiye memuru atanması konusunda kendilerine mehil verildiği, tarafların murislerinin 14/01/1980 tarihinde …… ve Ortağı ismi ile şirket kurup, şirkete ait, İstanbul Bakırköy Yenibosna da … pafta, …. parsel numarasında kayıtlı gayrimenkulün şirket şeriklerinden ….’in uhdesinde kalacak şekilde aynı tarihte tadilat sözleşmesi düzenlenip, Ticaret Sicil Gazetesinde gerekli ilanların yapıldığı, şirketin bu gayrimenkulde sadece kullanmak hakkı olmasına rağmen ilk satın alma tarihi olan 28/02/1979 tarihinde kollektif ortaklık adına tescilinin yapıldığı ve kollektif şirketin 24/03/1981 tarihinde tasfiye edilerek kapatıldığı, gayrimenkulün müvekkillerinin miras bırakanı ….’in mülkiyetinde olduğu hususunun karşı tarafça Bakırköy … AHM’nin …. esas,…. karar sayılı dosyasında sözlü olarak beyan edildiği, 24/03/1981 tarihinde şirketin feshedilerek kapatıldığı sırada gayrimenkulün …. uhdesinde bırakılarak ek 11. madde ile taşınmaz ile ilgili intikal işlemlerinin tasfiyeden sonra uygulanacağının belirlendiğini, Bakırköy … AHM’nin …. esas sayılı dosyasında şirketin yeniden ihyasına karar verildiğini, taraflar arasında bu taşınmaz ile ilgili Bakırköy …. ATM’nin … esas sayılı dosyasında dava olduğunu bildirerek mahkemece oluşturulan ara kararı gereğince kollektif şirket tadil sözleşmesi ile davalıların davacılardan …’e devrettikleri hisselerin devir işlemlerinin tamamlanması ve şirket adına kayıtlı taşınmazın şirket mal varlığından arıtılması için tasfiye memuru tayinine karar verilmesi talep ve dava olunmuş, tasfiye memuru adayı olarak yeminli mali müşavir…. bildirilmiştir.
Mahkememizle birleştirilen B.Köy ….Asliye Tic. Mah.’nin … esas …. karar sayılı dava dosyasındaki tek davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davalı tarafça cevap dilekçesi ile karşı dava açılıp tarafların ortak olduğu şirket adına kayıtlı gayrimenkulün birkaç milyon Türk Lirası değerinde olduğu, tarafların murisi arasında hiçbir zaman şirket hisselerinin devri için imza atılmadığı, …’in müvekkillerine taşınmazdan elde ettiği gelirden pay vermediği gibi haksız ve hukuka aykırı yollara başvurup, kollektif şirket tadil sözleşmesi başlığı altında şirketi ihya etmiş gibi göstererek müvekkillerinin şirketteki tüm hisselerinin kendisine devrini gerçekleştirdiği, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına karşılık ortakların tasfiye tamamlandığı yönündeki bildirimlerine dayanarak ortaklığın sicilden terkin edildiği, Bakırköy …. ATM’nin … esas, …. kararının şirket ortaklarına tasfiye memuru olarak tasfiyeye girmeyen dava konusu taşınmaz hakkında tasfiye işlemlerini yapmak üzere mehil verilmesi ve taşınmaz yönünden tasfiye işlemlerinin sonucunun beklenmesi yönünde olduğu bildirilerek tasfiye memuru adayı olarak gösterilen …ün tasfiye memuru şartlarını taşımadığı, konuda deneyimi ve hukuki bilgisinin olmadığı, davacı taraf lehine tavır takınması ihtimali olup tasfiye memurunun İstanbul Üniversitesi Akademisyenlerinden seçilmesi talep olunmuş, ayrıca Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas, …. karar sayılı dosyasında şirket ortaklarına tasfiye memuru olarak tasfiyeye girmeyen dava konusu taşınmaz hakkında tasfiye işlemlerini yapmak üzere mehil verilmesi ve taşınma yönünden tasfiye işlemlerinin sonucunun beklenilmesi amacı ile ek tasfiyesi yönünden karar verildiği, bu karara uyulmayarak müvekkilerinin iradelerinin sakatlanıp, dürüstlük kuralına aykırı şekilde ve şirket ek tasfiye sürecinde iken hisse devrinin hukuken mümkün olmadığı hususuna riayet edilmeden kollektif şirket tadil sözleşmesi adı altında gerçekleştirilen hisse devri sözleşmesinin iptali yönünden karşı dava açılmıştır.
TALEP: (Asıl davada) İhya ve Tapu İptali Ve Tescil talebine ilişkindir,
DELİLLER:Dava, cevap dilekçeleri, birleşen B.Köy …Asliye Tic. Mah.’nin …. esas …karar sayılı dosyasının dava ve cevap dilekçesi, B.Köy C.B.S.’nin … hz.sor. B.Köy …ATM.’nin …. esas …. karar sayılı dosyası, tüm bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı… vs.
Mahkememizin önceki esasındaki B.Köy …ATM.’nin ….esas sayılı dosyasında konusunda uzman Ticaret Hukukçusu Yar. Doç. Dr. …’e sevk edilmiş bilirkişi tarafından 23/10/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda ”… İnceleme ve Değerlendirme;Dosya kapsamında yapılan incelemede; Davalı şirketin “…. ve Ortağı Kollektif Şirketi” ticaret unvanı ile 04.05.1978 tarihinde ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiği, şirketin ortaklarının …. ve…. olduğa, dava konusu taşınmazın 28.02.1979 tarihinde şirket adına satın alındığı, 01.01.1980 tarihinde …. yerine …in şirket ortağı olduğu, 14.01.1980 tarihinde ise bu kez …’in şirketten ayrılarak yerine …’un ortak olduğu, Bakırköy …, Noterliğinin 14.01.1980 gün ve 47492 yevmiye nolu kollektif şirket tadil mukavelenamesinde uyuşmazlık konusu taşınmazın … uhdesinde kalacağının kararlaştırıldığı, ticaret siciline kaydettirildiği, ….’in 27.05.1980 tarihinde vefat ettiği, şirketin ortaklarının bu tarih itibariyle şirkete katılan davacılar …, …., … ve …, ile … olduğu, şirketin ticaret unvanının “….. ve Ortakları” olarak tadil edildiği, 29.05.1986 tarihli ticaret sicil gazetesinde şirketin 31.05.1985 tarihinden itibaren rızaen fesih ve tasfiye edildiğinin, mezkûr şirketten dolayı ortakların birbirlerinden hak ve alacakları kalmadığının beyan edildiğinin tescil ve ilan edildiği, … Kollektif Şirketince 29.05.1986 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki ilanda tasfiyeden önce şirketin mal beyanının 332.000,00-TL. değerinde demirbaş, 1.401.349,00-TL. değerinde nakil vasıtaları, 141.000,00-TL. değerinde gayrimenkuller olarak toplam 1.575.549,00-TL. olarak ve şirketin borcu olmadığının beyan edildiği, söz konusu mal varlığının ne şekilde taksim ve tasfiye edildiğinin bilinmediği, Davacılar tarafından davalılar …. ve … ile …’e karşı açılan Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. E., …. K. sayılı dosyası ile görülen tapu iptali ve tescil istemli dava sonucunda “yapılan yargılamada tarafların ibraz ettikleri deliller toplanmış, iptali İstenen taşınmazın tapuda ..adına kayıtlı olduğu, ticaret sicil gazetesinden bu ortağın … olduğu, davacıların ….’in mirasçıları, davalıların … mirasçıları oldukları, şirketin fesh edildiği, davanın tapu malikine karşı açılması gerektiği, davalıların davayı (kabul ettikleri) kabul etmelerinin esasa etkili olmadığı, davanın tapuda malik gözüken şirket adına açılması gerektiği gerekçeleriyle davanın husumetten reddedildiği, Davacılar tarafından davalılar …. ve … ile …’e karşı açılan huzurdaki davanın gönderildiği Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … K. numarası ile görülen İhya istemli davada mahkemece ihya isteminin huzurdaki davadan (önceki hali ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E, sayılı dosyası) tefrik edilerek ayrı bir dava olarak görüldüğü, yapılan yargılama neticesinde toplanan delillere, sunulan belgelere, ticaret sicil dosyasına, tapu sicil kaydına, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….E. sayılı dosyasına ve tüm dosya kapsamına göre TTK. 212/2 uyarınca tüm ortakların tasfiye memuru sayılacağı, şirketin 29.05.1986 tarihinde feshedilerek sicilden kaydının terkin edildiği, ancak şirketin eski ticaret ünvanı adına kayıtlı taşınmaz varken şirketin feshedilerek kapatıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verildiği, mahkemece verilen 14.11.2010 tarihli hükmün 20.01.2011 tarihinde kesinleştiği, Davalı şirket yetkilisi …’in 03.04.2012 tarihli duruşma zaptında, taşınmazın halihazırda kiraya verildiği, kirayı mirasçı olarak aldıklarını beyan ettiği ve davayı şirket adına kabul ettiğini beyan ettiği, Şirket ortağı muris …’un mirasçıları davalıların reddi mirasta bulunmadığı tespit olunmuştur. II. Değerlendirme; Dava, tefrik edilen ihya talepli davanın kabulü ve kesinleşmesi dolayısı ile halihazırda davalı kollektif şirket adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalılar adına tescil talebine ilişkindir. Davacılar tescilin düzeltilmesi talebini, ortağı bulundukları şirketin feshi ve tasfiyesi ile sicilden terkinine karşılık şirket adına kayıtlı bir taşınmaz bulunduğu, şirket adına kayıtlı taşınmazın Ticaret Sicili Gazetesi’nin 07.04.1980 tarihli nüshasında ilan edilen şirket statü tadil mukavelenamesinin ek 11. Maddesi uyarınca şirket ortaklarından davacılar murisi ….’İn uhdesinde kalacağının kararlaştırılmış olduğu iddiasına dayandırmaktadır. Bilindiği üzere kollektif şirkette sona erme sebeplerinden bir tanesi somut olayda söz konusu olduğu üzere ortakların şirketin feshi yönünde karar almasıdır (TTK. 185, BK. 535). Sona erme ile ortaklık tasfiye haline girecektir. Tasfiye ortaklığın safi malvarlığının tespit edilmesi ve ortaklara dağıtılması için icrası gereken işlemlerin tümüdür. Sözleşme ile yahut kararla atanan tasfiye memurları yahut bunlar yok ise tasfiye memuru olarak görev yapacak olan ortakların tümü, başlangıç envanter bilançosu hazırlayıp (TTK.. 226) tasfiye defteri tutacak (TTK. 227) ve gerekli tedbirleri alacak, başlanmış işleri tamamlayacak, şirketin borç ve yükümlülüklerini yerine getirecek, alacaklarını tahsil edecek ve mevcut mallarını paraya çevirecektir (TTK. 230). Ortaklığın safı mal varlığının tespitinden sonra ortakların tasfiye payları hesaplanacak ve bu amaçla bir son bilanço hazırlanacaktır. Bir ay içinde itiraz edilmeyen bilanço kesinleşecek ve tasfiye payının dağıtımı burada belirlenen esaslara göre yapılacaktır (TTK. 228). Tasfiye memurları son dağıtımı yaptıktan sonra tasfiyenin sona erdiğim sicile bildirecek ve ortaklık terkin edilecektir. Somut olayda tasfiye işlemlerinin tamamlanmamasına karşılık ortakların tasfiye tamamlandığı yönündeki bildirimine dayanarak ortaklığın sicilden terkin edildiği görülmektedir. Somut Olayda; olduğu gibi şirketin ticaret sicilinden silinmesinden sonra tasfiye dışı kalmış alacak ve borçlar ortaya çıkması halinde ne yapılması gerektiği yasada düzenlenmemiş olup bu hususta yasada boşluk vardır. Çamoğlu’na göre bu durumda tasfiye işlemlerine tekrar başlanması ve devam edilmesi gerekir. Zira şirketin tasfiye sonrası ticaret sicilinden silinmesi işlemi kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. Terkin işlemi ancak gerçek fiili durumu yansıttığı ölçüde hüküm doğurmalıdır. Bu sebeple tasfiye dışı hak ve alacakların varlığını öğrenen tasfiye memurları yahut bu görevi yürüten ortaklar mahkemeden bu hususta müsaade almalıdır. Bu suretle yapılacak tasfiyede öncelikle var ise alacaklıların tatmin edilmesi ve kalan var ise tasfiye payı olarak ortaklara dağıtılması gerekir. Yargıtay uygulamasına göre böyle bir durumda sona eren şirket adına herhangi bir işlem yapılamayacağından, Öncelikle mahkemeye başvurarak şirketin ihyası kararı alınması ve daha sonra tasfiye memurlarınca işlem yapılması gerekir. “Alacaklı kollektif şirket 06.06.2001 tarihinde ortaklar tarafından feshedilmiş olup buna ilişkin tescil kararı 25.06.2001 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmıştır. Bu durumda, TTK’nın 103. maddesi uyarınca kollektif şirketi temsil yetkisi fesih ile son bulacağından şirket temsilcisi…’nin yetkisinin sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu durumda şirket adına herhangi bir işlem yapamayacağından icra takibi de yapamaz. Alacaklı şirket ortakları vekilince temyize verilen cevapta “aldıkları ittifak kararı ile şirketin sona erdirildiği” belirtilmiş ise de; TTK’nın” 185/1, maddesinin göndermesi ile BK’nun 535/4. maddesi uyarınca ortakların tamamının katılımı ile feshedilen şirket son bulur. Ancak, son bulma ile şirket ortadan kalkmış olmaz. Son bulma ile şirket tasfiyeye girer ve tasfiye sonuçlanıncaya kadar tasfiye ile sınırlı olmak üzere şirketin tüzel kişiliği devam eder. ( TTK 208. mad.) Ancak, tasfiye halindeki şirketi mahkemelerde ve hariçte tasfiye memurları temsil ederler. ( TTK 219/1. Mad.) Tasfiye memurları şirket sözleşmesi île veya son bulmadan sonra ortakların ittifakı île de seçilebilir. Tasfiye memuru seçilmemiş ise TTK’nm 212/2, maddesi uyarınca, bütün ortaklar tasfiye memurları sayılırlar. Ancak, bu hükmün uygulanabilmesi, usulüne uygun olarak seçilmelerine bağlıdır. Dosya kapsamına göre, takibi yapan alacaklı ortağın tasfiye memuru olarak seçildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığından şirket adına takip konusu ilama dayanarak takip yapamaz. Kollektif ortaklık sözleşmesinin feshinin ticaret sicili memurluğunca ilan edilmiş olması ortaklığın sona erdiğini göstermez. Tasfiye tamamlanıp tasfiye memurları tarafından ticaret siciline ortaklığın silinmesi ve bu işlemler tamamlanıp ilan edilmesi üzerine ortaklık sona erer. Tasfiye, şirket leh ve aleyhindeki davaların intacı, alacakların tahsili, borçların tamamen ödenmesi ve kalanın son bilanço gereğince ortaklar arasında hisseleri nispetinde bölüştürülmesi işlemlerini tazammun eder. Şirket feshedilip TTK’nın 242. maddesi uyarınca şirketin ticaret unvanı ticaret sicilinden silinmiş ise artık ortada bir şirketin varlığından bahsetmek mümkün olmayacağından şirket adına yasal bir girişimde de bulunulamaz. Ancak, ticaret sicil memurluğuna husumet tevcihi suretiyle dava açılarak şirketin yeniden ihyasına karar verilmesi suretiyle şirkete tekrar hayatiyet sağlanıp bundan sonra şirket adına talepte bulunulabilir. Şirket hakkında verilecek ihya kararından sonra varsa son tasfiye memuru, yoksa şirket temsilcisi şirketi temsilen şirket adına işlem yapabilir, dava açabilir (Mahkemece, bu hususta bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır). Mahkemece, yukarıda belirlenen kurallar doğrultusunda inceleme yapılarak, alacaklı şirket temsilcisinin takip yapma ehliyetinin olup olmadığı araştırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik İnceleme ile şikâyetin reddine karar verilmesi isabetsiz olup mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 12. hukuk dairesi, E. 2005/6953, K. 2005/10511, T 10.05.2005) Öyleyse Ticaret Sicil Memurluğuna husumet yöneltilerek dava açılmak suretiyle şirketin yeniden İhyasına karar verilmesi ile şirkete tekrar hayatiyet kazandırıldıktan sonra tasfiye memuru şirketi temsilen şirket adına işlem yapabilecek, dava açabilecek, şirket adına talepte bulunabilecektir. Somut olayda tefrik edilen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. ve… K, sayılı kesinleşen kararı ile davacıların talebi doğrultusunda şirketin ihyasına karar verildiği görülmektedir. Ancak ihya edilen şirketin diğer ortaklar ve olası alacaklıların varlığı ihtimaline binaen tescili istenen gayrimenkul üzerinde doğrudan tasarrufta bulunması mümkün değildir. Sona erme kararı verilen şirket ihyası İle tasfiye halindeki durumuna dönmüş olup tasfiye memurlarınca tasfiyeye devam edilmeli ve ortaklık adına kayıtlı gayrimenkul bu şekilde ortaklık mal varlığından arıtılmalıdır. O halde Mahkemece ihya olunan şirketin tasfiyesine müsaade ile davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine karar verilmelidir. Zira şirket malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisi ne şirket ortaklarında ne de mahkemededir. Ancak tasfiye memurları İlgili prosedürleri yerine getirmek kaydıyla ve tasfiye gayesiyle ortaklık malları üzerinde tasarrufa yetkilidir. Tasfiye memurlarının belirlenmesi bakımından tüm ortakların tasfiye memuru görevini yürüteceği yönündeki yedek hüküm niteliğinde TTK. 212/2’den faydalanılabilir ise de, hükmün ikinci cümlesi gereği ortaklardan birinin talebi üzerine mahkeme tasfiye halindeki şirket İçin bir veya bîr kaç tasfiye memuru tayin etmelidir. (TTK. 212/2 c. 2). Dosya kapsamında davacı şirket ortaklarının “Ayhan ÇEÇEN” isimli şahsın tasfiye memuru olarak atanmasını Mahkemeden arz ve talep ettikleri görülmektedir. O halde yapılması gereken kanımızca adı geçen yahut Mahkemece uygun görülen bir başka kimsenin tasfiye memuru olarak atanarak şirketin tasfiyesinin sona erdirilmesi suretiyle artık malvarlığı değerinin arıtılması olmalıdır. S o n u ç ;izah edilen nedenlerle, İhya edilen şirketin diğer ortakları ve olası alacaklıların varlığı ihtimaline binaen tescili istenen gayrimenkul üzerinde doğrudan tasarrufta bulunması mümkün bulunmayıp ortaklarınca sona erme kararı verilen şirket ihyası ile tasfiye halindeki durumuna dönmüş olup tasfiye memurlarınca tasfiyeye devam edilmesi ve ortaklık adına kayıtlı gayrimenkul bu şekilde ortaklık malvarlığından arıtılması gerektiği, ihya olunan şirketin tasfiyesine müsaade ile davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddi ile tasfiye memuru atanması gerektiği, ….” kanaati ile raporun tanzim edildiği görülmüştür.
Dosya itirazlar sonucunda Ticaret Hukukçusu Yar. Doç. Dr. …’e tekrar sevk edilmiş bilirkişi tarafından 07/04/2015 tarihli bilirkişi Ek raporda ”… İnceleme konusu: Mahkemece birleşen dosya yönünden davacı vekiline verilen kesin süre geçtikten sonra gerek ilk rapora yapılan itirazlar gerekse birleşen dosya yönünden önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Kök Rapora Karşı Beyan ve İtirazlar; Davacılar bilirkişi raporu doğrultusunda şirkete tasfiye memuru atanması talebinde bulunmuşlardır. Davalılar ise 26/11/2013 tarihli dilekçede özetle, şirket adına kayıtlı gayrımenkulde hisseleri bulunduğu, tapu iptali ve tescil taleplerini kabul etmedikleri, bilirkişi raporunda haklı olarak belirtildiği üzere tapu iptal ve tescil talebinin reddi ile tasfiye memuru atanması gerektiği, davacıların talebinin tapu iptali ve tescil yönünde olduğundan ve tasfiye memuru atanması yönünden ıslah talepleri de bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, protokolde atılan imzaların sıhhatli olmadığı beyanında bulunmuştur. İnceleme; Dava, tefrik edilen ihya talepli davanın kabulü ve kesinleşmesi dolayısı ile halihazırda davalı kollektif şirket adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalılar adına tescil talebine ilişkindir. Mahkemece 14/02/2013 tarihli oturumda dosya içerisindeki bilirkişi raporu içeriği ve …. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası İle TTK. 212/2 gereği şirket ortaklarının tasfiye memuru olarak tasfiyeye girmeyen dava konusu taşınmaz hakkında tasfiye İşlemlerini yapmak üzere mehil tayin edilmesine, taşınmaz yönünden tasfiye işlemlerinin sonucunun beklenmesine karar verilmiştir. Mahkemece 26/11/2013 tarihli oturumda davacıya celse ara kararında TTK. 250, 271 vd. maddeleri uyarınca tasfiye memuru atanması konusunda dava açmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş olup davacı yanca 09/12/2013 tarihinde Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. sayılı dosyası İle tasfiye memuru tayini davası açılmıştır. Mahkemece tasfiye memuru olarak Doç. Dr. …’ın seçilmesine karar verilmiştir. Bu suretle, görüldüğü üzere tarafların tasfiye memuru atanması ve tasfiye memuru tarafından tasfiyenin tamamlanması yönünden kök raporda belirttiğimiz görüşlerimize itirazı bulunmadığı gibi Mahkemece de tespitlerimiz kabul edilmiş olup bu yönde dosyanın ilerlemekte olduğu görüldüğünden bu hususta mevcut durum itibari ile başkaca bir değerlendirme yapılmamıştır. Birleşen Dava Yönünden Değerlendirme; Birleşen dava yönünden, dava, taraflar arasında 18/01/2013 tarihli protokolün geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Esasen bu davada tasfiye memuru atanması davacılar tarafından talep edilmiş, davalı bu davada karşı dava ile protokolün geçersizliğini talep etmiş, her iki dava mahkemece tefrik edilmiş ve tasfiye memuru talebi kabul edilir İken protokolün geçersizliği talebine ilişkin dava huzurdaki dava ile birleştirilmiştir. Davacılar vekili davacıların murislerinin 14/01/1980 tarihinde …Şirketi …. ile şirket kurup, şirkete ait, İstanbul Bakırköy Yenibosna adresindeki gayrimenkulun şirket ortaklarından ….’in uhdesinde kalacak şekilde aynı tarihte tadilat sözleşmesi düzenlenip Ticaret Sicil Gazetesinde gerekli ilanların yapıldığı, şirketin bu gayrİmenkulde sadece kullanmak hakkı olmasına rağmen ilk satın alma tarihi olan 28/02/1979 tarihinde kollektif ortaklık adına tescilinin yapıldığı ve kollektif şirketin 24/03/1981 tarihinde tasfiye edilerek kapatıldığı, gayrimenkulun müvekkillerinin miras bırakanı ….’in mülkiyetinde olduğu hususunun karşı tarafça Bakırköy … AHM’nin …. esas, …. karar sayılı dosyasında sözlü olarak beyan edildiği, 24/03/1981 tarihinde şirketin feshedilerek kapatıldığı sırada gayrimenkulun ….uhdesinde bırakılarak ek 11. madde ile taşınmaz ile ilgili intikal işlemlerinin tasfiyeden sonra uygulanacağının belirlendiğini, Bakırköy 6 ATM’nin 2010/430 esas sayılı dosyasında şirketin yeniden ihyasına karar verildiğini, taraflar arasında bu taşınmaz ile ilgili Bakırköy … ATM’nin esas sayılı dosyasında dava olduğunu bildirerek mahkemece oluşturulan ara karar gereğince kollektif şirket tadil sözleşmesi ile davalıların davacılardan ….e devrettikleri hisselerin devir işlemlerinin tamamlanması ve şirket adına kayıtlı taşınmazın şirket varlığından arıtılması İçin tasfiye memuru tayinine karar verilmesi talep ve dava olunmuş, tasfiye memuru adayı olarak yeminli mali müşavir …. bildirilmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, karşı dava açılıp tarafların ortak olduğu şirket adına kayıtlı gayrimenkulun birkaç milyon Türk lirası değerinde olduğu, tarafların murisi arasında hiçbir zaman şirket hisselerinin devri için imza atılmadığı, ….’in müvekkillerine taşınmazdan elde ettiği gelirden pay vermediği gibi haksız ve hukuka aykırı yollara başvurup, kollektif şirket tadil sözleşmesi bastığı altında şirketi ihya etmiş gibi göstererek müvekkillerinin şirketteki tüm hisselerinin kendisine devrini gerçekleştirdiği, tasfiye İşlemlerinin tamamlanmasına karşılık ortakların tasfiye tamamlandığı yönündeki bildirimlerine dayanarak ortaklığın sicilden terkin edildiği, Bakırköy … ATM’nin … E. nolu kararının şirket ortaklarına tasfiye memuru olarak tasfiyeye girmeyen dava konuşu taşınmaz hakkında tasfiye işlemlerini yapmak üzere mehil verilmesi ve taşınmaz yönünden tasfiye işlemlerinin sonucunun beklenmesi yönünde olduğu bildirilerek tasfiye memuru adayı olarak gösterilen ….’ün tasfiye memuru şartlarını taşımadığı, konuda deneyimi ve hukuki bilgisinin olmadığı, davacı taraf lehine tavır takınması İhtimali olup tasfiye memurunun Istanbul Üniversitesi Akademisyenlerinden seçilmesi talep olunmuş, ayrıca Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin…. esas, … karar sayılı dosyasında şirket ortaklarına tasfiye memuru olarak tasfiyeye girmeyen dava konuşu taşınmaz hakkında tasfiye işlemlerini yapmak üzere mehil verilmesi ve taşınmaz yönünden tasfiye işlemlerinin sonucunun beklenilmesi amacı ile ek tasfiyesi yönünden karar verildiği, bu karara uyulmayarak müvekkilerinin iradelerinin sakatlanıp dürüstlük kuralına aykırı şekilde şirket ek tasfiye sürecinde iken hisse devrinin hukuken mümkün olmadığı hususuna riayet edilmeden kollektif şirket tadil sözleşmesi adı altında gerçekleştirilen hisse devri sözleşmesinin iptali yönünden karşı dava açılmıştır. Özetle, davada şirket hisse devrine ilişkin protokolün iptali talep edilmektedir. Adı geçen protokol incelendiğinde, huzurdaki davanın davalıları ve birleşen davanın davalıları ancak protokolün iptali istemli karşı davanın davacıları olan … mirasçılarının, huzurdaki dava yönünden Av. …’a vekalet verdikleri ve avukatın davayı kabul ettiği beyan edilmiş ise de tasfiye halinde şirket ortaklarının ve avukatın tasarruf yetkisi bulunmadığından bu husus sonuç doğurmayacaktır. Hisse devri hususunda protokolde anlaşılmış ise de hisse devri şartları gerçekleştirmediğini görmekteyiz. Zira, pay devri ortaklık sözleşmesinin tadili niteliğini taşır. Bu nedenle ortaklık sözleşmesinin şekline tabidir. Yazılı olarak düzenlenmelidir. İmzaların noterce onaylanması tescil için gereklidir. İç ilişkide diğer ortakların devre muvafakati gerekir. Dış ilişkide tescil ve ilandan itibaren hüküm doğurur. Tescil ve ilan için ortakların muvafakat kararı da eklenmelidir. Protokol 3. Maddesinde devir taahhüdü mevcut ancak devir sözkonusu değildir. Aynca bu maddede, tasfiye memuru atanacak kişi hususunda da anlaşma sağlanmıştır. Maddelerdeki taahhütlerin yerine getirilmesi İle davalılara para Ödemesi yapılacağı hususu da kararlaştırılmıştır. Somut olayda sözü geçen protokol başlıbaşma davanın kabulü açısından etki göstermeyeceği gibi, protokolün geçersizliğine İlişkin gabin vs. iddialarını doğrulayacak bir ispat vasıtasının da sunulu olmadığı görülmektedir, sonuç; izah edilen nedenlerle, Asıl dava yönünden tarafların tasfiye memuru atanması ve tasfiye memuru tarafından tasfiyenin tamamlanması yönünden kök raporda belirttiğimiz görüşlerimize itirazı bulunmadığı gibi Mahkemece de tespitlerimiz kabul edilmiş olup bu yönde dosyanın safahatının ilerlemekte olduğu Birleşen dava yönünden 18/01/2013 tarihli protokol başlıbaşına davanın kabulü açısından etki göstermeyeceği gibi, protokolün geçersizliğine ilişkin gabin iddialarını doğrulayacak bir ispat vasıtasının da dosyaya sunulu olmadığı, ….” kanaati ile raporun tanzim edildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ; Dosyada Asıl dava yönünden talep ; (Tefrik edilen ihya talepli davanın kabulü ve kesinleşmesi dolayısıyla) halihazırda davalı Kollektif şirket adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalılar adına tescili talebine ilişkindir. Birleşen davada ise; dava, taraflar arasında 18/01/2013 tarihli protokolün geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir. Esasen bu davada tasfiye memuru atanması davacılar tarafından talep edilmiş, davalı bu davada karşı dava ile protokolün geçersizliğini talep etmiş, her iki dava mahkemece tefrik edilmiş ve tasfiye memuru talebi kabul edilir İken protokolün geçersizliği talebine ilişkin dava huzurdaki dava ile birleştirilmiştir.
Taşınmaz mülkiyetinin devrine ilişkin işlemlerin geçerli olması için Medeni Kanun madde 706/1 hükmüne göre resmi şekilde yapılmış olması şarttır. Bu konuda satış ve bağışlama sözleşmeleri ile ilgili olarak BK m.213/I-II ve madde 238/II’de hüküm vardır. 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. Maddesi ve Yargıtayın görüşüne göre, mülkiyetin nakli borcunu doğuran resmi senetler tapu sicil memurları tarafından yapılır. (İçtihadı Birleştirme Kararı 10/06/1931, 21/40) dosyada davacılar tarafından dayanılan belgenin, bu mahiyette olmadığı kanaatine varılmıştır. Şirket sözleşmesinde, taşınmazın, ortaklardan ….’in uhdesinde kalacağına dair deyimin yorumlanmasında, taşınır mülkiyetinde farklı sonuca varılıp varılmayacağı ayrı bir tartışma konusu iken mahkememizdeki asıl davada taşınmaz mülkiyetinin iktisap iddiası söz konusudur. Medeni Kanunda, taşınmaz mülkiyetinin hangi hallerde kazanılacağı, hangi hallerde kaybedileceği açıkca hükme bağlanmıştır. Şirket sözleşmesinde yazılabilecek bazı kayıtların, diğer bir alan olan Medeni Kanun ve Tapu Kanununun emredici nitelikdeki hükümlerini ortadan kaldırdığını kabul yönünde bir hukuki sonuca varılamamıştır. Diğer taraftan, belirtilen ve kanun hükmündeki İBK’da taşınmaz mülkiyetinin devri için resmi şekli şart koşmakta olup, belirtilen İBK kanun hükmündedir. Kollektif şirket sözleşmesindeki belirtilen “uhdesinde kalacaktır” şeklindeki ifadenin belirtilen resmi şeklin yerini alamayacağını hukuken kabul etmek gerekmiştir. Açıklanan gerekçelerle, ASIL DAVADA (…. esas sayılı dosyanın) Şirket adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili yönünden ileri sürülen talebin REDDİNE, Şirketin ihyasına dair başka mahkemece karar verildiğinden bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Hakkındaki dava 12/01/2012 tarihli dilekçe ile atiye terk edilen 1,2,3 ve 4 nolu davalılar hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, BİRLEŞEN DAVADA (B.Köy …ATM’nin … esas) asıl davada tapu iptali tescil talebinin reddine karar verilmiş olmakla, birleşen dosyadaki protokolün geçersizliğinin tespiti yönünde ayrıca değerlendirilmeye girilmesine ihtiyaç kalmadığı görülmüş, Tasfiye memuru atanması talebinin ise kabulüne, (B.köy(eski ….ATM’nin … esas) ) sayılı dosyada atanan tasfiye memurlarının görevinin devam etmesi nedeni ile tasfiye memurları hakkında tasarruf konusunun davacı tarafın muhtariyetinde olduğunun bildirilmesine karar verilmiş; iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM 13.HD 2018/81-598 EK sayılı ilamıyla davalı şirkete Bakırköy ….ATM … esas …. karar sayılı ilamıyla …, …. ve …’in tasfiye memuru olarak atandığı, ancak tasfiye memurlarına dava dilekçeleriyle duruşma gün ve saatinin tebliğ edilmediği, bu nedenlerle taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam olunduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.
Mahkememizce İBAM …HD kaldırma kararı kapsamında davalı şirket için atanan tasfiye memurları …, … ve …’e dava dilekçeleriyle birlikte duruşma gün ve saati tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanıp yargılamaya devam olunmuştur.
Dava tarihi itibariyle taşınmazın rayiç değeri bilirkişi marifetiyle belirlenmiş ve ve tespit edilen değer üzerinden eksik harç ikmal edilmiştir.
Yargılama aşamasında dosyaya sunulan belge ve kayıtların tetkikinde 07/04/1980 tarihinde yapılan şirket sözleşmesi değişikliğinde …’un şirkete ortak olarak alındığı, ek madde 1.de dava konusu taşınmazın şirket ortaklarından ….’in uhdesinde kalacağının açıkça belirtildiği, söz konusu ifadenin şirket adına kayıtlı taşınmazın davacılar murisi olan ….’e ait olduğunun kararlaştırıldığı, kayyım heyeti tarafından düzenlenen raporda da taşınmazın sözleşme tadilatı kapsamında tasfiye dışı bırakıldığından tasfiyede dikkate alınmadığının belirtildiği, Bakırköy …AHM .. esas sayılı dosyasında 21/02/2008 tarihli oturumda davalılardan ….’un kendi adına asaleten oğlu olan … yönünden velayeten aleyhlerine açılan davayı kabul ederek taşınmazın davacıların murisi olan ….’e ait olduğunu beyan ettiği, ayrıca davalıların 17/05/2013 tarihli şirket toplantısında taşınmazın davacılara devrine ilişkin karar alındığı, 29 Mayıs 1986 tarihli ticaret sicil gazetesinde yer alan karara göre taşınmaz maliki olan şirketin rızaen fesih ve tasfiye edildiği, ortakların birbirini ibra ettiği, söz konusu kararda davalılar murisi…’un imzasının bulunduğu, şirket 1986 yılında feshedildiği davalılar murisi …’un 1998 yılında vefat ettiği, vefat ettiği tarihe kadar taşınmaza yönelik herhangi bir talebi olmadığı gibi mirasçıları olan davalıların da davanın açıldığı tarihe kadar taşınmazla ilgili herhangi bir taleplerinin bulunmadığı, taşınmazın şirketin feshinden itibaren münhasıran davacılar tarafından kullanıldığı; her ne kadar taşınmaz devri noter önünde satış vaadi sözleşmesi veya tapu sicil memuru önünde bizzat devir gibi resmi şekil şartına tabi ise