Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/667 E. 2021/800 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/667 Esas
KARAR NO : 2021/800

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/1053 ESAS SAYILI DOSYA

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin, örülüp kumaş haline getirilmek üzere muhatap şirkete 15 ton iplik teslim ettiğini, ancak davalı şirketin, ördüğü kumaşlardan 2,5 tonun tamamının bozuk ve hatalı üretilmiş olduğunu, bu husus davalı şirketçe kabul edilmiş olup, buna dair 05.01.2018 tarihli tutanak düzenlendiğini, fakat ayıplı üretim sebebiyle davacı müvekkilinin uğradığı zararın tazmini konusunda taraflar arasında yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, yapılan sulh görüşmelerinin sonuçsuz kalması üzerine davacı müvekkilinin ayıplı üretim dolayısıyla uğradığı zarar dolayısıyla 12.03.2018 tarih, ……. numaralı 15.000,00.TL’lık reklamasyon faturası düzenlediğini, ayrıca davacı müvekkilinin elinde kalan ayıplı-atıl durumdaki 166 kg’lık kumaşın iadesine ilişkin 14.03.2018 tarihli, ……. numaralı 3.298,75.TL’lık iade faturası düzenlenmiş olduğunu, davacı müvekkilinin uğradığı zararın ve ayıp dolayısıyla iade edilen mallar dolayısıyla toplam 18.298.75TL alacağının, davalı tarafın alacaklarının takas mahsubu sonucu 7.604,17 TL alacak bakiyelerinin kaldığını, bu alacaklarının Büyükçekmece …… Noterliği’nin 16 Mart 2018 tarihli, …… sayılı ihtarnamesi ile davalı tarafa 21 Mart 2018 tarihinde tebliğ olunduğunu, söz konusu ihtarnamede davalı borçlu şirkete 8 günlük ödeme süresi tanındığından 30 Mart 2018 tarihinde davalı şirketin temerrüde düştüğünü, en son alacaklarının tahsili amacıyla Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış ise de, tebliğ edilen Örnek 7 Ödeme Emrine davalı borçlunun borca ve ferilerine, haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle takibin durduğunu, yukarıdaki açıklamalara göre, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun borcun %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesi talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkiline teslim edilen ipliklerden kumaş örülmesi işi yapılması hususunda takip alacaklısı davacı tarafla anlaşıldığını, davalı müvekkili şirketin ürettiği kumaşlarda hiçbir şekilde bozuk veya hatalı üretim olmadığı gibi ayıplı mal da bulunmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan 05.01 2018 tarihli tutanakta ayıplı malın miktarı, ayıp durumu veya niteliği yazmadığını, 05.01.2018 tarihli tutanak üretim sırasında bozuk, hatalı veya ayıplı imal üretilmesi durumunda tarafların nasıl bir yol izleyeceğini gösterir bir tutanak olduğunu, davacı tarafin 2,5 ton kumaşın bozuk veya hatalı olduğu iddiasını kabul etmediklerini, aksini kabul etmemekle birlikte bir an için böyle olduğu düşünülse dahi davalı müvekkiline ayıp hususunda tebliğ edilmiş herhangi bir ayıp ihtarı ve yine davalı müvekkiline teslim edilmiş herhangi bir ayıplı malın da bulunmadığını, bu nedenle davacı taraf, ayıp iddiası gerçeği yansıtmadığı gibi kötü niyetli bir yaklaşım sergilediğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde bahsettiği reklamasyon ve iade faturaları davalı müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu nedenle dayanak takip ve işbu dava nedeniyle haberdar oldukları faturalara bir kez daha açıkça itiraz ettiklerini ve de kabul etmediklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle, haksız olarak açılmış işbu davanın reddine ve davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket davalının teslim ettiği ipleri örerek kumaş ürettiğini, cari hesap nedeni ile müvekkili tarafından davalı aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’ nün ……. esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ……. esas sayılı dosyasındaki 05/07/2018 tarihli dava dilekçesinde cari hesap alacağını kabul ettiğini, davalı taraf müvekkili şirket tarafından hazırlanan bazı kumaşların hatalı olduğundan bahisle 18.297,74TL bedelli fatura kestiğini ancak faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, davalının toplam alacaklı olduğunu iddia ettikleri bedelden iş bu dava konusu bedeli kabul ederek mahsup ettiğini, ve müvekili şirket aleyhine Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’ nün ……. esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı yanın müvekkili tarıfından başlatılan icra takibine itiraz ederek icra takibini durduğundan, davalı tarafından yapılan itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesini, davalının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Cari hesap ilişkisi sebebiyle açılan davanın, aynı sebeple derdest Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasındaki alacaktan takas mahsup edildiğini, bu nedenle her iki davanın birleştirmesi gerektiğini talep etmiştir. Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi ……. E., ……. K. sayılı ve 22.11.2018 tarihli kararında; Bakırköy …… ATM” nin ……. esas sayılı dava dosyasının aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığı, tarafların aynı ve davanın derdest olduğu, delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, davaların birlikte görülmesinin zaruri olması sebebiyle aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan mahkememiz dosyası ile Bakırköy……. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dava dosyasının HMK’nun 166. Maddesi gereğince birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak; Davanın TTK 448/2 md gereğince Bakırköy ……. ATM’nin ……. esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına, Birleştirme hususunun HMK 166/3 maddesi gereğince derhal anılan mahkemeye bildirilmesine karar” vermiştir.
Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi ……. Esas sayılı dosyanın mahkememizin işbu dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl dava ve birleşen dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında iplikten kumaş üretilmesine ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu sabit olduğu, uyuşmazlığın davalının eser sözleşmesinden kaynaklı edimini eksiksiz yerine getirip getirmediği getirmemiş ise ayıplı üretilen kumaşların miktarının ne olduğu, ayıp konusunda süresinde ihbarda bulunup bulunulmadığı bu kapsamda davalının sözleşme alacağı da dikkate alınarak asıl davada davalının zararı ile birleşen davada davacının bakiye sözleşme alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 7.640,17 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’ nün …… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 10.500,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce satıma ilişkin fatura, cari hesap ekstresi, arabuluculuk tutanağı dosyaya konulmuş taraf defterleri ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, ayıp iddiası da bulunmakla heyete tekstil mühendisi bilirkişi eklenerek rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla; davacının 2017 ve 2018 yılı defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğundan delil olabileceği, davalının 2017 ve 2018 yılı defterlerini ibraz etmediği/edemediği, ancak 2017 ve 2018 yılı muavin defter suretini/cari hesap özetini ibraz edebildiği, davacının incelenen defter kayıtları ve bu kayıtların dayanağı belgelere göre davalıdan cari hesap bakiyesi 7.640,17 TL kadar alacaklı olduğu, davalı tarafından ibraz edilen 2017-2018 muavin defter kayıtlarına göre, davacıdan 11.777,17 TL alacaklı olarak görüldüğü, ancak, davalı tarafından ibraz edilen cari hesapta davacının bankadan yaptığı 9.213,30 TL tutarındaki 4 adet ödemeyi, yine davacı adına düzenlediği toplam 8.094,58 TL tutarındaki fason hizmet faturasını ve davacının ihtarmame ile tebliğ ettirdiği iki adet faturayı cari hesabına alacak ve borç kaydetmediği anlaşılmakla, davalının kayıtlarının yeterli olmadığı, davacının ibraz ettiği defter, muavin defter sureti ve defter kayıtlarının dayanağı belgeler ile alacağının takip tarihi itibariyle 7.640,17 TL olduğunun açık ve net olduğu, davacı, davalı tarafından yapılan fason örme işlemi sırasında bazı ipliklerde ayıp oluştuğunu, ayıplı ipliklerin dava dışı firmalara satılması nedeniyle, dava dışı firma tarafından aleyhine toplam 15.000- TL reklamasyon faturası kesildiği, reklamasyon faturasının davalıya aynen yansıtıldığını, ayrıca satılmayan ve elinde kalan mallar için 3.289,75 TL. tutarında iade faturası düzenlediği, her iki faturanın davalı tarafından teslim alındığının ihtarnamenin tebliğ şerhinden görüldüğü ve ayrıca davalının tebliğ almadığını iddia ettiği iki adet faturayı