Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/636 E. 2018/987 K. 10.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/636 Esas
KARAR NO : 2018/987

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/03/2012
KARAR TARİHİ : 10/09/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 11/09/2018
İstanbul … Tüketici Mahkemesinin … Esas …. Karar, 25/05/2012 tarihli görevsizlik kararıyl Mahkememize tevzi edilen Tazminat davasında açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin yaklaşık otuz yıl gibi uzun bir süredir tüm yurt içi ve yurt dışı seyahatlerini davalı firma ile gerçekleştirdiğini, davalı şirket kayıtlarıincelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin yolculuğunun güven ve huzur içerisinde geçmesi için her zaman business kabininde uçtuğunu, müvekkilinin 05.01.2012 tarihinde davalı firmaya ait bir uçuş esnasında bagajının kaybolması ile başlayan ve devam eden süreçte yaşanan olaylar nedeniyle bu davanın ikamesi zaruretinin doğmuş olduğunu, Müvekkilinin … bilet numaralı 07.12.2011 tarihli … sefer sayılı 10:50 kalkış tarihli New York’a gidiş ve 04.01.2012 tarihli … sefer sayılı 16:45 kalkış tarihli İstanbul’a dönüş biletini satın aldığını, müvekkilinin yaklaşık bir ay süren seyahati boyunca hem tatil ihtiyacını hem de alışveriş ihtiyacını karşılamış olduğunu, müvekkilinin seyahat için bu tarihi tercih etmesinin en önemli sebebinin yeni yılı burada karşılamak ve bu tarihlerde New York’ta alışveriş yerlerindeki indirimlerden faydalanmak olduğunu, Davacı müvekkilinin ekte fatura ve kredi kartı ekstreleri ile ayrıntılı listesi yer alan çok sayıda giyim ve aksesuar alışverişi gerçekleştirmiş olduğunu, Müvekkilinin hem kızının olası düğününe hem de yapacak olduğu başka bir seyahate hazırlık amacıyla alışverişine ayrı bir özen gösterdiğini, pek çok yakını için de hediyeler aldığını, 04.01.2012 tarihli … sefer sayılı uçak ile İstanbul’a dönüş yapmak için New York John F. Kennedy havaalanına giden müvekkilinin 3 adet bagajını davalı şirketin yetkililerine teslim ettiğini, müvekkilinin 05.01.2012 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanına iniş yaptığını ancak yapmış olduğu alışverişlere ilişkin eşyalarının yer aldığı bagaj, bagaj alım bandından çıkmadığını, Müvekkilinin 04.01.2012 tarihinde New York John F. Kennedy havaalanına giderken kullanmış olduğu … şirketine ait ekte yer alan belgeden ve … bagaj teslim fişlerinden 3 adet bagaj ile seyahat ettiği anlaşıldığını, New York John F. Kennedy Havalimanı güvenlik kameraları görüntüleri ile de bu durum rahatlıkla tespit edilebileceğini,. Bagaj alım bandından bagajı çıkmayan müvekkilinin durumu her iki havaalanı yetkililerine bildirmiş olmasına rağmen bir sonuç alamamış olduğunu, her iki hava alanında da müvekkiline ait kayıp bagajın bulunamadığını, Bunun üzerine müvekkilinin Atatürk Havalimanı Adli Hizmetler Büro Amirliği’ne başvurarak 10.01.2012 tarihinde 05.01.2012 günü bahse konu 7 numaralı bagaj bandını gösteren 182 ve 201 numaralı kameraların 16:30 ile 19:00 saatleri arasındaki bagaj kayıtlarını incelemiş ancak bir netice alamadığını,. müvekkilinin maddi zararının giderilmesine yönelik talebi üzerine davalı firma 03.02.2012 tarihli …. sayılı … dosya numaralı yazısı ile; ” Tazminat talebinize istinaden oluşturulan dosyanız değerlendirilmiş ve tarafınıza 3.088.-TL ödenmesi uygun bulunmuştur.” şeklinde bildirimde bulunulduğunu, 2920 Sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 114. Maddesi; “Taşıyıcı, yükün kayıp olduğunu ikrar ederse veya yük varması gereken günden itibaren yedi gün geçmiş olmasına rağmen varmamış olursa gönderilen taşıma sözleşmesinden doğan hakları taşıyıcıya karşı ileri sürmek yetkisine sahip olur.” düzenlemesini getirmiş olduğunu, Müvekkilinin maddi zararının 3.088.-TL’nin çok çok üzerinde olduğundan davalının 3.088.-TL ödeme teklifi i müvekkilnin kabul etmediğini, Öncelikle müvekkilinin söz konusu başvuruyu bagajının bulunması için yaptığını, Davalı tarafından müvekkilinin bagajı bulunamadığı gibi bagaj içerisindeki eşyaların değerinin çok altında bir tazminat teklif edildiğini, müvekkilinin bagajının davalı ve çalışanları tarafından dikkatsizlikten öte tedbirsizliğe, ihtiyatsızlığa varan cesaretle ve pervasızca bir tutum içerisinde taşındığını ve müvekkilinin zarara uğratıldığını, ekte sundukları kredi kartı ekstrelerinden ve faturalardan anlaşılacağı üzere müvekkilinin maddi zararının 40.000.-USD’nin üzerinde olduğunu, müvekkilimiz bavulunun kaybolması neticesinde yaşadığı üzüntü nedeniyle gerçekleştirmeyi planladığı İsviçre kayak tatilini iptal ettiğini, bu seyahat için satın almış olduğu … numaralı biletini ceza ödeyerek iade etmiş olup, beraberce tatile gitmeyi planladığı arkadaşları da kendisini yalnız bırakmamak adına seyahatlerini iptal ettiklerini, İptal kayıtları davalı şirketin kayıtlarında mevcut olup davalıdan istenmesi halinde bu durumun ispatlanacağını, bu nedenlerle fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 40.000.-USD maddi ve 20.000.-USDmanevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde ; Dava konusu olaya 1999 tarihli montreal konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağını, ihtilafa konu taşıma 04.01.2012 tarihinde Amerika’dan Türkiye’ye yapılmış olduğunu, uluslararası bir taşıma olduğunu, Bu nedenle dava konusu olaya 28 Mayıs 1999 tarihli olan ve ülkemiz açısından 26.03.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe giren, “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa ilişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme” (Montreal Sözleşmesi) hükümlerinin uygulanması gerekmekte olduğunu, İhtilaf konusu taşıma, Ukrayna ile Türkiye arasında gerçekleşmiş olup uluslararası bir taşıma olduğunu, bu nedenle, dava konusu olaya uygulanacak 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi’nin 31.madde 2.fıkrasına göre, “Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve en geç kontrol edilmiş bagajlar durumunda alınan tarihten itibaren yedi (7) gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır.” 31.madde 3.fıkrasına göre, ” Her şikayet, yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde verilmeli ya da gönderilmelidir. ” hükümleri mevcut olduğunu, ancak kaybolduğu iddia edilen bagajla ilgili olarak davacı/yolcu tarafından müvekkil ortaklığa 7 günlük hak düşürücü süresi içinde ayrıca, açıkça ve yazılı olarak bir ihbar yapılmadığını, Bu itibarla, 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi’nin 31.madde 4.fıkrasında yer alan “31.madde 4.fıkrasına göre, ” Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikayette bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir dava olamaz.” hükmü gereğince davacının süresi içerisinde, Konvansiyonda belirtilen şartlarda yazılı bir ihbarda bulunmadığı göz önüne alınarak davanın reddi gerektiğini, müvekkili Ortaklığının, yolcularına seyahatlerinde belli standartlarda hizmet vermeyi amaçlayan ve bu hizmetleri yerine getirirken gerekli özen ve ihtimamı göstermeyi ihmal etmeyen bir havayolu taşıyıcısı olduğunu, pek çok noktaya yapılan seferler sonrasında dünyadaki tüm havayollarının karşılaştığı aksaklıklardan birisi olan bagaj kaybı/gecikmesi olayları ile müvekkil taşıyıcının da karşılaştığını, Zira taşıma işinin, niteliği gereği komplike bir iş olması nedeniyle, bazı hallerde aksaklıklarla karşılaşılması muhtemel olduğunu, bu tip bağlantılı uçuşlarda yolcu bagajları yolcu işlemlerinden ayrı olarak, etiketleme, bağlantılı uçağa transfer gibi pek çok aşamadan geçerek yolcuya teslim edildiğini, taşıma işi sonrasında verilen bagaj dağıtım hizmetinin de, işin doğası gereği dış müdahaleye açık bir işlem olduğu tasavvur edilebileceğini, Bu nedenlerle, davacının iddiasının aksine, davalı müvekkil Ortaklığın veya adamlarının kasdi veya kasda yakın pervasız bir davranışları da olmadığından sınırsız sorumlu tutulmalarının düşünülemeyeceğini, Avrupa Havayolları birliği verilerine göre de …nın binde 4.3’lük bagaj kayıp oranıyla en az bagaj kaybeden havayolu şirketi olarak gösterildiğini, bir an için davacının iddiasında haklı olduğu düşünülse dahi, müvekkil ortaklığın sorumluluğunun sınırlı olduğunu, mahkemece faiz ve mahkeme masrafına
hükmolunması Montreal Sözleşmesi’nin 22/6 maddesine aykırı olduğunu, davacı tarafından istenebilecek faiz miktarı sınırı aşamayacağını, aşmamak kaydıyla, davacı tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep olunabileceğini, davacı tarafından geriye dönük olarak dava tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, davacı tarafından istenecek faizin toplam miktarı ise Konvansıyon’da öngörülen sınırı aşamayacağını, davacının manevi tazminat talebi de yasaya ve usule uygun olmadığı gibi, sebepsiz zenginleşme sonucunu doğuracak ve eylemi özendirecek nitelikte olduğundan reddi gerektiğini, dosya münderacatı çerçevesinde hukuki değerlendirme yapıldığında davacının manevi tazminat istemesinin yasal olarak dayanağının bulunmadığını, manevi tazminata hükmedilebilmesi için özel kanunlarda buna olanak veren açık hüküm bulunması veya BK.49. maddesindeki koşulların mevcut olması gerektiğini, Gerek Montreal Sözleşmesi’nde gerekse Türk Ticaret Kanunu’nda , olaya ilişkin bölümde manevi tazminata hükmedilebileceğine dair herhangi bir hüküm olmadığını, Ayrıca talep edilen 20.000,00.-USD’lik manevi tazminat miktarı fahiş olup, Türk toplumunun sosyal ekonomik yapısına ve davacı yan ile müvekkil Ortaklığın içinde bulundukları hukuki ilişkinin şartlarına uymadığını, bu nedenlerle, bilcümle’delil ikame etme ve beyanda bulunma haklarının saklı kalması kaydıyla, Evveli emirde, görev ve yetki itirazımızın kabulüne ve dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, Davacı tarafından, ihbarda bulunma mükellefiyeti yerine getirilmediğinden dolayı davanın reddine, Aksi takdirde, davacının, hukuki dayanağı olmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, bir an için Ortaklıklarının maddi tazminat ödemekle sorumlu tutulması halinde, sorumluluklarının sınırlı sorumluluk limitleri içinde davacının ancak gerçek zararı kadar olduğu göz önünde bulundurularak fazla talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin de sınır içinde değerlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delileri toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi kurulandan 04/04/2014 tarihli rapor alınmıştır.
Mahkememizde açılan davanın taşımadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminata yönelik olduğu, davacının 04/01/2012 tarihinde Newyork’tan İstanbul’a dönüşünde 3 adet bagajının yetkililere teslim ettiği, ancak İstanbul Hava Limanın da 2 tanesini teslim aldığı, bir adet bagajın teslim edilmediği, yapılan uzun uğraşlara rağmen bulunamadığı, bu nedenle 10/01/2012 tarihinde kayıp bagajla ilgili tutanak tutulduğu, Montreal Sözleşmesinin 22/5 maddesi hükmüne göre taşıyıcının sınırsız sorumluluğundan söz edebilmek için zararın kasti veya zarar doğma ihtimalinin olduğunun bilinerek hareket edilmesi sonucu zararın doğduğunun ispatlanması gerekeceği, bunun dosyada toplanan delillerle kanıtlanmadığı buna göre Montreal Sözleşmesinin 22/5 maddesi gereğince taşıyanın sınırlı sorumluluğunun söz konusu olabileceği ve bu sorumluluk sınırında sözleşme ile 1.131-SDR olarak belirlendiği, davacı beyanına göre davacı zararının bu limitin çok üzerinde olduğu, ancak zararın davalının zarar verme kastıyla ve zararın doğmasına ihmali olduğunun kanıtlanamaması karşısında mahkememizce Montreal Sözleşmesinin 22/2 maddesi hükümleriyle davalının sınırılı sorumluluğu kabul edilmiş ve buna göre 1.131-SDR nin TL karşılığı 3.730-TL esas alınarak bunun talebin dolar bazında olması nedeniyle dolara 2.149-Dolar maddi tazminata hükmolunmuştur. Manevi tazminat talebinde ise davacı kendisi için manevi değere havi özel günlerde kullanacağı elbise ve takıları Amerika’dan satın aldığı, evladının düğün günü kullanmayı amaçladığı ancak kaybolma nedeniyle kullanamadığı ve bunun davacı üzerinde haklı bir teessür üzüntü yarattığı mahkememizce kabul edilmiş ve manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne karar verilmiş, iş bu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … .HD …. esas … karar sayılı ilamıyla “hava taşıması sırasında kaybolan bagajdan kaynaklanan manevi tazminat için 1.000-USD’ye hükmedildiği, ancak yasal ve denetlenebilir dayanağı gösterilmeksizin yabancı para üzerinden hükmedilmesinin yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle” yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere bozma ilamından önce mahkemece hükmedilen 2.149-Dolar maddi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu, ancak kaybolan bagaj nedeniyle ilk kararda belirtilen gerekçe kapsamında davacı tarafın duymuş olduğu üzüntüyü bir nebzede olsa gidermek amacıyla davacı lehine takdiren 1.750-TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 2.149-dolar maddi tazminatın dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca 3095 sayılı yasanın 4 / a maddesi gereğince dolar ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek banka faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin REDDİNE,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 1.750-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin Reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 376,42-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.511,25-TL (Yargılama gideri ayrıntısı 1.286,75-TL posta ve bilirkişi gideri, temyiz masrafı: 224,50″) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 75,56-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 230,36-TL temyiz masrafının kabul ret oranına göre 218,84-TL harcın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı vekili için maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı vekili için manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 1.750,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı vekili için maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 7.636,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı vekili için manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 1.750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2018

Katip … ¸e-imzalıdır

Hakim … ¸e-imzalıdır