de, ortaklar arasında şirketler hukukuna özgü bir biçimde bir tür tasfiyeyi içeren protokol hükümlerinin ilki olarak geçerli olduğu kabul edilerek şirket adına kayıtlı dava konusu taşınmazın davacılar murisi ….’e ait olduğu ve bu irade ile şirketin fesih ve tasfiye edildiği (Yargıtay …HD …. – …. EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere) mahkememizce kabul edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden dava konusu …. ilçesi …. mahallesinde kain … ada … nolu parselin arsa vasfı ile davalı şirket adına tapuda kayıtlı olmakla birlikte; taşınmaz maliki olan şirketin, şirket ortakları tarafından 1986 yılında fesih ve tasfiye edildiği, tasfiye sonucunda ortakların birbirlerini ibra ettikleri, şirket sözleşmesinde yapılan 7 Nisan 1980 tarihli tadilatla dava konusu taşınmazın davacılar murisi ….’e bırakıldığının (uhdesinde kalacağı ibaresiyle) açıkça belirtildiği, Bakırköy …AHM ….esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptal ve tescil davasında davalılardan ….’un aleyhine açılan davayı kendisi ve oğlu olan …. yönünden kabul ettiğini açıkça beyan ettiği, söz konusu dosyadaki davanın husumet nedeniyle reddedildiği, taşınmazın şirketin feshedildiği 1986 yılından itibaren …. mirasçıları tarafından tasarruf edildiği, davalı tarafın 30 yılı aşkın bir süredir davacı tarafın zilyetliğinde bulunan taşınmazla ilgili herhangi bir talepleri bulunmadığı hususu da dikkate alındığında şirket adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle …. mirasçıları adına tesciline, İBAM’ın kaldırma kararından önce davalılar … mirasçıları aleyhine açılan dava atiye terk edildiğinden bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, şirketin ihyasına yönelik taleple ilgili Bakırköy …ATM … EK sayılı ilamıyla karar verildiğinden bu talep yönünden istemin reddine, birleşen dava yönünden davacılar … mirasçılarının 18/01/2013 tarihli protokolün geçersizliğinin tespiti ve iptali yönündeki istemin söz konusu protokolün usulüne uygun olarak tarafların vekilleri tarafından imzalandığı ve iptalini gerektirir haklı ve yasal bir neden bulunmadığından bu hususa ilişkin istemin ayrıca reddine, birleşen dava yönünden davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına ilişkin istemin de bu yönde daha önce Bakırköy ….ATM tarafından karar verilmiş olduğundan keza reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-a)Davacılar …. mirasçıları tarafından davalı … . VE ORTAĞI (yeni ünvanı: …. VE ORTAKLARI) aleyhine açmış olduğu tapu iptal ve tescil talebinin KABULÜ ile dava konusu … ili …. ilçesi …. mahallesinde kain …. ada …. nolu parselin davalı … …. VE ORTAĞI adına olan tapu kaydının iptaliyle taşınmazın Çankırı SHM …. EK sayılı veraset ilamı uyarınca …. mirasçıları olan …, … (….), … (….), … adlarına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline,
b)Davacılar tarafından davalılar … mirasçıları aleyhine açılan dava atiye terk edildiğinden bu davalılar yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
c)İİK 28.md gereğince hüküm özetinin derhal Bahçelievler TSM’ye gönderilmesine,
d)Davalı şirketin ihyasına yönelik talebin iş bu konuda Bakırköy …ATM….EK sayılı ilamıyla karar verildiğinden REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 88.803,00-TL ilam harcından peşin alınan 17,15-TL + 22.200,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 66.585,85-TL harcın davalı … -(YENİ ÜNVANI: ….. VE ORTAKLARI)’dan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan 23.852,69-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 17,15-TL, tamamlama harcı: 22.200,00-TL tebligat-posta gideri:118,44-TL, bilirkişi ücreti:1.400,00-TL, istinaf masrafı: 117,10-TL”) yargılama giderinin davalı … -(YENİ ÜNVANI: ….. VE ORTAKLARI)’dan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 62.950.-TL vekalet ücretinin davalı … -(YENİ ÜNVANI: ….. VE ORTAKLARI)’dan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalılar … mirasçıları vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … mirasçılarına verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
7-a)Davacılar …. mirasçıları tarafından davalılar aleyhine açılan 18/01/2013 tarihli protokolün geçersizliğinin tespiti ve iptali isteminin sübuta ermediğinden REDDİNE,
b)Davacılar tarafından davalı şirkete tasfiye memuru atanması yönündeki talebin Bakırköy …ATM ….esas …karar sayılı ve 10/06/2015 tarihli ek karar ile tasfiye memurları atandığından REDDİNE,
8-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40-TL ilam harcından peşin alınan 24,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 20,10-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
9-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı …. MİRASÇILARI vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak iş bu davalılara verilmesine,
11-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/03/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.