Mart/2018’de Ba formu Güneşli vergi dairesine beyan ettiği sonucuna varıldığı, birleşen dava yönünden ise davacının alacaklı olmadığı, aksine borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Ayıp, aynı cins ve kategoriye giren eşyaya nispetle satılan maldaki değer ve elverişliliği kaldıran veya azaltan noksanlıktır (TBK.m.219). TTK.m.23/c hükmünde ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi düzenlenmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (aşikar ayıp), alıcı 2 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmelidir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse (açık ayıp), alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK m. 223’e göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde (gizli ayıp), bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Maddede belirtilen “hemen” ifadesi dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Ayıp ihbarının ayıba karşı sorumluluktan doğan dava için öngörülmüş olan zamanaşımı süresi geçmeden önce yapılmış olması gerekir. TBK m. 231’e göre, “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Mahkememizce BA/BS değerlendirmesi, ayıp ihbarı ve davalı defterleri ile ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde inceleme yapmak üzere ek rapor alınmasına karar verilmiş olup tekstil mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; açık ayıp nedeniyle tutanakla elden imzalı ayıp ihbarının yapıldığı, davacının 15.000,00 TL reklamasyon faturası bedelini davalıdan talep edebileceği, ayıp olduğu iddia edilen 166 kg kumaşın ayıplı olduğuna ilişkin tespit raporu ve kumaşın incelemeye sunulmadığı belirtilmiştir. SMM bilirkişi raporunda ise faturaların tebliğ edildiği ve iade edilmediği belirtilerek kök rapordaki görüş benimsenmiştir.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı ilamı)Ayrıca, ayıp nedeniyle indirim gereken miktar için kesilen reklamasyon faturası 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2. bendi gereğince 8 gün içinde itiraz edilmemiş olması, içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz.(Y.15. HD. 2016/402 Esas ve 2016/2522 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; davacı tarafın delil niteliğini haiz ticari defter ve belge içeriğine göre; reklamasyon faturası içeriğinin ispat edildiği, reklamasyon faturalarının ihtarnameyle davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafın bu faturalara itiraz etmediği, davalı şirketin 2018 yılı BA/BS formalarında da faturaların kaydedildiği, buna göre içeriği kabul edildiği gibi resmi kuruma bildirilen beyannamenin delil niteliğini de haiz olduğu sabittir. BA/BS formları resmi makama bildirilen belge olup delil niteliğini haizdir. Kaldı ki davacı ticari defter ve belgeleriyle de alacak ispatlanmıştır. Takibe veya davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Y.19. HD. 2015/12329 Esas-2016/6138 Karar ve 2014/11846 Esas ve 15110 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Açıklanan nedenlerle; asıl dava yönünden davacının alacaklı olduğunun ispatlandığı, birleşen davanın ise ispatlanamadığı anlaşılmakla asıl davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ………. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 7.640,17-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 1.528,03TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Birleşen davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 521,90 TL ilam harcından peşin alınan 133,51TL harcın mahsubu ile bakiye 388,39TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Asıl dosya davacı tarafından sarf edilen 1.800,00TL bilirkişi ücreti, 118,00TL posta masrafı, 35,90TL başvuru harcı, 133,51TL peşin harç olmak üzere toplam 2.087,41TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
7-Alınması gereken 59,30TL başvuru harcın 35,90TL peşin harçtan mahsubu ile 23,40TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
8-Birleşen dosya davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin birleşen dosya davacısından alınarak kendisini vekille temsil ettiren birleşen dosya davalısına verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı birleşen dosya davalı vekili ile davalı birleşen dosya davacı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır